Eruh
Şemdinli Karakolları ilk baskınlar, 15 Ağustos 1984 . Den bu yana tam 28 yıl
geçti. Denmişti ki o günlerde, sınır karakolları terör saldırılarına açık.
Teröre göre konumlandırılmadı ve inşa edilmedi. Büyük kızım doğalı bir yıl
olmuştu.
Bu sabah
Mars’a indi Curiosity. 570 milyon km yol kat etti. Ağırlık 900 kilo. Yola
çıkışı dünyadan, 26 Kasım 2011.
Mars nire,
Eruh Şemdinli nire.
Mars yakın,
570 milyon km yol kat etmeyi göze alırsan, Mars’tasın.
Amma bizim Güney Doğu sınırlarımız uzak. Zaten yolları
dahi berbat. Ve de zor coğrafi şartlar orada. Hatta binlerce kilometrede
uzunlukta sınırlarımız, yol yok iz yok.
Mars’ın
kolay halbuki coğrafi şartları. Dağ taş asfalt beton yol Mars’ta.
Zor tabii.
Mars’sa kolay. Babamda gider Mars’a. Sıkımı Eruh’a
gidesin. Hem yazın çok sıcakmış orası kışında çok soğuk Eruh falan.
Şemdinli’de.
Mars’ta hava
limonata. Düşse düşse eksi 140 a düşüyor. Sıkı giyindin mi tamamdır. Ha, kaşkol
şart amma.
Zaten,
Buz gibi
klimalı ofislerde, elini şakağına dayayıp ‘hımmm’ ‘hıımmm’ diye düşünürmüş gibi
yapmak varken,
Her
baskından sonra televizyonlara vatan millet diye söylevler vermek varken.
Kim vatan
haini?
Vatan haini kim?
Haini kim
vatanın?
28 yıl.
Büyük kızım evlendi bu arada. Koskoca kadın, anne olacak yakında.
Geçiyor
üstünden,
93 saldırı oluyor
toplam. Bu arada benim küçük kız doğuyor.
28 yılda.
52 baskın
Haziran Temmuz Ağustos.
Mayıs Eylül
Ekim 28 baskın.
Yani
93 baskının,
70 tanesi 5
aylık sürede.
Demek,
Her sene 5
aylık dönemde hep baskın olacak illaki,
Karakollara.
Biz tatillere gidiyoruz yazları o sıralar çoluk çocuk. Yani baskın aylarında.
Kahkahalarımızla çınlıyor plajlar. Ehh evlat sevgisi bam başka.
Kesin.
Hep olduğu
gibi.
Riskli
karakol sayısı olmaz a,
1000 adet
olsa. Olmaz a olsun hadi.
Her biri
1000 m2 olsa.
Eder mi sana
100.000 m2 inşaat.
Şartlar
zordur oralarda inşaat için,
De ki
inşaatların m2 maliyeti, 1000 TL. olsa,
De ki az
dedik,
10.000 TL. olsa
kazıklasalar iyice bizi. Ki, biz o sırada ev yaptırdık dağın başında 400 TL. ye
geldi valla metre karesi.
Çarp 100.000
m2 ile 10.000 TL’yi,
Ediyor sana,
1.000.000.000
Türk Lirası.
Hadi biz işi
bilmiyor olalım salağız dedik ya, katla ikiye,
2.000.000.000
Türk Lirası.
Yani 1.2
milyar Amerikan Doları.
5 yıl sürse
inşaatlar, ki sürmez, bizim Karadeniz’li usta 3 ayda bitiriyor evi.
Yılda eder
sana 240 milyon dolar.
Bitti.
Ki,
Külliyen abartılmıştır
bu hesaplar, katiyen etmez.
De ki,
Etti,
Ne yazar bu
ülkeye,
Hiç.
Yapıldı mı?
Hayır. Bana
bıraksalar, ben Karadeniz’li ustayla işi bitireli 20 sene olmuştu kesin.
Beyanatlar
bu yönde.
Deniyor ki,
O karakollar
zamanında teröre göre konumlandırılmamış,
İnşa
edilmemiş.
Öyle mi?
28 yıl ne iş
usta? Benim küçük kızla konuşuyorduk geçenlerde, büyüdü kerata evlenmek falan
lafları ediyor o da. E normal, doğumu 1987. İlk baskından 3 yıl sonra yani.
Soru şu?
Koy vatanı
bir köşeye,
Değer
biçilmez ya, hani sorsak 28 yıldır devlette görev almışlara,
Senin evlat
kaç para baba? Diye.
Kaç para
verirsek,
Razı olursun
evladının ölmesine? Bilelim biz.
Bizim
evlatlara paha biçemiyoruz da biz. Siz değil, biz. Misal, benim kızlarımın
ederi on yüz milyon trilyon katrilyon adet kadar evrenin ederini topla çıkanı
yüz milyon trilyon sonrada bin milyon katrilyonla çarp ne çıkarsa odur hesap.
Ya sizin ki ne kadar ediyor hacı?
Ne silahlı
kuvvetler,
Ne de
hükümetler,
Ne bu
dünyada,
Ne de varsa
eğer öbür dünyada,
Zemzemle
yıkasalar peygamberler hem de,
Temizlemeyemezler
bu vebali bu laneti,
Ne
vicdanlarından,
Ne
ruhlarından.
Bizler de,
Bu
hükümetlere oy vermiş her bir vatandaş,
Sorumludur,
Bu durumdan.
Silahlı
kuvvetlerde komutanlık yapmışları yetiştirmiş öğretmenler bile sorumludurlar.
Yok öyle,
Amma amma
diye lafa girmek.
Amma diye
başladın mı zaten söze,
Çoktan düşmüşsündür
sırt üstü,
Hamam böceği
gibi,
Her bir amma
sa,
Tutunmaya
çalışmaktır,
Ayağa
kalkabilmek için her ne denk gelirse elinin altına.
İnsanlar
ölüyor.
Mermilerle,
Mayınlarla,
Bombalarla,
Artık
üzülemiyorum,
Akılsızlığa akılsızlığıma
yanmaktan.
Akılsızlığımıza
kahretmekten.
Köyden gelen
köy kurnazları,
Kendileri de
köylü kurnazı olan,
İster
şehirde yaşasın ister köyde,
Kurnaz
köylüleri kandırarak bu ülkede,
İktidar
olanlar,
Ülkenin
tamamını,
Kurnaz köylü
zannettiklerinden,
Biz de yedik
zannediyorlar,
Köylü
kurnazlığı ile oynadıkları oyunları.
Yemedik,
Yiyorduk tam
ayıldık.
Ki,
Ne fayda.
Üzülemiyorum
artık.
Üzüntü
eşiğine takılmıyorum artık.
Neye
üzüleceğim,
Kaç kez aynı
şeye üzüleceğim, hep üzüldüm, hep üzülemiyorum artık.
Hırslanıyorum artık.
İçimi
kızgınlıklar dolduruyor artık.
Hangi ucundan
tutarsan tut,
Ne devlete,
Ne silahlı
kuvvetlere güvenim kalmadı artık.
Hedefe,
Benim için
konulmuş hedefe ben varmak üzereyim.
Bizim
gibileri,
Eritme yok
etme politikasında son basamağa yaklaştılar.
Aptalı
kandırmak kolay,
Akıllıları,
Yok etmek
istiyorsan,
Bıktıracaksın.
İçini
kurutacaksın tekrarlarla. Yumruk atacağına çimdireceksin. Uykusunda bile.
Ki,
Akıllı da
olsa,
Sonunda
bezsin,
Çeksin gitsin diye.
Çekip
gidelim diye planlanmış,
Programlanmış,
Oyunun,
Son
halkasına tutunmaya çalışıyorum.
Çalışıyoruz.
Yalan yalan
üstüne. Gözümüzün içine baka baka. Hepsi, her türlüsü, her meslekten olanı.
İlk karakol
baskınında o zamanların Genel Kurmay Başkanı Necdet Uluğ,
‘’Devlet
eşkiyaya pabuç bırakmaz, huzurlu olun’’,
Demişti.
Dediği
çıktı.
Şehit olan
genç adamların pabuçlarını postallarını devlet eşkiyaya bırakmıyor hakikaten.
Alıp getirip
şehit olan genç adamların ailelerine,
Teslim
ediyor.
Şehit annesi
yüzünü iki yanağını, arasına,
Almıştı ölen
oğlunun pabuçlarıyla.
Yüzünde de,
Çok huzurlu
bir ifade vardı. Bize de yansıdı o huzur haliyle.
Genel Kurmay
Başkanı bize huzur telkin ettikten yedi sekiz sene sonra doğdu ölen o gençler.
Varsa o
patron,
O patron
kahretsin sizi.
İsterseniz günde
beş değil,
On beş kez kılın
namazı. Her gün Cuma olsun sizlere.
Bir ay
değil,
On iki ay
tutun orucu,
İster,
Patronla
yatın patronla kalkın yirmi dört saat,
Yetmez,
Her gün
hatim indirin.
Ezberleyin
kutsal kitapları.
Nafile.
Herkes
cennete,
Bir tek
vatanlarını masa başında satanlar,
Sattıkları
için,
On binlerce
insanın ölmesine sakat kalmasına,
Milyonlarca insanın acılar içinde,
Yaşamasına neden
olanlar doğru,
Cehenneme.
Ki,
Ben
yakacağım o ateşleri yansınlar diye.
Ki,
Ruhumla,
Yakıyorum
hepinizi sabah akşam zaten.
Öbür dünyada
ki cehennem balayı gibi gelecek sizlere,
Yüreğimden,
Sizlere
doğru fışkıran kavurucu lanetimin,
Ateşinden
sonra.
Alev topuyum.
Güneşlerden
bin milyon misli daha yakıcı.
Ve de,
Sizleri
lanetliyorum.
Evrenin
varlığını sürdüreceği,
Son anına kadar.
Cami yerine
karakol yapılsaydı,
Bizim oğlanlardan,
Kaçı geri
dönerdi teröriste bırakmadığı pabuçlarıyla acaba diye hesap yaptınız mı hiç?
Bizim kaç şehit
oğlan,
Bir,
Ataşehir Mimar
Sinan Cami,
Ediyor acaba?
Bu ülkede
vatansever falan yoktur.
Bu ülkede,
Vatanı
tarafından,
Sevilen
gariban insanlar vardır.
Neresinden mi?
Artık,
Neresi denk
gelirse…
Bir de
diğerleri vardır.
Diğerleri
mi?
Zengine
nasılsa,
Her yer,
Vatan, ne
fark eder,
Paradan haber
ver sen.
Diğerlerinin
oğullarının da ne işi var Eruh’ta Şemdinli’de zaten.
Onlar,
Vatandaşlarıyla
el ele kol kola maaile,
Mars’a
gidecekler,
Yakında.
Esas hazırlıkları,
O,
Yönde zaten…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder