19 Eylül 2012 Çarşamba

GENÇLER İŞİ BİTİRMİŞLER ÇOKTAN

Bugün üniversitedeydim. Türbanlı ben başörtülü diyeceğim kadın öğrencilerle başörtüsüz kadın öğrencileri ve erkek öğrencileri seyreyledim kenardan bir yerden. Kıkırdamalarını. Sohbetlerini. İçtenliklerini. Dostluklarını. Başörtülü kadın öğrencilerin erkek arkadaşlarına sevgiyle özlemle sarılmalarını seyreyledim.

Çok sevdim.
Çok sevindim.

İster mahalle baskısı ister aile ister gönül rızası,
Geçin nedenini,

Gençlik din üstü. Gençlik siyaset üstü.
Gençlik,

Ebeveynlerinin yüzkarası hallerinin fersah fersah üstünde,
Yaşıyor,

Bildiği gibi.
Başörtülü bir kadın öğrenci evli. Oğlu var. Okula gelmiş üniversiteye.

Anne öğrenci.
Hemen yanında ki masada dört öğrenci ikisi kadın ikisi erkek.

Dövmeler piercingler gırla. Ayaklar simsiyah. Bugünün hipileri kıvamında.
Bir yandaki masada,

İkisi yabancı ikisi Türk dört öğrenci kadınlı erkekli işin gırgırında.
Her masa,

Ayrı bir insan.
Amma,

Hepsi tek bir insanmışçasına yan yana.
Kahveler ısmarlanıyor karşılıklı, çakmaklar elden ele geziyor.

Laptoplar paylaşılıyor. Laf atmalar gırla muhabbet neşelisinden.
Büyükler ebeveynler kavga gürültü itiş kakış içinde farklılıkları malzeme edip nemalanırlarken kendi keselerine,

Gençlik kıkırdıyor. Tek nemaları arkadaşlıkları.
Milletvekili yaş sınırı 18 olmalı.

Ve de,
Mecliste,

18 yaş grubuna kontenjan açılmalı. Ve de o kontenjana aday genç milletvekillerini,
18 yaş grubu oylamalı.

Ver meclisin yarını gençlere,
18 – 20 yaşındakilere,

18 – 20 ay sonra bu ülkede yetmiş milyon barış içinde yaşamaya başlar.
Mucize gerekmiyor.

Kendi içlerindeki barışı taşıyacaklar bu ülkeye o kadar.  Başörtülüsü piercinglisi beraber koşturacaklar yeni projelerin peşinden.
Öğrenci kulüplerinden biri için toplanmışlar masanın başına. On öğrenciden fazla. Her biri tek başına bir siyasi gücü temsil ediyor neredeyse. On benzemez.

Bir iki dakika yetti bana onları izlerken. Umurlarında değil hangisinin ne olduğu. Ortak hedef koymuşlar, çabalıyorlar ortaklaşa.
Yani,

Yapamadıklarını ebeveynlerinin gençler yapıyor. Kütür kütür hem de.
Ey Türk Gençliği,

Göreve gelmeye hazır.
Yeni Türkler olarak. Yeni Türkiye için doğum sancıları çekerken kutuplaşmış köşe bekçileri,

Gençler doğurmuşlar bile yeni Türkiye’yi.
Dünya insanı olarak.

Sevginin gizemine gönüllerini kaptırmış olarak. Kendilerine miras kalan kalacak yöntemleri reddetmişler şimdiden. Mirası kendileri yazıyorlar on benzemezler yan yana.
Ey Türk Büyükleri,

Artık çekilin kenara.
Yıllar yıllar boyunca beceremediniz çekilin artık kenara.

Bırakın bu ülkenin geleceğini,
Her birini alınlarından öptüğüm,

Ey Türk Gençliğine.
Onlar biliyorlar neleri nasıl yapacaklarını.

Sizlerin akıl bile edemeyeceklerinizi biliyorlar onlar.
Çekilin kenara ve de öldürmeyin artık gençleri. Onlar Atatürk’ün gençliği.

Öldürdükçe yeniden doğuyorlar.
Bugün,

Atatürk’ün ne denli müthiş ve eli öpülesi sıkılası bir insan olduğunu,
Bir kez daha fark ettim. Anladım. Gördüm kendi gözlerimle.

Bu ülkeyi,
Kime emanet edeceğini bilen o insana bir kez daha hayran kaldım.

Benim oyum hep,
Atatürk’e.

Onun oyuysa hep Türk gençliğine.
Demek ki,

Tüm oylar hep Türk gençliğine.
Bildiğimiz başörtüsü türban olmuştu.

Gençlik,
Bu,

Sever sevmeyi de sever aşkı da sever ya,
Gençlik,

Türbanı sevgiyle  eylemiş,
Olmuş sana türban bildiğimiz başörtüsü.

Baş,
Önemini yitirmiş gönüller girince devreye.

Yürek almış ele sazı bangır bangır çalıyor. Bestede şahane güftede.
Diyor ki güfte,

Ey Türk Büyükleri,
Atatürk’ten vazgeçmeyin.

Yani gençlikten.
Siz vazgeçseniz dahi gençlikten,

Atatürk vazgeçmez ki zaten.
Bu iş tamamdır.

Geriye kaldı sıra gelmiş büyüklerin artık,
Sahneden,

İnmesine.
Devrimlerin ardı arkası kesilmiyor Türkiye’de. Her gün bir devrim.

Sen istediğin kadar YÖK kur,
Sen istediğin kadar imam hatip aç.

Sen istediğin kadar cemaat ol.
Sen istediğin kadar milliyetçiliği körükle.

Sen istediğin kadar sat ülkeyi.
Gençliğin umurunda değil.

Gençlik seviyor,
Gençliğini.

Atatürk’ün onları sevdiği gibi.
Yelpaze işi tamamdır.

Şahane bir yelpaze. Rengarenk. Gözü mest eden desenlerle bezenmiş.
Devrim işi tamamlanmış.

Yeter ki,
Güven gençliğe.

Atatürk,
Gibi.

Ölmemeye kadar vermişler,
Bu ülkede.

Seviyorlar birbirlerini,
Ölürüp,

Kıyamazlar kıyamayacaklar,

Ey Türk Büyüklerinin kıydığı gibi,
Kıymayacaklar,

Gençliklerine,
Gençliğe.

Bu ülkeye de.
Bu insanlara da.

Atatürk,
Gibi.

Gençliğe hitabeyi de yasakla istersen.
Atatürk çoktan hitap etmiş zaten,

Türk Gençliğine.
Şimdi onlar yazıyorlar çiziyorlar hitabeyi.

Ey Türk Büyüklerinin çakamadığı,
Aşkla,

Sevgiyle,
Sevişmeleriyle.

Piercingli genç erkek öpüyor başörtüsünü.
Öptüğü,

Bez değil,
Öptüğü o bezi taşıyan,

Onu seven o genç kadının,
Yüreği.

Tamamdır devrim.
Geriye kaldı,

Ey Türk Büyüklerinin bunayıp bir gün evlerine dönmelerine.
Bunamayıp,

Evine dönmeyense,
Atatürk bir tek.

Yeniden doğdukça her gün bir daha,
Ey Türk gençliği ile.

Hiç yorum yok: