14 Ocak 2013 Pazartesi

GAK GUK

Yaşamın sesini dinliyor. Pür dikkat. Şaşkın da amma sanki. Ne diyor acaba hayat ona? Neler anlatıyor o an hayat acaba o bebeğe? O çok şey anlatıyor o sırada bizlereyse.

-         Merhaba,
Diyor,                                                    

Hayata. Yaşamına önce.
Bizlerse çok sesli bir koronun,

fte ve besteleri farklı olsa dahi tek bir duyguda derlenip toparlanmışçasına,
Çığlık çığlığa,

Sevinçler içinde,
Kendi şarkımızı dillendiriyoruz duygularımızla en güzel sevgi notalarında gezinirken çıldırmışçasına,

Şarkının adı,

-         Merhaba.

O görmeden sadece dinleyerek bakıyor bizlere ve hayata,
Bizlerse onun derinlerinde yaşananları duyamadan görüyoruz onu.

Hepimiz o kadar safız ki onun duruluğu karşısında.
Bunca yaşanmışlıkları olan koskocaman insanlar melek olurlar mı bir an dahi olsa onun gibi?

Olurlarmış.
Olduk hep beraber.

Bizim melekliğimizse geçici. Bizim melekliğimiz yine döner cinliklere hinliklere zamanla,
O ise,

Melek hep,
Ta ki yaşamın sesine kulak verene kadar günü zamanı gelince, kendi yaşamını da kendi seslendirene kadar.

Mis gibi ensesi akça pakça ter temiz pırıl pırıl. Aşk o.
Bizlerse çoktan karartmışız sanki enseleri bu yaşlara gelene kadar.

Müthiş bir yaşam savaşı veriyor. Annesinin babasının kollarında kucağında.
Bizlerde müthiş bir yaşam mücadelesi veriyoruz. Farksa, bizim yaşam mücadelemiz,

Kendi kollarımızda kendi kucağımızda. Aşk yoksa.
O da gak guk anlatmaya çalışıyor çıkarabildiği seslerle derdini duygularını düşüncelerini,

Bizlerde.
Bizim seslerse çok daha manalı kelimelerle dolu. Manalı amma, yine de aynı etkiyi veriyor duymaya dinlemeye niyetli olmayana da. Gak guk. Sadece.

O daha şanslı amma.
Onun gak guklarında onu çok içten çok dürüstçe çok safça çok yürekten seven insanlar manalar çıkarmak için deli çabalar içindeyken,

Bizimse,
Hem de aslında çok anlam taşıyan gak guklarımızı kaç kişi anlamaya çalışıyor ve de anlamaya niyet ediyor acaba? Hem de içtenlikle dürüstçe bizi çok seven.

Ki aslında,
Aşkı,

Güzellikleri paylaştığınız zamansa,
Bütün gak guklarımızsa ne çok manalar taşımaya başlıyor aslında gerçekten yürekten sevdiklerinize ve sizi yürekten sevenlere.

O gak guklar oluyorlar sana birer serenat. Aşkı anlatan. Hem de.
O serenadın da bestesini de güftesini de sevgi yazabiliyor bir tek amma.

Her doğan bebek aşktır.
Her doğan bebek aşkı anlatır aşkı yazar aşkı dans eder.

Aşk olarak doğarlar amma büyürler bir gün. Ve o gün geldiğindeyse gelince de aşık olur aşkı anlatmaya çalışırlar bu seferde bir gün.
Her aşkta bebektir aslında.

Aşklarsa ne zaman ki büyümezler, ne zaman ki bebek kalırlar hep,
Ne zaman ki hani o ilk gün o ilk anda ki gibi gak guk edersinde dilin dolanırda yüreğin deli gibi çarpar heyecandan aşkının karşısında,

Hani bugün bile hala,
O aşktır işte. Çok gerçeğinden hem de.

Bırakın bebek kalsın aşkınız hep. Büyütmeyin. Karartmayın ensesini aşkınızın. Ve de,
Bebekler gibi yaşatın hep.

Aşkınızın sizi anlaması için aşkınızı anlatabilmek için hiç ihtiyaç duymazsınız yaşamınız boyu o zaman, hem de çok iyi kullandığınız o en manalı kelimelere,
Bile.

Gak guk etmeye devam edin hep bebekler gibi.
Hiç uğraşmayın hiç çabalamayın boş yere. Sevin yeter bir bebeği sever gibi aşkınızı. Gerçek sevdikleriniz sevenleriniz aşkınız mutlaka anlayacaktır sizi. Mutlaka anlarsınız sizde onları.

Kollarımızda kucaklarımızda yaşatmaya çalışmalıyız çabalamalıyız aşkımızı hep,
En ve çok değerli en kıymetlimiz olan,

Bir bebek gibi.
Karartmayın enseyi.

Akça pakça yaşayın hep,
Aşkınızı,

Bir bebek gibi.
Çocuk olmadan evvel, bebek kalın bebekliğinizi yaşayın doya doya önce.

Ancak o zaman,
Aşkı,

Gerçek sevgiyi,
Sarıp sarmalayıp kundaklayıp alabiliyorsunuz  yüreğinizin en derinlerine.

Gak guk deyin sadece,
Yeter.

Bebekler,
Aşkı,

Bebek kalmışlar anlarlar sizi.
Anlatmayın aşkı.

Hissedin,
Yaşatın yeter,

Bir bebeği sadece hissederek mutlu mesut yaşatmaya çalıştığınız gibi.

Hiç yorum yok: