KISKANÇ KADIN
Kadınların büyük bir kısmına erkeklerin uygun gördüğü kadar özgürlüklerin yaşatıldığı ülkede, kadınların erkeklerin müdahale edemediği özgür akılları ve zekalarının önlenemez yükselişi. Önlenemez başkaldırışı.
Hala ayaklanışın nedenini orada burada arıyor kibirli erkek efendi. Ayağa kalkmış çoktan yola çıkmış kadınların artık suyun altından dahi akıp gidemeyen özgürlük devriminden ya bi haber ya da erkeklik kompleksi ile görmemezliğe geliyor kadınların her yönde özgürce yürüyüşlerini.
Bir tarafım hep çok rahatsız oluyor insanları kadın erkek diye sınıflandırdıkça.
İnsanı kadın erkek diye cinsiyetine göre katiyen ayırmamak lazım. Doğru.
Doğru da bu dediğin başbakanların baleye de gittikleri ülkeler için geçerli.
Balerinin bile bacağına koluna cinsellik diye bakan algılayan, bale yapan kadının koluna bacağına bakabilmek adına dinlerden referans alan erkeklerin yaşadıkları ülkelerde insanlar bal gibi kadın erkek diye ikiye ayrılırlar. Kendiliğinden.
Ve de aslında,
Her ne kadar cinsiyet ayrımını erkekler yapıyor gibi gözükse dahi bu ayrımı yapanlar esas kadınlardır. Artık.
Nasıl mı?
Erkekleri yaşamın her alanında sollayıp geçerek.
Erkeklerin bir büyük kısmı veya denilene göre en az yüzde ellisi hiç farkında değiller her geçen gün yaşam içinde karar mekanizmasının daha da dışına nasılda taşındıklarını gittikçe. Kadınlar tarafından.
Özgürce yaşama yelken açan kadınları döven hakaret eden, her yönde taciz tecavüz eden,
Sonrada döven taciz tecavüz hakaret eden erkeklerin kanunlar önünde çekmesi gereken cezalarını da hafifletici nedenler yaratarak azaltan hatta af eden erkek aklı ve zekasının güdüklüğüne insafsızlığına vicdansızlığına,
Kendini eğiterek aklıyla zekasıyla kendini geliştiren ve özgür kılan kadınlar şimdilik üniversitelere giriş sınavlarında, devamı on yirmi yıl sonrada aile sosyal ve iş hayatı içinde nanik yapacaklar. Yapmaya başladılar bile.
Son demlerini yaşıyor ülkede bağnaz tutucu dar kafalı vizyonsuz vicdansız insafsız pazu gücüyle yaşamlarını idame ettirmeye çalışan erkekler.
Ve de son demlerini yaşıyorlar aynı zamanda siyaset arenasında da.
Enseyi karartmak için hiçbir neden yoktur,
Kadının var olduğu ve kadının yaşama asıldığı ülkelerde.
Sen istediğin kadar yok say Atatürk’ü erkek erkek. Sen istediğin kadar rahatsız ol 10.Yıl Marşından erkek erkek. Sen istediğin kadar sar sarmala kadını tepeden tırnağa baskın çıkmaya çalış erkek erkek.
Sen ne yaparsan yap erkek erkek, özgürlüğe özlem ve özenin önüne geçemezsin.
Hele kadının. Hele kadın olarak genlerin hep daha da aydınlanmak üzere kodlanmışsa.
Kadınlar zaten iyi biliyorlar Atatürk’ü.
Çok iyi bildikleri ve çok iyi anladıkları için çok ciddiye alıyorlar zaten Atatürk’ü. Başı açık olanda biliyor. Başı kapalı olanda.
Babalarına kocalarına aileye mahalleye çaktırmasalar dahi.
Akıl eğitim vizyonla kendini donatarak öne geçmekle,
Donanımsızların baskıyla zorbalıkla önde durabilmek için verdikleri çabalar arasında ki farkı kadınlar çok iyi biliyorlar artık.
Boktandır kıskanç olmak. İnsanın yaşamını kavurur.
Bazense iyidir kıskançlık. Eksiğini görür insan, özendiklerine bakıp dururken. Neden diye sorar. Soran sorgulayan insanın gözlem yeteneğide gelişir ister istemez.
İnsanın gelişimine yol açar neden olur bazen kıskançlıklar yani.
Kadınlarsa hep daha güzel en güzel olmak istediklerinden güzeli hep kıskanırlar. Ve güzel olanı hemen enseler kadınların duyu ve akıl antenleri.
Özgürlüklerse,
Güzellikler içinde en güzelidir.
Ve de kadınların duyu ve akıl antenleri tarafından çoktan keşfedilmiştir artık güzeller güzeli özgürlükler.
Atatürk’ü ve Atatürk’ün insana kadına bakışını yok sayan erkekler,
Yanı başlarında uyuyan kadınların uyumadan evvel neler hayal ettiklerini?
Uykularında ne rüyalar gördüklerini biliyorlar mı?
Hayır.
Murat Denizel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder