Olamaz.. Olamayacakta..
Uzun uzun konuştu ve konuştuk.
Kadın olarak tüm beklentilerini koydu ortaya net biçimde.
Özeti şu (ancak bu kadar özet haline getirebildim);
Önce güven ortamı istiyor. Kendisi ve öncelikli olarak çocuğu için.
Saygı istiyor.
Sevgi ve yumuşaklık istiyor.
Çok zengin bir ortam olması gerekmiyor, ancak para sıkıntısı yaşamakta istemiyor.
Sosyal olmak istiyor.
Hatta bir iki de hobi, beraber paylaşılacak.
Babalık değil beklentisi ancak yinede çocukla bir paylaşım istiyor.
Ehh, işin seks kısmında da abartılı olmasa bile iyi bir etkileşim istiyor.
Dünyayı gezmek istiyor birlikte.
Çalışsın tabiki ancak iş kolik olmasın diyor.
Hijyen şart.
Giyimde, kuşamda, evde ve toplum içinde düzgünlük istiyor.
Kolunu takıp da yürürken gurur duymalı.
Biraz karizma olsun diyor.
Diğer kadınlarla çok da yakınlaşmasın istiyor.
Dertleşmek, günü, işi, yaşamı sohbetlerle paylaşmak istiyor.
Arada bir mutfağa girip sürpriz bir şeyler hazırlamasını istediğini demedi ama hissettirdi.
Ev işlerinde de paylaşım şart.
Her akşam olmasa bile birkaç diziyi, filmi beraber seyredelim diyor.
Ailesine (anlatan ablanın ailesi oluyor bu aile) karşı duyarlı ve ilgili olmasını da bekliyor.
Onun, yani kadının isteklerine ve alışkanlıklarına saygılı ve töleranslı olmasını istiyor (arkadaş, eş, dost, gezme, tozma, giyim, kuşam).
İş hayatının (kadının yani) temposuna çok müdahale etsin istemiyor.
Arkadaşları ve arkadaşlarıyla o güne kadar paylaştıklarına ortak olsun ve de kabullensin de istiyor.
Şart değil ancak kirada değil de, kendi evinde oturanları tercih ediyor anladığım kadarıyla.
Akıllı olsun diyor. Zeki de. Bir de becerikli. Bir çok konuda.
Girişken. Ancak sakinde. Duruma göre.
Haa, birde çok şart değil ama (acaip şartta, anlamış kırklardan sonra atletik vücutlu çok sayıda adam kalmadığını, standartı küçültüyor aklınca) vücuduna da biraz dikkat etmeli diyor.
Bakımlı da olacak mutlaka (burnundan, kulağından kıllar fışkırmayacak, tırnaklarıda kazma olmayacak en azından).
Not; Hastalıklılar ve sakatlar kabul edilmemektedir. Özür dilerim, benim lafım değil bu gerçekten. Ablamız dedi. Hem de lönk diye.
Genel olarak aklımda kalanlar bunlar.
Güldüm. Önce sırıtmakla gülmek arası, sonra kahkahayla gülmeye başladım.
Neden güldüğümü sordu?. Bu soruya daha çok güldüm.
Kim bu adam yahu?.
Ve böyle bir adam varsa (yoktur da, farzet ki var) neden seninle beraber olsun..
Bu arada senin ne gibi cicilerin varda bu standartlara sahip bir adam seninle beraber olsun? Ayrıca.
Tek bir nedeni olur. Görür ve aşık olursa, o da milyonda bir, milyarda hatta.
İyide yukarıda ki beklentileri de bir aşık yerine getiremez ki. Aşık, aşık olur ve aşkı yaşar. Aşk biter aşık gider. Liste miste tanımaz aşk.
Yukarıdaki liste hayat arkadaşı kıvamından öte ideal koca sıfatı karşılığı özelliklere daha uygun bence.
Peki..
Kadınlar bunları beklerde, adamlar ne bekler;
Yukarıda yazılı ne var ne yoksa hepsini o da bekler. Yetmez üzerine bir sürü şey daha da bekler.
Ayrıca hiçbir kırk yaş üstü erkek yukarıdakilerin tamamını veya bir kısmını kırk yaşlarında bir kadına vermez. Daha doğrusu kırklı yaşlarda hiçbir erkek hiçbir kadına vermez. Neden? Veremezde ondan. Adam yorgun. İş, güç, para, pul, eski karı, çocuklar, yaşlılar, yaptıkları, yapamadıklarıyla çuvala dönmüş üstüne üstlük bir de yukarıda ki liste. Adam yorgundur ama değilmiş takliti yapar ilk başlarda. İlk başlarda, yani flört, gezme tozma döneminde aşkın, sevgininde desteğiyle taklitte başarılı da olur. Sonra, yani işler ciddiye binince taklit durumları nanay…Tarihin tekrarı dönemi başlar. Aşık insan heyecanı yerini bolcana ödevlere bırakır. Ve ödevlerde yorgunlukları ve geçmişde yaşanan kara delikleri hortlatır. Hortlama durumunun bir yerlerinde de ağbimiz iyice yorulur ve gidiverir.
Bunun aslında kadını erkeği yok. Herkes yorgundur ve hem kalmak ister, hemde fazla çaba sarfetmeden istediği (alıştığı) bir düzen olsun ister. Hem listedekilerin tamamını ister, hemde kendi listesindekileri vermemek.
Ve de sonuç olarak, mümkün olmayan yani ‘imkansız’ istenir.
Olacak şeyden konuşalım. Hani kurtarsa dükkan senin abla derler ya, aynen öyle.Kurtarmaz anacım.
Adam da aynen senin listede yazılanları bekliyor ve de hatta akşamları üstüne iyi de bir masaj.
Öyle, yersen.
Yemedin mi?. Yemek istemezmisin? Yemeğe niyetin mi yok, boşver, kimseninde umurunda değil zaten. Umurunda bile olamayacak kadar yorgun anacım millet. Demeyin ki sen yorgunsun herkesi de öyle sanıyorsun. Yok öyle bir şey, herkes benim gibi, ben yine iyi durumda olanlardan sayılırım etrafa göre. Bakmayın, millet son bir ümitle son mermileri atıp duruyor (nedense karşılıklı). Sanki yorgun değillermiş gibi.
Bu durumda, adam için en son çare ve de aslında başından beri aklından geçirdiği belki de tek çare;
Adam gider kendine onu tanrı zanneden yirmilik bulur. Yirmilik ama aşktan, ama sevgiden, ama seksden, ama paradan puldan (en fakir erkeği bile zengin gören illa bir kadın vardır, bundan sonra yok global, yok yöresel krizler arttıkça adetleride çoğalacaktır), ama sosyal ortamdan, ama statüden, ama başka bir şeylerden adamı ‘allah’ yapar. Adama çiçek gibi bakar, yedirir içirir, sevişir, adamı emerde bu arada, soyar sovana da çevirir, adamda yaşlanır veya birgün yaşlanmadan önce ölürde zaten. Yirmilikte kırklarında ve sonrasında hayata bir daha başlar. Adam mutlu ölür. Yirmilikte mutlu olur. Alan memnundur ve de satan memnundur.
Veya adamın canı kadın, kadınında canı erkek istediğinde bulurlar bir tane, yatar kalkar iki laf eder dönerler kendi hayatlarına.
Alanda memnun verende.
Listelerin olduğu ilk tabloda memnun yoktur. Aşırı ve çok fazla miktarda memnuniyet planlandığı ve hedeflendiği için ve gerçekçi olunmadığından ve de olmayacak duaya amin denildiğinden memnun kimse yoktur ortada.
Memnun ne demektir,
Türk Dil Kurumu’ndan alındığı gibi (aynen):
‘Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu’.
Lafın başında listeyi döktüren ablamız, eğer ki talepleri karşılığı bir ağbimizle beraber olur de dilekleri yerine gelirse, biz ablamız için ne deriz?
Memnun.
Peki, aynı listede ki eylemleri yerine getirdiği takdirde ağbimiz için ne diyeceğiz, ağbimiz ne değildir?;
Memnun değildir.
Neden?.
Bu kadar uzun bir listenin yarısını bile yerine getiren adam sormaz mı kendi kendine;
- İyide kardeşim ben neresindeyim bu listenin? Ve de ne alacağım karşılığında?. Bana getirisi nedir diye?. Sormaz mı?.
Sorar.
Listede ablamızın ifade buyurduğu gibi eğer ağbimiz ‘akıllı ve zekiyse’ de mutlaka sorar. Sormazsa salak demektir, bu sefer ablamız zaten istemez o kazmayı. Akıllı insan, önce sorgular. Devamında analiz. Yorum. Çözüm. Sonuç.
diye devam ederken, arkasına bile bakmadan ‘gider’.
Hemde;
‘Vay be, demek beklentiler bu seviyeye kadar gelmiş, dur bende bundan sonra böyle taleplerde bulunayım’ diye diye gider hemde.
Bu arada bir hatırlatmak da fayda var. Yukarıda ki liste evlilik talebiyle yatağından kalkan ve yatağa giren ablalarımız içindir.
Bu grup haricinde;
a- Seks talebinde
b- Sosyal paylaşım talebinde
c- Hobi paylaşım talebinde
d- Sohbet paylaşım talebinde
e- Yalnız yaşamına ne olursa olsun arada bir erkek girsin talebinde
f- Para talebinde
g- Kültürel faaliyetlere ortak erkek talebinde
h- Beraberce seyahat, gezme tozma talebinde
Bulunan ablalarımız da mevcuttur ve sayıları (artık) evlilik peşinde yataktan kalkanlarda çok daha da fazladır. Hepsini birden bir seferde değilde, her birini ne zaman canı çekerse, hangi ağbimizle yapmaktan keyif alıyorsa onunla icra ede ede, bir insandan beklediğini bin erkekten tedarik ederek gül gibi geçinip gider ve de geçirir giderler yaşamlarınıda.
Bu durumun karşılığı kadınların sayıları her geçen gün artıkça ağbimiz ne yapar?.
Tabidir ki kolay kolay evlenmez. Evlenirse de zort diye boşanır.
Yukarıdaki taleplerde yer alan her bir satırın karşılığı birer abla edinir (ki zaten mevcuttur etrafda, sebil. Almayanı dövüyorlar) ve de o da gül gibi yaşar gider hayatının içinde.
Yani bir kadını bin kadın haline getirir.
Bu durumda;
İhtiyaçları karşılığını farklı farklı ağbilerden bir şekilde tedarik ederek yaşayan ablalarımıza ne deriz?,
Memnun.
Taleplerini farklı farklı ablalarla paylaşan ağbilerimize de ne deriz?,
Memnun.
Demek herkes memnun. Alan da memnun, verende.
Herkes ‘memnun’. İşlem tamamdır.
Aslına bakacak olursanız dedim ya başlarda, ablası ağbisi yok bu işin.
Hepimiz, kadını erkeği onlarla hayaller ve ümitlerle başladık yirmilerde yaşama. Olmadı. Olamadı. O sebepten bu sebepten. Olmadı işte.
Bugünlerle o günleri karşılaştırırsak hayaller, ümitler adına bence hiçbir fark yok arada. Fark, ilave olarak gelen beklentilerde, taleplerde, var olanı korumacılıkta ve ölümüne seçiciymiş gibi davranırken feci fit olunan durumlarda. Ve de daha da, daha da dozu arttırılan hedeflere varmak adına verilen çabaların profesyonelliğinde ki kıvamlarda.
Ben deniyorum hala. Evlendim tekrar. Nasıl gidiyor diyecek olursanız? Bence gitmiyor. Neden diyecek olursanız? Yukarıda anlattıklarımdan başka diyecek bir sözüm yok.
Neden bu ısrar diyorsanız? Israr falanda yok.
Boşan?
Valla boşanacak enerjim bile yok şu sıralar.
E yazık değil mi ona da sana da?,
E yazık valla.
Olurmu böyle kardeşim derseniz?,
Olmaz.
Olamaz.
Olmayacakta.
Dedim ya en başta..
Kırklarından sonra zor.
Zordan öte, olmaz.
Kemik olmuş herkes, kemikleşmiş herkes, kemikleşmişiz hepimiz. Bugüne kadar evli kalabilmişler birbirlerine kaynamış kemikleşmiş, dul kalanlar da kendi karar, tercih ve de yaşam biçimlerine.
Kadınlar onları kadın yapan en yumuşak dokularını, erkeklerde onları erkek yapan cesaretlerini de yitirmişler. Ehh cesaret yok, cesaret olsa o cesarete ortak yok, hadi ortak da çıktı, çıktı da bu iki kemik nasıl kaynayacak birbirine bu saatten sonra ki..
Olmaz.
Olamaz.
Olamayacakta…
Yinede bir gün, bir yerde bir daha denemekte fayda da görüyorum.
Kendi özünü yitirmemiş birisini seversem eğer. Kendi özüme geri dönmüş hallerimle o da beni ‘ben gibi’ hallerimle severse tabiki.
Bir daha denerim herhalde.
Bizim kuşak böyledir.
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış ya, bizlerde öyleyiz, doymayız. Yenilgiye doymayız biz. Bir tek yenilgiyemi, sokaktada doymayız, masada da, yatakda da biz.
Bitmez bizim içimizde, genimizde ilk nefesimizden beri taşıdığımız tükenmek bilmeyen ümidimiz.
Boşanmaya gör. Ne kadar yemin etsende ‘istemem bir daha ciddi ilişki’ diye, yırtsanda bir yerini, bir iki güne kalmaz başlar yine ön görüşmeler yeni aday adaylarımızla.
Gerisi malum zaten (dönünüz bu bölümün başına).
Aslında tamamını da okumanıza bence çok da gerek yok yüzlerce sayfanın.
Bu bölümü baştan sona okuyun durun.
Veya sondan da başa.
Ne fark eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder