27 Ocak 2012 Cuma

- Ana sayfanın sağ tarafında 'KIRıKLAR KIRıKLAR' İLK BÖLÜMLER başlığı altında yayınlanmış diğer  bölümlerini okuyabilirsiniz.


27.01.2012
Bu kadar mı zevkli ve ileri görüşlü olunur yaratıcılıkta, bu nasıl bir uzmanlıktır, kıskanılası.
O yüz, o beden, o ruh, o gönül, o akıl, o estetik, o kıvrımlar, o beceri, o pratiklik ne ararsan var be kardeşim.
Ha, hepsi aynı kadında toplanmıyor her zaman,
Ama var mı var…
Nereden geldi aklına acaba?
Düşünsenize hiç kadın yok dünyada, evrende, böyle bir kavram da yok,
Bir hayal edin,
Kadına benzer bir başka canlı da yok.
Sonra,
Sen önce olmayan bir şeyi hayal et,
Sonra başla her bir tarafını tek tek gerçek hale dönüştürmeye,
Sonrada,
Otur yarat,
Kadını.
Var ya,
Patron çok büyüksen sen.
Ellerine sağlık,
Ellerin dert görmesin gerçekten,
Çok güzel olmuş.
Ben çok memnunum şahsen.
Patron,
Patron senin ellerine, gözlerine, aklına, yaratıcılığına zeval vermesin.
Sen hep yarat.
Şükranlarımı sunuyorum gönülden.
Yani,
Zaten işin bu hep yaratıyorsun da,
Bu kadın işinde, tam olmuşsun sen.
Ne iş baba bu ya.
Mesela nereden bildin biz  insanların sılov dans ettireceğini de bir gün,
O göğüsleri oraya yerleştirdin.
Bu kadar mı yerinde bir karar olur.
Hatta kol boyumuzu kalça hizasına gelecek kadar da uzatarak hem de.
E, bravo.
Şapka çıkarıyorum, aşırı saygıyla eğiliyorum önünde.
Mesela bu dudak işi.
Var ya, on santim aşağı koysan dudakları, çenenin alt tarafına,  öpüşme işinde tam çuvallardık.
Çene altından öpüşülür mü, hayır.
Yani öpüşürsün yine de, bugün aldığımız keyifler olmazdı.
Hele ne o şekli öyle? Ya nereden aklına geliyor, ne müthişsin Patron.
Hani yani, bir de sürdü mü kadın rujları o dudaklara, mümkün mü öpmeyi istememek.
Ne dedin, ne düşündün çok merak ediyorum milyar yıl evvel.
Olası ki görüyorsun zaten bizim henüz yaşamadıklarımızı.
Patron aşkına söyle, nasıl bildin?
Ulen bu köftehorlar orada burada romans olurlar, dur şunlara öyle bir kıyak yapayım ki,
Sabah akşam bana dua etsinler dedin,
Aldın dudakları, koydun suratın en öpülesi yerine.
E hakkaten bravo.
Gerçekten bravo.
Büyüksün, büyüük…
Sonra sonra,
Hadi kıçı üstüne düşünce canı acımasın, kırmasın leğenleri diye kalça işinde bir ince duyarlılık olabilir, gelir aklına tasarlarken yastığımsı bir formla fonksiyon,
Gelirde,
Baba bunu üç beş sivriyle de halletme imkanı varken,
Ne bu şimdi?
Bu ne mene estetik düşkünlüğüdür,
Her yerinden yuvarla kıvır kıvrıl sonunda  kadını erkeği herkesi  delirt.
Nereden bildin mesela bunlar bir gün  göbek atar kardeşim, latin de hatta deyip,
Çalkalarlar, kıvırtırlar da deyip de,
Verdin son şeklini böyle.
Sen var ya,
Sen uçmuşsun ağbi.
Milyarlarca yıl evvel sen bizim göbekle, latini görmüşsen,
Ve de biz erkeklere, ki hatta kadınlar da zevk alırlar bence mutlaka, hepimize böyle bir kıyak yapmaya da karar vermişsen,
Hem de milyar  yıl evvel,
Gerçekten bravo sana.
Bu yüzden herkes  Patron olamıyor zaten.
Mesela eller.
Hadi çık içinden,
Oje işinin.
Tamam tırnak bir fonksiyon, iyi de,
Ya kırmızı ojeye hazırladığın o tırnak formu ne iş?
Şekline bak ellerin, o parmaklar öyle estetik tırnaklarla bitmeseydi,
Bu kadar tutulası, seyredilesi, öpülesi olur muydu sizce?
İnsan güzeli bilmezse ne konulursa önüne razı olur.
Bizde razı olurduk başka tür ellere,
Amma  Patron demiş ki,
Bunların aklına ne hinlikler gelir şimdi, dur şu elleri öyle bir şekle sokayım ki,
Sürdü mü uçlarına kırmızı ojeyi, birinin elini uzatışı değişsin, erkeğinde hali ruhsarı.
Hatta hoş hoş yüzükler falanda icat ederler, iyice bir hoş olur,
Olur mu olur demiş,
Olmuş da.
Tenk yu bas. Pörfekt valla.
Eller dedik, ayaklara geçmek mecburi oldu.
Düşünsenize ya ayaklar kare şekilde olsaydı mesela? Ve de üç tırnak dev gibi?
Dokuz pont  toplukluyla  yürürken ne mene bir görüntü çıkardı kadının arkasından baka kalırken acaba?
Şıkır şıkır mı geçerdi yanımızdan, bam güm diye mi?
Sen bacağı boşver,
Bacağı bacak yapan o ayaklarla atılan adımlar.
Böyle ince işçilik yok be kardeşim.
Hem görsel estetik, hem insanı coşturan fonksiyonlar adına.
Ha bu arada sanmayın dalgasını geçe geçe tasarlıyor bunları.
Koskoca evreni yaratıyor, deli gibi işi var.
Tüm melekler her an tepesinde.
Zannetmeyin ki öyle bol bol vakitler,
Yayılmış güneşe,
Çiziktiriyor.
Akşam işi bunlar.
Evren uykuya yatınca yapıyor bu işleri.
Patron başımızdan eksik etmesin böyle Patronu…
Amiin…
Ve de yaptıkları kesmemiş,
Demiş ki, dur demiş, öyle bir şey daha ekleyeyim ki,
Sen şimdi bak esas demiş.
Basmış içine şaheserin,
Kadın ruhunu.
Tam bitirmiş işi. Kadın işini de bitirmiş,
Erkeklerin işini de…
Ya yarısınıda yapaydın güzel olurdu Patron, yine şükrederdik valla,
Amma,
İçine sinmiyor en güzelini yaratmazsa.
İlla her şeyi tam olacak,
Tam olması da yetmeyecek,
Basacak ekstralara, basacak ekstralara,
Sonra çıkacak ortaya,
Kadın.
Yanına asistan gireceğim. Şimdiden hazırlanıyorum. Böyle tasarım, böyle vizyon olmaz kardeşim. Öğrenecek çok şey var.
Kafamda bir kadın modeli var benim de.
Bakalım en kısa zamanda  anlatacağım ustaya,
Onun da aklı yatarsa,
İlk kadın tasarımım olacak. Çok heyecanlıyım.
Prototipler üstünde çalışıyorum şu sıralar.
Ruh tarafına hiç dokunmadım.
Arada delirtse de bir erkek olarak beni,
Çok iyi bir tarafı o. Kadın ruhu bir şaheser, hiçbir ucuna dokunmayacaksın.
Benim  çalışmalarım genel form üstünde.
Eskizleri  Patrona sunacağım yanına varmadan evvel.
Bir iki ip ucu veriyorum,
Kadın boyasız, boyatmadan ve kestirmeden ekletmeden boyunu ve rengini değiştirebiliyor saçlarının.
Sarışınım bugün hem de belime kadar diye düşünüyor,
Oluyor saçlar sarı lepiska.
Tonlar, model üzerinde bile değişiklik yapabiliyor, sadece düşünerek.
Sabah sarışın lepiska, öğlen kızıl büklüm büklüm omuzlarda, akşama siyah kısa, düz.
Artık nasıl istiyorsa, nereye nasıl uygun görüyorsa saçlarını.
Dip boya derdi de, saçları kestirirken sinirlenme derdi de,
Saçları boyadan yakma derdi de yok.
Birde aynı tekniği dudaklara ruj olarak uygulamakta mümkün olacak.
Kadınlar dudaklarını düşünsel güçleriyle istedikleri renge dönüştürecekler.
Her an yeni bir renk, her gün onlarla değişik renk.
Müthiş mutlu edecek bu durumlarda onları.
Yok taştı, yok bozuldu, yok kalk masadan tuvaletlerde sür sürüştür geri dön, bitiyor tüm dertler.
Nasıl? Müthiş. Biliyorum.
Tek mahsuru belki, o da mahsur sayılır mı? zannetmiyorum,
Kocasının sevgilisinin üstünde başında evinde saç bulursa, ruj izine rastlarsa,
Hedef kadını tespit etmek tamamı ile imkansızlaşacak.
Hatta ortada bir başka kadın var mı o bile meçhul olacak.
Kendim için veya erkekler için yapıyorsam namerttim bu çalışmaları.
Maksat kadınların hayatlarını kolaylaştırmak.
Ve de bu çabalarımla, Patronun gözüne girmek.
Ölmeden melek olursam, ne mutlu bana.
Ehh, böyle Patrona,
Böyle kul nasip oldu.
Başka yeni tasarımlarımda var,
Sırtta göğüs gibi falanda,
Adette tıkandım, inceliyorum.
Ensede dudak da var çalışmalarımda.
Gözde koymuştum enseye, kaldırdım. Erkek milleti iki taneyle zor baş ederken, kaşınma dedim.
Dur bakalım,
Fikirler iyi, hedeflerde amma,
Acemice bir şeyler de  yapmayalım erkek hallerimizle, yaptın mı milyon sene değiştiremezsin bir daha.
Önce Patronu ikna edelim.
Yalnızken konuşmam lazım.
Yaratıcılığın sınırları yok.
Olsa,
Kadın olmazdı,
Zaten.
Kadında olmasa,
Patronu da yok sanırdık,
Zaten.

1 yorum:

Banu dedi ki...

süperrrr.:)))