ABD Orta Doğu üzerinde ki kendine uygun yapılanma
çalışmalarında son taşları da yerlerine dizmeye başladı, bizim de sıramız
geliyor. Ki, biz bu arada üç çocuk
yapacağız daha. Suriye’de özerk Kürt Devleti kurulacak, Türkiye’ye sınırı olan.
Mümkün değil kurdurmayız da, sevişmekten vakit mi var birader. Türkiye’ye aba
altından sallanan sopa artık abanın altında çıkarıldı. Bizde çıkardık ne var?
Yapacağız, çalışıyoruz.
Sınırda Kürt
devleti kurulmasına engel olmak kolay,
An meselesi
hallederiz,
De,
Bu arada bizim
üç çocuk yapmamızda gerekiyor. Bende patrona şükür iki tane var, kaldı üçüncü,
çalışıyorum inançlıyım Türkün elinden hiçbir şey kurtulmaz.
Yine de,
Savaşacak
mıyız,
Sevişecek
miyiz,
Karar
vermeli hükümetin bakanlarının başı.
Hayır,
Sorun değil
sevişiriz patronun izniyle de,
Henüz
gücümüz kuvvetimiz yerindeymiş gibi gözüküyoruz milletçek,
Ancak,
Aklımız,
Savaştayken,
Konsantrasyon
problemi yaşayabiliyoruz yani.
Zaten,
İktidara
geldiklerinden beri,
İktidarsızlıkları,
İktidarsızlıklara
neden oldu,
Hani bırak
üçü beşi tek bile zorken şu sıralar,
Bir de vatandaşa
baskı yapıp hadi kalk deyince birden,
Savaşa mı
diye,
Ya da
kalkmışken,
Hazır,
Körüz ya
ezelden,
Acaba
tuttuğumuzu mu diye tereddüt ediyor da yani insan.
Ki,
Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi bu arada,
Eğer ki evli
bir kadın kocasını bir kez aldatmışsa mesaj marifetiyle de olsa, olayın
süreklilik arz etmemesi ve sadece bir defalık bir davranış olmasından dolayı,
Toplum
içinde haysiyet kırıcı olmadığı yönünde
takdir kullanarak,
Boşanmak
için yeterli neden değildir,
Diye hükme
bağlayıp,
Bozunca yerel mahkemenin verdiği kocanın lehine boşanma
kararını,
Kafamız
karışıyor haliyle.
Demek,
Aslında belki
de diyor ki hükümete bağlı devletin bağımsızlığına bağımlı yargı organları,
Bu üç çocuğu
yapmak adına,
Evli
çiftler,
Dışarıdan da,
Destekte
alabilirler demek bir defacığa mahsus olursa eğer. Üç çocuk olsun da nasıl
olursa olsun.
Ki,
Risklide
aslında bir defacıkta bir yerde,
De ki
tutmadı, sperm bu canlısı var cansızı
var,
Yumurta bu,
Kabul buyurmaz
içi ısınmaz elektriği tutmazsa,
Buyurun
bakalım,
İş yine
kocaya düşüyor demektir üçü bulana kadar.
Biz tam bu
konuda,
Hükümetten başka
nasıl destekler alırız diye başımızı
önümüze koymuş akıllar geliştirirken,
Haysiyetimizi
kırmadan,
Demeğe
kalmadı,
Hükümette memleket dışına yönelik işlerine bakan,
Bakan,
Demez mi ki,
Dünyayı
değiştireceğiz biz Türkler olaraktan.
Der. Ne
dediğini bilmezsen eğer dışa bakanda olsan, aklına gelen her şeyi dersin canın
nasıl isterse.
Biz Türkler?
Dünyayı? Değiştireceğiz ha?
Bu şok zaten
yetmişti ki,
Zaten,
Kürtajın
yasaklamasına takılmış vatandaş iktidarla,
Sıkıntıya
düşmüşken,
Bir de bu
dünyayı değiştirelim yaklaşımı iyice duraklatıyor bizleri pozisyon almada. Amma
olsun deneriz bir kerecikte olsa. Bir kerecik denemenin de zararı yok zaten.
Haysiyetimiz kırılmaz nasılsa topluluklar önünde.
Patrona
şükür ki sevap kısmında önde gidiyoruz önderiz bu dünyada, değişim başladı bile
sanki, değiştiriyoruz sanki.
Cami
ihracatına başlarız yakında. Stoklar şişti. Hayırsever çok. Namaz sayısını
beşten sekize çıkarmayı düşünmeli iktidar.
Camilere
metrobüs kaldırmayı nasılsa akıl ederler peşinden.
Amma var ya,
Hayırsızlarla
vatan hainleri de,
Kızıyorlar
bu kadar camiye gerek mi var diye, önünü kesiyorlar büyümenin cahil cühela
takımı bu memleketin sanki.
On binlerce
sivil Kürt silahlandırılıyor. Kürt devleti kuruluyor güney sınırımıza komşu.
Amma, çok daha önemli bir konuda patrona şükür devletimize bakanların başı
duruma el koydu hemen,
One Love Music
festivalinde,
Alkol
alınmasına engel olmak için işi gücü bırakıp üniversite yöneticilerini aramış
bi fiil kendi hem de.
Kafayı mı
bulacak gençlik demiş konser sırasında üniversitenin bahçesinde. İçime serin sular
serpildi bu mühim konuya el atınca bakanların başı. Boşuna baş olunmuyor demek.
Ki, şakacı da,
Kafa buluyor
muhtemelen,
Gençlikle,
iş yok güç yok sıkılıyor insan. O da insan. Yeminle.
Ki, şakacının
şakası bir yana,
Muhtemelen,
İçmeden
seviştiğinden her seferinde,
İki kadehten
sonra nasıl da bir güzel sevişiliri,
Bilemediğinden
duruma vakıf olamıyor zahir belki de mi acaba?
Ki, aslında
çeksin iki fırt yatak odasında çaktırmadan,
Ki, zaten
çaktırmadan neler çekti nerelerden biliyor bu işi,
İçemezsiniz
biraları müzik dinleyip demez bence bir daha,
Sonra,
Maazallah öpüşürsünüz
sevişirsinizde demez tadına varınca bir güzel sevişmenin, ki aslında bilmeden,
Gençliğin
önünü kesiyor, aslında bindiği dalı kesiyor da. Gençliğin nesini kesersen kez,
önünü kesme madem ki üç çocuk istiyorsun sonra,
Demezler mi?
Derler,
Hem ayrıca,
Üç çocuk
istiyorsan,
Bu,
Memlekette
kafayı çekmeden mümkün mü olan bitenden arınıp da sevişmek diye de demezler mi
sonra, diyemezler, sonra Silivri’nin yolları taştan oluyor,
Ki,
diyebilir ki bu vesile ile ayrıca hani konu belden aşağı kaymışken, zaten
belden yukarısının olduğu da meçhulken,
E gelin
bakın ben nasıl sevişiyorsam sizde öyle sevişin de diyebilir ki mümkün mantıklı,
Kapalı
kapılar ardında pozisyon almakta ne
kadar yaratıcı biliyoruz öğrendik artık,
Ki,
Faydaları da
olabilir ayrıca diretirde pozisyonlarla ilgili kanun hükmünde kararname
çıkarırsa,
Olmadı,
Sevişme
pozisyonlarında bazı yasaklar bile getirse,
Pozisyonlar
doğru uygulanıyor mu acaba diye de,
Dikerse
gözlemcileri,
Başımızın ucuna,
Ki,
Hayırlıda olur bence,
Gözlemcilerden
de destek alma şansı olur vatandaşların,
Bir kerecik
olursa,
Nasılsa
boşanmaya mahal yok,
Al sana,
Bir tane çocuk
daha.
Bak nasıl
çözülüyor,
Her şey,
İzin verince
hükümetin uygulamalarına.
Da,
Kürtler
devlet kuracaklar sınırımızda,
ABD
planlamışmış önden,
Ancak,
Bizim yeni
haberimiz oldu geldiğimiz için hep arkadan,
Bir de
başımız kalkmayınca yataktan çocuk
yapacağız diye,
Dırlanmanın
manası mı var şimdi?
Yok.
Alkolsüz,
Müzik
festivali neyine yetmez gençliğin,
Kafamı
bulacaklar,
Müzik
dinlerken,
Güzel mi
güzel deyişi ben şahsen çok,
Haklı
buldum,
Bu
memlekette yaşıyorsan eğer,
Zaten kafan
güzeldir,
Parana
yazık,
İçme sende,
Üstüne bir
daha,
Evladım
demek istemiş aslında bence gençliğe.
Camiye koş
onun yerine,
Hediye
kampanyalarına katıl,
Ne işin var
cazla mazla,
Kursa git mesela
camide,
Oku.
Ali oku. Oku
Ayşe oku,
Ki,
Arap olasın,
Kendi memleketinde,
Türkçeyi
kıvıramadan,
Elif be yi
öğren bari akıllarına sahip bir iktidara baş olmuş insandan akla aykırı laf mı
çıkarmış sanki. Ki demek istiyor ki bir anlamda belki de,
Öğren ki,
Arabın
baharına sende katıl,
Dualar oku
Arapça ölüp giden gariban binlerle on binlerle Arap ailelerin çocuklarının bebeklerinin arkasından,
Batı
ülkelerine de,
Kazançları
bol olsun bereketi taşsın diye de,
Türk
ülkesinde Arapça,
Hem,
Havan da olur,
bir lisan bir insan,
Ne dediğini
ne okuduğunu anlamasan da ey insan. Zaten anladığın da yok Türkçe de desek
nasılsa diye de.
Ki,
Biz hiç
yabancılık çekmeyiz bu değişime,
Hükümetimizin,
Ne dediğini katiyen anlamadık,
Türkçe
demelerine rağmen hem de, zaten.
Ki,
Son
zamanlarda olan biten her şeyden özümsediğim ve de,
Net olarak
anladığım edindiğim tek bir gerçek var. Bu gerçekte diyor ki hiçbir gelişimin büyümenin
önünü kesmeyeceksin sakın,
Buna pipi
dahil.
Ki,
Pipiyi
kestirince,
Et obur
oluyormuşsun çok fena hem de. Bu kesin bak.
Bülent Hanım
bir oturuşta iki buçuk kilo et yemiş,
Afiyet
olsunda,
Bir
pişmanlık mı var sanki,
Yeniden
pipisi mi çıksın istiyor sanki,
Diye,
Tam da dalıp
gitmişken Bülent Hanımın olmayan pipisine,
İki er daha
şehit olmuş haberi düştü ekranda ki büyük ulusal gazetenin ana sayfasına.
Onu yirmisi
birden şehit olunca kapaktan giriyor basın,
Bir iki kişi
şehit olunca,
Küçük haber.
Şok falan da yazmadılar. Ölmüşler işte.
ABD’nin,
Ve ABD’den
beslenen Avrupa ülkelerinin,
Kendi
ekonomileri adına çıkardıkları savaşta,
Otuz binden
fazla insan öldü,
Bizim
ülkede. Amma biz Türkler dünyayı değiştireceğiz, hemen sıkmayın canınızı.
Var ya,
Neredeyse
kimseye sevgim ve saygım yok ve de kalmadı artık bu ülkede.
Belki dünya
da bile.
Neden
seveyim sayayım ki,
İnsan
öldüreni,
İnsanın
ölmesine neden olanları,
İnsanın
insanı öldürmesinin yollarını açanları desteleyenleri yardım edenleri gidişatı
durdurmak için kişisel menfaatlerini feda etmeyenleri iktidar olsunlar diye oy
verenleri,
Neden
seveyim sayayım ki?
Bülent Hanım
et yiyor 2,5 kg bir oturuşta, haberi kapaktan girmiş basın, netmiş 2,5 kilo
kemiksiz yani,
Et haberi
yani, madem et severiz, etçiyiz,
Etse mevzu,
al sana et haberi,
70-80 kilo
brüt yani kemikli eti olan insanlar ölüyorlar bu ülkede başka devletlerin verdiği ekonomik
bağımsızlık savaşları nedeniyle. Hem de on binlerce insan. Al sana milyonlarca
ton brüt kemikli et haberi.
Sevmiyorum
ben bu ülkenin insanlarını.
Sevmek
zorunda da değilim ayrıca.
Ne
solcusunda iş var, ne sağcısında,
Ne
milliyetçisinde,
Ne
sosyalistinde,
Ne
liberalinde.
Ne de
dincisinde.
Seviyorum bu
ülkeyi diyenlere de hiç mi hiç inanmıyorum zaten.
Böyle
sevilmez bir,
Ülke.
Zaten
saçmalıktır ülke millet kavramları da geçiniz, geçinizde hani yine de sevilecekse illaki,
Bir ülke
ABD’liler gibi sevilir. İnsanı sevmiyorlar, doğaya saygıları yok kesin,
Mahvettiler
gezegenin doğasını insanlığı o da kesin,
Neden?
Ülkeleri
için.
Ülkelerine
bağlılık mı? Ülkene bağlılık mı?
Tek geçerim,
ABD’yi.
Her şey
mubah onlar için yeter ki ülkeleri ayakta kalsın.
Millet
değiller ondan. Oradan yırttılar zaten.
Menfaate
dayalı toplu biçimde yaşam sanatı uzmanı onlar.
Öldürerek
var etmişler devletlerini.
Hala da
ölerek öldürerek ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Yeter ki
memleketleri aslında yani aslında birey olarak ayakta kalsınlar diye.
Bir avuç
maceraperest insanın kurduğu devlet,
Binlerce
yıllık tarihleri olan milletleri esir aldı bu gezegende. Bu gezegenin nüfusunun
yüzde üçüne beşine sahip bir topluluk gezegenin nüfusunun tamamına hükmediyor,
Türkler
dahil.
Gerçek gerçektir
değiştiremezsin, sevsen de sevmesen de,
Beğensen de
beğenmesen de,
İşine yarasa da yaramasa da.
Bitti.
Şimdi,
İster al bunu
ders yap okut okullarda,
İstersen hap
yap yut,
Üstüne,
Bir büyük
bardak soğuk suyla,
Baktın ki olmuyor
hazmedemiyorsun,
Yaz bir
kağıda,
Katla kıvır,
Fitil yap,
Sok kıçına.
Bitti.
Bir
kerecikten,
Bir şey
olmaz.
Haysiyet tarafınıysa
nasılsa devletin düşünüyor,
Hiç düşünme
sen.
Düşünme sen.
Hele,
Haysiyeti,
Hiç…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder