5 Temmuz 2012 Perşembe

AŞK MEVSİMİ AÇILMIŞTIR BÖLÜM 1 - 5



Aşk Mevsimi Açılmış Diyorlar… - 15.06.2012

34 derece hava. İlk en sıcak gün, yanıyor şehir. Köprünün üstünde masmavi Boğazı seyrediyorum. Işıl ışıl bre kadın Boğaz yine yahu…Cilveli fingirdek…Sürat motoru bir yakadan bir yakaya geçiyor bembeyaz köpükler arkasında. Otobüsün içi tıklım tıklım. İnsanların vücutlarından çıkan ısıyla buharlaşıyoruz, havasız otobüsün içinde ağır bir hava. Sessiziz. Boğaza bakıyoruz hep beraber.
Çocuğu kucağında uyuyan dünya güzeli kadınla göz göze geldim.

Çarşafa sarınmış. Ter akıyor yanaklarından.
Elindeki mendili kucağında ki oğlana yelpaze yapmış. Yelliyor oğlanı, arada yüzünü de.

Tekrar baktı bana.
Bende ona.

Yeşil ela gözleri.
Türban yüzlerin güzelliğini çıkarıyor ortaya.

Gözlerin de galiba.
Utandı çevirdi başını camdan yana.

Yanımda ki gençle,
Arkamda ki adamdan da akıyor ter. Tutunmadıkları elleri yelpaze onlarında.

Otobüs terliyor buram buram,
Serin Boğaz sularının üstünden geçerken.

İki genç kızın umurlarında değil sıcak,
Kıkır kıkır gülüşüyorlar,

Telefonlarında ki mesajları okurken.
Ha bire de yazıyorlar, arada elleriyle yellenirken.

Belli,
Oğlanlarda onlara.

Şişman teyze elindeki reçeteyle,
Yelleniyor.

Vardır bir derdi.
Parmağında işli altın bir yüzük.

Kalın bileğinde kalın burgu bilezik.
Yanında ki adam,

Başını dayamış cama,
Derin uyku çekiyor.

En konforlumuz o.
Uyuyunca, uyukluyorsan,

Hissetmezsin, bilemezsin ne oluyor ne bitiyor. Uykudayken yellenmeye gerek de yok.
Durduk köprünün ortasında.

Ter akıyor bacaklarımdan.
Sıcak. Çok sıcak. Bende yelleniyorum boştaki elimle.

Kapıyı açar mısın kaptan dedi,
Kelli felli bir bey,

Kaptan açtı.
Özlemişiz oksijeni.

Boğazın esintisi doldu otobüsün içine.
Sevindim.

İlk o güzel gözlü çarşaflı kadına baktım nedense.
O da bana baktı.

Gözlerimiz ohh çekti bakışırken.
Oğlan uyandı.

Bakındı.
Tekrar koydu başını annesinin göğsüne.

Temiz pak insanlar hepsi. Fakiride var, birazcık parası olanıda.
Otobüsteki insanların ne kadar parası varsa,

Toplasan,
Bir sürat motoru alabilir miyiz acaba diye düşündüm.

İsim koyarız,
Yellim 522St.

Bizim otobüsün numarası karizma katar havamıza.
Bizim sürat motorumuz olur,

Doluşuruz otobüsçek,
Gezeriz Boğazda. Sinirlerini zıplatmamak için bu fikrimi açmadım otobüstekilere.

Bir kadın var,
Şıkçana, saçlar yapılı,

Kendine hiç yakıştırmıyor otobüsü belli.
Kimseye bakmıyor,

Kaçırıyor gözlerini.
Çantası ucuz bir marka değil, tiril bir etek, bluz. Hafiften bir parfüm kokusu geliyordu zaten, menşei bulundu.

Bir yere gidiyor,
İş görüşmesi olabilir.

Bıkkın sanki. Arada yüzünü yelliyor elindeki dosyayla.
Hareket ettik.

Kaptan tekrar kapadı kapıyı.
Cehennem sıcağı bir anda sardı otobüsü yeniden.

Şişman teyze söylendi.
Şikayetçi trafikten.

Emekli amca ile karısı da,
Onu desteklediler, kadının elinde yelpaze yelliyor yüzünü gerdanını. Emekli amcada siliniyor neresi olursa artık. Akıyor ter her yerinden. Boynunda bir mendil daha…Yakayı açmış iyice.

Kısa bir trafik dertlenmesi yaşadık, amma araç var trafikte diye. Kısıtlama gerekir dediler. Halkı düşünen yokmuş. Paran varsa yaşarmışsın bu memlekette.
Sonra,

Yeniden sessizlik.
Başörtülü bir genç kadına,

Sarılmış bir genç adam.
Bunca sıcağa rağmen,

Kadında erkeğin beline sarılmış,
Yaslanmış,

Erkeğin gömlek lök.
Terden.

Arada elindeki sarı büyük zarfla yelliyor kızı da kendini de. Sanki zarfta nikah işleri için evraklar var gibi geldi bana.
Umuru değil genç adamın sıcak. Genç kadınında. İki insan tek insan gibiler otobüste yalpalarken sağa sola.

Sevdiği ona sarılmış ya, sessizce yaşıyorlar sevgilerini,
Sarmaş dolaş Boğazı seyrederken.

Canlarım benim.
Bu ülkenin insanları kadar güzel insan hiçbir yerde bulamazsınız.

Tek tek bakarsan insanlara eğer,
Saflar.

Hinlerde.
Komiklerde.

Kabullenmişliğin,
Gevşekliği ile,

Yaşıyorlar. Sevimliler.
Kaderlerine teslim olmuş, kadere inanan.

Durağa geldik.
Orta kapıdan binenler oldu. Kadının biri daha biner binmez, amma sıcak bu otobüs dedi. Boş boş baktık kadına. Hoş geldin çektik birazda yavşakça…

Arkadan öne kartlar geçiriliyor elden ele.
Herkes bir önündekinin omzuna dokunuyor,

Kartı veriyor,
Ön kapının orada duranlarda,

Kartı okutuyorlar alete,
Haydi bakalım,

Kart elden ele tekrar gerisin geri orta kapıya sahibine.
Orta kapıdan binen herkes kartını gönderdi, parasını ödedi.

Biri bile,
Bir uyanık bile çıkmadı parasını ödemeyen.

Ki,
Ödemese nereden bilecek kaptan.

Bu ülkenin insanları ödüyor yaa…Çalmıyorlar. Çalanlar sanki bu ülkenin insanları değiller, kim bunlar yahu?
Fakir ödüyor,

Zengin çalıyor. Belkide çalan fakirler zengin oluyorlar. Çalmayan zenginlerde fakir.
Sürat motoru kim bilir hangi yabancı ülkenin limanına kayıtlıdır vergi ödemesin diye dolar milyoneri sahibi.

Başörtülü kız çantasından kumaş bir mendil çıkardı,
Erkeğin terini sildi. Boynunu alnını.

Erkek başını öptü genç kadının. Başından sevgiyle öpülmeden göçüp giden kadın sayısını merak ettim. Nasıl sayacağım?
Kadın bakmadan erkeğe gülümsedi kendi kendine. Utandı sanki. Veya bana öyle geldi.

Mendili tekrar çantasına koydu kadın.
Hala sarılmış duruyorlar kıpırdamadan. Sevgi terliyor buram buram yanan otobüste.

Trafik yavaşladı iyice.
Camdan hep beraber yanımızda ki arabaların içlerini seyrediyoruz tepeden.

Camlar kapalı.
Klimalar çalışıyor belli. Bizde de eller çalışıyor, el kadar hava için. Yelleniyoruz el kliması ile…

Serindir arabaların içi.
Soğukta hatta.

Öylecene bakıyoruz hep beraber.
Cehennem sıcağında,

Kutup soğuğunu,
Hayal ediyoruz otobüsçek. Bizim otobüste metre kareye dört kişi düşüyor, otomobilde dört metre kareye bir insan. Çoğunluk bizde. Amma klima azınlıkta. Tuhaf.

Biz otomobillere bakıyoruz,
Onlar bize bakmıyorlar amma.

Göz göze gelemiyoruz otomobildekilerle.
Savrulduk.Çarpışınca, terlerimiz geçti birbirimize. Ter kardeşi olduk. Sırtımız yere gelmez artık.

Ter kardeşleri pozisyon aldık yeniden.
Benim durağa geldim.

İnmeden,
Yeşil ela gözlü kadına baktım tekrar.

O da bana baktı.
İndim.

Otobüsüm gitti.
Asfalttan sıcak vuruyor yüzüme.

Ayaklarım kaynadı ayakkabılara.
Eve doğru yürümeye başladım.

Aşkı,
Kliması olan otomobildeki insanlar yaşıyor sadece bu ülkede galiba.

Otobüslerdekiler,
Aşkla yanana kadar,

Sıcaktan kavruluyorlar zaten.
Bu ülkenin insanları kavruk.

Çoğu.
Ters gidiyor bir şeyler.

Yalıların sürat motorlarının üstünde geçiyor yüz binler milyonlar her gün.
Bir oyana,

Bir buyana.
Savrula savrula. Yellenerek.

Üç buçuk lirayla,
Üç buçuk milyon dolarların üstünden geçiyor şehir.

Ters gidiyor bir şeyler.
Bu ülkenin insanları,

Aşk mevsiminde,
Yellenmekten,

Aşkı,
Yeğleyemiyorlar.

Milletçek,
Yelleniyoruz hep beraber.

Aşk mevsiminde.
Ters gidiyor bir şeyler.

Boğazın üstünde,
Aşk mevsiminde…

Aşk mevsimi haziran ayında,
Yazlıklarda, sahillerde açıldı, doğru.

Otobüstekilere göre haziransa,
Yine,

Sıçtık,
Sadece.

Ki, otobüstekilerin aşkları,
Daha inandırıcı,

Daha samimi.
Her şeye rağmen,

Tere rağmen,
Bile bile,

Aşk,
Bu.

Sadece,
O insanın kendine aşk bu.

Mevsimsiz,
Otobüse rağmen,

Harbi aşk,
Bu.


Aşk Mevsimi Açılmış Hakikaten Yahu – 13.06.2012

Kız doğuyor, adı Seher. Bakıyor ki kendini erkek hissediyor, yatıyor bıçak altına bir dizi ameliyat, oluyor Seher sana mavi kimlikli Selim. Feride’de aşık olunca Selim olmuş Seher’e, Selim’de Feride’ye, evleniyorlar, telli duvaklı halaylı, damat tıraşlı. Al sana aşk.
Canını yediğimin aşkı.

Nereden nasıl çarpar hiç belli olmaz.
Sen Seher doğ,

Sonra Selim ol,
Senin Selim haline,

Feride aşık olsun. Sende en Selim halinle Feride’ye.
Canını yediğimin aşkı.İçim seviniyor çoğalınca aşklar etrafımızda.

Selim doğup Selim kalanlar utansınlar hala aşkla tanışmamışlarsa.
Erkeklikle kadınlıkla olmuyor demek aşk.

Bizim toplum şu seks işini bir türlü kıvıramadı.
Herkesin hem erkek hem kadın ruhu taşıdığından hala habersizler. Bıyık da o yüzden zaten. Erkeğim diye avazlanıyorlar.

Hele homoseksüelliği hiç kabullenemedik hala. Toplumun küçük bir kesimi hariç. Ha bir de sahne sanatında, o da eller havaya kıvamında.
İllaki gizli kapaklı olacak.

Erkek doğmuş kendini kadını hissediyorsa,
Kadın doğmuş erkek hissediyorsa,

Erkek erkekle erkekliğini hissediyorsa,
Kadında kadınla,

Tü kaka,
Bizim toplumda.

İllaki gizli kapaklı.
Neden?

Sana ne?
Ya ayıptır,

Ya kötü örnek denir,
Ya ters ilişki uygun değil…

Diyenlere bak,
Çoğunun seks problemi var.

Ya orgazm olamaz,
Ya iktidarsızlık,

Ya erken boşalır,
Ya sevişme fukarası,

Ya frijit…
Amma dener de dener.

Bazıları,
Havlu atar denemez bile bir zaman sonra.

Seher dener amma.
Seher Selim olur,

Dener.
Feride’de Selim olmuş Seher,

Aşık bile olur. Müthiştir kendini keşfetmek. Ne büyük keşiftir kendin. Her hücreni keşfetmek, bitmez tükenmez denizlerde karayı görmeden ilerlemektir ufku kıyı zannedip, bazen serap görerek de olsa çölleri yaya geçmektir.
Sekste kimin erkek kimin kadın olduğunun hiç önemi olmadığını,

Çakmayan insanlar, çakamayan insanlar,
Tenleri ıskalayıp,

Kadının kadın gibi,
Erkeğin erkek gibi sevişmesi gerektiğine şartlanmış oldukları,

İçin,
Seks eziyet olur bir zaman sonra. Mekanikleşmiş orgazmdır seks bir zaman sonra. O da olursa…

Çünkü, sevişmeyi bilmezler. Çiftleşmeyi sevmek sevişmek zannederler.
Hele bizim kuşakta.

Yaşı,
Kırk beş ellilerin üstünde olan erkeklerin büyük bir kısmı,

Seksle,
Ya genelevlerde,

Ya da el yordamı,
İtiş kakış öğrenmişlerdir bir iki kız arkadaşla, üstten üstten o da.

Kadınların durumları daha da vahim.
Bir iki öpüşme,

Okşaşma falan,
Sonra ilk seks yaptığı erkekte,

Kocası.
O erkekte artık ne biliyorsa yirmili yaşlarında,

Hem de bundan otuz kırk sene evvel.
Üç beş bakılmaktan hamura dönmüş Playboy dergisi,

Birkaç erkek arkadaşın biliyor havalarında böbürlenmeleriyle,
Kaymak Tabağı kitabı. Hepsi bu.

Kim ne biliyor ki,
Kime ne rehber olacak.

Ki,
Seks,

Genç yaşlarda öğrenilmediği zaman doğru düzgün,
İnsanların,

Gelecek yıllarında,
Kendilerinden bucak bucak kaçmalarına neden en önemli etkenlerden biri.

Nesin, neyi seversin, ne hissedersin, nasıl hissedersin,
Keyiflerin neler,

Bilmelisin mutlaka taa delikanlı taa genç kız yaşlarından itibaren.
Bizim kuşağın gençliği,

Seksi,
Fit ola ola yaşadı ömrünün en genç yaşlarında.

Bakirelik vardı bir kere.
Hala hem de, eskisi kadar olmasa da.

Seksi yaşadıkları ilk erkekle de genelde evlendi kadınlar zaten.
Sonra yıllarca aynı erkekle sevişip durdular.

Sevişmek oydu onlar için.
Ta ki,

Bir gün,
On yıl yirmi yıl hatta otuz yıl sonra boşanana kadar.

Boşanınca,
Sevince yeni bir erkeği,

Sıra gelince sevişmeye,
Önce çekinerek başlayan sevişmelerde,

İlk tepki,
Demek sevişme dedikleri buymuş oldu çoğunun.

Neden?
Seviştikleri erkeklerin çoğu,

Seks deneyimleri fazla olan erkekler oldu da ondan.
Çoğu yılların bekarı.

Boşanıp eski kocasıyla yaşadığı seks hayatını özleyen kadın var mıdır acaba?
Vardır mutlaka, az sayıda.

Boşandığı karısıyla yaşadığı seksi özleyen erkek var mıdır?
Yoktur. Varsa da çok az sayıda.

Çünkü onlarda bir çok erkek deneyimi olan kadınlarla sevişmeye başladılar boşanınca.
Sekste kimliğini otuzlarının ikinci yarılarında,

Kırklarında bulmaya başladı bizim kuşağın,
Kadınları da,

Erkekleri de.
Eğer ki,

Yirmilerin hemen başlarında evlendilerse. Otuzlarda kırklarda da boşandılarsa.
Seks,

Öğrenilen bir keyif. Yaşadıkça genişleyen bir keyif. Köpüren. Çoğalan.
İllaki,

Biri öğretir,
Biri öğrenir önceleri.

İster kadın ister erkek,
Biri hep önde gider.

Ta ki,
İki insanda öğrenene kadar birlikte sevişmeyi.

Antrenman işidir seks.
Önce kendini,

Kendi duygularını,
Kendi bedenini tanımakla başlar seks.

Kim bilir ne Seher’ler vardır bizim kuşak kadınlar içinde hala Selim olamayan.
Ne de Ali’ler vardır kim bilir hala Aliye olamayan.

Bastırılmış duygularla, ayıplarla, korkularla,
Ömrünü,

Eziyet içinde,
Ya bir erkeğin altında,

Ya bir kadının üstünde geçirmiş,
Hatta,

Hala da geçirmeye devam eden.
Ve de o eziyetlerin,

Bastırılmış duyguların,
Tatminsizliklerin,

Acılarını kim bilir kimlerden, kim bilir kendilerinden nasıl çıkardılar,
Çıkarmaya da devam ediyor,

Bir çok insan.
Namusu,

Zar da arayınca böyle oluyor.
İnsanı kadın erkek diye ayırınca böyle oluyor.

Birini namusun timsali,
Diğerini de bekçisi yapınca,

Namus timsali ile bekçilerde bu kadar sevişip,
Bu kadar mutlu olabiliyorlar ancak.

Aşk mı?
Aşk deli gibi seviştirir insanları.

Her yerde.
Her yerde deli gibi sevişmezsen,

Deli gibi sevişmeyi de,
Kurallara,

Ayıplara hapsediyorsan,
Ki,

O kurallar ayıplar hayatını geçirdiğin hücrenin demir parmaklıklarıdır,
Özgürlüklerle,

Aranda kalan,
Aşık olursun da,

Aşkı yaşayamazsın.
Seher doğar Seher ölürsün, belki de Selim iken hem de.

Ali doğarAli ölürsün, belki de Aliye iken hem de.
Derlerdi ki,

Bizim kuşak erkeklere,
Mastürbasyon yapmayın boyunuz uzamaz,

Cüce kalırsınız.
Erkeklere bakıyorum boyları fena değil bizim kuşakta,

Çoğu en azından ortalamayıyakaladı.
Amma,

Ruhları,
Cüce kaldı çoğunun,

Boylar serpilmesine rağmen.
Kadınlarda,

Boyu selvi,
Ruhu cüce,

Erkeklerle geçirmek zorunda kaldılar hayatlarının en genç yıllarını.
Fit ola ola.

Bakınca topluma,
Görüyorsun zaten, yansıdı hemen topluma yataklarda ki yaşam.

Fit olmuş, fit olan cüce ve güdük bir toplumuz bu yüzden.
Yatak keyfi olan toplumların insanları,

Sabahları şakırlar.
Şakırdamanın da sesi,

Kocaman bir gülümsemeyle yayılan,
Kocaman bir günaydındır gökyüzüne sabahları.Mis gibi kokan kahvedir, çaydır sokaklara taşan. Şehre dolan. Hapsedilmemiş mutfaklara…

O günaydınla gözü açılır,
Aşkın,

Sabahın köründe. Göz göze iken aşkınla,
Göz göze gelirsin aşkla her sabah şakıyan o kocaman günaydınla.

Kocaman bir öpücükle başlar sabahı aşkın.
Bedenlerin ten tene,

Çıplak,
Sarmaş dolaş,

Günaydınıyla,
Başlar,

Aşk,
Yeniden,

Her sabah.
Uyumadan evvel de sokularak,

Dolanarak koklaşarak,
Gecesine kavuşur,

Aşk.
Gerisi,

Yalandır.


Aşk Mevsimi Açıldı, Açıldı da… - 12.06.2012
Etinden sütünden faydalanamadığın tek hayvan, insan. Derisinden bavulda olmaz çantada. Kemiklerinden de süs eşyası, tarak falanda. Kokoreç bile yapamazsın bağırsaklarından.

Kendinden başka hiçbir hayvana faydası olmayan bu hayvansa dünyayı yedi bitirdi, yetmedi kendini kendi neslini yiyip bitiriyor. Tam hayvan demek geliyor insanın içinden. Amma…
Yesin içsin sıçsın tüketsin kirletsin yok etsin,

Başka hiçbir fonksiyonu yok insan hayvanının. Dışkısı bile doğayı kirletiyor artık, düşün sen. İnsana da hayvan demek geliyor insanın içinden amma,
Medeniyet desen,

Arılar, karıncalar, filler bile,
Daha medeni.

Demokrasi desen,
Seyreyle hayvanlar alemini,

Demokrasinin patronu orada.
Aşk sevgi desen,

Doğada ki tüm canlıların aşklarına bak,
Yaşama ve diğer canlılara olan aşklarına bak,

Kendi aşkından sevginden utanırsın,
İnsan olarak sen.

Doğanın dengesi desen,
Doğanın içine eden zaten insanoğlu.

Dünyanın nehaltına yarar belli değil bu insanoğlu.
Ha,

Ruhların gelişimine kapsa eğer,
Bizim mahallede ki çomarın ruhunun,

Yarısı yok insanlarda.
Gaddarlık, acımasızlık, hainlik, nankörlükse, yalancılıksa,

Tek canlıdır,
Gaddar, acımasız, hain, nankör ve yalancı doğan ve ölen.

Amma insanız ya,
İllaki,

Bir şekilde,
Öveceğiz,

Kayıracağız,
Haklı olduğumuzu kanıtlayacak,

İki kelime edeceğiz,
Ne mene ne kadar insan olduğumuza ve de hayvanlardan daha gelişmiş olduğumuza dair illaki.

Dişisini hakir gören,
Dişisi için,

Hayatı pahasına savaşmayan tek hayvan yine insan.
Erkeğinin ha bire dişilerini değiştirmeye can attığı,

Dişisinin de ha bire başka başka erkekleregöz süzdüğü,
Tek hayvan, insan.

Davranış biçimlerinin tarif edilmesi için,
Davranışlarına müdahale edilmesi için,

Bilim dalına sahip tek hayvan, insan.
Ne zaman ne halt edeceği,

Meçhul olan,
Tek hayvan yine insan.

Mutluluk peşinde koşan,
Doyumsuz,

Doymasını bilmeyen,
Stoklayan,

İhtiyaç fazlasına dahi gözünü diken,
Tek hayvan, insan.

Sevgiyle aşkla değil,
Seksle tatmin olup, şehvete kapılan tek hayvan yine insan.

Yani,
Hani,

Doğru düzgün diye kendini tarif eden insanların,
Aslında tam da aksi olmak adına,

Uğraşıp didindikleri,
Hallerin hepsi insanda.

Şimdi,
Aslında bir halta yaramayan,

Kendine,
Kendi nesline bile bir faydası olmayan, kıyan, kıymaktan çekinmeyen,

Bu hayvandan,
Aşk beklemek,

Hem de,
Aşkında kalıcı,

Aşkında saygı sevgi dolu olanını,
Ve de ömür boyu yaşananını beklemek,

Saflık olmaz mı acaba?
Veya fazlacana,

İyi niyet mi?
Alt yapıda eksik varsa yanlış hesap varsa yetersiz durum varsa,

Üstüne ne dikersen dik,
İllaki,

Arıza çıkarır,
Bir yerden sonra,

Ne kadar süsü püsü makyajı,
Al benisi,

Cazibesi,
Mükemmel de olsa.

Aşk aşk da,
Aşk,

Saflık ister.
Saflığın içine de,

İnsanoğlunda ne varsa hiç mi hiç girmez. Ne yoksa, hepsi gerekir saflık için.
Sokarsan,

Eğer,
Ne var ne yoksa,

O zaman da,
Saflık saflıktan çıkar zaten.

O yüzden,
Aşkı yazıyor çiziyor resmediyor heykelini yapıyor fotoğrafınıçekiyor besteliyor güftesini yapıyor da,

Bir türlü,
Yaşayamıyor insanoğlu aşkı, kalıcı ve de ömür boyu tek bir insanla.

Alt yapısı yok, yetersiz insan hayvanının.
Var diyene de bak,

Aşkı yok.
Aşkı var diyenlere bak,

Bir var,
Bir yok. Olan da aşk gibi aşk değil zaten.

Süt eti derisi kemiği bir halta yaramayan bu hayvanın,
Gönlü de pek bir işe yaramıyor zahir.

Ruhuna gelecek olursak,
O da satılık zaten.

Akıl desen,
Aklın aşkla ne ilgisi var?

Akılla gelen sevgiye tutkuya aşk denmez zaten.
Ne kaldı geriye?

İnsanlık mı?
O da bizde,

Olduğu için,
Aşk,

Yok,
Zaten.

Aşk için,
Hayvan olmak, hayvanlar gibi hissetmek,

Gerekir.
Kimse de hayvan olmak istemedikçe,

Aşkı,
En insan hallerinizle,

Zor,
Bulursanız,

Zaten.
İnsanlık için uğraşmaktan,

Hayvan olmayı,
Akıl edemedik galiba.

Ki, o hayvanlar bırakın ormanları, kanepelerimizin yorganlarımızın üstünde yaşayıp uyumalarına rağmen,
Onlara bakıp, onları izleyip hayvan olmayı bir türlü beceremedik galiba.

Her şeyini doğadan yaşamdan alıp,
Her şeyini,

Doğaya yaşama iade eden,
Alırken de geri verirken de,

Yaşama olan aşkıyla bir olan, bütünleşen, aşkla yaşayıp aşkla ölen,
Hayvanlar kadar aşık olsak,

Yeniden insan olmak, insanlığa dönmek,
İster miydik acaba?

Hatta,
İnsanlığımızdan,

Ve hatta,
Aşkı ağzımıza almaktan bile,

Hiç,
Utanmaz mıydık,

Acaba?


Aşk Mevsimi Açıldı, Amma Kapatılma İhtimalide Var –10.06.2012

Yargıtay eşcinsel ilişki ve grup seksi suç saymıştı, şimdi anal ve oral sekside suç ilan etti. Varsa evinde eşcinsel, grup, anal, oral seks görüntüleri, bir ile dört yıl arası hapis cezasına hazırlan. Ehh,
Yakında aşk da yasaklanır. Kadın erkek aşkıyla dindarlık bir arada yürümez.

Aşk dini refüze eder. Dinse aşkın özgürce aşk gibi yaşanmasına engel olur.
Ya dindar olursun,

Ya da aşık olur, aşkı yaşarsın. Ya da ikisinden de azıcık, o da bir halta yaramaz.
Eğer ki,

Aşk,
Kadınla erkeğin bir birlerine olan aşkıysa.

Eğer ki,
Her neler yazıyorsa kutsal kitapta,

Harfiyen yerine getirmek istersen vecibeleri,
Kadına erkeğe olan aşkın özgürce akışına setler çekiyorsun demektir zaten.

Çünkü,
Aşk kural tanımaz. Aşk ne kural tanır, ne de seks de pozisyon ve de tercih.

Aşk aşk aşk,
Diye açmışsan gönlünü kadınla erkeğin aşkına,

Tanrıya inanansan da,
Tanrıya inanmıyorsan da,

Aşkı yaşarsın,
Doyasıya.

Amma,
Tanrıya inanıyorum amma, ayrıca,

Dindarımda diyorsan,
Unut aşkı,

Aşk gibi,
Yaşamayı.

Tek tanrılı dinler,
Erkek dinleri.

Erkeklerin,
Erkekçe,

İbadetlerine,
Erkekler,

İçin,
Vecibelere,

Göre kurgulanmıştır,
Tek tanrılı dinler. Erkek dinlerde bu nedenle neyin ayıp, neyin namus olduğunu yine erkekler belirlerler.

Din adamı diyoruz,
Adı üstünde.

Var mı,
Din kadını?

Yok.
Peygamberler erkek.

Var mı,
Kadın peygamber,

Başı çeken üç büyük tek tanrılı dinde?
Yok.

Kimin kulağına fısıldamış Tanrı, kim yazmış kutsal kitapları?
Erkekler.

Erkekler belirlemişler,
Erkekle kadının,

İlişkisinin sınırlarını.
Erkekler,

Kadınlara görevler de belirlemişler.
Kadının,

Toplum içinde ki, sokakta ki, evde ki, yatakta ki,
Hareket kabiliyetinin,

Ne denli,
Ne yöne,

Nasıl olması gerektiğini.
Kadınlara,

Uymak kalmış geriye sadece.
Uyum sağlamak,

Erkeğe,
Ve,

Konulan, dayatılan kurallara. Hem de kadınların kendi rızaları alınmadan gönülden.
Erkek hep önde.

Erkek hep baskın.
Erkek hep belirleyici.

Ki,
Erkek de dinlerle gelen,

Vecibelerin kuralların kölesi aynı zamanda.
Kadın da,

Erkeğin kölelik sınırlarının içinde,
Kalacak şekilde,

Belirlenmiş,
Özgürlükleri yaşaya biliyor sadece.

E ee,
Nasıl olacakta şimdi,

Gerçek aşk,
Özgürlüklere hayran aşk,

Özgürlüklerle beslenen aşk,
Özgürlükleri ruhlarda,

Özgürlükleri gönüllerde,
Özgürlükleri bedenlerde,

Özgürlükleri ellerinden alınmış yaşamlarda,
Aşkı yaşatacak,

Özgürce?
Olmaz.

İnsanoğlu,
Aşkla,

Tek tanrılı din,
Arasında seçim yoluna girdi gibi sanki. Bu bir savaşa dönüşecek sonunda.

Dinler arası savaşın üstünde, dinlerle aşk arasında yaşanacak en büyük savaş.
Eğer ki,

Aşk,
Tanrıya değilse.

Ki,
Kadının erkeğe,

Erkeğin kadına,
Aşkıdır insanları yaşamın içinde çift olarak el ele, gönül gönüle tutan. Aileyi kuran. Aileyi yaşatan, çoğaltan.

Ya tek tanrılı dinler,
Kutsal kitaplarını tekrar gözden geçirecekler yeniden,

Zamana göre,
İnsanlar uzaklaşsın istemiyorlarsa dinden imandan,

Ya da,
Kutsal kitaplarla göre değil de,

Kendi öz vicdanlarına göre,
Yaşacak insanlar kendi bildikleri gibi, özgürce.

Kendini dine adamışlar,
Bu durumu çaktıkları için, ve de,

Aşktan değil de, dini dünyevi değerlerden nemalanmaya araç olarak kullandıkları için,
Ki tüm tek tanrılı dinlerin kutsal kitapları aksini söyler, yapma der,

Bastırdıkça,
Bastırıyorlar insanlara, baskıyı arttırıyorlar dinden yana,

Dine doğru.
Tek tanrılı dinler,

Kadın erkek aşkına mağlup olacaklar bir gün. Kesin bu. Biri kurgu çünkü, biri gerçek. Biri bir kişinin sözlerine adanmış bir hayat, diğeri aşka adanmış.
Ve de tek tanrılı dinler yok olacaklar bir gün çünkü,

İnsanlığın kökü tek tanrılı dinler değil de,
Aşk olduğu için.

Elma ağacınıne kadar aşılarsan aşıla,
Meyvesini,

Nara,
Dönüştüremezsin.

Dinden nemalananlar,
Dinle kadını erkeklerin uygun gördüğü şekle şemale,

Dönüştürmek sokmak isteyenler,
Er veya geç,

Yok olup gidecekler bu gezegende.
Ya da,

Bir gün,
Bir,

Kadın peygamber çıkacak ortaya,
Yeni bir dinin,

Kapılarını açacak insanlığa.
Ki,

O dininde temelinde de,
Kadının erkeğin,

Aynen binlerle, on binlerle, yüz binlerle,
Yıl öncesinde olduğu gibi,

Özgürce yaşamın,
Özgür vicdanlarla verilen kararların,

Özgür gönüllere,
Özgür bedenlerle,

Yaşamın kendi öz dengelerini oluşturan akıllara,
Teslim edilmiş,

Bir dünya yatacak sadece.
Aşk,

Yeniden doğacak,
Özgürce.

Mevsimi kalkacak aşkın. Özgür aşkı, özgürce yaşayacak insanlar, istedikleri gibi, istedikleri her yerde.
Her an aşkı yaşayacak insanlar.

İçinde hep olmuş,
Hep de var olacak,

Var oluşun temeli olan,
Aşkla,

Yaşayıp,
Çoğalıp,

İnsan gibi, insanca yaşama geri dönecekler doğaları ve doğayla iç içe.
Ne zaman mı?

Kendini dine adamış,
Son insanda,

Bu gezegende ki yaşama,
Veda ettiği gün.

Neden mi?
Varsa eğer ki Tanrı,

Öldürmek için değil, acı çektirmek için değil, özgürlükleri kısıtlamak için değil,
Özgürlüklerini,

Yaşamın güzelliklerini yaşasınlar diye,
Canlıları ve insanlığı yarattığı için.

Ki,
Dileklerini, taleplerini bizlere bu güne kadar hep erkekler ilettiğinden,

İletilen dileklerin bekçisi de yine erkekler olduğundan,
Kadına ve insanlığa dayatılanları tartışmasız ve değişmez kılmalarından,

Ne denli samimi olduğunu bilemiyoruz,
Erkek dinlerinin.

Bir de,
Bir kadın peygamberden dinlesek, okusak bakalım,

Tanrı neler,
Diliyor insanlık için,

Tüm canlılar için.
Dinse konu,

Tanrıysa konu,
Bir de bir kadının kulağına fısıldasın bakalım,

Aşkı tanrı.
Tanrı,

Varsa eğer.
Aşk,

Var,
O,

Kesin.
Kadınla erkekte,

O da kesin…



Aşk Mevsimi Açılmıştır - 08.06.2012
Aşk mevsimi geç açılıyor birkaç senedir, hafiften tepe sersemi oldu insanlar.

Eskiden Nisan bilemedin Mayıs’a denk gelen aşk heyecanı şimdiler Haziran da hoplatmaya başlatıyor ancak yürekleri.
Neyse, hayırlısı.

Buna da alışacağız mutlaka.
Küreselısınma gönül işlerine de yansıdı sonunda.

Sıkarken düşünseydi insanlar deodorantları, kısmet buraya kadarmış.
Aşk,

Yazdır amma,
Tartışmam bile.

Kışında aşkıolur,
Amma kışaşkı,

Melankoliktir gridir.
Kat kattır ısıtırda üşütür de.

Ayaklara iyi gelir amma.
Biraz da mırıl mırıldır sanki kışın aşkı.

Miskindir de sanki…
Yaz aşkıysa,

Coşkuludur rengarenktir.
Heyecanlıdır,

Sıcaktır,
Terletir sırılsıklamdırıslaktır,

Pırıl pırıldır,
Fıkır fıkırdır,

Ve de,
Kıpır kıpırdır.

Fingir fingirdir yaz aşkı,
Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).
Çıplaktır,

Ten tenedir,
Savunmasızdır kalkansızdır yaz aşkı.

Kendin gibisindir, amma bildiğin kendin kadar değilsindir. Tanıyamazsın kendini bile,şaşkına çevirir insanı,
Sınırlarının aslında ne kadar sınırsız olduğunu yaşattıkça yaz aşkı.

Seviştirir insanı her yerde fütursuzcayaz aşkı.
Münasebetsizdir ahlaksızdır yaz aşkı.

Çatısızdır yaz aşkı.
Duvarsızdır bile hatta.

Havadır gökyüzüdür yaz aşkı.
Denizdir,

Kumdur,
Güneştir,

Sudur,
Dalgadır,

Meltemdir,
Çimendir,

Alaca karanlıktır,
Mehtaptır,

Gün batımıdır,
Gün doğumudur,

Deliliktir,
Çılgınlıktır,

Manyaklıktır,
Boşvermişliktir,

Kahkahadır,
Sarhoşluktur,

Sarılmaktır,
Çıplak ayaktır,

Yaz aşkı.
İnsanı aşka,

Aşık eder,
Yazın aşkı.

Şimdi,
Tam mevsimi kaysa da aylar azıcık,

Bastırmadan kavurucu,
Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

Korkmadan,
Çekinmeden,

Bulunca güzeli,
Tutmak lazım elinden.

Tadınıçıkarmak lazım yazın.
Yazın tadı aşkla çıkar,

Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

Bakmamak lazım iç çekerek,
Kıskanarak süzerek,

Parmak ucun değmeli,
Başın omuza düşmeli,

Çekerken mutluluğu içine,
Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

Güzelleşir insanlar.
Tazelenirler insanlar.

Tazedir yaz aşkı.
Kışın isi,

Akıp giderken yüzlerden,
Kanlanır yanaklar,

Canlanır tenler.
Kanlıcanlıdır yaz aşkı. İçmek lazım kana kana…

Ohh yarasın hepimize,
Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

Alımlı mıalımlıdır,
İşveli mi işvelidir,

Cilveli mi cilvelidir,
Mis gibi kokular, sürmelidir gözler,

Seker şıkırtılıtopuklar, gerdan desen yayla,
Saçlar desen uçuş uçuş,

Ayaklar pamuk,
Omuzlar yanık,

Vay babam vay…
Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

Sevinç ne kelime,
Heyecan ne demek,

Coştum da yazmıyorum,
Essah diyom gardaşım,

He valla,
Gördüğümü yaşadığımı anlatıyorum ben.

Sabahın güneşi,
İlan etti bu sabah,

Hazırlıklı olmalıymışız,
Çok aşk varmışbu yaz.

Elçiyim ben,
Bana zeval olmaz,

Sabah gördüm kurdelayı,
Bir ucunda mavi deniz,

Bir ucunda mavi gök,
Güneş kesti nişanı,

Alkışlar tezahüratlar,
Aşk mevsimi,

Açıldı,
Haydi kıpırdanın, haydi kıpraşın, bekletmeyin aşkı,

Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).

İş güç para pul çoluk çocuk hep oldu hep olur,
Aşksa kolay bulunmaz,

Sonra demedi demeyin,
Aşkı ihmal etmeyin,

Geçmeden yaz,
Gelmeden sonbahara , haydi millet haydi,

Haydi Doğru Aşka (Nakarat, koro girer).


Ve final,

Herkes hep beraber avaz avaz bağıra çığıra, sazlar mazlar, cümbüş kıyamet,
‘’Börek de ye baklava da

Haydi Doğru Aşka,
Takma sakın kafana

Haydi Doğru Aşka,
Hoştur yahu kadında

Haydi Doğru Aşka,
Hem göbek hem de kalça

Haydi Doğru Aşka,

Mezemiz de var rakımız da

Haydi Doğru Aşka,

Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Haydi Doğru Aşka,

Salla yavrum sallaaaa…yaaz geldi yaaaz…

Haydi Doğru Aşka…Haydi Doğru Aşka…’’

Hiç yorum yok: