Şefkat güven
sevgi. Kendinden yaşça çok büyük erkeklerle ilişkiye giren yirmili yaşlarda ki
kadınların aradıklarımıdır bu üç duygu? Veya çocuklarına ilgi göstermeden
yıllarını geçirmiş babaların vicdan azabıyla karışık ‘evlat’ hasretimidir? Eğer ki neden seks ve
para değilse…
Bu ülkede bu
denli sayıda ve çoğunluk olarak,
Boşanmış,
Aynı amma
ayrı yaşayan anne babalardan doğan ilk kuşağın genç kadınları,
Gelince,
Yirmili
yaşlarına,
Hatta
otuzların başına,
Kadın erkek
ilişkileri ile ortaya çıkan tablo,
Geleneksel
ve akıl yoluyla uygun görülmüş,
Kadın erkek
yaş aralığı yapısını zorluyor.
Ellili
yaşlarda erkeklerle,
Yirmili
yaşlarda kadınlar,
Eşleşmeye
başladılar.
Sayılar
artıyor gün geçtikçe,
Artık
dedikodusu bile yapılmıyor doğru düzgün,
Kanıksandı.
Doğada erkek
çiftleşme zamanı genç dişileri gider
tavlar.
Nedeni,
Genç
dişilerin sağlıklı yavru vermesidir. Doğa böyle organize etmiş yüz milyonlarca
senedir.
Doğada,
Erkek dişi
üremeyi sekse çevirmezler amma.
Cinsine göre
yılın belli döneminde çiftleşirler sonra bu anlamda ilişki biter aralarında.
Genelde
erkek çiftleşmenin bitiminde döner arkasını gider.
Yavruları
büyütmek dişinin görevidir.
İnsanoğlu da hayvandan gelme bir yaratık.
Maymunlar
filler gibi aile yapısına yatkın bir hayvan insanoğluda. Amma gençle çiftleşme
tarafında da bu yapıya uygunmuş demek,
Ki,
Bu kadar
erkek yaşıtı veya aynı kuşaktan karısını terk edip oldukça genç kadınlarla
beraber oluyor.
Kimi,
Bu duruma
taze et merakı diyor,
Kimi andropoz
diyor nedenini. Yani Latince andro ile pause kelimelerinin birleşimi,
Yani manası,
erkekliğin ‘andro’ duraklaması ‘pause’. Bildiğimiz pause.
Cinsel
fonksiyonlar gerilerken, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonları da düşüyor erkeğin
hızla andropoz döneminde.
Panik.
Erkek ya,
Gerilemez
ya, düşmez ya cinsel arzuları ve zihinsel fonksiyonları,
Dönüyor
bakıyor etrafına, illaki dışarıda arayacak nedeni, akılla çözecek ya paniğini,
Küt,
Fatura,
Karısına
veya kendi kuşağından kadına kesiliyor anında.
Yeni adres
genç kadın. Akıl öyle diyor ona hemen. Coşuyor bizim aslan parçası önceleri,
Kendine
güven tavan yapıyor, zaten ben gerilemem ki, düşmem ki diyor,
Aha bu da
ispatı bak genç kadınla neler yaşıyorum,
Diyorken,
Derken,
Bir küt daha,
Bu sefer tam,
Oturuyor
kıçının üstüne.
Dökme suyla
değirmen ne kadar dönerse, genç kadında o kadar destek veriyor erkeğin durumuna,
Sonra,
Ben yaptım
sen yapma bölümüne geçiyoruz hani ola ki geriye dönüşe niyet varsa,
Olmadı,
O kadın
gidiyor ya daha genci geliyor, ya da ha bire kadınlar geliyor gidiyor geliyor
gidiyor,
Bizim aslan
parçasının,
Yeleleri
dökülüyor amma uzatılıyor da bu arada,
Olmadı dövme
falan, küpede girebilir devreye, motosiklet spor araba merakı,
Gençleşme
telaşları,
Kılık
kıyafet saç baş sakal bıyık genç tarz moda peşinde,
Son
direnmeler,
Sonrası,
Boş bakış
dönemi. Aklın durduğu.
Ben kimim?
Hiç kimsesin
artık. Zamanla bulursun belki kimsin yeniden, kısmet dönemi.
İnsanlar
kalıcı ve en iştahla ve de doyurucu seks için kendilerini coşturanın aşkla
sevgi olduğunu bilemezler ruhsal olarak gelişememişlerse.
Hayvani
özelliklerine bağlı, bağımlı kalmış insanların en tipik özelliğidir ete
bağımlılık. Etin şekli şemali. Yani bedenin fiziksel görünümü, özellikleri.
Sekste
erkeklik performansı arar ölçer hayvani özelliklerini koruyan erkekler.
İnsanlığının
değil, erkekliğinin ön planda olmasından da anlaşılır hemen bu tür erkekler.
Ki,
İnsanlığının
değil erkekliği ön plana çıkan erkekler kadınlar tarafından cazip görülürler bu
yüzden beğeni ve etkileşim cephesinde.
Kadın yani
dişi, aslında erkek arar kendine.
Erkeksi
özellikler şehvete neden olur kadın için. Kadınsı özelliklerde erkekler için.
Genler
böyle.
Kadını
erkeği hayvanız sonuç itibariyle. Amma akıllısından. Diğer yönde geçmişimizin milyonlarca yıllını taşıyoruz genlerimizde.
Ha bir de aşk
var. Sevgi var. Ki,
Aşkla sevgi
hayvanlarda da var amma. Hem de alası var. Doğa zaten aşkla sevgiyle var olmuş,
varlığını aşkla sevgiyle sürdürmekte.
Kadın yani
insanın dişisi,
Her ne kadar
insan düşkünü olsa da, kadın erkek ilişkisinden bekledikleri adına,
Erkeklik
özelliklerinden çok,
İnsanlık
tarafıyla ilgili olsa dahi geniş perspektifte zamana yayılan birlikteliklerde,
Yine de
erkeksi özelliklere tav oluyor kadınlar.
O da hayvan
sonuç itibariyle.
Normal.
Aslında ne
oluyor ne bitiyorsa doğada olanın aynısı insanlar içinde olup bitiyor.
Zaten
doğadan geliyoruz,
Topluluklar
içinde akıllıca yaşamaya çalışsak da.
Akıllıca
yaşama evliliği katıp ailenin tarifini her ne kadar belirlemiş olsa da insan
oğlu,
Hayvani
genler,
Zorlamış ve
de hep zorlayacak bu sınırları.
İyi de anne
babamız dedelerimiz ninelerimiz dönemi yok muydu bu zorlama?
Vardı. Amma
kendine gelişecek kendini yaşatacak zemin bulamıyordu.
Çok dar
mahallelerde neredeyse hiç olmayan sosyal ortam,
Az kişiden
oluşan çalışma ortamı,
Üç beş dost
arkadaş, akraba ile yaşanıyordu o devirlerde.
İnternet
yoktu bir kere.
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği internet,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği sosyal ortamların insan zenginliği,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği önce kablolu sonra kablosuz telefonlar,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği her nevi bilgisayar ve aksesuarları,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği hızlı pratik ulaşım araçları araba uçak,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği turizm,
İnsanoğlunun
aklıyla keşfettiği genişletilmiş iş imkanları ve ortamları,
Ve de diğer
her nevi çok sayıda insana her an her yerde hızla ulaşma yolları,
Yani akılla
gelen her şey,
Hayvani
genleri ortaya çıkardı,
Kamçıladı,
Hem de şırak
diye yeniden.
Ve de
insanoğlunun yine aklıyla ahlakla biçimlendirdiği ve sınırlandırdığı,
Ki,
Ahlakta akılla
gelen bir yapılanmadır,
Aile kavramı,
Çöktü. Çökmediği
noktalarda ise tarifi değişmeye başladı.
Çöktü ve
tarifi değişti çünkü insanlığa yani insanın ruhuna yani sevgiye yatırım yapan
insan sayısı tahmin edilenden daha az.
Ruhsal
tatminini geliştirerek,
Sevgi
boyutundan,
Beslenen,
İnsan az.
Azlarıda çokların arasından çekip çıkarmak ayrı bir hüner artık.
Ki,
Yine
insanoğlunun aklıyla keşfettiği parada girince yaşama, hem de göbekten,
Hani olur mu
acaba diye,
Dinlerle yani
maneviyatın akılla kurgulanmış oluşumundan kaynaklanan ve baskı yoluyla desteklenmiş sistemde işe
yaramadı,
Darmaduman
oldu gitti.
Sistemin
çöküşünü yaşayan ilk kuşaksa bizim kuşağımız bu ülkede.
Batıda da
bir kuşak evvel çökmüştü zaten.
Hipilik
yapılanmasının temelinde ki ana kavramdır zaten aile yapısına isyan.
Daha doğrusu
karı koca çocuktan oluşan aile yapısını refüze edip,
Tüm
insanlığın tek bir aile olduğu yönündedir bu kavram.
İsteyen
istediğiyle sevişir seks yapar sever okşarı savundular hem de elli sene evvel.
Öylede
yaşadılar.
O da
tutmadı.
Çünkü
herkese olan sevgi ne zaman ki tek bir kişiye olan aşka dönüştü,
Yani tek bir
insana bağlılık bağımlılık,
Kıskançlık
duygusunda da henüz çok ham olduğu için insanoğlu, hipiler bile,
Kendi
yarattıkları sistemi,
Kendileri
yok ettiler mülkiyet hırsıyla.
İnsana
mülkiyet.
O insanın
sahibi olmak kavramı, yıktı attı tüm insanlığa aynı oranda aynı sevgi
duygusunu.
Kıskançlığa yani
mülkiyet güdülerine duygularına teslim oldu hipiler bile.
Ve de klasik
aile yapısı kazanmış göründü o yıllarda yeniden.
Ta ki,
İnsanların
yeni insanlarla tanışması görüşmesi hem de istediği yer istediği yerden istediği
zamana kadar. O andan sonra coştu yeniden genler,
Coşunca.
İlk
meyvelerinide bizim kuşakta verdi.
Ve de
boşanmalar sapır sapır.
Ve de
boşanmış anne babaların genelde babadan yoksun büyümüş çocukları.
Ve de bu
çocukların kız olanlarının bir kısmı belki de büyük bir kısmı,
Ne doğru
düzgün baba şefkati gördüler ne sevgisi ne de güveni.
Eksikli midir
bir kız çocuğu için?
Bence, evet.
Arar mı bu
eksikliği bir başka kişiden,
Arar, bence.
Bu kişide babası
yaşındaysa, o genç kadına yumuşak bir dokuda ve de güven vererek yaklaşıyorsa,
genç kadın tav olur mu bu duruma,
Olur, bence.
Genç kadın
farklı noktalarında farklı dozlarda yaşarken içsel tatminlerini,
Ellilik
aslan parçası da farklı noktalarında farklı dozlarda yaşamakta aynı anda
fiziksel tatminlerini.
Alanın ve de
satanın memnun olduğu sistemler,
Yani
herkesin memnun olduğu yapılanmalar,
Sistem ta
ki, taraflardan biri havlu atana kadar tatminsizlik veya yetersizlik adına,
Yürür gider.
Nereye
nerene ne kadar yatırım yaptıysan emek verdiysen o kadardır hayatın çünkü.
Sevgi,
İnsanlık,
Erkeklik,
Kadınlık,
Babalık,
Annelik,
Para,
Dostluk,
Ruh,
Beden,
İş hayatı,
Kocalık,
Karılık,
Aşk,
Nereye?
Yaptığımız
yatırımların verdiğimiz emeklerin karşılığı yaşamımızda ki değerlerimizdir.
Yapmadıklarımız
yapamadıklarımız almak istesek dahi alamadıklarımızda eksikliklerimizdir tamamlamak adına mücadele ettiğimiz.
Herkes
kadını erkeği eksiğini tamamlamak çabasında.
Her yaşta.
Her
kültürden,
Her sosyal
yapıdan,
Her eğitim
düzeyinden,
Her türden.
Eksikler
tamamlanırken, değerler bir insandan bir diğer insana geçerken ortaya çıkan
tablolar,
Geleneksel
yapının dışındaysa,
Zıplıyoruz
yerimizden.
O yüzden
zıplatıyor genç kadın yaşlı erkek ilişkileri.
İnsanın
aklıyla keşfettiği dedikodu mekanizması da,
Körükledikçe
kızgınlıklarımızı,
Ve de
hatırlattıkça eğer varsa kuyruk acılarımızı,
Ve de
hüsranlarımızı,
İyice
delleniyoruz.
Sayıları
daha da artacak,
Hazırlıklı
olun,
Genç kadın
yaşlı erkek ilişkileri.
İki nedenden
de.
İster
hayvani genlere bağlı ruhsal gelişiminin yetersiz kalması olsun bu neden,
İster
sevgiye bağlı ruhsal gelişiminin yükselmesi.
İnsanlar
akıllarıyla icat ettikleri ile dünyayı yok etmeye çalıştıkça yani kendi
yaşamlarını,
İlk çağa da geri
dönüyorlar yavaş yavaş.
Aklın,
Nadiren ve
kısıtlı olarak kullanıldığı günlere yani.
Herkes
kendini,
Kurtarmaya
çalıştığı,
Hayvani reflekslerle
iç içe yaşanan döneme.
Dünya da
öyle, o da kendini kurtarmaya çalışıyor kendi bildiği gibi kendi yöntemleriyle.
İnsan soyuda
öyle.
Doğada ne
varsa neler yaşanıyorsa insanlar içinde geçerli. Biz de doğanın bir parçasıyız.
Doğa,
Aklı yener.
Şaşırmayın
gördüklerinize,
Yaşadıklarınıza.
Başa
dönüyoruz.
Tutmadı akıl aşısı.
İnsan akıllı
hayvan.
Amma,
Hayvan.
Şekle şemale
yatırım yaptıkça kaybetmeniz an meselesi. Akılla gelen akılla gider. Sevgiyle
gelense gitmez eğer ki akıl yoksa içinde.
Yatırımı
sevgiye yaptın mı bir kez,
Kurtulmuşsan
mülkiyet güdülerinden,
Aklınla
şekillendirmemişsen hayatını bedenini ilişkilerini,
Mutlu yaşar
gidersin,
Yüreğinle.
Sevgiye
güven,
Aklaysa
katiyen. Akla güvene güvene gelinen noktadır zaten,
İnsanlığı,
Başa
döndüren.
Kızdıran
akıldır çünkü,
Sevgiyse,
Güldüren.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder