Bayram değil
seyran değil eniştem beni neden öptü diyen kadını tanıyan var mı? Bende bu
bayram onu öpmek istiyorum. Eskiler de anne baba nine dede eli falan öpülürdü
şimdilerde bayram da öpüşmek demek seks demek. Adettir, tatiller de coşulur
sevişilir bol bol. Deplasman azdırır insanları.
Ha,
Bir de
planlı programlı olanlar vardır. Hadi bu bayram şuraya gidelim.
Sevgili ise,
hatta karı koca bileyken bile.
Tatile
çıkılınca daha çok sevişilir.
Bayramların
sekse verdiği katkı,
Bayramlar
yaz aylarına denk geldikçe arttı.
Kavramlar,
Arzular,
Alışkanlıklar,
Gelenekler
görenekler,
Kuşaktan kuşağa
değil,
Birkaç yılda
bir bile değişiyorlar artık.
O yüzden,
Alışmayacaksın
bayramda çoluk çocuk bir araya gelinir hallerine. Hiçbir şeye alışmamaya
alışmak lazım esas.
Bir araya
gelinme hallerinin neler olduğu,
Artık
mevsimlere göre, tatil programlarına göre. Bayram tatillerinin kaç günlük
olduğuna göre de.
Taa en başlarda,
O gün sabah aile
içi bayramlaşmalardan sonra dökülürdük yollara. Pek bi şık kıyafetlerle.
En yaşlılardan
başlayıp,
Yaşça
büyüklerin evleri gezilirdi tek tek ilk iki gün,
Son gün de,
Gençler
gelirdi bu sefer anne baba evine.
Şeker
bayramı demek şeker di zaten. Bir de nane likörü. Kahvenin yanında.
Mendil
verilir çocuklara. Kumaş. Saklıyorum. Bir sürü var. Müzelik.
İçine de
para koyarlardı. Kapı önünde tam da çıkarken verirler, büyüklerin öpüşme faslı
bir türü bitmez kıvranırsın kaç para var içinde diye meraktan.
E normal, ya
mantar veya su tabancası alacaksın ya da çata pata fit olunacak gelire göre.
Sonra,
Değişti, o
ev bu ev gezmek yerine,
En yaşlının
evinde bir araya gelinmeye başlandı,
Bir batımda
bir çok kişiyle bayramlaşmaya başladık cümbür cemaat.
Sonra,
O da bitti
veya eksilenler oldu aile akrabada çünkü şehirlere dağılmaya başladı aileler
insanlar.
Göçler
falan.
Bu sefer
telefonla aramalar başladı. Bayram sabahı. Kablolusundan. Ev telefonu
denilenden.
Ha bir de,
Kartpostallar
yazıldı. Postalandı.
Kartpostal
vardı, hala da var amma ancak hediye paketinin içine üstüne yerleşiyorlar artık, o kadar.
Kartpostal
seçmek vardı günün önem ve mahiyetine göre. Ona bunu şuna da şunu gönderelim
diye ayrılırdı seçilirken. Hep de eksik kalır illaki birilerini unutursun.
Ofis
masasının üstüne evlerde de büfenin üstüne dizim dizim dizilir gelen
kartpostallar.
Ne kadar çok
kartpostal gelirse o kadar sevilirsin,
Ya da o
kadar önemli insansın demekti.
Demeğe
kalmadı,
Faks girdi
hayatımıza. Süslü püslü desenli kağıtlar hazırlanır,
Yazarsın
üstünü kutlama dileklerini gönderirsin diğer fakslara,
Fakslar
gelir. Faks hiç susmaz hele arife günü. Sekreter bayram fakslarını dosya yapar
koyar masanın üstüne. Kızım gönderdin mi bizim tebrik faksları?
Faks
dönemini,
Mailler
sonlandırdı.
Mail yağmuru
başladı bu sefer. Renklendi tebrikler. Resimler fotoğraflar. Alakalı alakasızlar
tebrik edenler. Bedava ya. Dayan gitsin
maile. Kim la bu? Biri, göndermiş. Vardır bir hesabı seninle.
Demeğe
kalmadı yine telefona yüklendik. Bu sefer cep amma. Cepten ararsın. Bayramda
cır cır telefonlar gelir, sende ararsın. Herkesin elinde cep. Yaşlılarda cep
yok, onları ev telefonundan. Ev telefonu hala vardı çoğu insanda.
Sonra
aramalar azaldı yerini mesajlar aldı. Cepten mesajlaşmalar.
Uzun manalı
şiirsel bayram tebrikleri mesajlara yazılmış. Edebiyat patlatan patlatana.
Şairleri
kıskandıracak mesajlar uzun uzun yazılmış. Altına da isim yazılır veya ailenin
soyadı. Hala güvenilmiyor hafızaya kaydedilmiş isimlere numaralara.
Önceleri sadece
sana mahsus sadece sana gönderilmiş gibiydi isminde yazar bir yerinde tebriğin,
Sonraları
tek mesaj yaz, standart, herkesi kapsayacak düzende anlatımda, listede işaretle
insanları yallah cümle aleme.
Derken,
Yaşlar
ilerledi. Yaşlıların çoğu göçtü gitti.
Kalanlarsa,
Sardırdı
internete. Ve de feysin buku,
Bokunu
çıkardı bu sefer iyice durumun.
Şimdiler
yani. Bu günler.
Yine süs püs
ağdalı laflar cümleler,
Yaz hazırla,
yükle,
Paylaş.
Listedekilerle.
Bitti.
Yırttın gibi
sanki.
Hani hem
tebrik ediyorsun insanların tamamını hem de tek tek uğraşmıyorsun.
Hem de,
Bayrama verdiğin
önemi insanlık alemine anons ediyorsun.
Ve de,
En önemlisi
verdiğin değeri de tanıdıklarına eşe dosta akrabaya herkese.
Onlarda ya
layk ediyorlar senin tebriğini,
Ya da,
Yorum
yazıyorlar. Tebriğe tebrik.
Üstünde
artık ne varsa o sırada. Kılık kıyafet zorunluluğu yok. Şık falan olmak
gerekmiyor. İstersen tuvalette bile tebrik et ıkınırken. Ne gören var ne bilen.
Kelimeler
harfler senin. Tuşlarda senin. Parmaklarda. El sıkmak yerine, parmak uçlarıyla.
Parmağının ucuyla değil amma.
Mekan seçimi
de senin. Dekor senin. Kılık kıyafet senin. Kok istersen. İstersen seviş arada.
İki deniz arası da olur. Kaşı da nereni istersen. Ne istersen yap et,
Gören yok.
Duyan da.
Değmeden,
dokunmadan, görmeden de seviyoruz artık.
Seviyoruz o
kesin,
Amma,
Bırak
dokunmayı görmeyi, sese bile ihtiyaç duymuyoruz artık sanki.
Kelimeler
harfler şekiller yeter oldu, yeterliliği kabul gördü. Müziklerde. Şiirlerde.
Metinlerde. Fotoğraflarda. Yükle ruhuna aklına gönlüne uygun olanı,
Paylaş,
Gönder
sevgiyi,
Gelsin
sevgi,
Layklarla
yorumlarla geri.
İster bayram
ister doğum günü ister yeni yıl. Tebrik yağmuru. Her yönden her şekilde. Her
gün her an her yerden her yere.
Sadece
kelimeler sadece harflerle. Resimlerle desenlerle fotoğraflarla desteklenmişken
de bazen.
İnsan
sevdiğini özler.
Özlemediğini
de sevmez pek. Sevse de özleyecek kadar sevmiyordur demek.
Özletmiyordur.
Tanıdık kıvamında kalmıştır yani. İster arkadaş olsun, ister akraba.
Özlediğinin
de sesini duymak istemez mi insan?
Veya
gözlerine bakmak?
Veya
sarılmak?
İster.
İstermiş.
İstemiyor mu
artık? İstese de şart değil.
Nedenmiş?
Herkes
mekanikleştik elektronik olduk dijital olduk nereye gidiyor bu insanlık,
İnsanlık
ölüyor diyor.
Ne kadar
doğru.
İnsanlık
ölüyor. Ölmesi gerekiyor da ondan. Bitiyor insanlık dönemi.
İnsanlık
dediğin,
Şekille
şemal çünkü.
Şekillerle
yaşadı insanlık milyonlarca yıldır.
Nesiyle?
Aklıyla.
Gönlüyle. Bedeniyle. Hepsi şekil yaratır şekle hayran şekille beslenen şekille
besleyen şekle bağımlı. Amma şekille şemalle,
Ruhu,
Es geçerek
yaşadı insanlar. Ruh çağırılırdı. Sanki bir yere gitmiş gibi.
Ey ruh gel.
Ruh gelmedi.
Gitmedi ki gelsin. Ruh bende varım dedi sonunda. Çünkü son başı insanlığın.
Ne zaman ki
akıl beden gönül yapabileceklerinin en üst seviyesine ulaşınca. Tekrarların
edinmelerin tatminsizliği kaplayınca yaşamı, kapatınca girilecek yepyeni yolları,
Ruhunla
sevmeyi öğrenmeye başlayan ilk insanlar olduk biz.
O kelimeler
harfler süsler fotoğraflara yansıttığımız ruhumuzu,
Başka başka
ruhlar kendilerince algıladıkları kadarıyla seviyorlar artık. Sevmek
sevişmektir. Sevince sevişiriz.
Bal gibi,
Sevişiyoruz
artık ekran başlarında kelimelerle harflerle resimlerle fotoğraflarla.
Sevişmek
için bedenlerin şart olmadığını keşfediyor insanlar.
Sevişmenin
tarifi de değişiyor bu yüzden zaten.
Sevişmenin,
Seksle
ilgisi olmadığını keşfetmeye başladı insanlar. Çiftleşmeyle de.
Amma,
Henüz bunu
bir türlü fark edemiyorlar henüz ne yaşadıklarını ve yaşattıklarını tam da
anlayamıyorlar anlatamıyorlar. Henüz amma.
Henüz
bununla nasıl ne yapacaklarını da bilmiyorlar. Henüz amma. Memnunlar. O kesin.
Hep beraber,
Sevişiyoruz.
Çünkü hep beraber seviyoruz.
Topluca.
Grup seks yapmadan amma.
Herkesle
sevişiyoruz istediğimiz an istediğimiz zaman istediğimiz an.
Herkes de
bizimle.
Cinselliği
önemsemeden. Cinselliğimizi yani bedenimizi hormonlarımızı kullanmadan.
Ruhumuzla.
Sevişmiyor
muyum diyorsunuz,
O zaman ne
işiniz var,
O ekranın
başında,
Sabahlara
kadar akşamlara kadar.
Arada sırada
da olsa. Her bir layk sevgidir. Her bir paylaşım sevgidir. Her bir yorum
sevgidir.
Yavan
geliyor mu sizlere eskiden hayatınızı dolduran doldurduğunu düşündüğünüz pek çok şey?
Daha da,
Daha da nın,
Yetmediğini
keşfettiği için insanlar zaten o ekranların başında, daha da larla. Peşinde
olduğunuzu büyülenmiş gibi kapılıp gittiğinizin ne olduğunu farkında mısınız?
Farkında olsanız da olmasanız da yaşıyor ve yaşatıyor musunuz?
Evetse,
Başladınız
sevişmeye demektir çoktan birileriyle, ister kadın ister erkek. Çünkü
seviyorsunuz demektir.
Her yaştan,
Her
kültürden,
Her kandan
insanı. Yeter ki sevsin o da.
Hayır
diyorsanız eğer,
Farkında
değilsiniz demektir henüz, fark ederseniz bir gün. Veya inatlaşır durursunuz
kendinizle. Amma yine de o ekranın başında.
Gönderdikçe
o sevgi dolu evrensel doğrularla bezenmiş,
Sözleri
lafları metinleri, dilekleri, arzuları, istekleri,
Gönderdikçe
hayat dolu güzelliklerle bezenmiş resimleri fotoğrafları,
Sevgi
gönderiyorsunuz aleme, ne matrak hem de el aleme, hem de,
Evrene, ve
de,
Sevgi
alıyorsunuz alemden, el alemden, ve de,
Evrenden.
Farkında
mısınız bilmiyorum,
Etrafında
toplaşıyoruz sevginin.
Bazen
kızıyoruz da belki bir birimize bazen kırıyoruz da belki bir birimizi,
Amma terk
edemiyoruz artık. Ne insanları ne sevgiyi.
Yok
edemiyoruz onu. Sildim seni desen de, o illaki var, orada. İsmini yazınca
çıkıyor karşımıza. Adres yok çünkü. İsim var artık. Sen yani. Sen varsın ve de
oradasın. O da burada.
Bayramlaşmalarla,
Törenlerle,
Kutlamalarla
düğünlerle cenazelerle bir araya gelmeyi öğrendi önce insanlar.
Bedeniyle gönüllüyle aklıyla bir araya gelip bir arada
kalmayı yaşamayı,
Öğrendiler.
Şimdi sıra
geldi,
Esasa.
İşin esasına.
Ruha yani.
En gerçeğe. Görmeden sessizce dokunmadan sevmenin sevebilmenin başına geldi
insanlar.
Şimdi sıra
geldi ne var yoksa yaşarken ruhunla yaşamaya.
Hissederek hissettirerek.
Sıra geldi
artık, bedenden akıldan gönülden daha da öte,
Ruhu şenlendirmeye.
Ruhu
sevmeye.
Ruhları
sevmeye.
Ruhlarla
sarmaş dolaş olmaya.
Milyonlarca
yıllık gelişim serüveninin gelinmesi gereken, bir gün gelinsin diye başlamış
yaşamın,
Esas
bölümüne.
Her türlü
zulmün acının sonuna son dönemlerine
geliyor insanlar.
Çünkü zulmü
acıyı doğuranda yaşatanda çoğaltanda coşturanda,
Akıl beden
gönül.
Ki zaten
kabullenmişiz de bu gerçeği. Ki,
O yüzden,
Ölünce biri,
‘Ruhu şad
olsun’ diyoruz. Biliyor muyuz ne dilediğimizi ölenin ruhuna acaba?
Zannetmiyorum.
Şunu diyoruz
aslında,
Öldün artık
ya sen, ne gönlün ne aklın ne bedenin acı çektiremeyecek ne sana ne başkalarına
ya artık,
O yüzden,
Mutlu ol
neşeli ol sevimli ol artık,
Diyoruz
ölenin ardından ölenin,
Ruhuna.
‘Ruhu şad
olsun’,
Ruhun
sevinsin mutlu sevimli olsun demek.
Şad,
Sevimli
neşeli demek.
Açın sözlüğü
öyle yazıyor orada.
E madem ki
bayram da gelmiş,
E ölmeden
önce ölmeye de gerek kalmadan hem de,
Önce
kendimin sonra hepimizin herkesin,
Bayramınız
şeker,
Ruhunuz da,
Sevimli
olsun neşeli olsun mutlu olsun dileklerimi kabul buyurunuz,
Bol bol daha
da çok sevin sevişin de,
Bu
vesileyle.
Yaşarken,
Hem de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder