13 Ağustos 2012 Pazartesi

YERİ ZAMANI VAR HER ŞEYİN...

Her şeyin bir saati var değil mi? Yatmanın kalkmanın yemenin içmenin gezmenin tozmanın çalışmanın sevişmenin. Hatta şekli şemali de. Hatta her şeyin ve yaşamanın da bir yaşı var, vakti zamanı var yani.

Hatta her bir şeyin bir de yeri var. Breh breh…
Listeye bak sen.

Öğlen akşam acıkınca kahvaltı edilmiyor, yemek yenecek. Neye yemek denir tarifi de mevcut.
Beden,

İtiraz ediyor da sanki öğlen ve akşam saatinde kahvaltıya. Ki, kahvaltının da tarifi var. Kapuska yenmez imam bayıldı hiç olmaz sabah açsan mesela.
Gündüz uyuyup akşam gece yaşayamazsın. Günü kaçırırsın denir hatta. Demek geceleri kaçırmak iyi bir şey.

Akşam gece uyku zamanı zaten. Uyu ki bitsin hemen demek zaten.
Mesela iş kıyafeti vardır. İşe uygun. İşine pozisyonuna uygun. Tarifi belli.

Akşam bir davet içinde abiye kıyafet şarttır protokole uygun.  
Giyemez bir kadın gündüz evde abiye bir giysi, tuvalet falan. Canı bile çekmez muhtemelen günün ortasında öyle giyinmek. Çekecek kendine ait canı bile kalmamış ortalıkta belki de.

Hani  ev hali kıvamında amma şıkır şıkır mesela.
Mesela,

Ofislerde sevişemezsin.
Yeri değil. Çalışırsın ofislerde sadece.

Amma  bir çok insan ister ofiste sevişmeyi,
İster de sevişemeyince,

Fantezi olur,
Hayal edince.

Vakti yeri zamanı değilse yapmak demek istediğin fantezi olur. Düzene uyuyorsa uyum göstermiyorsa tarifi bellidir arzu edilenin, fantezi.
Nesi fantezi?

Sevişiyorsun işte, sanki evdekinden veya bir başka yerdekinden çok farklı.
Yok,

Ofis  masası kanepesi yeri ya bu. Ofis  odası bu. Ki sevişeni de vardır, gizli kapaklı. Gizli kapaklı. Breh breh…
Mesela,

Davranış biçimleri var.
Derler ki,

Kadına bak kendini genç kız sanıyor.
Veya,

Erkeğe bak,
Yaş dönümü zahir ne bu delikanlı ayakları.

E öyle hissediyor.
Genç kız gibi hissediyor kendini.

Delikanlı gibi hissediyor.
Yok,

Olmaz,
Hissedemezsin. Yaşın eğer ki gelmişse bir yerlere. Kemale ereceksin illaki. Kimse neyse artık o kemal. Erdin mi geriye dönüşü yok. Yaşının kadının,  yaşının erkeği. Hangi yaşının? Biyolojik. Ya ruhun ya özün? Geç. Tarif edilmiş yaşın tarifine uy yeter.

Hissetsen de dışına vurmayacaksın zaten, hapsedeceksin içine kıpraşmalarını.
Gülmek,

En fenası. Her yerde kahkaha atamazsın mesela.
Hani katıla katıla yıkıla yıkıla,

Gülemezsin,
Kalabalıklar içinde.

Kadınsan aranıyor len bu orospu bile olabilirsin çok keyfin yerindeyse,
Erkeksen ibne len bu yavşak olursun mesela. Orospu gibi olmak, ibnelik yavşaklıkta zaten düzen dışı. Uyuma aykırı ya, alıntı yapar.

Her kıyafetin ayakkabısı bellidir. Her ceketin bluzu. Her pantolonun gömleği de.
Her kadına uygun erkeği, her erkeğe uygun kadını,

Ki,
Zaten kadın erkeğe erkek kadına uygunda olmalı mutlaka. Hele,

Kadın kadına erkek erkeğe uygunsa,
Tam uygunsuz olur zaten.

İki kadın bir erkeğe, iki erkek bir kadına hiç mi hiç uygun değildir. Ne münasebet. Fevkalade uygunsuz.
İllaki,

Uyulacak.
Uyum içinde olunacak.

Uyuma  uyguna uygun görülen ve kabul görmüşeyse  itiraz edemezsin.
Karşına bir insan ordusu çıkar bir anda,

Uyumu tarif eden, uyumu savunan, uyuma yaslanmış, uyumun içine saklanmış,
Uyumun içinde yuvalanmış,

Uyumun jandarmalığını yapan kocaman bir insan ordusu çıkar karşına hemen.
Düzeni savunan, düzeni tarif eden, düzenin bekçiliğine soyunmuş olan.

Korkaktır insanoğlu.
Çok korkaktır hem de.

Korktuğu için her an her yerde,
Korkularını bastırmak, korkularıyla yüzleşmemek için, dışlanacak diye, sevilmeyecek diye, saygı duyulmayacak diye, bir telaş,

Düzeni kurar,
Düzeni savunur hemen.

Uyuma sarılır hemen. Adını da yanlış koymuştur korkaklığınınsa. Huzur der. Ne alakası var pısmakla pısırık yaşamakla huzurun. Büzüşür huzurun içine.
Uyumun düzenin karşılığı işlere sarılır hemen. Ki kendiyle karşılaşmaya fırsat bulamasın vakit kalmasın diye.

Söyleyemez o yüzden içinden geçenleri.
Dillendiremez o yüzden kurduğu hayalleri.

Ortalığa dökemez aslında içinde kıpır kıpır eden tüm fantezileri. Ki zaten adını koyunca fantezi diye illaki çıkıntılıktır artık akan giden düzenin durgunluğunda.
Ki,

Uyum ve düzendir aslında bir çok hayalin arzunun fantezi olarak adlandırılmasına neden olan. Tersidir fantezi. Belki de tersidir aslında düzen uyum olması gerekenin. Kim emin? Neden?
Fantezi diye bir şey yoktur aslında.

Fantezi,
Uyuma düzene  sadık bekçilerin,

Onlara  göre,
Uyum göstermeyenleri düzene uymayanları korkutmaya çalıştıkları,

Öcüdür,
Fantezi.

Ki,
Bir insan evladının gönlü ruhu aklı bedeniyle yapabileceği her şey için zaten milyonlarca yıl içinde evrim geçirmiş ve de geçirmeye devam ediyor insanoğlu.

Her şey. Çünkü hepsi yaşanılası hepsi yaşandığı içindir zaten hepsinin varlığının var olmalarının  gerçekleşmesine neden.
Akıl ettiğin hissettiğin düşündüğün arzuladığın özlediğin her neyse o,

O zaten var bu gezegende.
Var olduğu için o kavram senin de genlerinde ruhunda var zaten.

Mesela,
Kadınların tamamı eşcinsel desem, yok değildir denir önce.

Erkeklerin tamamı da eşcinsel halbuki. Halbuki teknik olarak öyle.
Doğuyorsun,

Sonra bir tarafın ağırlık kazanıyor veya kazanamıyor zaman içinde.
Veya farkındasın  da,

Saklıyorsun  en diplerinde bir yerlerde.
Çünkü,

Uyuma aykırı. Çünkü alışılagelmiş düzenin dışında.
Kadın kadına,

Var mı el ele göz göze öpüşen koklaşan sokaklarda mesela.
Veya erkek erkeğe?

Yok.
Kapıyı kapatınca ardında var amma illaki.

Mesela,
Kadınlar neden sütyen takarlar? Sütyen taktığı için çok mutlu olan kadın sayısı ve oranı nedir acaba?

Bu sıcakta hem de,
Göğsünde kumaşlar biyeler şeritler askılar falan.

Takmazsan ne olur?
Memen gözükür. Breh breh…

Ne olur en fazla,
Öküzlere bayram olur her gün.

Olsun anasını satayım. Alışırlar. Sahil kesimi öküzleri alıştılar bile nispeten. Ha birde kıskançlıklar tavan yapar erkeklerde. Meme ucunda erkeklik arayanların ben erkeğim kabarmalarını köpürten et davası bildiğimiz.
Felaket gibidir,

Felaket haberi alır gibidir çıkınca uyumun düzeni dışına karşılaştığın uyarıların şiddetleri.
Özgürlüğünle özgürlüklerinle,

Kavururlar seni kavurmaya çalışırlar seni,
Tek düze yaşamın içinde düzene uyuma daha da sarılıp uyuyanlar.

Uyuklayanlar.
Uymak iyidir.

Rahat uyursun uydukça,
Çünkü,

Uyutur uyum seni hayatın boyunca.
Uya uya,

Uygunlar gibi,
Düzenin içine sığınıp,

Uygunlar gibi,
Yaşar gidersin bir gün ölene kadar. Adı a huzur olur, dışı yeknesak tek düze amma içi fokur fokur kaynayan yaşamının.

Kim bilir,
Neleri yapamadan edemeden,

Yaşayamadan,
Kim bilir,

Nelerden mahrum edip kendini,
Vakti zamanı,

Gelince de,
Göçer gidersin.

Özgürlüklerle var edilmiş ruhuna genlerine,
Yerleşmiş,

Yuvalanmış aslında belki de sen gibi olan kavramların her birini hayatın boyu hem de protesto edip,
Alışılmışlarla,

İç içe beklersin bitsin diye hayatın bir gün bir yerde. Yetmez,
Karşı çıkarsın,

Yapamadıklarına yapmaya etmeye cesaret edemediklerine hem de.
Hep beklersin.

O birini.
İster günlük hayatında ister aşk ister seks ister iş ister siyaset ister dünya meselelerinde.

O devrimciyi.
Devrimi gerçekleştirsin ki,

Katılasın kalabalıkların arasına,
Çaktırmadan beleşe,

Konasın diye,
Sanki,

Sende o devrimci gibiymişsin diye.
Yalan yalan üstüne.

Kendi  dolandırmaksa en tepelerde. Uyuyan uykuya yatmış huzurlu dolandırıcı. Düzen değişsin isteyen düzen savunucusu.
Bir sorun kendinize,

Nedir en büyük en şiddetli fanteziniz yaşarken yaşamdan yana?
Yapamadığınız,

Gerçekleştiremediğiniz?
Amma,

Hayalini kurduğunuz.
Nedir?

Var mı?
Yoksa eğer öyle bir hayaliniz,

Öyle bir arzunuz,
O zaman sorun kendinize,

Kimsiniz siz?
Uyum düzen bekçisi uyuma uyumu kadar cesur amma korkağın,

Sahip olduklarını kaybetmemek adına kendini bir gün bir yerlerde çoktan kaybetmiş,
En büyük fantezisi peşine takılmayı düşlediği bir devrimcinin Mesih gibi dünyaya yaşamına inmesini bekleyen,

Biri mi?
Yoksa,

Uymuyorum sizin düzeninize,
Deyip,

Onlara göre,
Uygunsuz ve düzensiz bir yaşamı seçip geçip,

Kendi özüne,
Göre,

Kendi özüne ruhuna uygun olanı,
Yaşama geçirecek,

Bir devrimci mi?
Mutluluk diye bir şey yoktur peşinde koşulası.

En büyük palavralardan biridir olmayan bir şeyin,
Mutluluğun  peşinde koşmak.

Peşinde koşarken,
Ağzına çalınan bir parmak ballarla mutluluk falan da olmaz.

Olmayan bir şey de tadılmaz zaten.
Yaşarsın sadece.

Kendine göre veya herkese göre.
Birinde keyfin yerindedir sabah akşam her an her yerde,

Birinde keyfin kaçıktır hep,
Keyfin yerine gelsin diye ümitlenirsin her an her yerde. Parmak ararsın ağzına bal çalsın diye. Hatta balıyla birlikte gelsin diye.

Devrilmeden,
Yaşamaya çalışırsın,

Devrime,
Hiçte kalkışmadan. Ki, devrimle ancak ayağa kalkabileceğini, devrimle esas hiç mi hiç devrilmeyeceğini de bilemeden. Bilmeden.

Kimsin sen?
Sor.

Bildiğimiz seni ezberledik zaten,
Hani,

O,
Esas sen kim?

Canavar sandığın, canavar dedikleri, canavarlaşacağını zannettiren,
Hani var ya,

O,
Sen,

Sorsana ona kimmiş o?
Hani,

Aslında çok insanlaştıracak olan seni. Esas insanın kim?
Sor bakalım bir,

Sana.
Sonra,

İki tek at,
Sabahın köründe sevişirken,

Hani,
O hep hayal ettiğin gibi hayal ettiğinle,

Hayal ettiğin yerde.
Hani,

Keyif olsun maksat diye.
Mesela.

Uygunsa tabii ki…Onlara göre onlara değil de,
Gerçek esas olan,

Sana. Yani,
Öz,

Sana.

Hiç yorum yok: