Kafana göre
yaşarsın densiz derler. Salla. Kafa nereye sen oraya. Kafana göre yaşamazsan
yani akla göre yaşıyorsan çok mu denli mi oluyorsun yani? Denlileri gördük,
halleri fena. Sallayacaksın.
Kafa nereye
sen oraya.
Kafayı
takacaksın yani hayata. Taktın mı kafaya yapacaksın yani hayatta.
Dur durak
yok.
Densizce
yani.
Arsızca
yani. Hayat arsızı olacaksın.
Eğleneceksin
akıllılarla. Üstüne üstüne gideceksin.
Delirteceksin
el alemi.
Çıldır
çıldır çıldıracaklar. Cılbır yapacaksın milleti.
Usandıracaksın
sonunda, bezecekler sonunda, açacaksın gözlerini, olmadı üçüncü gözlerinin ucuyla
önce kesecekler seni,
Sonra,
Kıskanacaklar
çatır çatır,
Sakın takma,
Sakın durma
girdin demektir kanlarına,
Emin ol ki,
Düşmanken
geçecekler senin safhına,
Hafif
yavşamayla karışık,
İçleri dağılmaya başlayacak darma duman,
Düştün
demektir ruhlarına,
İtle yatsak
bitle kalkar mıyız acep diye,
Çakacaklar,
Helal olsunu
eninde sonunda.
Ondan
sonrasını ko gitsin rahvan zaten.
Vay be yi de
taktın mı peşine,
Duydun mu ne
halt etmiş bunu bile en sonun,
Da,
Dedirttiysen
eğer, tamamdır açıldı bastır hemen anında.
Azacaksın iyice.
Azdıkça coşacaksın, coştukça coşarken birden aniden,
Zınk diye
duracaksın durup dururken,
Haydi sil
baştan,
Bakacaksın yeni
kafa nereye şimdilerde,
Hah,
En güzel pusula,
O nereye,
Sen oraya.
Gönlüne gör
yaşayacaksın yani hayatta.
Ki,
Patron
gönlüne göre versin diye. Gönlün nasıl akıyorsa yeni senle yeni yeni.
Nereden
bilecek sen gönlüne göre yaşamazsan koskoca patron,
Müneccim mi?
Gönlün neyi
ister,
Ne dinler
diye.
Hiç. Heç
hatta.
Demek ki,
Kafa varsa
kafa,
Bir de gönül
sevmeye müsait hevesli,
Gerisini,
Salla.
Gerisi
zaten,
İki de bir
gerenlerin gerisi. Herkesin gerisi kendi gerisi.
Akıllı olup
yerli davranmayacaksın yani.
Yersiz
olacaksın,
Yerliyle
yersizi karıştırmayacaksın yani.
Baktın ki
karışıyor oluyor karman çorman,
Başına
felaketler geliyor demektir hazırlan,
Başına akıl
geliyor demektir yandığının resmidir,
Akıl geldi
mi başına amman hemen amman diyeyim çek iki kadeh henüz fırsat varken,
Aklın anında
çıksın başından,
Sonrası? Kolay
mı kolay,
Kafa nereye sen oraya.
Kafalayacaksın
hayatı yani. Şaşırtacaksın hayatı. Bir oradan bir buradan,
Seveceksin
yani hayatı.
Gönlüne göre
vereceksin hayatın yani.
Gönlüne göre
vermezsen,
Hayat ne
bilecek sen ne istersin neyi çağırırsın,
Müneccim mi,
Hayat.
Hiç. Heç
hatta.
Akıllıları
dinlemeyeceksin katiyen. Kimsenin aklını da beğenmeyeceksin katiyen.
Akıllı uslu
olmayacaksın yani.
Ölçmeyeceksin
biçmeyeceksin,
Tartmayacaksın,
Dalacaksın
göbekten sormadan etmeden,
Sorgusuz sualsiz,
Hayata,
Hatta,
Edepsizce.
Yaşayamayacaksın
edeplilerin aleminde o lanet tabularla pek bir şeker pek
bi cici pek bi uyumlu.
Uymayacaksın
yani,
Uyduracaksın.
Uymadılar mı
uymuyor muymuş,
Uymadı mı
koyacaksın çakıp çıkacaksın,
Hoop,
Fırtacaksın.
Sonrası? En
kolayı,
Nereye mi?
Kafa nereye sen oraya.
Deyince,
Amman
efendim ne laflar ne laflar.
Ne vaazlar
ne nutuklar.
Diyenlere
bak sen.
Hani akılla
giden aklın peşinden koşanlara bak sen. Gönlünü sevgiye falan kapamışlara bak
sen. Sevgiyi hayatı akılla şekillendirmeye çalışanlara bak sen.
Mutsuzluk
diz boyu. Çakma sırıtmalar suratlarda. Suratların cidarında. Altı kaval üstü
Şişhane.
Dünyada,
Memlekette,
Sokakta,
İş de,
Ev de,
Yatakta.
Akılla
başımıza gelenlere bak yani.
Bunlar edepliler bir de ha…
Kafalarına göre yaşamayanlar bunlar haa... Ölçen biçenler
haa…Hayat mühendisi gibi bunlar yani
haa…
Gönüllerine ayak uydurmayanlara, sevgiyle ticaret yapanlara bak
sen esas. Hem de masaya sürdükleri bir kez yaşama şansı oldukları kendi
yaşamlarıysa hele hele.
Her yer diz boyu,
Mutsuzluk.
Akıllı mutsuzlar bunlar.
Sevgisiz gönüller bunlar.
Batan gemilerin,
Fareleri olsalar içim yanmayacak,
Batan gemilerle batan,
Boğulanlar bunlar.
Sor neden diyorsun,
E kafamı kaldı diyorlar yaşananlardan sonra diye de yakına
sıkıla pür telaş devam ediyorlar aynı yollardan aynılarına.
Kafa var kafa da,
Sende yürek yok diyorsun,
Amma,
Diye başlıyorlar anlatmaya.
Diyorlar diyorlar diyorlar,
Yorulmuyorlar demekten bıkmıyorlar usanmıyorlar,
E hadi,
Diyorsun buyurun diyorsun,
E nereye yani diyorlar,
Kafa nereye sen oraya diyorsun, daha derkenlerin bir
yerlerinde hani laf ıslanmadan ağızda,
Amma,
Diyorlar,
Amma.
Bakıyorlar,
Maymuna.
Maymun olacaksın hayatta.
Bir o yana bir buyana,
Bir yukarıya bir aşağıya,
Hart hart kaşıyıp gerini, gerine gerine,
Hoop,
Kafa nereye sen oraya.
Daldan dala konacaksın. Orman senin be tek bir dalın
birine takılmayacaksın haşa.
Bir o tepeden bir bu vadiye,
Gün doğumundan gün batımına,
Hoplayarak zıplayarak,
Dalacaksın ormana.
Saklanmayacaksın taşın ağacın kovuğuna.
Çıplak olacaksın.
Özgür olacaksın.
Soyup sovana çevireceksin kendini.
Kıracaksın o lanet kabukları.
İçine bak sen esas.
Tazecik,
Neler var kim bilir orada,
Ne arzular ne istekler ne hayaller kıpır kıpır için,
İzin verirsen,
Kafana,
Koyarsan yanına gönlünü,
Olmazların oluverir,
Hem de ummadığın anda.
Öleceğine kazada hastalıkta ecelinle yatağında,
Mutluluktan geberirsin,
Hem de hiç ummadığın anda.
Amma,
Hep,
Kafa nereye sen oraya.
Anlara bak sen anlara,
An be an yaşa.
Akıl verenlere at bir madik daha da olsunlar iyice madara.
Ha bir de,
Geçerkende yanımdan,
Bir öpücük de ver amma bana. Hani,
Avantadan,
Lavanta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder