4 Eylül 2012 Salı

CILBIR YAPACAKSIN MİLLETİ

Kafana göre yaşarsın densiz derler. Salla. Kafa nereye sen oraya. Kafana göre yaşamazsan yani akla göre yaşıyorsan çok mu denli mi oluyorsun yani? Denlileri gördük, halleri fena. Sallayacaksın.

Kafa nereye sen oraya.
Kafayı takacaksın yani hayata. Taktın mı kafaya yapacaksın yani hayatta.

Dur durak yok.
Densizce yani.

Arsızca yani. Hayat arsızı olacaksın.
Eğleneceksin akıllılarla. Üstüne üstüne gideceksin.

Delirteceksin el alemi.
Çıldır çıldır çıldıracaklar. Cılbır yapacaksın milleti.

Usandıracaksın sonunda, bezecekler sonunda, açacaksın gözlerini, olmadı üçüncü gözlerinin ucuyla önce kesecekler seni,
Sonra,

Kıskanacaklar çatır çatır,
Sakın takma,

Sakın durma girdin demektir kanlarına,
Emin ol ki,

Düşmanken geçecekler senin safhına,
Hafif yavşamayla karışık,

İçleri  dağılmaya başlayacak darma duman,
Düştün demektir ruhlarına,

İtle yatsak bitle kalkar mıyız acep diye,
Çakacaklar,

Helal olsunu eninde sonunda.
Ondan sonrasını ko gitsin rahvan zaten.

Vay be yi de taktın mı peşine,
Duydun mu ne halt etmiş bunu bile en sonun,

Da,
Dedirttiysen eğer, tamamdır açıldı bastır hemen anında.

Azacaksın iyice. Azdıkça coşacaksın, coştukça coşarken birden aniden,
Zınk diye duracaksın durup dururken,

Haydi sil baştan,
Bakacaksın yeni kafa nereye şimdilerde,

Hah,
En güzel pusula,

O nereye,
Sen oraya.

Gönlüne gör yaşayacaksın yani hayatta.
Ki,

Patron gönlüne göre versin diye. Gönlün nasıl akıyorsa yeni senle yeni yeni.
Nereden bilecek sen gönlüne göre yaşamazsan koskoca patron,

Müneccim mi?
Gönlün neyi ister,

Ne dinler diye.
Hiç. Heç hatta.

Demek ki,
Kafa varsa kafa,

Bir de gönül sevmeye müsait hevesli,
Gerisini,

Salla.
Gerisi zaten,

İki de bir gerenlerin gerisi. Herkesin gerisi kendi gerisi.
Akıllı olup yerli davranmayacaksın yani.

Yersiz olacaksın,
Yerliyle yersizi  karıştırmayacaksın yani.

Baktın ki karışıyor oluyor karman çorman,
Başına felaketler geliyor demektir hazırlan,

Başına akıl geliyor demektir yandığının resmidir,
Akıl geldi mi başına amman hemen amman diyeyim çek iki kadeh henüz fırsat varken,

Aklın anında  çıksın başından,
Sonrası? Kolay mı kolay,

Kafa nereye  sen oraya.
Kafalayacaksın hayatı yani. Şaşırtacaksın hayatı. Bir oradan bir buradan,

Seveceksin yani hayatı.
Gönlüne göre vereceksin hayatın yani.

Gönlüne göre vermezsen,
Hayat ne bilecek sen ne istersin neyi çağırırsın,

Müneccim mi,
Hayat.

Hiç. Heç hatta.
Akıllıları dinlemeyeceksin katiyen. Kimsenin aklını da beğenmeyeceksin katiyen.

Akıllı uslu olmayacaksın yani.
Ölçmeyeceksin biçmeyeceksin,

Tartmayacaksın,
Dalacaksın göbekten sormadan etmeden,

Sorgusuz sualsiz,
Hayata,

Hatta,
Edepsizce.

Yaşayamayacaksın  edeplilerin  aleminde o lanet tabularla pek bir şeker pek bi cici pek bi uyumlu.
Uymayacaksın yani,

Uyduracaksın.
Uymadılar mı uymuyor muymuş,

Uymadı mı koyacaksın çakıp çıkacaksın,
Hoop,

Fırtacaksın.
Sonrası? En kolayı,

Nereye mi?
Kafa  nereye sen oraya.

Deyince,
Amman efendim ne laflar ne laflar.

Ne vaazlar ne nutuklar.
Diyenlere bak sen.

Hani akılla giden aklın peşinden koşanlara bak sen. Gönlünü sevgiye falan kapamışlara bak sen. Sevgiyi hayatı akılla şekillendirmeye çalışanlara bak sen.
Mutsuzluk diz boyu. Çakma sırıtmalar suratlarda. Suratların cidarında. Altı kaval üstü Şişhane.

Dünyada,
Memlekette,

Sokakta,
İş de,

Ev de,
Yatakta.

Akılla başımıza gelenlere bak yani.
Bunlar edepliler bir de ha… 

Kafalarına göre yaşamayanlar bunlar haa... Ölçen biçenler haa…Hayat mühendisi gibi bunlar  yani haa…
Gönüllerine ayak uydurmayanlara, sevgiyle ticaret yapanlara bak sen esas. Hem de masaya sürdükleri bir kez yaşama şansı oldukları kendi yaşamlarıysa hele hele.

Her yer diz boyu,
Mutsuzluk.

Akıllı mutsuzlar bunlar.
Sevgisiz gönüller bunlar.

Batan gemilerin,
Fareleri olsalar içim yanmayacak,

Batan gemilerle batan,
Boğulanlar bunlar.

Sor neden diyorsun,
E kafamı kaldı diyorlar yaşananlardan sonra diye de yakına sıkıla pür telaş devam ediyorlar aynı yollardan aynılarına.             

Kafa var kafa da,
Sende yürek yok diyorsun,

Amma,
Diye başlıyorlar anlatmaya.

Diyorlar diyorlar  diyorlar,
Yorulmuyorlar demekten bıkmıyorlar usanmıyorlar,

E hadi,
Diyorsun buyurun diyorsun,

E nereye yani diyorlar,
Kafa nereye sen oraya diyorsun, daha derkenlerin bir yerlerinde hani laf ıslanmadan ağızda,

Amma,
Diyorlar,                                                                                       

Amma.
Bakıyorlar,

Maymuna.
Maymun olacaksın hayatta.

Bir o yana bir buyana,
Bir yukarıya bir aşağıya,

Hart hart kaşıyıp gerini, gerine gerine,
Hoop,

Kafa nereye sen oraya.
Daldan dala konacaksın. Orman senin be tek bir dalın birine takılmayacaksın haşa.

Bir o tepeden bir bu vadiye,
Gün doğumundan gün batımına,

Hoplayarak zıplayarak,
Dalacaksın ormana.

Saklanmayacaksın taşın ağacın kovuğuna.
Çıplak olacaksın.

Özgür olacaksın.
Soyup sovana çevireceksin kendini.

Kıracaksın o lanet kabukları.
İçine bak sen esas.

Tazecik,
Neler var kim bilir orada,

Ne arzular ne istekler ne hayaller kıpır kıpır için,
İzin verirsen,

Kafana,
Koyarsan yanına gönlünü,

Olmazların oluverir,
Hem de ummadığın anda.

Öleceğine kazada hastalıkta ecelinle yatağında,
Mutluluktan geberirsin,

Hem de hiç ummadığın anda.
Amma,

Hep,
Kafa nereye sen oraya.

Anlara bak sen anlara,
An be an yaşa.

Akıl verenlere at bir madik daha da olsunlar iyice madara.
Ha bir de,

Geçerkende  yanımdan,
Bir öpücük de ver amma bana. Hani,

Avantadan,
Lavanta.

Hiç yorum yok: