13 Eylül 2012 Perşembe

MANALI MANASIZLAR

Ne oldu arkadaşlar dostlar dedim, ne olacak manasızlıkların arasında mana avına çıktık mana  bulmaya çalışıyoruz hepimiz. Önce kendimizin yaşamımızın bir manası olsun istiyoruz. Önce kendimizi sıvıyor kaplıyor sarıp sarmalıyoruz bizleri tamamlamasını istediğimiz başka yaşamların manalandırdığımız güzellikleriyle.

O yüzden o sevimli kediler köpekler.
O yüzden çiçekler saksılarda sohbet edip konuştuğumuz.

Hepsi bir mana.
Hepsi her an.

Ve hepsi birer biz.
Hangi bizsek o biz için bizim için manaları.

Bizim haricimizde içinde yer alsak da misafir olsak da diğer yaşamların,
Hepsi manasız.

Manası kalmadı.
Neden mi?

Acıya alışma hali insanın.
Çok acı,

Bir zaman sonra hiç acıtmaz ya insanı.
Çok özlem gibi yani. Hani,

Çok özlemde bir zaman sonra manasızlaşır ya,
Öyle.

Manaya bağımlıyızdır bağımlı hale getiriliriz gerçek dünya ile tanıştığımız andan itibaren.
Her bir objenin rengin sesin şeklin kokunun  dokunuşun  olayın,

Manası oluşur,
Aklımızda  gönlümüzde  bedenimizde.

Ruhumuz hariç.
Çünkü,

Kendimiz için esas olan en gerçek olan,
Mananın,

Yuvasıdır ruhumuz.
Bu nedenle akılla gönülle  bedenle,

Gelenler yaşamımıza,
Ruhumuzun manasıyla tanışıp kaynaşmamıza engel olurlar,

Ki,
O yüzden kişisel gelişimlere ilgi,

Gittikçe artıyor.
Ruhumuzun manasının keşfine çıkıyoruz kişisel gelişimlerle attığımız her bir adımda.

İlk biz ayak basıyoruz,
Ruhumuza.

Ki,
Ruhumuza doğru keşfe çıkmadan evvel,

Akıl  gönül bedenle,
Manalaştırdıklarımızın,

Manasızlaşması gerekiyor önce ki,
Boşluklar oluşmaya doğmaya başlasınlar,

Zihnimizde duygularımızda düşüncelerimizde,
Bedenimizde.

Arınmak diyoruz bazen,
Bazen,

Gelişmek.
Arındıkça küçülüyor yok oluyorlar eriyorlar yıllarımızı belki de ömrümüzü verdiğimiz,

Manalar.
Acı özlem artık acıtmamaya özletmemeye başlıyorlar bildiğimiz manada bir zaman sonra.

Duyarsız oluyoruz sanki bir anlamda gibi hissedilse de,
Duyarlılığın manası da değiştiğinden yeni bizde,

Tepkilerimiz yadırganıyor.
O güne kadar her bir durum karşısında bloklanmış  duygularımız  hislerimiz  zihnimiz  aklımız,

Ne zaman ki,
Özgür hissediyorlar kendilerini,

Çıkıyoruz öğretilen dayatılan şablonların dışına,
Şaşırtıyoruz diğer insanları,

Manayı hala sadece aklıyla gönlüyle bedeniyle tanımlayanları.
Ki,

Bu yüzden,
İlgi alakada,

Kediler köpekler hayvanlar çiçeklere  yani doğaya yaklaşıyor doğayla bütünleşiyoruz,
Arındıkça.

Ruhumuzun manasını taşıyoruz,
Saflığa.

Saflığın manalaştırmadıklarında,
Ruhumuzun manalarını keşfediyoruz,

Saflık karşısından,
Etkilenmeden,

İçten pazarlıksız karşılıksız sevgiyle iç içe geçerken.
Öyledir,

Ruhun  keşfedildikçe  genişler,
Genişledikçe de,

Daralır yaşamın.
Hayatına sürekli yenilikler katan katmak için çabalayanlara bakın,

Ruhlarının manasından ne kadar uzak,
Ruhlarının manalarıyla yüzleşmemek için ne denli çabalar içinde olduklarını hemen görürsünüz.

Zenginleştirdikçe yaşamında peşinden koştuğu manaların sayılarını,
Bir o kadar da uzaklaştığını yüzleşmekten kaçtığını görürsünüz,

Ruhundan ruhuyla.
Neden kimse hemen yardım etmek için çabalamadı?

Nedeni çok basit.
Yazılarımı takip eden insanların çoğu zaten var olan alışılmış geleneksel şablonlara,

Uymayan,
Uymayı da doğru bulmayan,

Öğretilere dayatmalara burun kıvıranlarda ondan.
Kendi ruhlarının manalarını keşif için yola çıkanlar da ondan.

Acıya acımaya karşı duyarlılıklarını,
Umut edilen hep olması gerekenlerden çoktan arındırmış,

Kendi ruhunun manalarıyla,
Donanmış,

Donanmak için çabalayanlarda ondan.
Yaşamın manası için,

En doğrusu olanı,
Yani ilk önce tüm yatırımların kendine olmasını keşfedenlerden de  ondan.

Tersten terse düşünce,
Düştüğümü fark edince ansızın,

Ne kadar güzel insanlarla sarılmış aslında kelimelerim diye mutlu oldum.
Sevindim.

Her bir kişinin kendi gibi olmak için çabalıyor olmasına,
Olanlara,

Bakmayıp,
Geleneksel yapıda dayatılanlar gibi bir tepki göstermemelerine hayret ettim önce,

Ruhuna özel,
Hayatını  manalaştırmış insanlara bakıp.

Sizlerin ki doğru,
Benimkisi  yanlıştı.

Ne güzel.
Bir yanlış daha.

Sevindim.
Hayatın dört boyutlu satranç oyununda,

Keyifli bir hamle daha oldu.
Sevindim.

Müthiş zevkli yaşam.
Oynamaya devam hamle hamle her boyutta.

Her bir hamle,
Bir mana. Yankılanarak cıva gibi sekip giden kontrolsüzce.

Her bir manasaysa,
Bir keşif daha ruhunda.

Vay be…
Biz tam da adım atacak yer kalmadı derken ruhumuzda,

Al sana bir bakir sahil daha.
Haydi yürüyüşe,

Keşfe,
Yeniden,

Sanki ilkmişçesine.
İyi ki okuyorsunuz.

Ve iyi ki,
Kendiniz gibisiniz.

Şahane.
Bir manası oldu yazının.

Manasızlığın manasını anladım.
Herkes birey artık. Herkes birey olmak yolunda.

Tek.
Ruhuyla yaşamaya karar vermiş.

Aklıyla gelişen gelişmeye açık,
Gönlü kalkanlı korumalı,

Bedeni bakımlı güzel.
Herkes gittikçe kendisi gibi artık.

Birileri gibi değil,
Birey biri artık.

Hiç yorum yok: