Ne oldu
arkadaşlar dostlar dedim, ne olacak manasızlıkların arasında mana avına çıktık
mana bulmaya çalışıyoruz hepimiz. Önce
kendimizin yaşamımızın bir manası olsun istiyoruz. Önce kendimizi sıvıyor
kaplıyor sarıp sarmalıyoruz bizleri tamamlamasını istediğimiz başka yaşamların
manalandırdığımız güzellikleriyle.
O yüzden o
sevimli kediler köpekler.
O yüzden
çiçekler saksılarda sohbet edip konuştuğumuz.
Hepsi bir
mana.
Hepsi her
an.
Ve hepsi
birer biz.
Hangi bizsek
o biz için bizim için manaları.
Bizim
haricimizde içinde yer alsak da misafir olsak da diğer yaşamların,
Hepsi manasız.
Manası
kalmadı.
Neden mi?
Acıya alışma
hali insanın.
Çok acı,
Bir zaman
sonra hiç acıtmaz ya insanı.
Çok özlem
gibi yani. Hani,
Çok özlemde
bir zaman sonra manasızlaşır ya,
Öyle.
Manaya
bağımlıyızdır bağımlı hale getiriliriz gerçek dünya ile tanıştığımız andan
itibaren.
Her bir
objenin rengin sesin şeklin kokunun
dokunuşun olayın,
Manası
oluşur,
Aklımızda gönlümüzde bedenimizde.
Ruhumuz
hariç.
Çünkü,
Kendimiz
için esas olan en gerçek olan,
Mananın,
Yuvasıdır
ruhumuz.
Bu nedenle akılla
gönülle bedenle,
Gelenler
yaşamımıza,
Ruhumuzun manasıyla
tanışıp kaynaşmamıza engel olurlar,
Ki,
O yüzden
kişisel gelişimlere ilgi,
Gittikçe
artıyor.
Ruhumuzun
manasının keşfine çıkıyoruz kişisel gelişimlerle attığımız her bir adımda.
İlk biz ayak
basıyoruz,
Ruhumuza.
Ki,
Ruhumuza doğru
keşfe çıkmadan evvel,
Akıl gönül bedenle,
Manalaştırdıklarımızın,
Manasızlaşması
gerekiyor önce ki,
Boşluklar
oluşmaya doğmaya başlasınlar,
Zihnimizde
duygularımızda düşüncelerimizde,
Bedenimizde.
Arınmak
diyoruz bazen,
Bazen,
Gelişmek.
Arındıkça
küçülüyor yok oluyorlar eriyorlar yıllarımızı belki de ömrümüzü verdiğimiz,
Manalar.
Acı özlem
artık acıtmamaya özletmemeye başlıyorlar bildiğimiz manada bir zaman sonra.
Duyarsız
oluyoruz sanki bir anlamda gibi hissedilse de,
Duyarlılığın
manası da değiştiğinden yeni bizde,
Tepkilerimiz
yadırganıyor.
O güne kadar
her bir durum karşısında bloklanmış
duygularımız hislerimiz zihnimiz
aklımız,
Ne zaman ki,
Özgür hissediyorlar
kendilerini,
Çıkıyoruz öğretilen
dayatılan şablonların dışına,
Şaşırtıyoruz
diğer insanları,
Manayı hala
sadece aklıyla gönlüyle bedeniyle tanımlayanları.
Ki,
Bu yüzden,
İlgi
alakada,
Kediler
köpekler hayvanlar çiçeklere yani doğaya
yaklaşıyor doğayla bütünleşiyoruz,
Arındıkça.
Ruhumuzun
manasını taşıyoruz,
Saflığa.
Saflığın manalaştırmadıklarında,
Ruhumuzun
manalarını keşfediyoruz,
Saflık
karşısından,
Etkilenmeden,
İçten pazarlıksız
karşılıksız sevgiyle iç içe geçerken.
Öyledir,
Ruhun keşfedildikçe genişler,
Genişledikçe
de,
Daralır
yaşamın.
Hayatına sürekli
yenilikler katan katmak için çabalayanlara bakın,
Ruhlarının manasından
ne kadar uzak,
Ruhlarının manalarıyla
yüzleşmemek için ne denli çabalar içinde olduklarını hemen görürsünüz.
Zenginleştirdikçe
yaşamında peşinden koştuğu manaların sayılarını,
Bir o kadar
da uzaklaştığını yüzleşmekten kaçtığını görürsünüz,
Ruhundan ruhuyla.
Neden kimse
hemen yardım etmek için çabalamadı?
Nedeni çok
basit.
Yazılarımı takip
eden insanların çoğu zaten var olan alışılmış geleneksel şablonlara,
Uymayan,
Uymayı da
doğru bulmayan,
Öğretilere dayatmalara
burun kıvıranlarda ondan.
Kendi ruhlarının
manalarını keşif için yola çıkanlar da ondan.
Acıya acımaya
karşı duyarlılıklarını,
Umut edilen
hep olması gerekenlerden çoktan arındırmış,
Kendi ruhunun
manalarıyla,
Donanmış,
Donanmak için
çabalayanlarda ondan.
Yaşamın manası
için,
En doğrusu
olanı,
Yani ilk
önce tüm yatırımların kendine olmasını keşfedenlerden de ondan.
Tersten terse
düşünce,
Düştüğümü fark
edince ansızın,
Ne kadar
güzel insanlarla sarılmış aslında kelimelerim diye mutlu oldum.
Sevindim.
Her bir
kişinin kendi gibi olmak için çabalıyor olmasına,
Olanlara,
Bakmayıp,
Geleneksel yapıda
dayatılanlar gibi bir tepki göstermemelerine hayret ettim önce,
Ruhuna özel,
Hayatını manalaştırmış insanlara bakıp.
Sizlerin ki
doğru,
Benimkisi yanlıştı.
Ne güzel.
Bir yanlış
daha.
Sevindim.
Hayatın dört
boyutlu satranç oyununda,
Keyifli bir
hamle daha oldu.
Sevindim.
Müthiş zevkli
yaşam.
Oynamaya devam
hamle hamle her boyutta.
Her bir
hamle,
Bir mana. Yankılanarak
cıva gibi sekip giden kontrolsüzce.
Her bir
manasaysa,
Bir keşif
daha ruhunda.
Vay be…
Biz tam da adım
atacak yer kalmadı derken ruhumuzda,
Al sana bir
bakir sahil daha.
Haydi yürüyüşe,
Keşfe,
Yeniden,
Sanki ilkmişçesine.
İyi ki
okuyorsunuz.
Ve iyi ki,
Kendiniz gibisiniz.
Şahane.
Bir manası
oldu yazının.
Manasızlığın
manasını anladım.
Herkes birey
artık. Herkes birey olmak yolunda.
Tek.
Ruhuyla yaşamaya
karar vermiş.
Aklıyla
gelişen gelişmeye açık,
Gönlü kalkanlı korumalı,
Bedeni bakımlı güzel.
Herkes gittikçe
kendisi gibi artık.
Birileri
gibi değil,
Birey biri artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder