Aşkla
sevgiyle doğmasına karar verdiğin çocuk göz bebeğindir en kıymetlindir. Bizim
memlekette çocuklar aşkla sevgiyle değil de, gelişigüzel boşalmayla
peydahlandığından harca harcaya bildiğin kadar. Ne var, yine boşalırsın. Mal
senin.
Senin olan
mal.
Olmayansa,
Birbirine aşık
anne babalar.
Bu
memlekette,
Kaç anne
baba büyük bir aşkla evlenip,
Büyük bir
aşkla sevişip,
Büyük bir
aşkla çocuk sahibi olmaya karar verip,
Büyük bir
aşkla doğurup çocuklarını,
Büyük bir
aşkla büyütmüşlerdir acaba?
Hem de artık
büyük bir aşkla birbirlerini sevmeseler bile hala birbirlerine en azından
sevgiyle bakan,
Aynı evin
içinde veya dışında,
Anne babalar
tarafından?
Üç? On üç?
Yüz üç? Hadi bilemedin bin üç. Hadi abartalım on bin üç çocuk.
Ya geriye
kalan on bir on iki milyon çocuk?
Tamamı,
Gelişigüzel boşalmaların
hediyeleri ailelere.
Büyük bir
çoğunlukta bu muhteşem hediyenin,
Kıymetini
farkında bile değil o aileler.
Seviyorlar çocuklarını
kesin,
Kesinde,
Sevmek başka
bir şey,
Sevip değer
verip kıymetlim demek kıymetini hissetmek hissettirmek,
Nadide,
Olduklarını
incinmemeleri gerektiğini iyi bilmek kırmadan sevgiyle büyütebilmek sevgiyle
kıymet bilen gençleri hayatın içinde yürütebilmek başka bir şey.
Bizim
memlekette,
Çocuk işi sıra
işi.
Aşktan aşkla
coşan sevişmelerden sevişmelerle coşan aşklardan,
Kadının aşk
olduğundan,
Bi haber,
Erkeklerin
yaşadığı bir ülkede,
Normal.
Hele bu
erkeklerin bir kısmı bir de politikaya soyunursa,
Sıra işi
evliliklerden,
Doğan sıra
sıra,
Sıra işi
çocuklara,
Dayarlar,
4+4+4 ü.
Kanlarının
devamıdır bizde çocuk erkeklerin.
Soyun
devamı. Ki, neden çocuk sahibi olduklarını farkında bile değillerdir erkeklerin bir çoğu bizim memlekette artık.
İlkelliğin
korunmasındaki özene bakın siz hele.
Hedeflerin yeni neferleridir bizde çocuk. Ki gerçek nefer
de olup sıra sıra ölüyorlar da bu yüzden.
Malzemedir
çocuk bizim memlekette,
Kısaca.
Raf ömrü
henüz uzun olan.
Gelişigüzel
boşalmalardır bizim memlekette çocuklar.
Ürememek
adına korunan çiftlerin,
Aşkla
sevgiyle,
Coşarak
karar verip,
Korumaları
kaldırıp el ele göz göze sevişerek hamililiğe kucak açması değildir bizde,
Çocuğun
doğumu.
Aşkla
sevgiyle doğumuna karar verilmemiş,
Belki de,
Soyunmadan,
Yarı
soyunuk,
Okşamadan
öpüşmeden sevmeden sarılmadan,
Sevişmemsi hareketlerle
ittirerek kaktırarak,
Gelişigüzel
boşalmalarının,
Sonuçlarıdır
bizim memlekette doğan çocukların çoğunluğunun anne karnına düşüşü. Spermin
aşkla yumurtaya sarılmadığı, spermin yumurtaya tecavüz ettiği çiftlemelerin
insan haline bürünmesidir bizim
memlekette çocuklar.
Bu yüzden,
Aşktan
sevgiden nasiplenmeden buluşan spermle yumurtadan olma,
Biri de,
Çıkar,
Üç çocuk
yapın der mesela. Sıra sıra. Sıra işi.
Sipariş.
Boşal diyor.
Boşalabildiğin
kadar boşal diyor,
Tutar,
Bir tanesi
kesin.
Tutarsa
mutlaka doğur,
Büyütür gibi
olurken de yolla bana,
Malzemeye
ihtiyacım var,
Diyor,
Yani.
Ayağa kalktı
bütün memleket sanırsın ilk 4+4+4 kanunu çıktığında.
Ki,
Memleketin
azınlığıdır tepkiyi gösteren. Sıra dışı olanların çocuklarından olma anne
babalar yani.
Ki,
O azınlık da
tıpış tıpış yolladı bebelerini okula.
Bit kadar
bebeler de,
Tıpış tıpış
gittiler kanunun peşinden.
Demek ki,
Azınlıkta da
var bir arıza.
Gönderme.
Sen o diğeri
onlar yüzler on binler yüz binlerce,
Veli,
Kaydetmiyoruz
bit kadar bebeleri okullara de.
Dediler mi?
Bekledim
derler kesin diye,
Demediler.
Bu kanuna
karşı öğretmenler okul idarecilere,
Bit kadar
bebelere ders vermeyeceğiz,
Desinler
diye de,
Bekledim.
Almayacaklar
okullar protesto edecekler,
Okulların
önünde velilerle beraber oturma eylemleri yapacaklar,
Diye hayal
ettim,
Ettiğimle
kaldım.
Çocuklarını,
Yani en
değerlimiz kıymetlimiz dediklerini,
Kurtaramayan
kurtarmak için mücadele vermeyen anneler babalar veliler öğretmenler
idarecilerden oluşan bir toplum,
Nerde kaldı,
Memleketini
kurtaracak.
Gelişigüzel boşalsan
da,
Gelişi güzel
olur da,
Sonrası hiç
de hoş olmuyor,
Boş oluyor
boşlukta.
O boşluğa da
atıveriyorlar bit kadar bebeleri.
Aşkın sevişmeyi,
Kadının
erkeği erkeğin kadını aşkla okşamayı sevmeyi beceremediği,
Toplumların,
Anneleri
babaları,
Bu kadar
sahip çıkıyorlar demek bit kadar bebelerine.
Ağlaşıyorlar
amma pek bi güzel.
Şikayetler
dizim dizim.
Sinirler gergin
yeni çıkan kanunla.
Amma,
Büyük bir
aşkla sevgiyle sevişmedikleri karılarıyla kocalarıyla hala aynı yatakta yatıyor
olmalarına mı?
Veya nasıl
yaptım ben o adamdan o kadından bu çocuğu diye dövünmelerine mi?
Ağlaşıp,
Şikayet
edip,
Sinirleniyorlar,
Meçhul.
Meçhul
olmayan tek gerçekse,
Bit kadar
bebeler,
Sabahın
köründe,
Bacakları
birbirlerine dolanarak gözleri yarı kapalı,
Okula
gidiyorlar.
Bit kadar
olmayansa,
İçlerinde
her geçen gün daha da büyüyecek kızgınlar olacaktır bir gün anne babalarına
hatta öğretmenlerine.
Çıkar
ortaya,
Yaşları
gelince on beşlere yirmilere. Nasıl ki çıktı bizlerde de zamanında olduğu gibi.
Neden o gün
itiraz etmediniz yeteri kadar,
Neden o gün
kararlı olmadınız,
Neden o gün
tepkilerinizle değiştirmediniz kanunu,
Dediklerinde,
Ne diyecekler
o gün Atatürkçüyüm çağdaşım diyen anneler
babalar veliler öğretmenler,
O günün genç
kadınlarına genç erkeklerine,
Şimdiden,
Hazırlamaya
başlasınlar cevaplarını.
O gün
geliverecek.
Pıt diye.
Bugünlerin
pıt diye geliverdiği gibi.
Aşkla
sevgiyle yapılmayan hiçbir şeye değer vermez insanoğlu.
Geninde var.
Amma,
Bir şeyi
aşkla sevgiyle yapabilmek için önce aşkı sevgiyi bilmek gerekir ki,
O aşkla
sevgi de geninde olsa dahi insanoğlunun,
Yaşama
geçmesi bel kemiği marifetiyle beyincikle olmuyor maalesef.
Yürek
gerekiyor.
O yüreğe
aşkı sevgiyi tanıtmak gerekiyor önce amma. Aşkla sevgiyle yaşayan anne baba
olmak gerekiyor o çocuk büyürken gözünün önünde.
Birbirlerini
öpen okşayan anne babaların evlerinde büyümek gerekiyor önce.
Aşkla
sevgiyle,
Sevişen anne
babaların çocukları olmak gerekiyor önce.
Çiftleşmenin,
Sevişmek
olmadığı gerçeğine vakıf erkeklerle
kadınların çocukları olmak gerekiyor önce.
Bu da en
zoru bu memlekette.
Atatürk’e
kıydık. Olasıydı zaten.
Memlekete
kıydık. Beklenendi zaten.
Çocuklara da
kıyınca,
Durumumuz
artık netleşti.
Aşksız
sevgisiz gelişigüzel boşalmalarla mutsuzluklarla cendereye düşülen yataklarda,
Peydahlanan çocuklarla,
Mutsuzluklarla
cendereye düşülen evlerde büyütülen çocuklarla,
Bu kadar
oluyor demek. Herhalde.
Atatürk’ün
çakamadığı tek eksik çıktı zamanla ortaya.
Tüm
devrimlerden evvel,
İlk önce,
Aşk sevgi
devrimi yapmalıydı bu topraklarda.
Alfabenin
ilk harfini öğretirken,
Ali top at,
Ayşe topu
tut demeyecektik. Geçiniz topu.
Ali Ayşe
bak,
Aşk.
Sev Ali,
Sev Ayşe,
Aşkı tut
Ali,
Aşık ol Ayşe
demeliydik,
Diyemedik.
Demeliydik.
Hala da,
Demiyoruz.
Ya da,
Diyemiyoruz.
Aşkı sevgiyi
yaşamayı beceremeyenlerin,
Hissedemeyenlerin,
Hissetse
dahi,
Diyemeyenlerin
demek istese dahi beceremeyenlerin memleketinde,
Çocuklarımızı,
İhtiraslarımıza
ihtiraslara,
Malzeme,
Yapıyoruz.
Yapılmasına izin veriyoruz. O kesin.
Zoru,
Seçiyoruz
yani. Hep olduğu gibi,
Kolaydan bi
haber olunca.
Normal.
Yıkamadık o
kanunu yıkıp da okulları.
Çocuklarımızı
yıktık amma.
Devletimiz bin
yaşasın.
Osmanlıyız
hala.
Atatürk kim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder