14 Eylül 2012 Cuma

AŞKLA SEVGİYLE DOĞAN ÇOCUKLAR

Aşkla sevgiyle doğmasına karar verdiğin çocuk göz bebeğindir en kıymetlindir. Bizim memlekette çocuklar aşkla sevgiyle değil de, gelişigüzel boşalmayla peydahlandığından harca harcaya bildiğin kadar. Ne var, yine boşalırsın. Mal senin.

Senin olan mal.
Olmayansa,

Birbirine aşık anne babalar.
Bu memlekette,

Kaç anne baba büyük bir aşkla evlenip,
Büyük bir aşkla sevişip,

Büyük bir aşkla çocuk sahibi olmaya karar verip,
Büyük bir aşkla doğurup çocuklarını,

Büyük bir aşkla büyütmüşlerdir acaba?
Hem de artık büyük bir aşkla birbirlerini sevmeseler bile hala birbirlerine en azından sevgiyle bakan,

Aynı evin içinde veya dışında,
Anne babalar tarafından?

Üç? On üç? Yüz üç? Hadi bilemedin bin üç. Hadi abartalım on bin üç çocuk.
Ya geriye kalan on bir on iki milyon çocuk?

Tamamı,
Gelişigüzel boşalmaların hediyeleri ailelere.

Büyük bir çoğunlukta bu muhteşem hediyenin,
Kıymetini farkında bile değil o aileler.

Seviyorlar çocuklarını kesin,
Kesinde,

Sevmek başka bir şey,
Sevip değer verip kıymetlim demek kıymetini hissetmek hissettirmek,

Nadide,
Olduklarını incinmemeleri gerektiğini iyi bilmek kırmadan sevgiyle büyütebilmek sevgiyle kıymet bilen gençleri hayatın içinde yürütebilmek  başka bir şey.

Bizim memlekette,
Çocuk işi sıra işi.

Aşktan aşkla coşan sevişmelerden sevişmelerle coşan aşklardan,
Kadının aşk olduğundan,

Bi haber,
Erkeklerin yaşadığı bir ülkede,

Normal.
Hele bu erkeklerin bir kısmı bir de politikaya soyunursa,

Sıra işi evliliklerden,
Doğan sıra sıra,

Sıra işi çocuklara,
Dayarlar,

4+4+4 ü.
Kanlarının devamıdır bizde çocuk erkeklerin.

Soyun devamı. Ki, neden çocuk sahibi olduklarını  farkında bile değillerdir erkeklerin bir çoğu  bizim memlekette artık.
İlkelliğin korunmasındaki özene bakın siz hele.

Hedeflerin  yeni neferleridir bizde çocuk. Ki gerçek nefer de olup sıra sıra ölüyorlar da bu yüzden.
Malzemedir çocuk bizim memlekette,

Kısaca.
Raf ömrü henüz uzun olan.

Gelişigüzel boşalmalardır bizim memlekette çocuklar.
Ürememek adına korunan çiftlerin,

Aşkla sevgiyle,
Coşarak karar verip,

Korumaları kaldırıp el ele göz göze sevişerek hamililiğe kucak açması değildir bizde,
Çocuğun doğumu.

Aşkla sevgiyle doğumuna karar verilmemiş,
Belki de,

Soyunmadan,
Yarı soyunuk,

Okşamadan öpüşmeden sevmeden sarılmadan,
Sevişmemsi hareketlerle ittirerek kaktırarak,

Gelişigüzel boşalmalarının,
Sonuçlarıdır bizim memlekette doğan çocukların çoğunluğunun anne karnına düşüşü. Spermin aşkla yumurtaya sarılmadığı, spermin yumurtaya tecavüz ettiği çiftlemelerin insan  haline bürünmesidir bizim memlekette çocuklar.

Bu  yüzden,
Aşktan sevgiden nasiplenmeden buluşan spermle yumurtadan olma,

Biri de,
Çıkar,

Üç çocuk yapın der mesela. Sıra sıra. Sıra işi.
Sipariş.

Boşal diyor.
Boşalabildiğin kadar boşal diyor,

Tutar,
Bir tanesi kesin.

Tutarsa mutlaka doğur,
Büyütür gibi olurken de yolla bana,

Malzemeye ihtiyacım var,
Diyor,

Yani.
Ayağa kalktı bütün memleket sanırsın ilk 4+4+4 kanunu çıktığında.

Ki,
Memleketin azınlığıdır tepkiyi gösteren. Sıra dışı olanların çocuklarından olma anne babalar yani.

Ki,
O azınlık da tıpış tıpış yolladı bebelerini okula.

Bit kadar bebeler de,
Tıpış tıpış gittiler kanunun peşinden.

Demek ki,
Azınlıkta da var bir arıza.

Gönderme.
Sen o diğeri onlar yüzler on binler yüz binlerce,

Veli,
Kaydetmiyoruz bit kadar bebeleri okullara de.

Dediler mi?
Bekledim derler kesin diye,

Demediler.
Bu kanuna karşı öğretmenler okul idarecilere,

Bit kadar bebelere ders vermeyeceğiz,
Desinler diye de,

Bekledim.
Almayacaklar okullar protesto edecekler,

Okulların önünde velilerle beraber oturma eylemleri yapacaklar,
Diye hayal ettim,

Ettiğimle kaldım.
Çocuklarını,

Yani en değerlimiz kıymetlimiz dediklerini,
Kurtaramayan kurtarmak için mücadele vermeyen anneler babalar veliler öğretmenler idarecilerden oluşan bir toplum,

Nerde kaldı,
Memleketini kurtaracak.

Gelişigüzel boşalsan da,
Gelişi güzel olur da,

Sonrası hiç de hoş olmuyor,
Boş oluyor boşlukta.

O boşluğa da atıveriyorlar bit kadar bebeleri.
Aşkın sevişmeyi,

Kadının erkeği erkeğin kadını aşkla okşamayı sevmeyi beceremediği,
Toplumların,

Anneleri babaları,
Bu kadar sahip çıkıyorlar demek bit kadar bebelerine.

Ağlaşıyorlar amma pek bi güzel.
Şikayetler dizim dizim.

Sinirler gergin yeni çıkan kanunla.
Amma,

Büyük bir aşkla sevgiyle sevişmedikleri karılarıyla kocalarıyla hala aynı yatakta yatıyor olmalarına mı?
Veya nasıl yaptım ben o adamdan o kadından bu çocuğu diye dövünmelerine mi?

Ağlaşıp,
Şikayet edip,

Sinirleniyorlar,
Meçhul.

Meçhul olmayan tek gerçekse,
Bit kadar bebeler,

Sabahın köründe,
Bacakları birbirlerine dolanarak gözleri yarı kapalı,

Okula gidiyorlar.
Bit kadar olmayansa,

İçlerinde her geçen gün daha da büyüyecek kızgınlar olacaktır bir gün anne babalarına hatta öğretmenlerine.
Çıkar ortaya,

Yaşları gelince on beşlere yirmilere. Nasıl ki çıktı bizlerde de zamanında olduğu gibi.
Neden o gün itiraz etmediniz yeteri kadar,

Neden o gün kararlı olmadınız,
Neden o gün tepkilerinizle değiştirmediniz kanunu,

Dediklerinde,
Ne diyecekler  o gün Atatürkçüyüm çağdaşım diyen anneler  babalar veliler öğretmenler,

O günün genç kadınlarına genç erkeklerine,
Şimdiden,

Hazırlamaya başlasınlar cevaplarını.
O gün geliverecek.

Pıt diye.
Bugünlerin pıt diye geliverdiği gibi.

Aşkla sevgiyle yapılmayan hiçbir şeye değer vermez insanoğlu.
Geninde var.

Amma,
Bir şeyi aşkla sevgiyle yapabilmek için önce aşkı sevgiyi bilmek gerekir ki,

O aşkla sevgi de geninde olsa dahi  insanoğlunun,
Yaşama geçmesi bel kemiği marifetiyle beyincikle olmuyor maalesef.

Yürek gerekiyor.
O yüreğe aşkı sevgiyi tanıtmak gerekiyor önce amma. Aşkla sevgiyle yaşayan anne baba olmak gerekiyor o çocuk büyürken gözünün önünde.

Birbirlerini öpen okşayan anne babaların evlerinde büyümek gerekiyor önce.
Aşkla sevgiyle,

Sevişen anne babaların çocukları olmak gerekiyor önce.
Çiftleşmenin,

Sevişmek olmadığı gerçeğine vakıf  erkeklerle kadınların çocukları olmak gerekiyor önce.
Bu da en zoru bu memlekette.

Atatürk’e kıydık. Olasıydı zaten.
Memlekete kıydık. Beklenendi zaten.

Çocuklara da kıyınca,
Durumumuz artık netleşti.

Aşksız sevgisiz gelişigüzel boşalmalarla mutsuzluklarla cendereye düşülen yataklarda,
Peydahlanan çocuklarla,

Mutsuzluklarla cendereye düşülen evlerde büyütülen çocuklarla,
Bu kadar oluyor demek. Herhalde.

Atatürk’ün çakamadığı tek eksik çıktı zamanla ortaya.
Tüm devrimlerden evvel,

İlk önce,
Aşk sevgi devrimi yapmalıydı bu topraklarda.

Alfabenin ilk harfini öğretirken,
Ali top at,

Ayşe topu tut demeyecektik. Geçiniz topu.
Ali Ayşe bak,

Aşk.
Sev Ali,

Sev Ayşe,
Aşkı tut Ali,

Aşık ol Ayşe demeliydik,
Diyemedik.

Demeliydik.
Hala da,

Demiyoruz.
Ya da,

Diyemiyoruz.
Aşkı sevgiyi yaşamayı beceremeyenlerin,

Hissedemeyenlerin,
Hissetse dahi,

Diyemeyenlerin demek istese dahi beceremeyenlerin memleketinde,
Çocuklarımızı,

İhtiraslarımıza ihtiraslara,
Malzeme,

Yapıyoruz. Yapılmasına izin veriyoruz. O kesin.
Zoru,

Seçiyoruz yani. Hep olduğu gibi,
Kolaydan bi haber olunca.

Normal.
Yıkamadık o kanunu yıkıp da okulları.

Çocuklarımızı  yıktık amma.
Devletimiz bin yaşasın.

Osmanlıyız hala.
Atatürk kim?

Hiç yorum yok: