O can
derdinde. Can derdinde olduğunu bilemeyecek kadar bebek. Bir haftalık. Yolun
kenarında bulmuşlar. Tecavüze uğramış milyonlarca kadından biri doğurup
bırakmış. Anne aç zaten. Belki bebek kurtulur demiş kesin. Çok sevdiği için
terk etmiş. Nasıl? Tok açın sevgisinden anlamaz. Şimdilik kurtulmuş gibi kız
bebek.
Hiçbir şeyden
haberi yok. Sıcaklığa bırakmış kendini uyuyor.
Diğerini de
bulmuşlar. Oğlan bebek bayağı büyükmüş amma bulunduğunda. Üç haftalık. Çok korkmuş. Çok.
Bir bebek
vardı Aids’li,
Yardımseverin
biri ilaçlarını alıyordu onun.
Ölür
dedilerdi.
Bir aile Aids’li
olmasına rağmen evlat edinmek istemiş. Ölse de ölene kadar iyi bakılsın diye.
Evraklar
falan. Derken,
O gün
gelmiş, bir test daha bebek yırtmış
meğersem Aids’ten. Evren. Bilir işini.
Denise de
kazık yedim.
Sekiz
aylıktı ben onu ilk kucağıma aldığımda meğersem herif daha o gün on üç
aylıkmış. Yanlış hesaptan beş ay daha az yaşamış olacağım iti mecburen. Onu da
durakta bulmuşlardı. Kemik testi pahalı. Boyunu kafatasını ölçüyorlar falan
tartıyorlar, dişler falan, bu kadar aylık deniyor. Bulunduğu günde doğum günü
oluyor. Öyle. Orada. Kutluyoruz.
Diyende
birileri. Doktor falan değiller. Mahallenin gönüllü kadınları. Mahalle derken?
Boş ver. Zaten devlete kaydı da yok. Olmuyor da. Kayıt para. Para yok.
Doğduğundan haberi yok dünyanın ölünce de olmuyor bebekse veletse henüz.
Yaşarsa ancak.
Sıpa kadarmış meğersem it. Büyümüyorlar beslenme
eksikliğinden tam da.
Sevindim,
Bizim oğlan
seneye iki yaşında.
Bu sıpanın
bir kokusu var feci özletiyor insanı. Öbürlerinin de.
Angelina büyüdü azcık daha. Hani dünya güzeli olan.
Başlamış tırmanmaya kanepeye. Az kaldı
yarışmaya gireceğiz onunla. Yirmi seneye kalmaz. Dünya güzeli olacak,
ağlayacağız şakır şakır.
Geçen sefer
hayatında ilk defa mzungu yani ‘kötü beyaz adam’ gördüğü için, ki iyi beyaz
adam demezler beyaz adama, hep kötülük gördüklerinden, ağlayıp korkan herif, bu
sefer tepemde. Kıskanç pezevenk inmedi tepemden. Denise’i okşuyor ha bire,
tavlayacak aklı sıra beni. Tavladı. Hazırım zaten.
Öp okşa,
Kucağına al,
Yeter
onlara. Sarıl en çok. Sarılabildiğin kadar. Sarılsın da biri,
Biri olsun
ne olursa olsun, erkek kadın beyaz siyah yaşlı genç. Hatta mzungu bile.
Biri
tutturdu,
Duymuş baba
diye bir şey demek,
Benim babamı
gördün mü diye soruyor iki de bir benim orada ki kardeşim kadar sevdiğim
dostuma. On beş çocuktan hiç biri henüz anne baba kelimelerini hiç mi hiç duymamışlar.
Anne demeden ağlamayı desenize? Veya çocuğun biri size vurduğunda babama derim seni dememeyi…
Görmedim
amma görürüm yakında de dedim dostuma, dedi.
Evrenin
acilen ona baba göndermesi lazım, emrettim rica ettim gelir baba yakında.
Alt alta üst
üste,
Saatler
çabuk geçti yine. Ne tuhaftır ki bu sefer ağlamadılar arkamdan.
Gidiyorum
diye.
Biliyorlar
eminler geri geleceğim yine.
Geleceğim.
İlk Kenya yine onlara ilk. Çocuktan al haberi.
Milyonlarca
annesiz babasız kimsesiz bebeklerden çocuklardan sadece on beşi o evde.
Sayı
değişiyor.
Sokaklardan
yol kenarlarından duraklardan yenileri geliyor.
İki tanesi
evlat edinildi eksiliyorlar da. Yaşasın.
On beş,
Kardeşler
onlar bir evde annesiz babasız. Kimseleri yok. Üzülmüyorlar amma annesizler
babasızlar diye. Bilmiyorlar ki.
Ki,
Anneleri var
babaları var kimseleri var onların aslında.
Biz.
Biz bu hale
getirdik onları yüz yıllar içinde. Mzungu.
Mutlu mesut
yaşıyorlardı kötü beyaz adam ayağını kıtaya attığı ana kadar. Mzungu.
İlk insanlar
onlar halbuki.
Hani diyoruz
ya adına homosapiens hah,
İlk onlar.
İnsanlığın
yaşayan tarihleri onlar.
Ve de,
Ne tuhaftır
ki onları bu rezilliğe iten kötü beyaz adama özeniyorlar. Mzunguya yani.
Onların
hayatlarına. Mzungununkine
Onların
memleketlerine. Mzungu memleketlerine.
Ne acayiptir
ki çocukluğu yaşıyorlar hep çocuklar gibiler hala koskoca insanlar.
Oyuncaklar
istiyorlar.
Onlarda
oynasınlar diye.
Hani
çocuklar tutturunca,
Canları
acıyınca ağlarda,
Sarılır
okşarsın seversin eline bir oyuncak verirsinde,
Susarlar ya,
Hatta
kocaman sırıtırlar ya peşinden,
Öyle işte.
Bu denli
acıya ve adaletsizliğe rağmen,
Koskocaman
sırıtıyorlar bembeyaz hem de. Bebesi de koskocaman insanı da. En güzel en
hakiki en içten en pazarlıksız sırıtmalar burada. Hiç şikayet yok. Bir kere de şikayet
et be adam be kadın, yok. Gülüyorlar. Hep şükür. Hep mi? Hep.
Acılar insanları
büyütür. İnsanlar büyünce çocuklaşır. Hayat.
Eğleniyorlar
hayatın içinde hayatla. Çocuklar gibi.
Tok mu karnı
o an?
Bitti. Hadi
eğlenelim. Çocuklar gibi.
Akşama yemek
parası cepte mi?
Hadi
eğlenelim. Çocuklar gibi.
Bir kıta
ölürken eğleniyor.
Ve de ölmeden
evvel,
Hala
insanlığı anlatıyorlar öğretiyorlar bütün dünyaya. O yüzden ilk insanlar onlar.
Esası genlerinde iliklerinde saklı insanlığın. Çakma insan değil onlar. İlk
insan. Tam insan.
Bir kıta,
Dans ede ede
ölüyor.
Ölmemeleri
lazım.
Ben
öldürmeyeceğim atalarımı,
Gerçek
insanlığın çocuklarını,
İnsanı.
İşim bu.
Başka hiçbir
işim yok benim hayatta.
Onlar
ölmesin diye yaşayacağım.
Hiçte adil
olmayan bu dünyaya tahammül ederek hem de. Ki, hayat adil değildir zaten.
Saçmalık. Gittikçe çocuklaşıyorum bende iyice zaten.
Kendi
dertlerimle geberirken,
Onlar
ölmesin diye uğraşacağım. Çocukluk işte.
Hem de,
Çok
eğlenerek. Öğretiyorlar. Öğreniyorum. Deli gibi. Şimdi anladım neden sevmemişim
okul hayatını, dersleri, sınıfları zamanında. Yanlış derslere girmişim.
Sokmuşlar daha doğrusu. Sokmuşlar.
Siz hiç tam aç
görmemişsinizdir muhtemelen.
Tam kimsesizlikte.
Ne etrafınızda ne de memlekette.
Ne de gezip
tozulan diğer memleketlerde.
Bizim
memleketlerde,
Çöp var mesela
karıştıracak.
Çöp yok
burada.
Çöpsüz bir
kıta. Her şey bir işe yarar orada. Hayat kurtarır hatta.
Ve de,
Kötü beyaz
adam çöpünü yolluyor buraya hala. Mzungu devam.
Kullanmadıklarını,
Sağlıksız
olanlarını,
Yenilmemesi
giyilmemesi kullanılmaması gerekenleri kendince artık. Ne yapsın kapasın mı
yani fabrikayı di mi? Nasılsa ölüyorlar. Son paralarını da ödeseler bizlere.
Ölürler mi yani. Zaten ölürken. Mzungu böyle.
Ve de,
Çöpsüz kıta,
Çöpe
bulanırken,
Açken,
Hastayken,
Kimsesizken,
Ölürken,
Eğleniyorlar.
İnsanlar onlar.
Gün be gün
yaşayarak. An be an yaşayarak. Hayatı çözdüklerini falan zannetmeyin. Sizinkisi
mzungu aklı. Hayat onlarda çözük zaten. Normal.
İnsan.
O gün,
Bir haftalık
bir bebek yaşasın diye üstü başı fakirlikten perişan bir sürü gönüllü insan
debelenirken hem de tıbbın t sinden bi haber, annelikleri kadınlıkları kadar belki
de kendi bebeklerini çocuklarını patrona teslim edip evde bırakıp gelmiş ev
denirse o barığana,
Bizim
memlekette,
Koskoca
yetişkin fidanlar başak sapı gibi budanınca aynı anda yine aynı gibi hep olduğu
gibi,
Bir nefret
sardı her yerimi. Mzungular yetişkin
fidanları buduyorlar pür telaş, insanlarsa bir haftalık bebek çiçek açar mı acaba
diye başka telaşlar içindeler.
Yıllardır
nefreti hiç hissetmemişim böylesine. Küstüm. Bir an. Sonra,
Maymun diyorlar
Afrikalılar için mzungular.
Maymunlar
insanlığı öğretiyorlar bıkmadan usanmadan yılmadan,
İnsan
olduklarını iddia eden mzungulara,
İnsanım
diyenlerde maymun olmayı öğretmeye çalışıyorlar gerçek,
İnsanlığa.
Kim maymun?
Hiç biri.
Maymun bile
demem kötü beyaz adama.
Maymuna
saygısızlık olur.
Hiçbir
hayvanla anmam kötü beyaz adamı.
Hayvanlık
alemine saygısızlık olur.
Canavar
denir bak.
Ne insan ne
hayvan.
Yeni bir
tür.
İnsanlığında
hayvanlığında sonunu getirmek için,
Hep uğraşan,
Bir yaratık artık kötü beyaz adam.
Tüketen.
Tüketerek yaşayan. Katmayan.
Katanları insanlığı
emerek yaşayan,
Canavar bir
yaratık.
Mutluluğu
tatmak için Afrika’ya gidin. Mutluluğu öğrenmek için Afrika’ya gidin. Şehrinden
uzağa gitmeye gerek yok. İçinde göbeğinde
bir slamda ki yaşamı seyredin. Yani tenekeden mahallede. Tenekesizlerde var. Karton.
Açken hastayken
ölmek üzereyken mutlu olunabilinir miymiş öğrenin bakalım,
Hazır
tokken,
Ve de,
Evlerinizde yaşarken
hayattayken henüz.
Şimdi,
Pamuk eller
cebe olsun mu?
Mesela,
10 TL. gibi ediyor 6 lanet dolar. Espresso iki adet.
O da ediyor
500 Kenya şilini gibi.
Demek,
Bir bebek
bir çocuk o gün hatta ertesi gün bile çok tıka basa doydu demek oralarda bir
yerde. İki espresso on dakika. Bile değil.
Tok uyudu.
Uyudu yani.
Uyuyabildi yani.
Birde 30.000
Şilin varsa cepte yani 350 lanet dolar gibi,
Hatta
hastaneye bile gitti. Muayene oldu hatta ilaçları da alındı demek. Turp parçası
oldu turp gibi yani. Çok espresso.
Vaay çok
para bee…
Sağlıklı
karnı tok bir insan evladı bebe için. Mzunguya göre tabii ki.
Neyse,
Ne
diyorsunuz?
Yanaklarınızdan
sağlıklar fışkırsın mı e mi hep diyelim mi?
Karnınız davullar
gibi şişkin olsun uyurken mi e mi, hep
mesela,
E mi.
İyi geceler
tatlı rüyalar herkese.
Bilerek
yaptım.
Salak
değilim.
Alışın.
Aratacağım
bu günleri sizlere.
Bu daha
başı.
Yavaş yavaş
alıştırıyorum ufaktan.
Olmadı
okumazsınız içiniz,
Şey
oluyorsa.
Okuyanlarla
kıvırırım bu işi.
Hırsızım ben
hırsız.
Gitti
paracıklar.
Üzüldüm.
Çok.
Yeni albümde
bizim bebeler. Denise iti hep kucakta ki. Kısmetse torunları da götürürüm bir
gün oralara. Okula. Diploma şart. İnsanlık. Bir mzunguyu insana çevirsem
tamamdır.
O gün,
Gencecik
fidanları kesemeyecekler. Kesilmesine izin vermeyecekler insanlar. Temelden
çözmek lazım durumu. Sabır. Yok mu? Takma. Öğretir onu da evren.
İnancım tam.
Sende yok mu? Var. Saklama boş yere. Sızdırıyorsun kenarından. Belli. Yoksa oku oku gelemezdin
yazının sonuna.
Haydi
bakalım başladık yeniden.
Hep bir daha
hep yeniden.
Durmak yok
hiç.
Devaam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder