Ayarım
düzelmiş, acilen bozdum yine. Bozuk ayar yapmaya karar verdim kendime yine. Pek
bi ciddiye alır olmuşum ciddiyetsizlikleri yine. Tam da yaşarken gayriciddi ayarsızken
hem de. Yaşamışım yaşamları ciddi ciddi sanki benimmişler gibi ayar koyarak kendime.
Yok, yaşamamışım. Ayarım yapılmışçasına yaşarmış taklidi yapmışım. Yine.
Eğleneyim
diye.
Eğlenmişim de.
Eğlenmişim de, tekrarlardan da sıkılmışım da. Yine. Düzgün ayar tutmuyor bende.
Çok fark attın
mı, farkına varamıyorsun farksız olanları.
Kendi
farkların fayrap,
Heyecanların
ateşlenince elini uzatıp ısıtan çok olur sıcaklığında. Veya donuverirler soğukluğunda. Baktın tekliyorsun,
Hemen,
Tespih böceği
taklidine geçmek lazım o an. Arazi. Yani.
Dertop olup,
Bırakacaksın
tepeden aşağı kendini. Araziden. Bodoslama.
Yuvar yuvar
yuvarlanacaksın hoplaya zıplaya otların taşların çalıların üstünden,
Savrula
savrula. Arazi olmuş olursun haliylen.
Ta ki,
Takılana
kadar bir yere. Araza uğramadan. Hesaptan kitaptan arınmış. Araz çoktur hesap
kitapta. Sonra,
Açılacaksın esneyeceksin
kaşınacaksın gerineceksin bakınacaksın sağa sola,
Çakacaksın,
Merhabayı,
Yallah
yaşama. Yaşa. Ha bire. İyidir. Kan yapmaz amma neşe yapar keyiflerine.
Tekrarlar
fena. Balçığa batıp gırtlağına kadar her gün yeniden gün doğumunda gün batımında
güneş yeni bir sürpriz yapar mı acaba diye,
Göğe baka
baka kıvranarak yaşarsın tekrarlarının saplandığın kıpırdamayan donukluklarda.
Güneşe fit.
Tekrarları
yaşarken farklara tavlanmak için,
Sırada
bekleyenlerin arasında.
Beslenme
saati geldiğinde,
Beslenmek
isteyen beslemeler gibi. Besmeleyle.
Ki,
Tersin
tersi,
İşte bozuk ayarını
kaçırdığın andır kaptırırsan kendini
farklardan farklara kayıp giderken ancak yaşama tutunanların tutundukça da,
Seni
cilalamalarıyla. Cilaya tutunmaya çalışanlarla daha da,
Parlarsın
gereksiz yere durup dururken. Hiç de ihtiyacın yokken göz alıcı olmaya hem de.
Meraklısıysa çoktur. Nedense.
Bir köşeye
sinip,
Seyreylemesi
çok hoş olur aslında tekrarlarını yaşayanları. Güruh. Güruh. Güruh.
O kadar
aynıdırlar ki,
Gelişi güzel
bakışlar bile atamazsın sıradanlıklarıyla gelen aynıların disipline etmiş olduğu hayatlarının akışına.
Şaşar yaşamları farklı dikizlerle yüz yüze geldikçe kaldıkça.
Birbirini aynılarla
tekrar eden günleri ne kadar istedikleri gibi süsleyerek işaretleseler de
takvimlerinde,
Ne kadar iddia
ederlerse etsinler bu gün katiyen dün gibi değildir diye,
Yine de,
Sanki
takvimin sayfaları hep aynı günü gösteriyormuşçasına,
Aynıdır,
Yaşananlar.
Yaşananları. Ha tabii ki yaşattıkları da. Mecburen.
Hayallerinin
sonsuzluğunu bile paylaşamazsın tekrarlarının hükümdarı olmuş insanlarla. Tekrar
hükümdarlarının hükümlerinin geçtikleridir sadece yeniler.
Amma,
Hayallerde
değil. Ne münasebet.
Yeni bir diş
macunun markası keşfetmiştirler mesela. Şey ediyormuş dişleri.
Yeni bir
ceket alırlar. Güzel gösteriyormuş şeylerini.
Artık yeni bir kanalı seyrettiklerini anlatırlar.
Pek bi hoşmuş şeyi.
Yeni bir yer
keşfetmişlerdir seyahat için. Şeyi de görmeli.
Mobilyalarına
uygun yeni bir lamda almışlardır eve. Işığı şeyli.
Yeni bir cd
almışlardır. Müziği şey nameli.
Akşama
birileri gelecektir ilk defa. Yeni birileri. Veya buluşacaktır yeni birileriyle. Çok şey etmeye.
Yeni açılan
restoran. Şey yemeğe.
Yeni bir
film. Şey seyretmeye. Yeni bir kitap. Şey okumalı.
Yeni
avcısıdır tekrarların hükümdarları. Yeni şeylerle yeni şeyleriyle.
Her
keşfettikleri yeniyse,
Aynılarını
yenilemelerine rağmen yenilendikleri hissini verir o insanlara. Yeni şeyleriyle.
Yeni
olmayansa üretemedikleri peşine düşemedikleri yeni hayalleridir sadece.
Hayallerde tam bir fiyasko. Çok hem de.
Olması aslında
çok da mümkün hayalleri, ki her hayal gerçekleşir aslında hem de mutlaka, çok
hayalse o hayal hayalden de öteyse,
Amma oluru
yokmuş gibi kabullenince ta en baştan hep hayalleri, aynıları tekrar ederek yaşamaya
devam ederler yeni şeyleri ile. E mecburen. Sanırlar.
Ki,
İşte tam da
o an da eğer ki fark ederlerse farklı olanı farklı yaşayanı fark atmış olanı etraflarında
bir yerlerde,
Al sana,
Al benili,
Bir yeni daha
diye,
Tekrarların
hükümdarlarına ve yapışırlar müthiş bir
açlıkla kabaran yeni bir iştahla farkın cazibesine.
El alemin
farkını keşfettikçe kendilerini de farklı sanırlar kendi tekrarlarının içinde. Avunma.
Avunurken farklı olan için pozisyon alıp,
Sonrasında,
Tıraş
dönemi. Yontma biçme. Kesip ekleme. İnceden. Ayar yani. Farklıyı aynıya.
Farkı aynılarla
bir yapıp farkı aynıların tekrarların
içine yerleştirme telaşıdır bu bildiği gibi yaşamın bir yerlerine. O zaman
korkmaz. Emin.
Basa basa
farkın ümüğüne hem de. Canhıraş.
İşte bozuk ayarını
düzgün zannettiklerine doğru kaçırdığın andır o an kaptırdıysan kendini
tekrarların hükümdarlarına.
Amma amma
derken bulursan kendini bir gün birilerinin önünde,
Teklemeye
başlamışsındır hemen,
Hem de kekeme
kekeme.
Savun da
dur. Nedense. Ki eziyettir. Boş yere.
Her bir yeni
için bedelleri hesap edenlerle yaşamın paha biçilmez bedelini fark etmişlerin
dalaşına dönüşür,
Yaşam bir
anda gereksiz yere. Yolun ayrımına kadar ki süre içinde.
Akan, akışı anlatamaz durgun durağan birikimlere.
Akarken hem
de.
Korkuyla
korkuyu hissetmeyenlerle korkularıyla korku içinde yaşayanların makus kaderi.
Dir,
Yapana bakan
olmak.
Ki,
Bakarken
yaptığını zannetmek de. Farka bakıp aynılarından fırttığını zannetmek de. Ki,
farkların ha bire seyircisi olmakta tekrarlardır aslında. Ha bire.
Tek fark
tekrarlarında daha da farklı olanın keşfidir sadece. Keşfedince olur sana
farklı. Zanneder. Daha da.
Yaşamı
boktan zannetmeye kadar varır gider ulaşır bu döngüsü.
Ne zaman ki,
Peki ben ne
yaşadım ki sorusu küt diye çıkıncaya kadar karşısına. Ne sorudur amma. Yuvasını
yapar insanın. Yuvayı dar ederken.
Ki,
Farklı
olanın aklına bile gelmez bu soru. Hayallerini aşamaz sorgulamak ne yaşamı ne
kendini.
Yaşar
sadece. Ki, hayallerdir aslında sorgulayan yaşamı. Sınırsızca. Her yönde.
Ha bire
yaşarlar fark atanlar. Bitmez yaşamaları. Bitemez. Hayaller bitirtmezler çünkü.
Son yoktur. Eskimez hayat hiç. Nerede kaldı sıkılmalar falan.
Kur kur bitmeyen
hayallerle. Yetmez zaman hep.
Biri zaman
geçsin diye yaşarken sıkılmış sıkıcı aynılarla dolu tekrarlarından,
Diğerineyse,
Zaman yetmez
fark attıkça her biri birbirinden farklı hayallerine.
Hayallere
kapılmamak lazım,
Bir hayal
gelirde,
Farklılaştırır,
Yaşamı diye.
Yok öyle bir şey.
Hayal kurmak
lazım amma bak. Ha bire. Delicesine. Abuk sabuk. Saçma sapan. İp sapa en
gelmezinden. En çılgınlarından.
Ha bire
amma.
Doğrusu
eğrisinden eğri zannedileninden gelir hayatın. Doğru.
Delidir
hayat çünkü. Abuk sabuktur da. Saçma sapandır olan bitenlerin çoğu. Ne ipe
gelir ne sapa hayat.
Çılgındır
hayat.
Korkmazsan.
Ki hayat
korkmaz yaşananlardan. Korksa değişemezdi. Evrimde hikaye olurdu.
Evrim kadar
korkusuz hayatın içinde,
Hayattan
korkmaksa,
Tam bir
salaklıktır. Sonsuzundan hem de.
Değişime,
Direnç.
Bittiğin
noktadır. E bitince de bitkin bitkin yaşarsın sıran gelsin de bir an evvel
ölesin diye.
Desem,
Amma ölmekte
istemezsin. Niye?
Hem yaşama
hem yaşatma hem değişme sonrasında hem de ölmek isteme. Doğruya bak hele sen.
Ki,
Mezarlıklarda
gezer gibiyim kendini aynılarla tekrarlara gömmüş,
Yaşayan cenazelerin
içinde.
Dediğimi
fark ettiğim anda bozuk ayarlarım kaçtı yine diye,
Uyuyorum,
Acilen,
Araziye.
Selam olsun doğruyu eğri zannedenlere.
İnsanlar
yeni şeyleriyle, bense yeni ayar hayallerimle yaşayıp gidiyoruz,
Yaşayan
yaşatan yaşamaya çalışan yaşadığını zannedenler hep bir arada hepimiz hep bir
yerde.
Ne yeni
şeyler biter,
Ne de yeni
ayar hayaller.
Hayat,
Ya,
Yeni şeyler,
Ya da yeni
hayaller.
Biri
satılıyor.
Biri
kuruluyor.
Birinin fiyatı
belli. Al al bitmez.
Diğeri,
Beleş. Kur
kur bitmez.
Biri,
Sevindirir o
an.
Diğeri,
Sevincin
kendidir her an.
Birinin
ayarı hep düzgün hep çalışır hep bildiğin gibi hep aynı tekrar tekrar her yeni bir
gün eskir bir gün biter, değişimi yok gelişimden bi haber,
Diğeriyse,
Değiştikçe
gelişir tam bir,
Bozuk ayar
hep yeni her bir yeni yeniden yenileri tazeler,
Ne kıçı
bellidir,
Ne başı
belli ne de sonu var.
Dükkan senin
anacım.
İster yapış
vitrine,
İster dal
içeri seç seç al.
Ha,
Ko paranı
cebine.
Para hiç geçmiyor
bu çarşıda.
Cesur ol
korkma,
Yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder