26 Kasım 2012 Pazartesi

OĞLANCILIK MODAYMIŞ

Kanuni için yanlış anlatıyorlar diyor. Senin ecdadını diyor. Gelmişini. Geçmişini. Yani. Diyor. Referanssa; bir dizi. Hasanoğlan’la imam hatip farkı. Hanımın Çiftliği’ne laf edemedi bak amma. Okumadığından. Orhan Kemal’i duymamıştır muhtemelen. Köy enstitülerini kapatıp imam hatip açarsan olacağı budur. Köy Enstitülerinin hikayesini iyi bilmek lazım amma önce. Sonra da eşcinselliği. Ne alakası var? Çok alakası var. Nereden nereye.

Köy enstitüleri Atatürk’ün bizzat üstünde çalıştığı bir projeydi. Kurtuluş Savaşından çıkıldığında ülkenin %5 i okur yazardı sadece. Ve de ülke nüfusunun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu.
Ve de köylerde öğretmen yoktu. Okulda.

Müthiş bir projeydi Köy Enstitüleri. Ve de zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in de başarıda ki payı müthişti en başından beri. 1940’da meclisten geçen bir yasa ile açılmaya başladı Köy Enstitüleri.
Okullar şehirlere uzak ancak tren yollarına yakın köylerde açılmaya başlandı. İlkokul mezunu kızlı erkekli akıllı zeki çocuklar bu okullarda yatılı olarak eğitilecek kendi köylerine dönüp orada öğretmenlik yapacaklardı. Aydınlanacaklar, aydınlar yetiştireceklerdi.

Şehirli öğretmenlerin zorunluluk olarak adlandırdığı gitmeye pek de gönüllü olmadıkları köylerde yani. Ki zaten yetişmiş öğretmende yok ülkede o yıllarda yeteri kadar.
Ezbere yönelik değil, işi öğreten işi akıl eden iş bilen yaratıcı insanlar yetiştirmek için açıldı Köy Enstitüleri. Vizyoner de yani. Bugünün değimiyle.

Yani,
Aydın. Yarımı çeyreği amma aydın.

Ki,
O yarım çeyrek aydınlarsa tam aydınları da yetiştirenlerdi bir anlamda da.

O günün Türkiye’sinde yani nüfusun %80 i köylerde yaşarken, nüfusun % 5 i ancak okur yazarken yakalanan bu müthiş başarıların karşılığı rakamlarsa şöyle;
Ansiklopedik bilgilerdir;

1940-1946 arasında köy enstitülerinde 15.000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750.000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1.200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulamalı eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti. Her şeyi öğretmen öğrenci bir arada üretiyorlardı.
Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy Enstitülerinde;

1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmiştir.
Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.

Dayılarımdan dünya çapında uluslar arası üne sahip tasarımcı sanatçı Yılmaz Zenger’de Hasanoğlan Köy Enstitüsünden.
Devam,


Yıllara göre köy enstitülerinde okuyan öğrenci sayıları  
Yıllara göre köy enstitülerindeki öğretmen sayıları  

 Öğretim yılı
Kadın öğretmen sayısı

Erkek öğretmen sayısı

Toplam öğretmen

Öğrenci sayısı

Enstitü sayısı

1937 - 1938

5

21

26

286

2
 1938 -1939
7

34

41

796

3

1939 - 1940

10

50

60

1567

4
 1940 - 1941
46

 
19

 

235

5665

14
 1941 - 1942
80

214

294

8052

17
 1942 -1943
101

259

360

10161

18

1943 - 1944

128

298

426

14166

18

1944 - 1945

145

360

505

15561

20

1945 - 1946

119

403

522

15529

20

1939 - 1950 yılları arasında Köy enstitülerinde yetişen köy öğretmenlerinin toplam köy öğretmenleri içindeki yeri.

      Sene
Toplam köy öğretmeni sayısı

Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı

1939

6847

0

1946

11533

5225

1950

18426

13182

Dersler

Okullar tarıma elverişli arazisi olan köylerin yakınlarında kuruldu. Amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.

Hasanoğlan Köy Enstitüsü de, diğer köy enstitülerini kuran köy enstitüsü öğrencileri tarafından inşa edilmişti.Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu. Öğretmenler bu alet ve edevat ile köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta müzik aletleri çalmayı öğretiyordu.
Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanlığı döneminde dünya klasiklerini Türkçe'ye tercüme ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla yükümlüydü. Bu sayede zeki köy çocuklarından engin entellektüel birikimleri olan aydınlar oluşuyordu. Bu aydın köy öğretmenleri en az bir tane müzik aletini çalmasını da öğreniyordu. Aşık Veysel köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını gösteriyordu.

Sabahın erken saatlerinde uyanan öğrenciler kızlı ve erkekli zeybek ve halk oyunları oynayarak sabah sporlarını da yapmış oluyorlardı. Daha sonra kahvaltı ardından zorunlu okuma saati vardı. Kahvaltıyı kendilerinden önce kalkıp fırında ekmek pişiren öğrenci arkadaşları hazırlıyordu.
Köy Enstitüleri öğrenim konusunda,

Dünyada benzeri görülmemiş bir örnek oluşturmuş ve birçok akademik inceleme ve araştırmaya örnek olmuştur.
Atatürk farkı. Müthiş.

Aşağıdaki çizelgede Köy Enstitüleri'nde uygulanan derslerin 5 yıla dağılımı görülmektedir.

Ders
Hafta

Kültür Dersleri

114

Ziraat Dersleri ve Çalışmaları

58

Teknik Dersler ve Çalışmalar

58

Beş Yıllık Sürekli Tatiller

30

Beş yıllık eğitim süresince kültür derslerinin içeriğinin toplam saatleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.


Ders

Saat

Türkçe

736

Matematik

598

Fizik

276

Tarih

232

Yurttaşlık bilgisi

92

Sanat

Köylerde büyümüş öğrencilere klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Daha sonra açılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'ndeki derslere Ankara Konservatuarı öğretmenleri geliyordu. Köy kökenli öğrencilerden kurulu orkestralar müzik eserlerini seslendiriyordu.

Mandolin, taşınması ve öğreniminin kolaylığı nedeniyle yaygınlıkla kullanılan enstrümanlardan biriydi. Müzik grupları sınıf geceleri veya okulu ziyaret eden bir yönetici için kısa hazırlık provaları yaptıktan sonra konserler vermekteydi.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde gerçekleştirilen bir bitirme töreni programı, enstitülerde yapılan sanatsal faaliyetlerin kapsamı konusunda örnek olarak gösterilebilir.

İstiklal marşı ile başlayan programda sırasıyla; konuşma korosu (sağlık kolu mezunları), marş ve türküler (Akın Marşı, Halay Başı Türküsü), oyunlar (Arpazlı, Biço), mandolin konseri (Arılar, Semada Yıldızlar - öğretmen kolu mezunları), marş ve türküler (Vatan Marşı, Ördek isen Göle Gel Türküsü - yüksek kısım mezunları), oyunlar (Bengi, Dağlı), keman konseri (Mozart'tan rondolar; Allegro Vivo, Allegretto, Allegro A'la Turca - güzel sanatlar kolu), koro (Asker Dönüşü, Köy Okulu, İndim Dere Beklerim, Çoban - güzel sanatlar kolu), temsil (Anton Çehov'un Teklif adlı oyunu), konuşma ve diploma töreni, İleri Marşı (topluca), zeybek ve oyunlar (dışarıda topluca) yer almıştı.
Programda ayrıca şiirler okunmuş ve müzik dersliğinde piyano ve saz konserleri verilmiştir. Sergilenmiş olan, yönetmenliğini Cüneyt Gökçer'in yaptığı oyunun yanı sıra enstitüde son bir yıl içinde sergilenen diğer tiyatro oyunları Molière'in Zoraki Tabip ve Kibarlık Budalası adlı oyunları, Sofokles'in Kral Oedipus'u, Gogol'ün Müfettiş'i ve Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunudur.

Enstitülerde hazırlanan programlar, toplumun sanat ve kültür hayatına katkıda bulunulması amacıyla çevre il ve köylere de götürülerek sergilenmiştir.
1945 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ndeki müzik enstrümanları listesi şöyleydi.

Çalgı aleti

Sayısı

Mandolin

259

Plaklar (Klasik Müzik)

160

Keman

55

Bağlama

37

Akordeon

8

Radyo

3

Piyano

3

Davul

3

Amplifikatör

1

Pikap

1

Metronom

1

Yaa işte böyle…Bundan tam altmış yetmiş yıl evvel yani…Sonra,
Köy Enstitülerinin kapatılması

2. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri"leri gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etti.

1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı.
Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954'te kapatıldılar.

Cumhuriyet Halk Partisi içinden Köylüyü topraklandırma Yasasına karşı çıkan bir kesim milletvekili Demokrat Partiyi kurdu. Bu parlamenterler içinde Atatürk Devrimlerine karşı olup tek parti yönetiminde bu düşüncelerini açığa vuramayanlar olduğu, Atatürk devrimlerine muhalefet hisleri besleyen ancak bu karşıtlıklarını ortaya koymaya cesaret edemeyen siyasi ve toplumsal yapının bir karşı devrim atağı başlatarak Köy Enstitülerinin kapatılmasını sağladığı iddia edilmiştir.

Hasanoğlan Köy Enstitüsü eski müdürü Rauf İnan ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Köy Enstitülerinin kapatılmasının Atatürk Devrimleri karşıtlarınca başlatılan bir Karşı Devrim hareketi olduğunu söylemişlerdi.
1945 yılında Köy Enstitüleri hakkında komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvaları olduğu söylenerek saldırı kampanyaları başlatılmıştı. Parlamentoda bütçe görüşmelerinde,

Milletvekili Emin Sazak'ın
Köylere giden enstitü mezunları kendilerini birer Atatürk zannediyorlar’

Demesi üzerine Hasan Ali Yücel,
Bu çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir’

Şeklinde cevap vermişti.
Köy enstitüleri 1954 yılında kapatılmıştır.
 
Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti Millet Meclisi, yani milletin vekilleri,

Birer Atatürk daha yetişmesin istediler bu ülkede. Yetişemedi de zaten.

Atatürk’ün bu muhteşem projesi de komünizm dinsizlik ve fuhuşla özdeşleştirilmiş oluyordu böylece.
Bu kadar basit. Amma,

İmam Hatipli yetişsin istediler bak. Çok sayıda hem de. Özellikle ABD. Batı.
Bir Atatürk’le baş edemezken milyonlarca Atatürk’le hiç mi hiç baş edemeyeceklerini çok iyi anladıkları bildikleri için.

İmam hatiplilerle de işlerinin ne kolay olacağını yürüyeceğini iyi hesap ettikleri içinde.
Aydınlık farkı.

Şimdi,
Ecdadınsa konu, önce yakın tarihte ki ecdadı iyi bilmek lazım. Bugün gelinen bu noktada bu ülkenin nereden nelerle başlayıp, kimlerin neleri yapıp kimlerin neleri yıktığını,

Kimlerin hangi nedenlerle yaptığını sonrada kimlerin hangi nedenlerle yıktığını iyi bilmek lazım. Önce.
Bunları iyi bilmedikçe,

Neden Tayyip ecdadıyla ilgili dizileri referans alarak ister söverek ister yererek söylemlerdi bulunur,
Hem de hangi ‘hiç’ aydın olmayan bir kafayla da,

O zaman cevabı bulmak çok zorlaşıyor. Cevaba nedenler bu ülkede yaşanmışlar değişimler gelişimler ve de yine değişimlerle gelen gerilemeler bugün içimizi çok acıtıyor olsa dahi.

Ki,

O ecdada yakıştırmazken dizide konu edilen hem de hayali sahneleri ve de ecdadımız yıllarını seferlerde savaş meydanlarında at üstünde geçirdiler derken,
O ecdadın atların üstünde geçen yıllarını, başka nelerin üstünde geçirdiğini de iyi bilmek lazım ayrıca.

Aydınlık farkı.
Devaam…

Yarın.
Sizi gidi tüysüz civelek oğlanlar sizi…

Hiç yorum yok: