Kanuni için
yanlış anlatıyorlar diyor. Senin ecdadını diyor. Gelmişini. Geçmişini. Yani. Diyor.
Referanssa; bir dizi. Hasanoğlan’la imam hatip farkı. Hanımın Çiftliği’ne laf
edemedi bak amma. Okumadığından. Orhan Kemal’i duymamıştır muhtemelen. Köy
enstitülerini kapatıp imam hatip açarsan olacağı budur. Köy Enstitülerinin
hikayesini iyi bilmek lazım amma önce. Sonra da eşcinselliği. Ne alakası var?
Çok alakası var. Nereden nereye.
1939 - 1950 yılları arasında Köy enstitülerinde yetişen köy öğretmenlerinin toplam köy öğretmenleri içindeki yeri.
Dersler
Okullar tarıma elverişli arazisi olan köylerin yakınlarında kuruldu. Amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.
Sanat
Köylerde büyümüş öğrencilere klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Daha sonra açılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'ndeki derslere Ankara Konservatuarı öğretmenleri geliyordu. Köy kökenli öğrencilerden kurulu orkestralar müzik eserlerini seslendiriyordu.
2. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri"leri gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
Cumhuriyet Halk Partisi içinden Köylüyü topraklandırma Yasasına karşı çıkan bir kesim milletvekili Demokrat Partiyi kurdu. Bu parlamenterler içinde Atatürk Devrimlerine karşı olup tek parti yönetiminde bu düşüncelerini açığa vuramayanlar olduğu, Atatürk devrimlerine muhalefet hisleri besleyen ancak bu karşıtlıklarını ortaya koymaya cesaret edemeyen siyasi ve toplumsal yapının bir karşı devrim atağı başlatarak Köy Enstitülerinin kapatılmasını sağladığı iddia edilmiştir.
Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti Millet Meclisi, yani milletin vekilleri,
Birer Atatürk daha yetişmesin istediler bu ülkede. Yetişemedi de zaten.
O zaman cevabı bulmak çok zorlaşıyor. Cevaba nedenler bu ülkede yaşanmışlar değişimler gelişimler ve de yine değişimlerle gelen gerilemeler bugün içimizi çok acıtıyor olsa dahi.
Ki,
Köy
enstitüleri Atatürk’ün bizzat üstünde çalıştığı bir projeydi. Kurtuluş Savaşından
çıkıldığında ülkenin %5 i okur yazardı sadece. Ve de ülke nüfusunun yüzde 80’i
köylerde yaşıyordu.
Ve de
köylerde öğretmen yoktu. Okulda.
Müthiş bir
projeydi Köy Enstitüleri. Ve de zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in
de başarıda ki payı müthişti en başından beri. 1940’da meclisten geçen bir yasa
ile açılmaya başladı Köy Enstitüleri.
Okullar
şehirlere uzak ancak tren yollarına yakın köylerde açılmaya başlandı. İlkokul
mezunu kızlı erkekli akıllı zeki çocuklar bu okullarda yatılı olarak eğitilecek
kendi köylerine dönüp orada öğretmenlik yapacaklardı. Aydınlanacaklar, aydınlar
yetiştireceklerdi.
Şehirli
öğretmenlerin zorunluluk olarak adlandırdığı gitmeye pek de gönüllü olmadıkları
köylerde yani. Ki zaten yetişmiş öğretmende yok ülkede o yıllarda yeteri kadar.
Ezbere
yönelik değil, işi öğreten işi akıl eden iş bilen yaratıcı insanlar yetiştirmek
için açıldı Köy Enstitüleri. Vizyoner de yani. Bugünün değimiyle.
Yani,
Aydın.
Yarımı çeyreği amma aydın.
Ki,
O yarım
çeyrek aydınlarsa tam aydınları da yetiştirenlerdi bir anlamda da.
O günün
Türkiye’sinde yani nüfusun %80 i köylerde yaşarken, nüfusun % 5 i ancak okur
yazarken yakalanan bu müthiş başarıların karşılığı rakamlarsa şöyle;
Ansiklopedik
bilgilerdir;
1940-1946
arasında köy enstitülerinde 15.000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş
ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750.000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan
bağların miktarı ise 1.200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210
öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12
elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol
yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulamalı
eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti. Her
şeyi öğretmen öğrenci bir arada üretiyorlardı.
Kapatıldığı
1954 yılına kadar Köy Enstitülerinde;
1.308 kadın ve
15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmiştir.
Fakir Baykurt,
Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın,
Mahmut Makal,
Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar,
Mehmet Uslu
ve Dursun Akçam
gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.
Dayılarımdan
dünya çapında uluslar arası üne sahip tasarımcı sanatçı Yılmaz Zenger’de
Hasanoğlan Köy Enstitüsünden.
Devam,
|
Yıllara göre
köy enstitülerindeki öğretmen sayıları |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
1939 - 1950 yılları arasında Köy enstitülerinde yetişen köy öğretmenlerinin toplam köy öğretmenleri içindeki yeri.
Sene |
Toplam köy öğretmeni sayısı
|
Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı
|
1939
|
6847
|
0
|
1946
|
11533
|
5225
|
1950
|
18426
|
13182
|
Dersler
Okullar tarıma elverişli arazisi olan köylerin yakınlarında kuruldu. Amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü de, diğer köy
enstitülerini kuran köy enstitüsü öğrencileri tarafından inşa edilmişti.Köy
enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve
gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu.
Öğretmenler bu alet ve edevat ile köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa
ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta
müzik aletleri çalmayı öğretiyordu.
Hasan Ali Yücel
Milli Eğitim Bakanlığı döneminde dünya klasiklerini Türkçe'ye tercüme
ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla
yükümlüydü. Bu sayede zeki köy çocuklarından engin entellektüel birikimleri
olan aydınlar oluşuyordu. Bu aydın köy öğretmenleri en az bir tane müzik
aletini çalmasını da öğreniyordu. Aşık Veysel
köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını
gösteriyordu.
Sabahın erken
saatlerinde uyanan öğrenciler kızlı ve erkekli zeybek ve halk oyunları
oynayarak sabah sporlarını da yapmış oluyorlardı. Daha sonra kahvaltı ardından
zorunlu okuma saati vardı. Kahvaltıyı kendilerinden önce kalkıp fırında ekmek
pişiren öğrenci arkadaşları hazırlıyordu.
Köy Enstitüleri öğrenim konusunda,
Dünyada benzeri
görülmemiş bir örnek oluşturmuş ve birçok akademik inceleme ve araştırmaya
örnek olmuştur.
Atatürk farkı. Müthiş.
Aşağıdaki
çizelgede Köy Enstitüleri'nde uygulanan derslerin 5 yıla dağılımı görülmektedir.
Ders |
Hafta
|
Kültür
Dersleri
|
114
|
Ziraat
Dersleri ve Çalışmaları
|
58
|
Teknik
Dersler ve Çalışmalar
|
58
|
Beş Yıllık
Sürekli Tatiller
|
30
|
Beş yıllık
eğitim süresince kültür derslerinin içeriğinin toplam saatleri aşağıdaki
tabloda verilmiştir.
Ders
|
Saat
|
Türkçe
|
736
|
Matematik
|
598
|
Fizik
|
276
|
Tarih
|
232
|
Yurttaşlık
bilgisi
|
92
|
Sanat
Köylerde büyümüş öğrencilere klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Daha sonra açılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'ndeki derslere Ankara Konservatuarı öğretmenleri geliyordu. Köy kökenli öğrencilerden kurulu orkestralar müzik eserlerini seslendiriyordu.
Mandolin,
taşınması ve öğreniminin kolaylığı nedeniyle yaygınlıkla kullanılan
enstrümanlardan biriydi. Müzik grupları sınıf geceleri veya okulu ziyaret eden
bir yönetici için kısa hazırlık provaları yaptıktan sonra konserler
vermekteydi.
Hasanoğlan Köy
Enstitüsü'nde gerçekleştirilen bir bitirme töreni programı, enstitülerde
yapılan sanatsal faaliyetlerin kapsamı konusunda örnek olarak gösterilebilir.
İstiklal marşı ile başlayan programda
sırasıyla; konuşma korosu (sağlık kolu mezunları), marş
ve türküler
(Akın Marşı, Halay Başı Türküsü), oyunlar (Arpazlı, Biço), mandolin konseri
(Arılar, Semada Yıldızlar - öğretmen kolu mezunları), marş ve türküler (Vatan
Marşı, Ördek isen Göle Gel Türküsü - yüksek kısım mezunları), oyunlar (Bengi,
Dağlı), keman
konseri (Mozart'tan rondolar; Allegro Vivo,
Allegretto, Allegro A'la Turca - güzel sanatlar kolu), koro (Asker Dönüşü, Köy
Okulu, İndim Dere Beklerim, Çoban - güzel sanatlar kolu), temsil (Anton Çehov'un
Teklif adlı oyunu), konuşma ve diploma töreni, İleri Marşı (topluca), zeybek
ve oyunlar (dışarıda topluca) yer almıştı.
Programda
ayrıca şiirler
okunmuş ve müzik dersliğinde piyano ve saz konserleri verilmiştir. Sergilenmiş olan,
yönetmenliğini Cüneyt Gökçer'in yaptığı oyunun yanı sıra
enstitüde son bir yıl içinde sergilenen diğer tiyatro oyunları Molière'in
Zoraki Tabip ve Kibarlık Budalası adlı oyunları, Sofokles'in
Kral Oedipus'u,
Gogol'ün Müfettiş'i ve Shakespeare'in
Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunudur.
Enstitülerde
hazırlanan programlar, toplumun sanat ve kültür hayatına katkıda bulunulması
amacıyla çevre il ve köylere de götürülerek sergilenmiştir.
1945 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ndeki müzik
enstrümanları listesi şöyleydi.
Çalgı aleti |
Sayısı
|
Mandolin
|
259
|
Plaklar
(Klasik Müzik)
|
160
|
Keman
|
55
|
Bağlama
|
37
|
Akordeon
|
8
|
Radyo
|
3
|
Piyano
|
3
|
Davul
|
3
|
Amplifikatör
|
1
|
Pikap
|
1
|
Metronom
|
1
|
Yaa işte böyle…Bundan tam
altmış yetmiş yıl evvel yani…Sonra,
Köy Enstitülerinin kapatılması 2. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri"leri gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
1946 yılında
hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif
milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla,
müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler
yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş
için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı.
Önceleri
yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel,
ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954'te kapatıldılar. Cumhuriyet Halk Partisi içinden Köylüyü topraklandırma Yasasına karşı çıkan bir kesim milletvekili Demokrat Partiyi kurdu. Bu parlamenterler içinde Atatürk Devrimlerine karşı olup tek parti yönetiminde bu düşüncelerini açığa vuramayanlar olduğu, Atatürk devrimlerine muhalefet hisleri besleyen ancak bu karşıtlıklarını ortaya koymaya cesaret edemeyen siyasi ve toplumsal yapının bir karşı devrim atağı başlatarak Köy Enstitülerinin kapatılmasını sağladığı iddia edilmiştir.
Hasanoğlan Köy
Enstitüsü eski müdürü Rauf İnan ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Köy
Enstitülerinin kapatılmasının Atatürk Devrimleri karşıtlarınca başlatılan bir Karşı
Devrim hareketi olduğunu söylemişlerdi.
1945 yılında
Köy Enstitüleri hakkında komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvaları olduğu
söylenerek saldırı kampanyaları başlatılmıştı. Parlamentoda bütçe
görüşmelerinde,
Milletvekili Emin Sazak'ın
‘Köylere
giden enstitü mezunları kendilerini birer Atatürk zannediyorlar’
Demesi üzerine Hasan Ali
Yücel,
‘Bu
çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir’
Şeklinde cevap vermişti.
Köy enstitüleri
1954 yılında kapatılmıştır.Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti Millet Meclisi, yani milletin vekilleri,
Birer Atatürk daha yetişmesin istediler bu ülkede. Yetişemedi de zaten.
Atatürk’ün bu
muhteşem projesi de komünizm dinsizlik ve fuhuşla özdeşleştirilmiş oluyordu
böylece.
Bu kadar basit.
Amma,
İmam Hatipli
yetişsin istediler bak. Çok sayıda hem de. Özellikle ABD. Batı.
Bir Atatürk’le
baş edemezken milyonlarca Atatürk’le hiç mi hiç baş edemeyeceklerini çok iyi
anladıkları bildikleri için.
İmam
hatiplilerle de işlerinin ne kolay olacağını yürüyeceğini iyi hesap ettikleri
içinde.
Aydınlık farkı.
Şimdi,
Ecdadınsa konu,
önce yakın tarihte ki ecdadı iyi bilmek lazım. Bugün gelinen bu noktada bu
ülkenin nereden nelerle başlayıp, kimlerin neleri yapıp kimlerin neleri
yıktığını,
Kimlerin hangi
nedenlerle yaptığını sonrada kimlerin hangi nedenlerle yıktığını iyi bilmek
lazım. Önce.
Bunları iyi
bilmedikçe,
Neden Tayyip
ecdadıyla ilgili dizileri referans alarak ister söverek ister yererek söylemlerdi
bulunur,
Hem de hangi
‘hiç’ aydın olmayan bir kafayla da,O zaman cevabı bulmak çok zorlaşıyor. Cevaba nedenler bu ülkede yaşanmışlar değişimler gelişimler ve de yine değişimlerle gelen gerilemeler bugün içimizi çok acıtıyor olsa dahi.
Ki,
O ecdada
yakıştırmazken dizide konu edilen hem de hayali sahneleri ve de ecdadımız
yıllarını seferlerde savaş meydanlarında at üstünde geçirdiler derken,
O ecdadın atların
üstünde geçen yıllarını, başka nelerin üstünde geçirdiğini de iyi bilmek lazım
ayrıca.
Aydınlık farkı.
Devaam…
Yarın.
Sizi gidi
tüysüz civelek oğlanlar sizi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder