E çıplak
çıplak kadınlar erkekler bir arada denize giriyorlar. Sahil boylarında sevişiyorlar.
Öpüşüyorlar. Dans bile ediyorlar cıbıl cıbıl. E Tayyip’i de deli ediyorlar
haliyle. O zaman açarsın sahil kıyı şeridini imara. Aldırtırsın arsaları
otelleri ticani takımıyla araplara . Açtıkça imara kaparsın da insanları hem. Böylece
bu konuda hallolmuş olur patronumun izniyle. Hamdolsun. Bu denli basit.
Zaten
solcuda sosyalistte ne arar para ki toplasınlar sahil kesiminde ki arsaları da
engel olsunlar olacaklara. Zaten parası olan solcu da olmaz.
Zaten bu
maksatla kurdular zamanında,
Şehircilik
ve Çevre Bakanlığını. Olmaması gerekeni oldu bittiye getirerek. Yine.
Şehirler
doğal gelişimiyle çevreyi yok ederken,
Nasıl
olacaksa,
Hem
kentleşmeyi destekleyeceksin düzene sokup hem de çevreyi koruyacaksın aynı
akıllarla aynı bakanlıkta. Yani her an her fırsatta kavga dövüş içinde iki
kavram aynı bakanda. Tam bakan.
Boş.
Tayyip solun
liberalin sosyalistin son kaçış noktasında önünü kesiyor şu an. Hamdolsun.
Ve de,
Tabii ki,
Solcular
liberaller sosyalistler her zaman ki gibi derin uykudalar. Hamdolsun.
Kimse,
Kılının
ucunu kıpırdatmıyor yine.
Ne zaman ki,
Sahiller
haremlik selamlık diye ayrılacaklar ikiye,
Ne zaman ki
sahil kesimlerine de dikecekler çirkin camileri kumsalların dibine,
Ne zaman ki
koyacaklar mikrofonun başına çirkin sesli müezzini,
Ne zaman ki
yasaklayacaklar alkolü müziği sahilin kıyı boylarında da,
O gün ayar
yine,
Solcularla
sosyalistler,
Anaa…
Diye.
Hamdolsunlar.
Başlarlar hemen
yürüyüşlere ellerde kırmızı bayraklar Atatürk posterleri ile.
Muhalefete
destek gazeteler başlıklar atarlar,
Kırmızıya
boyadık yeri göğü yine diye,
Konak
meydanında bu sefer iki bin değil on bin kişi Atatürk resmi çizerler yere,
Feysde
herkes artık eski anı sahil boylarında zamanında çekilmiş kadınlı erkekli plaj
fotoğraflarını koyarlar profil resimlerine,
Hatta
Atatürk’ün mayolu resimleri falan elden ele gezer paylaşımlarda,
Paylaşmayan şööle
olsun diye,
Hatta,
Yıl 1970’lerde
80’lerde eğlenen kızlar bikinili, yıl 2025 kadınlar çarşafla denize giriyorlar,
Nereden
nereye imaları falan.
Amma,
Tayyip operasyonun bir halkasını daha tamamlamak
üzere şu sıralar. Hamdolsun.
Hani,
Laf var ya,
Eyalet falan
bölüneceğiz falan ya,
Hani diyor
ya bazı insanlar bizde kaçarız Ege’ye Akdeniz’e falan ya,
Kaç anam,
Amma,
Şehri terk
etmeden çarşafını almayı da sakın unutma.
A aaa,
Nereden
çıkarıyorum değil mi bunları ben,
Bende de
yani,
Her an bir
başka fantezi. Oldu. Gözlerim doldu. Gözlerim dolu dolu zaten. Hep. Son yıllarda.
Hamdolsun.
Tayyip
İstanbul’a Belediye Başkanı seçildiğinde bunların olacağını anlatıyordum bir
gün bu ülkede,
Arkadaşlarıma
dostlarıma,
Çünkü,
İran
Afganistan gibi ülkelerde ki gelişimlere bakıp, bu durum acaba bizim coğrafyaya
nasıl yansıyacak bir zamanlar sonra diye, çarşaflı kadınların yaşadığı semtleri
şehirleri geziyordum nasıl da kalabalıklaşıyorlar gittikçe diye düşünceler
yaparken konunun üstünde,
İnsanlarda çok
ütopik bulurlardı o zaman düşüncelerimi hem de çok. Amma aklım iyiye güzele çalışmadığı
için hiç normal karşılarlardı beni yine de. Yıllardan 1994 yılında yani.
Hatta
psikolojik problemlerim olduğuna inanmışlar bile çıktı aralarından. Amma idare
diyorlardı beni hep. Hamdolsun.
Şimdi,
Onların
psikolojileri bozuluyor sabah akşam. Bense turp gibiyim.
Gelecekte turp
gibi de duracağım.
Çünkü
görüyorum. Ha bire. Çok da akıllı olmak gerekmiyor. Oku hesapla karşılaştır bak
gözlemle düşün taşın sonuç çıkar kendince. Yetiyor. Hamdolsun.
A aaa…
Amma yani evrene
olumsuz mesajlar yolluyorum amma yine yaa... Sonra onlar da gerçekleşiyorlar
yani yine tabii ki de amma,
Diyenlerde
var.
Bende
diyorum ki onlara,
Evren bu
sistemle çalışıyorsa bizler tam sıçtık.
Tayyip ve
avenesi de neler yolluyorlardır kim bilir hep beraber birlikte paylaştığımız yine
aynı evrene.
Kısaca,
Derim ki denizin
sahillerin tadını çıkarın bol bol.
Resimler
çektirin çekin bol bol.
Bikinili
özellikle.
Taplısda
olur. Memeler fayrap havanız olur üç kuşak sonra ki torunların ellerine
geçtiğinde.
Akşamları
çekin kafaları sahil boylarında sevişin kumsallarda bol bol.
Hepsi
nostalji olacak,
Yıl 2030’lara
gelince.
Olmayacak mı
diyorsunuz artık bu kadarı da? Olur. Merak etmeyin siz sakın.
Şu an saçı
bağlı okula giden bit kadar yüz binlerce kız çocuğu falan var ya, büyüyüp anne
olsunlar hele önce bir,
Sizin asıl o
gün görün bakın neler olacak bu memlekette.
Bu daha
başı. Hamdolsun.
Ki,
O baş,
Henüz hala,
Elimizde. Sayılır.
Hiç olmadı. Az da olsa. Hamdolsun.
Beş on sene
sonraysa,
O başın canı
neremizi isterse artık oramızda.
O başı
küçükken ezmedik,
O başı
küçükken fark edemedik,
Şimdi
girecek yer arıyor o baş her bir yerimizde.
Dediydi
dersiniz hatırlarsanız beni,
Bir gün,
Torunlarınız
mayo ile denize girmek için yurtdışına seyahatlere gittiklerinde.
Son kale,
Sahillerde elden
gidiyor,
Bizler sahil
boylarına hoppala yarim yaz geldi çarşıya kiraz geldi diye şarkılar türküler
çığırırkene.
Sabah akşam
Tayyip kafasına göre düzenlemeler kanunlar peşinde,
Amma,
Diğer,
Alemse,
Eğlencede,
Alemse
cümbüşte. Yine aynı sabahların akşamlarında hem de.
Yakışır.
Yakışacak
mecbur.
Yakıştırıyorlar
zaten her taraftan. Her tarafımıza.
Uymasa da.
Koyuyorlar,
Uysa da.
Hamdolsun.
Yani,
Bu kadar
olur yani aşk olsun da yani,
Bizlere.
Aşk olsun,
Gerisi zaten
yeter de artar bile,
Bizlere.
Dur bakalım sahillerde
kıyı boylarını da kaptırdık gibi amma,
Hamdolsun ki,
Daha,
Göllerle
nehirler de var hala bizim ülkede.
Aşk olsun yeter,
Kalenderizdir biz.
Her taraf nasılsa uyar bizlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder