Yeni ‘Sen’e
deyince, eski ‘sen’eyle vedalaşmak iyi oldu. Sil baştan olmuyor. Hayatı
yaşanmışlıkları silemiyorsun hafızalardan. Ruhunda gönlünde bıraktığı izleri
kazıyıp atamıyorsun bir çırpıda. Doğru amma,
An tasarrufuna geçtim bundan böyle.
Finalin de içinde yer aldığı son perde.
Üstüne yeni
duygular yeni düşünceler yeni niyetler yeni dilekler ilave edebilirsin bak.
İlave
ettiklerinle başlayınca da yeni ‘sen’eye,
Yeni senle,
Daha da
güzel bir yıla başlamak mümkün amma. İyiler kötüleri hep eritir yok ederler
zamanla.
Yalandan kaç
yani dürüstlük şart,
Korkuları
terk et yani cesaret şart,
Tembelliğin
lafını bile etme yani inanç şart,
Hiç,
Vazgeçmeyeceklerim
diye yazdıklarım öncelikle en tepeye.
Gerisini boş
ver.
Gerisi
olanlar bitenler. Durumlar yani.
Para da var
listemde.
Parayı
taktın mı kafaya para gelmiyor sana amma bu kesin.
Parayı
serbest bıraktım bu yeni ‘sen’ede.
O karar
versin gelecek mi bana diye. Birazda o düşünsün. Hep mi ben mi düşüneceğim onu.
Sağlıksa,
Olmazsa
olmazımız zaten.
Sağlık
olmayınca gerisi zaten oluyor sana tam bir hikaye.
Bir de,
Uzatmayayım
dedim lafımı yeni ‘sen’ede.
Uzattın mı lafı
vakit kaybı oluyor yaşamdan yana. Yaşayacaklarıma zaman kalmıyor uzattıkça.
Zaman
tasarrufuna geçtim yani.
Eskiden anı
yaşa bir tek derdim,
Dememeye
karar verdim.
Anları
yaşaya yaşaya anılarım çoğaldıkça baktım ki her zaman hep güzelliklerle anacak
şeylerin sayılarıysa çoğalacaklarına azalıyorlar hayatımda. Anları yaşaya yaşaya hayatın güzelliklerini paylaşacağın insansa kalmıyor yanında. Çok insanla çok an yerine, tek bir insanla hayatın tamamını doya doya yaşamaya karar vermişim meğersem artık kendi kendime.
Tam
yaşardım zaten, şimdiden sonra daha da tam yaşayacağım artık.An tasarrufuna geçtim bundan böyle.
Bir çimdik
ondan bir çimdik bundan derken elinin kantarı bozuluyor bir zaman sonra.
Ondan da bundan
da katınca yaşamın lezzetinin içine, tadını bile kaçıyorsun hayatın bir zaman
sonra.
Ağzımın
tadınıysa hiç bozmayacağım,
Ağzımın tadı
çok daha önemli eskisine nazaran artık. Çareyse belli.
Ağız tadı
verenlerle geçireceğim ömrümün kalan kısmını.
İknadan
uzaklaşacağım.
Saçmalık
ikna.
Gönlü olan
aklı yatan ruhu denk gelenlerle yaşayacağım bundan sonra.
Akıl
hocalığına da paydos.
Aklı
olmayanı ikna edemiyorsun zaten. Boşuna eziyet.
Hem boşuna
da vakit kaybı oluyor hayatında.
Küçüleceğim
daha da.
Azalacağım.
Daha da
sadeleşeceğim.
Hayatımın
ortasına gelmek üzereyim. Beş sene sonra olacak yaşım altmış. Kaldı geriye bir
altmış daha. Geliyorum yolun yarısına.
Tasarrufa
geçiyorum. Kesin.
Işıklar hep
yansın istiyorsan ömür boyu, boş odaların ışıklarını kapatacaksın. Boşuna
yanmayacaksın yani. Gereksiz yere. De,
Misafirperverlik
var ya serde,
Hani ola ki
karamsarlar gelirlerse diye ansızın karanlıkta kalmasınlar diye de açık
bırakırdım eski ‘sen’e de ışıkları hep, yaşamadığım yerlerde de.
Kapattım
dün.
Yaşadığım
yerde yanıyor artık ışığım bir tek.
Sevenler aklı
yatanlar buyursunlar gelsinler. Işık yeter yetmez bilemem. Olmadı gelen
ışığıyla gelir daha da aydınlanırız hep birlikte.
Kararlar
kendiliğinden akıp gittiler kendi kendilerine. Ne ittim ne de kaktım
kararlarımı.
İtiş
kakıştan da uzaklaşacağım zaten artık iyice.
Gereksiz.
Miş.
Küflenmiş
zihniyetlerden uzak durmak lazım bu yüzden. Gözlerinde ümit besleyenlereyse
daha da yakınlaşacağım. Küften ümitlerinle arınırsın bir tek. Ki yetmez,
Gözlerinde
ki ümidi yaşamlarında eyleme dönüştürenler de en yakınlarım olacaklar artık.
Oturduğun yerden ümitte fena. Kıçında küflenme yapıyor bu seferde.
Hedeflerim
var.
Arzularım.
Geleceğime
yönelik.
Öncelikle geleceğime
önem vereceğim günümü yaşarken. Günlük arzular hedefler geleceğime uygunsa
sarılacağım sımsıkı.
Değillerse,
Geçip
gideceğim yanlarından.
Enerji
tasarrufuna geçtim yani.
İnsanların
günlük hedeflerine arzularınaysa enerji kaynağı olmayacağım bundan sonra.
Şenlik
bekleyenlere değil,
Benimle ömür
boyu şenleşeceklere harcayacağım enerjimi bundan böyle.
Kararsızların
karmaşasına kapılmayacağım yani belki de bir anlamda.
Hani,
Kısmet diye
lafa girenlere. İşi kısmete bırakanlara değil de,
Sadece kısmetine
emek verenlerin emeklerine ortak olacağım kendi emeklerimle bundan böyle.
Emek
tasarrufuna da geçtim yani.
Daha da mutlu
olacağım bundan sonra.
Mutluluk
saçmaya niyeti olanlarla.
Mutluluklarım
mutluluklarına mutluluk katıyorsa eğer
paylaşacağım artık kendi mutluluklarımı insanlarla. Mutluluk tembellerine destek dönemi bitmiştir yani.
Mutluluk
tasarrufuna da geçtim yani.
Her an her
yerde değil,
Her an bir
yerde olacağım sadece. Kendi merkezimde.
Dolanmayacağım
göreceğimde sonrada göstereceğim diye de. Beleşe görüş yok yani artık.
Gözümün boyu
kadar gördüklerimle gözümün içine bakanlarla yaşayacağım artık. Göz gözeysen hep, görüşlerinle
akıp gidiyorsun o zaman karşılıklı.
Azalttım
kendimi kısaca.
Yeni ‘sen’e
de.
Çoğalayım
diye daha da.
Eski
‘sen’elerde kalanların sadece en güzellerini yeni ‘sen’eye taşımaya karar
verdim kısaca.
Yeni
‘sen’elerdeyse,
Beni ben
gibi seven ve kabul etmişlerle geçireceğim ömrümü.
Ne kadarsam
o kadarlığımı sevenlerle, çoklarımın cazibesine kapılanlarla değil,
Neyim yoksa
yoklarımı kabul edenlerle yaşayacağım bundan sonra.
Her bir
sahnesinde bazen birden fazla bile rol aldığım bazen o rolleri kaptığım bazense
bana o rolleri kaktırılanlarla bir perde kapandı ruhumda.
Neden
bilmiyorum.
Eski dekorlar
eski senaryolar eski sahne arkadaşları eski perde de kaldılar.
Yeni perdeyi
açtım dün sabah. Açıldı kendiliğinden.
Yeni
dekoruyla yeni ışığıyla elimde yeni senaryo yeni aktörler aktristlerle.
Eski
perdeden bir tek sevdiklerim ve beni sevenler yer alıyorlar yeni perdede.
Seyircilerse
ya kalkıp gidecekler oturdukları yerden çok sıkılıp,
Ya seyre
devam edecekler severek,
Ya da
yenileri ilave olacaklar boşalan yerlere yeni ümitlerle.
Hayat oyunu
iki perde. İlki sahnenin tozunu iyice yuttuğun perde. Diğeriyse
biriktirdiklerini şöyle bir döktürüp yaşam sanatını icra ederek oyunu iyice mutlandırdığın
güzelleştirdiğin perde. Hele bir de sevenin sevdiğin varsa tadına hiç doyum olmaz
ikinci perdenin esas. Esas perdenin yani.
Sahnenin
tozunu yuttuğumuz acemiliğini yaşadığımız ilk perdeyse bitti dün sabah benim
için.
Diğerinin, son
perdenin de perdesiyse açıldı dün sabah yine ansızın.
Ve o perde
son kez açıldı dün sabah.
Ve de son
kez kapanacak bir gün.
Sürçü lisan
etmişsek af ola ilk perde de. Acemilik vardı serde. Her şeyi biliyor olduğumuzu
zannetmek vardı. Akıl gönül ruh beden dengesini kuramamanın beceriksizliği
vardı.
Amma yeni
‘sen’e de,
Lisanımız
artık sürçmemeli bir daha bunca yıldan bunca yaşanmışlıklardan yaşattıklarımızdan
sonra. Af istedim. Affettim. Affederek vedalaşmak iyidir.
Af etmek
erdemdir. Doğru. Doğru,
Amma,
Çok da ince
bir çizgi vardır,
Erdemle,
Eşşeklik
arasında da. Ki,
Afsa mevzu,
hatalar bir kez olmalı. O da oldu, yapıldı layıkıyla zaten. Bir kezse, o zaman
adı hata olur. ikincisine ise hata denmez, eşşeklik denir çünkü.
Ne eşşek
olup aynı hatayı ha bire tekrar edeceksin akılsızlar gibi,
Ne de yine
eşşek olup hataları af eyleyeceksin gönlün zengin diye ha bire.
Ve de
unutmamak lazımdır hiç.
Neler yaşanmış
yaşamış ve yaşatmış olursan ol,
Her oyunun
en önemli yeri ne başıdır ne de ortası.
Her oyunun
en önemli yeri,
Finalidir
aslında.
Ve de o finalin
güzelliği muhteşemliği şahaneliğidir, finaldir yani bizlere ilk perdedeki unutmak
istediklerimizi hafızlarımızdan yıkayıp atan gönlümüzü ruhumuzu üzen
yıpratanları silip süpüren,
Kazıyıp atan.
Her oyunun
bir finali olur,
Ve de ikinci
perde de,Finalin de içinde yer aldığı son perde.
Hepimiz
için,
İçinde bol
bol sevginin saygının mutluluğun neşenin bereketin keyiflerin dolduğu taştığı ve de
yanaklarından sağlık fışkıran muhteşem bir finale,
Vesile
olsun,
Yeni ‘sen’e.
Vazgeçmeyin.
Hiçbir zaman.
Amma çok yürekten
çok sevgi olsun içinde mutlaka. Şart ki şart. O zaman vazgeçmiyorsunuz zaten. Nereden
mi biliyorum?
Kendimden biliyorum.
Çok iyi hem de.
Vazgeçmeyin hiçbir zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder