3 Ocak 2013 Perşembe

YOKA ÇOK

Yokluğu bilenin bolluğu ile çoklarıyla yaşamışın yokları arasında ki fark, yoktan gelenle çoka alışmışın yolları kesiştiğinde çıkar ortalığa. Biri için sıradan olan diğeri için ya hiç bilmediği tatmadığı hissetmediği yaşamadığıdır ya da özendiği kavuşmak için sıraya girmeye bile hazır olduğudur. Para mı sadece? Hayır.

İlgi alaka sevgi saygı hepsinin yokluğunu tatmış varlığınıysa bilmeyeni de vardır,
Hepsinin alasını yaşamış kıymetini bilmişi bilememişi de.

Çoklarla yaşamaya alışmışla,
Yokları yaşayanları, yoklarını farkında olmayanları hangi ilişki biçiminde eşleştirirsen eşleştir,

Uyumu yakalayamazsın.
İllaki bir yerinden sırıtır bir yerinden sonra.

Başkasının çoklarıyla,
Yoklarını tamamlamaksa sadece akıl ve sevgide dürüstçe oluyor galiba. Para kısmı zaten arsızlığa girer.

Akıl ve sevgiyse gelişmeye çok açık.
Kapıları açıksa akılla sevginin gelişmeye eğer tabii ki.

Akılsızlıkla ve sevgisizliğin yokluğuna alışmamışsa da eğer insan tabii ki.
Çoka sahip olanı şımartamazsın bir türlü. Bildiği yerden gelir hep. Aynıların tekrarlarıdır çok fazla yaratıcı değilsen.

Aza alışmışı,
Kanaat etmişi değil, alışmışı, alışmışlıklarıyla kurduğu düzeninin bozulmasından,

Ve de çok olandan korkanı da şımartamazsın bir de.
Şımarmaksa en büyük keyiflerinden biridir insanoğlunun. Her ne kadar şımartmayı doğru bulmasa da yine aynı insanoğlu. Yine aynı insanoğlu şımartılmakta istiyorsa aslında diğer tarafta.

Şımartılmamış,
Şımarmamış insanlar,

Sevgilerini eyleme dökmenin yollarını da bilemezler. Kavrulunca bir kez sevgisizliklerle ilgisizliklerle duyarsızlıklarla duyguları,
Aşırıya kaçmak gibi geliyor onlar için şımarmakta şımartmakta. Şımarığın şımardıkça şımarıklığın içine tembelce yayılıp kalmasından da korkuyorlar belki de.

Şımarmayı da bilmiyorlar. Şımartmayı da.
Şımartmaksa en güzel sınavıdır diyen yönde sevginin.

Şımardıkça uzağına düşüyorsa sevginin, yayılıp da sevilmenin keyfiyle coşan tembelliğinin göbeğine yani,
Durumun iyidir.

Sevdiğin kadar sevilmiyorsun demektir. Bak öğrenmiş oldun. Ne güzel.
Şımartılmaya karşılık veriyorsa şımartarak,

Yine durumun iyidir.
Sevdiğin kadarda seviliyorsun demektir. Yine öğrendin, ne güzel.

Şımartın sevdiklerinizi.
Ne kadar sevilip sevilmediğinizi merak ediyorsanız eğer. Umurunuzdaysa eğer. Merakın ötesinde,

Esas mutlu etmek için şımartın onları. Sevdiğinizin mutluluğu sizin mutluluğunuzdur gerçekten seviyorsanız eğer.
Verebildiğiniz kadar da verin.

Alıyorsanız bir de üstüne verdiklerinizin,
Ne güzel.

Mutlu mesut yaşıyorsunuz demektir hep beraber.
Alamıyorsanız da güzel yine.

Almadan vermeyi öğreniyorsunuz bu sefer de demektir.
Neyiniz varsa elinizde avucunuzda sevgiden yana,

Verin aza.
Azı,

Sevgi zengini edin.
Çoku,

Sevgisizliğinizle sevgi fukarası kılacağınıza.
Şımartın sevdiklerinizi.

Almadan vererek şımartın hem de.
Hiç mi hiç merak etmeyin,

Paranızı malınızı varlıklarınızı tüketebilir insanlar sevginizi kullanarak. Kızarak. İntikam alarak. Arsızlaşarak.
Amma,

Sevginizi tüketemezler. Sevginizi kullanarak. Kızarak. İntikam alarak. Arsızlaşarak.
Sabrınızı da.

Seviyorsanız tabii ki eğer.
Şımartmayın diyen diğer insanlara da sakın kapılmayın.

Şımartmayın diyen insanların tamamı biri çıksa da şımartsa beni diye beklerler yine de hep.
Yoklarını  gizlemek içindir o şımartmayına sarılmalarına neden aslında.

Tatmamış bilmemiş olmak ayıp zannettikleri için.
Sevgiyi,

Şımartarak öğretirsin. Başka yolu yoktur.
Şımarmamışlarının bilemediğiyse,

Sevilmeyi hissedememiş olmaktır o güne kadar sadece.
Sevin bıkmadan usanmadan,

Şımarırlar dayanamazlar iki güne kadar.
Ne güzel.

Onlar sevilmiş olurlar,
Sizde sevmiş olursunuz.

Sevgiyse tükenmez hiç.
Merak etmeyin hiç.

Hayat,
Yoklarla çokların uyumsuzluğudur.

Verenden alacağımıza vermeye niyeti olmayandan almayı ümit edip beklemektir hayat. Aklınla gönlün aralarında ki iletişimi yitirmişlerse eğer.
Ta ki,

Elimiz böğrümüzde kalana kadar. Ki elin böğründe kaldığı gün bile yeniden başlarsın birilerini şımartmaya. Eğer ki sevgiyi sevmeyi sevilmeyi sevmişsen bir kez. Ve de tatmışsan ve de hissetmişsen bir kez.
Aza tamah etmeyen çoğu bulamaz.

Çoğu bulansa,
Çoğu az bulmaya başlıyor çoka alışınca.

Kimimiz yalvarırız gelsin onu bulsun diye,
Kimimizse bulunca bunarız kıymetini bilemeyiz. Kimimizse umursamayız ne zaman ki gömülünceye kadar iyice sessizliğe.

Çok akılsız canlılarız biz insanlar.
Hayvanlara göre farkımız var, doğru. En büyük farkımızsa akılsızlığımızda.

Mevzu,
Sevgiden yanaysa.

Kimse parasına sarılıp uyumuyor.
Yoku da yaşayan çoku da bilen,

Sonunda kıvrılıp,
Sevgiye sarılıp uyuyor. Başka çare yok mutluluktan yana.

Ne yok kalıyor o an ne de çok.
İşin içine sevgi girince,

Yokta sırıtmıyor çokta.
İşin içinde sevgi varsa kimin nesi çoksa sevdiğinin yokuna akıyor. Hayat tatlanıp zenginleşiyor.

İnsanoğlu,
Bir tek sevgiyle çoğalıyor.

Gerisi,
Varla yokun hesaplaşmasına giriyor. Ki o zamanda,

Hayatında tadı,
Kaçıyor.

Hiç yorum yok: