Yokluğu
bilenin bolluğu ile çoklarıyla yaşamışın yokları arasında ki fark, yoktan
gelenle çoka alışmışın yolları kesiştiğinde çıkar ortalığa. Biri için sıradan
olan diğeri için ya hiç bilmediği tatmadığı hissetmediği yaşamadığıdır ya da özendiği
kavuşmak için sıraya girmeye bile hazır olduğudur. Para mı sadece? Hayır.
İlgi alaka
sevgi saygı hepsinin yokluğunu tatmış varlığınıysa bilmeyeni de vardır,
Hepsinin alasını
yaşamış kıymetini bilmişi bilememişi de.
Çoklarla yaşamaya
alışmışla,
Yokları
yaşayanları, yoklarını farkında olmayanları hangi ilişki biçiminde
eşleştirirsen eşleştir,
Uyumu
yakalayamazsın.
İllaki bir
yerinden sırıtır bir yerinden sonra.
Başkasının
çoklarıyla,
Yoklarını tamamlamaksa
sadece akıl ve sevgide dürüstçe oluyor galiba. Para kısmı zaten arsızlığa girer.
Akıl ve sevgiyse
gelişmeye çok açık.
Kapıları açıksa
akılla sevginin gelişmeye eğer tabii ki.
Akılsızlıkla
ve sevgisizliğin yokluğuna alışmamışsa da eğer insan tabii ki.
Çoka sahip
olanı şımartamazsın bir türlü. Bildiği yerden gelir hep. Aynıların
tekrarlarıdır çok fazla yaratıcı değilsen.
Aza alışmışı,
Kanaat etmişi
değil, alışmışı, alışmışlıklarıyla kurduğu düzeninin bozulmasından,
Ve de çok
olandan korkanı da şımartamazsın bir de.
Şımarmaksa
en büyük keyiflerinden biridir insanoğlunun. Her ne kadar şımartmayı doğru bulmasa
da yine aynı insanoğlu. Yine aynı insanoğlu şımartılmakta istiyorsa aslında diğer
tarafta.
Şımartılmamış,
Şımarmamış
insanlar,
Sevgilerini
eyleme dökmenin yollarını da bilemezler. Kavrulunca bir kez sevgisizliklerle
ilgisizliklerle duyarsızlıklarla duyguları,
Aşırıya
kaçmak gibi geliyor onlar için şımarmakta şımartmakta. Şımarığın şımardıkça
şımarıklığın içine tembelce yayılıp kalmasından da korkuyorlar belki de.
Şımarmayı da
bilmiyorlar. Şımartmayı da.
Şımartmaksa
en güzel sınavıdır diyen yönde sevginin.
Şımardıkça uzağına
düşüyorsa sevginin, yayılıp da sevilmenin keyfiyle coşan tembelliğinin göbeğine
yani,
Durumun
iyidir.
Sevdiğin
kadar sevilmiyorsun demektir. Bak öğrenmiş oldun. Ne güzel.
Şımartılmaya
karşılık veriyorsa şımartarak,
Yine durumun
iyidir.
Sevdiğin
kadarda seviliyorsun demektir. Yine öğrendin, ne güzel.
Şımartın
sevdiklerinizi.
Ne kadar
sevilip sevilmediğinizi merak ediyorsanız eğer. Umurunuzdaysa eğer. Merakın
ötesinde,
Esas mutlu
etmek için şımartın onları. Sevdiğinizin mutluluğu sizin mutluluğunuzdur
gerçekten seviyorsanız eğer.
Verebildiğiniz
kadar da verin.
Alıyorsanız
bir de üstüne verdiklerinizin,
Ne güzel.
Mutlu mesut
yaşıyorsunuz demektir hep beraber.
Alamıyorsanız
da güzel yine.
Almadan
vermeyi öğreniyorsunuz bu sefer de demektir.
Neyiniz
varsa elinizde avucunuzda sevgiden yana,
Verin aza.
Azı,
Sevgi
zengini edin.
Çoku,
Sevgisizliğinizle
sevgi fukarası kılacağınıza.
Şımartın
sevdiklerinizi.
Almadan
vererek şımartın hem de.
Hiç mi hiç merak
etmeyin,
Paranızı malınızı
varlıklarınızı tüketebilir insanlar sevginizi kullanarak. Kızarak. İntikam
alarak. Arsızlaşarak.
Amma,
Sevginizi
tüketemezler. Sevginizi kullanarak. Kızarak. İntikam alarak. Arsızlaşarak.
Sabrınızı
da.
Seviyorsanız
tabii ki eğer.
Şımartmayın
diyen diğer insanlara da sakın kapılmayın.
Şımartmayın
diyen insanların tamamı biri çıksa da şımartsa beni diye beklerler yine de hep.
Yoklarını gizlemek içindir o şımartmayına sarılmalarına
neden aslında.
Tatmamış
bilmemiş olmak ayıp zannettikleri için.
Sevgiyi,
Şımartarak
öğretirsin. Başka yolu yoktur.
Şımarmamışlarının
bilemediğiyse,
Sevilmeyi
hissedememiş olmaktır o güne kadar sadece.
Sevin
bıkmadan usanmadan,
Şımarırlar
dayanamazlar iki güne kadar.
Ne güzel.
Onlar
sevilmiş olurlar,
Sizde sevmiş
olursunuz.
Sevgiyse
tükenmez hiç.
Merak
etmeyin hiç.
Hayat,
Yoklarla
çokların uyumsuzluğudur.
Verenden
alacağımıza vermeye niyeti olmayandan almayı ümit edip beklemektir hayat. Aklınla
gönlün aralarında ki iletişimi yitirmişlerse eğer.
Ta ki,
Elimiz
böğrümüzde kalana kadar. Ki elin böğründe kaldığı gün bile yeniden başlarsın
birilerini şımartmaya. Eğer ki sevgiyi sevmeyi sevilmeyi sevmişsen bir kez. Ve
de tatmışsan ve de hissetmişsen bir kez.
Aza tamah
etmeyen çoğu bulamaz.
Çoğu
bulansa,
Çoğu az
bulmaya başlıyor çoka alışınca.
Kimimiz
yalvarırız gelsin onu bulsun diye,
Kimimizse
bulunca bunarız kıymetini bilemeyiz. Kimimizse umursamayız ne zaman ki
gömülünceye kadar iyice sessizliğe.
Çok akılsız
canlılarız biz insanlar.
Hayvanlara
göre farkımız var, doğru. En büyük farkımızsa akılsızlığımızda.
Mevzu,
Sevgiden
yanaysa.
Kimse
parasına sarılıp uyumuyor.
Yoku da
yaşayan çoku da bilen,
Sonunda kıvrılıp,
Sevgiye
sarılıp uyuyor. Başka çare yok mutluluktan yana.
Ne yok
kalıyor o an ne de çok.
İşin içine
sevgi girince,
Yokta sırıtmıyor
çokta.
İşin içinde
sevgi varsa kimin nesi çoksa sevdiğinin yokuna akıyor. Hayat tatlanıp
zenginleşiyor.
İnsanoğlu,
Bir tek
sevgiyle çoğalıyor.
Gerisi,
Varla yokun
hesaplaşmasına giriyor. Ki o zamanda,
Hayatında tadı,
Kaçıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder