BANA NE AD TAKACAĞIZ?
Bir tarafta beyzbol sopalılar palalılar robocoplar kimyasal silahlarla plastik mermilerle ağızlarından salyalar akıtarak gaddarca insanlara saldıranlarla paraya pula güce doyamayanlar, diğer tarafta bizim mahallenin gençleri bizim çocuklar bizim yeğenler bizim teyzeler amcalar falan. Altta şortlar ayakta terlikler hatta.
Diğer taraftan bakınca,
Acımasızca gaddarca saldıranlarla paraya pula güce doyamayanlar ‘diğerleri’. Ve o diğerleriyle aramızda ki mesafe çok açılmış. Meğersem. Aramızda çok derin uçurumlar oluşmuş. Meğersem.
E normal.
Bir taraf son üç beş hatta belki beş on kuşaktır nasıl daha doğru ve düzgün bir insan olurum ve her yönde nasıl daha da gelişirim diye içiyle dışıyla sabah akşam uğraşırken,
Diğer tarafsa sadece yiyor içiyor çiftleşip uyuyor nesiller boyu. O kadar. Ha birde ne var ne yoksa mal mülk hepsi benim olsun istiyor.
Sonuç?
Sonuç falan yok. Sonuç ortada zaten. Ayrışmışız bir kez. Bundan sonra sen ne yaparsan yap birleştiremezsin bu denli farklılaşmış iki yapıyı tekrar. Kimyaları tutmaz. O kimyaların tutması için bir tarafın yerinde sayması diğer tarafında saçı başı dağıtıp tek amacının gelişim olması gerek. En az üç beş kuşak boyu hem de. Ki, zırva saçma bir akıldır bu da.
Ayrışmışız. Geriye dönüşü yok artık.
Ne akıl ne zeka ne bilgi ne görgü ne kültür ne duygu ne düşünce ne estetik ne sanat ne vizyon ne vicdan ne sevgi ne aşk ne seks ne saygı ne tutku ne uyum ne mantık ne annelik ne babalık tarafında ortak tek bir taraf yok artık.
Var aslında. Tek ortak yanımız,
Hepimiz insanız.
İnsanız da,
Ben insansam onlara ne diyeceğim?
Onlar insansa bana ne demeli?
Dört ayaklısı iki ayaklısı sürüneni yüzeni uçanı her türlü hayvanın,
Renklisi renksizi her türlü çiçeğin bitkinin nasıl ki hem zararlısı var hem de zararsızı,
İnsanoğlunun da artık hem zararlısı var hem zararsızı.
Familya aynı soylar farklı.
Biri soylu,
Diğeri soysuz.
Önce yıllardır sonra aylardır sonra özellikle son haftalardır sonra günlerdir olanları izliyorum gözlüyorum dinliyorum okuyorum,
Ya ben insanım,
Ya onlar.
İkimizinde insan olması mümkün değil.
Onlar insan olduklarını iddia ediyorlarsa eğer,
Tamam razıyım ben kabul ediyorum onların insanlığını. Kabul ediyorum da, ben bu durumda kendime ne diyeceğim? İllaki bir şey demeliyim kendime.
Şart ki ne şart. Evrim tarihi açısından şart önce bir kere.
Ki ayrıca onlarla aynı olmanın aynı ad altında toplanmanın ruhuma işleyen derin acısını çok daha uzun bir süre yaşayamam içimde.
Utancı ise hiç yaşatamam.
Bana ne ad takacağız? Mesele burada.
Murat Denizel
Bir tarafta beyzbol sopalılar palalılar robocoplar kimyasal silahlarla plastik mermilerle ağızlarından salyalar akıtarak gaddarca insanlara saldıranlarla paraya pula güce doyamayanlar, diğer tarafta bizim mahallenin gençleri bizim çocuklar bizim yeğenler bizim teyzeler amcalar falan. Altta şortlar ayakta terlikler hatta.
Diğer taraftan bakınca,
Acımasızca gaddarca saldıranlarla paraya pula güce doyamayanlar ‘diğerleri’. Ve o diğerleriyle aramızda ki mesafe çok açılmış. Meğersem. Aramızda çok derin uçurumlar oluşmuş. Meğersem.
E normal.
Bir taraf son üç beş hatta belki beş on kuşaktır nasıl daha doğru ve düzgün bir insan olurum ve her yönde nasıl daha da gelişirim diye içiyle dışıyla sabah akşam uğraşırken,
Diğer tarafsa sadece yiyor içiyor çiftleşip uyuyor nesiller boyu. O kadar. Ha birde ne var ne yoksa mal mülk hepsi benim olsun istiyor.
Sonuç?
Sonuç falan yok. Sonuç ortada zaten. Ayrışmışız bir kez. Bundan sonra sen ne yaparsan yap birleştiremezsin bu denli farklılaşmış iki yapıyı tekrar. Kimyaları tutmaz. O kimyaların tutması için bir tarafın yerinde sayması diğer tarafında saçı başı dağıtıp tek amacının gelişim olması gerek. En az üç beş kuşak boyu hem de. Ki, zırva saçma bir akıldır bu da.
Ayrışmışız. Geriye dönüşü yok artık.
Ne akıl ne zeka ne bilgi ne görgü ne kültür ne duygu ne düşünce ne estetik ne sanat ne vizyon ne vicdan ne sevgi ne aşk ne seks ne saygı ne tutku ne uyum ne mantık ne annelik ne babalık tarafında ortak tek bir taraf yok artık.
Var aslında. Tek ortak yanımız,
Hepimiz insanız.
İnsanız da,
Ben insansam onlara ne diyeceğim?
Onlar insansa bana ne demeli?
Dört ayaklısı iki ayaklısı sürüneni yüzeni uçanı her türlü hayvanın,
Renklisi renksizi her türlü çiçeğin bitkinin nasıl ki hem zararlısı var hem de zararsızı,
İnsanoğlunun da artık hem zararlısı var hem zararsızı.
Familya aynı soylar farklı.
Biri soylu,
Diğeri soysuz.
Önce yıllardır sonra aylardır sonra özellikle son haftalardır sonra günlerdir olanları izliyorum gözlüyorum dinliyorum okuyorum,
Ya ben insanım,
Ya onlar.
İkimizinde insan olması mümkün değil.
Onlar insan olduklarını iddia ediyorlarsa eğer,
Tamam razıyım ben kabul ediyorum onların insanlığını. Kabul ediyorum da, ben bu durumda kendime ne diyeceğim? İllaki bir şey demeliyim kendime.
Şart ki ne şart. Evrim tarihi açısından şart önce bir kere.
Ki ayrıca onlarla aynı olmanın aynı ad altında toplanmanın ruhuma işleyen derin acısını çok daha uzun bir süre yaşayamam içimde.
Utancı ise hiç yaşatamam.
Bana ne ad takacağız? Mesele burada.
Murat Denizel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder