16 Nisan 2014 Çarşamba

İŞKENCE

İŞKENCE

Her şeyi yıkıyorlar...Stratejinin ana hedefi, geçmişle bağları yok etmek. Nereden geldiğin, nereden hangi şartlarda ve nasıl geldiğini unutturmak. Unutulsun ki, kimliğini iyice yitir. Kimliğini yitir ki, dayatılanlara karşı zayıflasın önce ruhun, sonra aklın. Yani direnci kırılsın şimdi ve bir sonraki kuşakların. Zayıflasın ki, sadece delege edilenlere fit ol. 
Geleceğe yönelik, evrensel anlamda vizyonu, hayalleri, düşünceleri, planlama ve organizasyon yetenekleri olmayanların kısır ve kavruk akılları, gelişmekten yana ve geleceğe doğru eserler bırakmak telaşı ve kompleksleri ile sadece bina dikmek ve yol yapmakla yetinebilirler ancak.
Aklıyla akıl, ruhuyla ruhunu geliştirmek yönünde çaba göstermek kavramına sahip olmayanlar,
Gözleriyle düşünürler sadece. Gözleriyle düşünen insanların oluşturduğu toplumlardaysa,
İlkellikten kurtulmak için kolejli olmak, üniversite bitirmek, masterlar, doktoralar yapmak yetmez. Ve bu nedenle,
Bizim gibi ilkel kalmış toplumlarda,
İlkelliğin kalıcı olması için mücadeleyi esas okumuş takımı verir. Verir ki,
Güdük ve gelişme ihtimali olmayan akıllarıyla her yönde nemalansınlar diye bina ve yol inşaatlarının getirilerinden. Ve,
Gözleri kamaşsın ve itiraz edemesinler diye de kimliğini yitirmişler.
Ve de bu nevi insanların tamamı,
Bu analizi yorumlayıp, sonuç çıkaramayacak, öz eleştirilerle yanlışlarından geri dönecek ve akıllarını ve ruhlarını geliştiremeyecek kadar da,
Aptaldırlar.
Aptalların aptallıkları alkışladığı bir toplumda, yani aptalların mutlu oldukları bir yaşamda,
Akıllı olmak, evrensel anlamda gelişmeye açık olarak yaşamaksa tam bir,
İşkencedir.
O işkenceyi çekenler ve mutlu olanlar.
Akıl ve aptallık.
Bölünmeye devaam...
Dünyanın her yerinde.
Ülkede.
Kolejde...

Hiç yorum yok: