31 Temmuz 2014 Perşembe

ZIRVALAYANLARA MEKTUP

ZIRVALAYANLARA MEKTUP

Kışın iyiydi, izole yaşarken. Yaz geldi ya, yayılıyorlar torun torba amca teyze yeğen konu komşu hemşehriler kumsallara, deniz kenarlarına, ormanlara, piknik yerlerine. 
Şehrin tadını çıkarmak için. Üç kuruşla günleri şenlensin diye. 
Çoğunluk yani.
Azınlıksa, çok şikâyetçi. Efendim böyle mi girilirmiş denize. Efendim böyle mi piknik yapılırmış…Falan filan…
Efendiler böyle girilir denize. Böyle piknik yapılır. İnsanlar yeniler bu konularda.  Son 30 yılda 10.000.000 a yakın insan göçtü bu şehre. İlk girişler denize. İlk piknikler. Henüz birinci bilemedin ikinci kuşaklar şehirde. Eğleniyorlar. Keyif almaya çalışıyorlar onlarda yaşamlarından yana yaşadıkları şehirde. Üç kuruş gelirleri ile. Şaşkın maşkın karman çorman olmuş alışkanlıkları ve yeni yaşamları arasında bir yerlerde.
Denize girmelerini beğenmedikleriniz, piknik yerlerinin canına okuyor dediklerinizin tercihleri ile iktidar olmuşların yönettiği bir ülkede yaşıyorsunuz.
Neden biliyor musunuz?
Kendilerini insan yerine koyanlara yakın hissediyorlar kendilerini, ondan. Ki, siz koyun yerine koyulduklarını sandığınız anlarda hem de…
Kendilerine koyun diyenlereyse hiç mi hiç yakın hissetmiyorlar kendilerini.
Tenkit edip, yerden yere vuracağınıza,
Aralarına karışın. Sohbet edin. Her biri birer insan. 
Merhaba,
Deyin mesela.
İyi insanlar onlarda. En az sizin kadar iyiler. 
Bilmiyorlar sadece.
Kuliste üç kuruşa çalışmasalar,
Sizler sahnede böyle gerim gerim,
Üfüremezsiniz.
Burunlarını kulisten sahneye her çıkardıklarında zıplamayın yerlerinizden.
Hani en çok peşinde olduğunuz,
Saygı ve sevgiyse eğer insana,
Önce sevin ve sayın hep beraber aynı şehirde yaşadığımız,
İnsanları. 
Koyun değil onlar, birer insan.
Sizin birikimlerinize sahip olmadıkları için ikide bir yerden yere vurmayın o insanları.
Haddinizi biliniz lütfen.
Ki,
Bir türlü bilemediğiniz haddinizi her bir seçim sonucu iyi anlatıyor sizlere.
Birbirinizi okkalayacağınıza,
Gidin kucaklayın o insanları.
Ve anlatın…
Ve anlatın…
Ve anlatın…
Denize girerken piknik yaparken onlarla birlikte. Zamanında ebeveynlerinizin, dedelerinizin, ninelerinizin anlatmadıklarını siz anlatın onlara.
Bir merhabaya bakar her şey.
Yemeklerse şahane…
Hemen paylaşıyorlar ekmeklerini.
İnat insanı felakete götürür.
Akıl ve sevgiyse,
Güzelliğe.

Murat Denizel

Not: 
İstanbul nüfus sayımları sonuçları;
1980    4.700.000 kişi
1990    7.300.000 kişi
2000 10.000.000 kişi
2013 13.600.000 kişi
2014 14.100.000 kişi

Hiç yorum yok: