4 Ağustos 2015 Salı

ONUN memleket BUNUN memleket...

ONUN memleket BUNUN memleket...De, ya bizim MEMLEKET?
İstanbul nasıl geldi bu hallere? Diye yakınan arkadaşlara belki yardımcı olur aşağıda yer alan bilgiler.
Ben ne Erzincan’ın, ne Merzifon’un, ne Bayburt’un, ne Sivas’ın, ne Rize’nin, ne Konya’nın, ne Artvin’in ruhunun ‘’r’’ sini bilmem, hissedemem. Adını bilirim. Yerini bilirim o kadar. Bir kaçta gitmişliğim var.
Onlarda ne bilecekler, ne hissedecekler İstanbul’un ruhunu…
Öyle yirmi, otuz, kırk, elli yıl falan oturup, hemde aklın esas memleketinde ne ruhunu hissedersin, ne de ruhuna kaynarsın bir şehrin. En az dört beş kuşak yaşayacaksın o şehirde. Dedenin, dedenin dedesinin yürüyüp geçtiği yollardan yürüyeceksin sende mesela. Senin dedenin çay içtiği yerlerde sende torununu kucaklayacaksın mesela. Hemde ''biz esas şuralıyız, buralıyız'' demeden. Kendini oralı buralı hissetmeden.
Onlarda hissedemeyip, bilemedikleri için bu hallere geldi İstanbul. ‘’Memleketi’’ o yerli bu yerli daha kimler kimler daha ne hallere getirecekler bu canım şehri kim bilir.
Son kalan İstanbullularda ya bir yerlere göçüp gidiyorlar ya da hayattan ya zaten…
‘’Memleketi’’ o yerli bu yerli olanlarsa anlayamıyorlar neden İstanbul’u terk ettiklerini esas İstanbulluların.
Onlara göre süper şahane her şey çünkü…Ne ararsan var çünkü…
Güzellik, estetik, kimlik, sanat, kültür, tarih, sevgi, saygı, şiir, duygu, en önemlisi aşk hariç ne ararsan var, doğru.
Gerisiyse süper…
Gerisiyse şahane...
1980 yılından itibaren İstanbul'un belediye başkanları ve ''memleket''leri;
İsmail Hakkı Akansel 12 Eylül 1980 – 30 Ağustos 1981 / Erzincanlı
Ecmel Kutay              30 Ağustos 1981 - 24 Eylül 1982 / İstanbullu
Abdullah Tırtıl            24 Eylül 1982 - 26 Mart 1984 / Merzifonlu
Bedrettin Dalan         26 Mart 1984 - 28 Mart 1989 / Bayburtlu
Nurettin Sözen          28 Mart 1989 - 27 Mart 1994 / Sivaslı
Recep Tayyip Erdoğan 27 Mart 1994 - 6 Kasım 1998 / Babası Rize’den göç – Aslen Rizeliyim diyor zaten
Ali Müfit Gürtuna      12 Kasım 1998 - 1 Nisan 2004 / Konyalı
Kadir Topbaş             1 Nisan 2004 – (Görevi devam ediyor) / Artvinli
İstanbul’un nüfusu:
1980 yılında 2.700.000 kişi,
2015 yılında 14.500.000 kişi (imiş, amma inanma, daha fazla çünkü…)
Gerçek İstanbullu mu? 350.000 aile kaldı deniyor…
İstanbul'u kimler bu hale getirdi ve işi çığırından çıkardılar diye yakınıyorsanız eğer, cevabı çok basit.
Yukarıda ismi yer alanlar,
Ve o ''memleket''lilerle,
Bu ''memleket''liler...
İstanbullular değil amma...
Biz mutlu mesut yaşıyorduk, çok iyi hatırlıyorum, yaşım müsait, o ''memleket''lilerle bu ''memleket'lliler arsızca, sevgisizce, saygısızca yağmalamaya başlamadan önce şehrimi.
Yani benim ''memleket''imi...
Murat Denizel

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Değerli Murat Bey,
Yine çok önemli bir konuyu vurgulamışsınız...
Ben çocukluğumdan itibaren, İstanbul'da yaşama hayali kurmuş bir Erzurumluyum. Dedem öyle güzel anlatırdı ki İstanbul'u .Masa dinler gibi dinlerdim... Sonraları okuduğum hikayeler, romanlar ve şiirler bende İstanbul sevdası uyandırdı. Ve bu şehri gördükten sonra büyülendim. Şimdi her şeye rağmen İstanbul'da yaşayabildiğim için şanslıyım. Yazınızda değindiğiniz gibi, bu özel şehre zarar veren herkesi kınıyorum.
Çok sevdiğim "Aziz İstanbul" şiirini paylaşmak istedim.
İçten sevgi ve saygılarımla,
Emine Yazgan


AZİZ İSTANBUL

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.




Yahya Kemal Beyatlı