26 Nisan 2016 Salı

MUKADDEME

MUKADDEME

Mukaddem. Tdk Türkçe Sözlük derki,’’ Arap gölge oyununu oynatan törencibaşı; aynı zamanda bu gölge oyununun baş kişisi’’
Mukaddeme ise, Başta ve asıl maksada girmeden önce yazılan veya söylenen şey e denir.
Bütün dertleri Atatürk. Çünkü planı bozan tek ve en büyük güç. Yani ve özeti İslam dinini kabul etmiş bir topluluğun laik yönetilmesi. Metabolizmalarını bozdu ve bozuyor bu durum. Hem Hıristiyan, hem Musevi, hem de İslam aleminin. Budistlerin umurunda değil. Durumu en net en objektif seyreden ateistler ve deistler ve diğerleriyse üzülüyorlar sadece.
Her dinin kendine biçtiği görevler belli.
Hıristiyanların görevleri tüm gezegeni yönetmek.
Musevilerin görevleri Hıristiyanlarla entegre olup yönetimin ticari tarafını organize edip, nemalanmak, sonrada Hıristiyanlarla paylaşmak.
İslamların görevleri cinsiyetlerine göre değişiyor, erkeklerin görevleri etliye sütlüye karışmayıp, üretmeden sadece alıp satıp, medeniyetle falan haşır neşir olmadan, modern yaşama bulaşmadan günde beş vakit ibadet etmek. O kadar. Kadınların tek bir görevi var zaten, erkeğe hizmet etmek. O kadar.
Ne işin var senin tee 100 yıl evvel çıkıp,
Yok arkadaş,
Hem İslam olacaksın, hem laik yönetileceksin, hem de medeniyet seviyeni her geçen gün daha da yükselteceksin diye ortalığı karıştırmaya. Yetmez, modern yaşamın başını çekmeye niyetleneceksin, yetmez cinsiyet ayrımını yok sayacaksın, yetmez inançlar arasında eşitliği savunan toplumlardan biri olacaksın, hem İslam hem de özgürlüklerden yana olacaksın hem de bu yüzyılda bu gezegende.
Olmaz.
Olmamalı. Olmasın diye,
1938’de bastılar düğmeye. 10 Kasım saat 09.05 de.
Neredeyse 80 yıl oldu.
Adım adım adım,
Sabırla,
Çok sabırla,
Yavaş yavaş toplu iğne ile kazıp kuyuyu, 
Sonunda,
Bu ülkede,
Laikliği tartışılır hale getirdiler.
Amaç buydu zaten.
Bu nedenle önce benim çocukluğumu yok ettiler mesela. Hıristiyan, Musevi arkadaşlarımı bu nedenle kaçırttılar bu ülkeden. 
Bu nedenle binlerce yıldır savaşlarla aşklarla sanatla zanaatla sevgiyle saygıyla kendi ekolojik düzeni içinde yaşam bulmuş bu harmanın ağızlara verdiği o müthiş lezzeti bozdular, bu nedenle bozup o huzur ve keyif dolu ağız tadını unutturdular bir sonraki kuşaklara, ki, dengeleri yok etsinler, ki bir İslam toplumu yaratsınlar. Sonrası kolay oldu zaten.
Ver yanlış eğitim sistemini alttan, ver eğitimli eğitimsiz cehaleti alttan, ver cenneti ver cehennemi alttan, ver otobanları alttan, ver avm leri alttan, ver kolaycacık alınan kredileri alttan, ver dizileri alttan, 
Sonra,
Çek üstten,
Evrensel anlamda, modern yaşamın peşinde koştuğu,
Sanatı,
Bilimi,
Felsefeyi,
Sporu,
Vizyonu,
Aklı,
Özgürlükleri,
Eşitlikleri,
Neşeyi,
Eğlenceyi,
Mutluluğu,
Huzuru,
Sevgiyi,
Aşkı,
Sevmeyi,
Sevişmeyi,
Sonunda illaki başarırsın 80 yıl olmadan, 
Yüz yıl dolmadan,
İçinden her tarafa kötü kokular saçan, suratsız bir orta doğu ülkesi olmayı. İllaki.
Laikliği Hıristiyan alemi koymaz anayasasına.
Koymazlar çünkü kendi anayasaları zaten inanç özgürlüğünü tanır,
Baskısız, zulümsüz kendi vatandaşlarına. O konuyu aşalı 500 yıl olmuştur onlar için. Ancak,
İnanç özgürlüğü olan toplumları dışarıdan yönetmenin imkansız olduğunuda keşfetmişlerdir onlar yüzlerle yıl evvel. Bu gerçeği öğrenene kadar çok ölmüş, çok öldürmüşlerdir amma...
Ancak birşey daha öğrenmişlerdir,
Cehaletle varlığını sürdüren dinlerin yaygın olduğu coğrafi bölgelerde kendilerine layık gördükleri özgürlüklerin, yani inanç özgürlüklerinin olmaması için mücadele verilmesi gerektiğini. Neden?
Yönetmesi,
Manipüle etmesi kolay olsun diye. O toplumları. Ki, o toplumların zafiyetlerinin üstünden nemalanıp daha da güçlensinler diye.
Bunu keşfeden akıl, bunu fark eden zekadır Atatürk, bunu keşfeden vizyondur 100 yıl önce.
100 yıl önce,
Bu gezegende neredeyse binlerle yıldır süre gelen oyunu bozandır,
Atatürk.
Hiç beklemedikleri yerden gelmiştir, tek başına gezegenin dengelerini değiştirmiştir.
Atatürk’ten sonra bu ülkeyi yönetenlerse,
Mukaddemdirler.
Bizlere kuşaklar boyu gıdım gıdım oylattıkları, onaylattıkları, yazdıkları ve okuttuklarıysa,
Mukaddemedir.
Aptallıksa para ile değildir.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: