2 Ağustos 2016 Salı

YAŞAM

YAŞAM 

Devletleri ve ülkeleri ve dinleri için ölen insan çok. Kim bilir kaç yüz milyon insan öldü ülkeleri dinleri uğruna, hatta kim bilir üç beş on milyar insan belki de şu son medeniyet döneminde.
İnsanları için ölmeyi göze alan bir devlet bir ülke ve bir din var mıdır acaba?
Benim insanlarım yeter ki sağlıklı yaşasın, benim insanlarım yeter ki huzur bulsunlar ve mutluluk içinde yaşasınlar diye kendi kapatan, kendini tasfiyeye giden, kendini lağveden bir devlet bir ülke bir din olmuş mudur acaba?
Devletler ülkeler dinler insanların mutluluğu için mi var edilmişlerdir ve var olmuşlardır ve var edilmektedirler,
Yoksa insanlar devletler ülkeler dinler var olsunlar diye mi yaratılmışlardır?
İnsanlar kulları mıdır devletlerin ülkelerin dinlerin ve devletler ülkeler dinler daha da kuvvetlenip daha da güçlensinler kendi içlerinde rekabet etsinler diye mi yaşamaktadır insanlar?
Yoksa devletler ülkeler dinler hizmetkarları mıdır insanlığın daha da refah ve daha da mutlu ve daha da huzurlu ve daha da sağlıklı bir yaşam adına…
İlk devletle ilk din neredeyse aynı binli yıllarda var olmuşlar bizim temsil ettiğimiz medeniyette.
Üzerinden beş altı bin yıl geçmiş hepi topu.
Daha evvelinde insanların ruhlarındaki sükunet ve huzur ve mutluluklar hangi kıvamdaydı acaba? Sevgiyi hissediyor, nasıl hissettiriyorlardı acaba?
Devletler ülkeler dinler insanlık ve insanlar için midir?
Yoksa,
İnsanlık ve insanlar,
Devletler ülkeler dinler için mi?
Esas olansa,
Yaşam değil mi?
Evetse,
İnsan mı yaşamı temsil eder, yaşamın ta kendidir?
Yoksa devletler, ülkeler ve dinler mi yaşam olduklarını iddia etmektedirler ölen her bir insanın üstünde yükselirken?
En başa dönmek gerekiyor.
Zaten en başa dönebilmek için daha da çığırından çıkıyor, çıkarılıyor her geçen gün devletler ülkeler ve dinler.
Patron birşey denedi, olmadı. Olmadığını biliyor, bunu farkında.
Bu yüzden başa,
En başa dönecek yeniden.
Bölünüyor insanlık.
Yeni bir insan türü oluşuyor.
Hangi türün ataları olacağınıza karar vereceksiniz şu bir kaç yüz yıl içinde.
Sonsuz bir hızla,
Başa dönüyoruz,
Olağanüstü bir hızla,
İlerlerken.
İlerlerken aynadan ayırmayın gözünüzü.
Kendinizi seyredin her an her saniye.
Yaşamı değil,
Yaşamınızı.
Yaşamınızı severseniz,
Yaşamınıza sımsıkı sarılıp,
Yaşamınıza sahip çıkarsanız,
Yaşamda size sarılır,
Sımsıkı.
Yaşam siz olursunuz o zaman,
Patron yani.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: