24 Eylül 2016 Cumartesi

HIRSIZ

HIRSIZ

Metrolarda, otobüslerde gencecik çiftler görüyorum. El ele, sarmaş dolaş, bazen kız başını dayamış oğlanın omuzuna, tek olmuşlar gibi.
Ya çalışmaya başlamışlar yeni, ya da mezun olmak üzere falanlar.
Üst baş çanta ayakkabı tüyoyu veriyor,
Orta direk veya daha alt ekonomik gelir düzeyindeler.
Sadeler.
Temizler.
Seviyorlar bir birlerini.
Özgürlükçüler.
Sosyal adalete inanıyorlar, eşitlikten yanalar.
Hukuka güveniyorlar.
Bazen diyorum ki bunlar solcu, sosyalist,
Bazen milliyetçi olmalılar diye tahminde bulunuyorum,
Dini inançları meçhul tabii ki,
Muhafazakarlarsa zaten belli oluyor hemen.
Al bu çiftleri götür Dünyanın her hangi bir yerine iki günde keyfini çıkarmaya başlarlar yaşamın.
Mesleklerini tahmin etmek kolay değil.
Sanatçı olanlar, sanata yatkın olanlar her ne kadar biraz ip uçları veriyorlarsa da,
Meslekleri belirsiz.
Nasıl yaşadıklarını anlamaksa çok mümkün.
Evlerini,
Evlerindeki mobilyaları,
Ne içerler ne yerler çok belli gibi.
Eğlenceliler.
Düzler.
Her bir çift bir diğerinden farklı olabiliyor.
Bazı çiftleri diğer çiftlerle bir araya getirirsen pek bi geçine bilecek gibi durmuyorlar.
Kız kısmısı şahaneler, bayılıyorum bu çiftlerin kız kısmısına.
O kadar ne istediklerini farkındalar ki.
O kadar belli ki o oğlanı çok sevdikleri. Hele bir kılının ucuna zarar ver o oğlanın veya ailesinin,
Seyret sen ne panter o olur tertemiz akça pakça kızcağız, aklın almaz.
Oğlanlarsa müthişler.
Bir kere çözmüşler erkeklik böbürlenmeleri ile insan olunamayacağını.
Aşıklar o kızlara.
İçleri falan akıyor, hani öl de ölürler o kız için. Ölmeden ömürleri boyu sarıp sarmayalacaklar o kızları sevgiyle, çok belli.
Sayıları çok mu bu çiftlerin?
Yani oldukça fazla sayıları.
Hepsi ayrı ayrı,
Hepsi farklı farklı,
Amma bir ortak özellikleri var, en çok o tarafları belli.
Çalmadıkları kesin.
Ailede de ne çalan çırpan olmuş bugüne kadar ne de olma ihtimali var yarın veya bir başka zamanda.
Anneleri babaları dedeleri nineleri yaşamları boyu vergi kaçırmamışlar mesela.
Kaçır desen yolunu bile bilmezler zaten.
Gelirleri kadar yaşamış,
Gelirlerinin getirileri ile değil, iç huzurları ile mutluluğu yaşamışlar kuşaklar boyu,
Ortak özellikleri bu.
Ne siyasi görüşleri,
Ne yaşama bakış şekillerinde,
Ne inançlarında,
Ne hayallerinde,
Ortak değil gibi duruyor bu çiftler.
Ortaklıkları,
Hırsız olmamaları.
Senin gibi,
Benim gibi.
Senin ailen benim ailem gibi.
Daha da zengin olmayı,
Zenginlikle gelen statüyü, statü ile gelen güce sahip olmayı hiç düşünmemiş,
İnsanların çocukları bunlar.
Aynen o yaşlardaki bizler gibi.
Her bir çifte bakıyorum tek tek.
Bazen çok nadirde olsa içlerinden birinin ya kızı ya da oğlanı hiç güven vermiyor bana.
Gözleri etiket fiyatı yüksek ayakkabıları, çantaları kesiyor etrafta.
Veya hali vakti yerinde görünen bir başka erkeğe bakıyor kız çaktırmadan oğlanın omuzdan,
Veya oğlanın gözleri elini tuttuğu kızdan daha havalı bir başka kıza takılıyor arada bir.
Geleceğin hırsızlarını çakıveriyorsun anında.
Bugünün hırsızlarının gözlerinde de var olan o,
Sinsiliği,
O hinliği anında fark ediyorsun hemen.
Ne zordur kim bilir. Hırsız olacağını bile bile yaşama başlamak. Ne zordur kim bilir hem çalıp, hem de hırsızlığını saklamak için çabalamak.
Ben çok yaşlandığımda o çiftlerin büyük bir kısmı ile yine aynı metrolarda, otobüslerde karşılaşacağız.
Ne kadar kazanmış veya kazanmamış olsak dahi bizler aynı kökten geldiğimiz için hep yine,
Aynı yolları arşınlayacağız keyifle.
Hırsızlarsa ayıklanacaklar aramızdan tek tek.
Onları bir daha göremeyeceğiz metrolarda, otobüslerde.
Onlar onlara göre çok zengin olacaklar ve kapıldıkları zenginlik ve güçle gittikçe keskinleşen acımasızlaşan hırsları,
Onları yalnızlaştıracak her geçen gün,
Bir başkasına sonra bir başkasına sonra bir başkasına olan güvenlerini yitirdikçe daha da solacak yaşamları.
Bizlerinse,
Yani,
Senin,
Yani benim,
Gözlerimizse her sabah günaydın diye bakışacaklar birbirlerine metrolarda, otobüslerde.
Masum olmanın,
Dayanılmaz mutluluğu ile gülümseyeceğiz her sabah birbirimize.
Tek derdimiz,
Akşama ne yemek yapalım olacak sadece.
Sevgiyle başladığımız yaşama,
Severek veda edeceğiz günü geldiğinde.
Ve bir kuşak daha,
Hırsız olmadan veda edecek yaşama bizim ailelerde.
Dedelerimiz ninelerimiz,
Annelerimiz babalarımız gibi.
Sen gibi,
Ben gibi.
O gibi değil amma.
O ve onun etrafına toplanmışlarsa,
Hep hırsız olarak anılacaklar,
Ve metrolarda ve otobüslerde yaşanan aşklardan hep mahrum kalacaklar hayatları boyu.
Değer mi?
Murat Denizel

Hiç yorum yok: