26 Temmuz 2017 Çarşamba

ORANTISIZ FARK

ORANTISIZ FARK

Sizin okuduklarınızı okumuyorlar.
Sizin seyrettiklerinizi seyretmiyorlar.
Sizin yaptığınız tartışmaları yapmıyorlar.
Bu yüzden,
Cemaat kadarlar.
Bu nedenle tarikat kadarlar. Bu nedenle Orta Doğu kadarlar.
Nesiller boyu çamura bata çıka gelip gittikleri için evlerine işlerine tarlalarına,
Otoban kadar,
Medeniyet anlayışları.
Asfalt kadar,
Çağdaşlıktan anladıkları.
Nesiller boyu,
Islak Maltepe, içi taş gibi doldurulmuş Samsun,
Bafra, Birinci, Yeni Harman, hatta Üçüncü içtikleri için,
Marlbora kadar,
Batıdan anladıkları.
Yaşamları boyu televizyonda seyrettikçe çok özendikleri o alışveriş merkezleri, o gökdelenler kadar,
Modern yaşam,
Onlar için.
Kuşaklar boyu ebeveynlerinden, patronlarından küfür, hakaret, dayak yedikleri için,
İfade biçimleri,
İletişimden anladıkları,
Hakaret etmek,
Kadar.
Akıl, bilgi yolu ile ikna edilmedikleri,
Sadece baskıyı kabullenmeye endekslendiği için genleri,
Korkutmak,
Kadar,
Güç gösterisi,
Sindirmek kadar,
Tehdit kadar,
Demokrasiden anladıkları.
Flört edemedikleri,
Sevgili olmayı,
Elele tutuşup yürüyemedikleri,
Heyecandan yürekleri ağızlarından çıkarak sevişemediklerinden,
Anaları bacıları hariç,
Tüm kadınlar dahil,
Çocuklar dahil kalbi atan her canlıdan tahrik oldukları için,
Sapıkça kontrol edemedikleri arzularını,
Çok doğal,
Çok normal zannetmeleri.
Kadını erkeğin her türlü ihtiyaçlarına, arzularına hizmet eden bir hizmetli olarak gördükleri için,
Hizmetlinin aklını akıl, becerisini beceri olarak göremedikleri için,
Bu yüzden,
Ezmeleri ufalamaları yok etmeleri,
Bu yüzden,
Bizler için sadece cinsiyet farkımız olan bir insanı,
Sadece bir,
Fonksiyon kadar zannetmeleri.
Özgürlüğü hiç tadamadıkları için bu yüzden,
Esareti,
Kabullenmeleri. Özgürlüğü onlara tanınan esaretler kadar zannetmeleri.
Üniversite bitirmeyi,
Kültür zannettikleri için,
Bu yüzden,
Sanatın kıymetini bilememeleri.
Önlerine konulan kadar zannettikleri yaşamlarına fit olup,
Merak etmeyi, gelişimi farkında bile olmadıklarından,
Ancak bu kadar,
Bilime değer vermeleri.
Ruhlarına işlemiş tembellikle yaşadıkları yeri güzelleştirerek yaşama kök salmayı beceremedikleri için,
Oradan oraya savruldukça,
Bu yüzden,
Hiç bilememeleri,
Taksim’e dedelerimizin diktiği tek bir ağacın bile o mahalle, o şehrin gerçek yerlilerine neler ifade ettiğini.
Bu yüzden zaten,
Top yekün,
Doğayı mahvetmeleri, yok etmeleri.
Onlar ve bizler.
Çok farklıyız.
Bizler kök kültürümüze yasladığımız,
Ve sanat,
Ve bilim,
Ve çağdaş yaşam ve çağdaş hukuk ve evrensel hak ve özgürlüklerle bezenmesini çok arzuladığımız yaşamlarımızı, ideallerimizi, 
Ailelerimiz, akrabalarımız, sevdiklerimiz, dostlarımız, komşularımızla hep beraber, 
Sade bir bireyi olduğumuz yaşamlarımızı asırlar sonralarına daha da geliştirerek nasıl taşırırız diye düşünerek, çalışarak, tartışarak geçirirken,
Onlarsa,
Bu kadarlar.
Van mınıt,
Yani.
Müşteriyi doğru tarif edemezsen,
Pazarlama stratejisini,
Ürüne,
Pazar şartlarına göre doğru kurgulayıp, yetmez doğru ifade edip, yetmez doğru yönetemezsen, yetmez sabah akşam akıllarını bilgilerini revize edip her güne ilk gün heyecanı ile başlayamazsan,
En iyi ürün,
Bile,
Patlar elinde.
Bu sıcakta sadece yürümeyin.
Gelin,
Çalışalım.
Öneri beklemeyin, önerin.
Lider beklemeyin, lider olun.
Gelin,
Önce,
Bir araya gelmeyi öğrenelim.
Gelin,
Önce,
Önceliğiniz geleceğiniz olsun.
Yoksa şu an vaktinizi verdiğiniz çoğu uğraşınız geçmişinizde kalacak.
Anılarınıza sarılıp anılarınız için mi yaşayacaksınız,
Yoksa,
Geleceğiniz için mi yaşayacaksınız,
Siz karar verin.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: