3 Ekim 2017 Salı

TEŞHİRCİ

TEŞHİRCİ

21. Yüz yıl için teşhirciliğin ve de derin cahilliğin başlangıç dönemi diye yazacaktır bilim insanları.
Derin cehalet dönemini başlatansa,
Teşhircilik.
Yani fotoğraflar.
Okuyarak değil,
Fotoğraf bakarak kendini bilgilendirdiğini donattığını zanneden bir döneme girdi homosapiens.
Muhtemelen yeni insan ırkının adı da,
‘’Düşünmeyi akıl edemeyen insan’’ gibi bir şey olacak.
İnternetin yaygınlaşması ve de sosyal iletişim araçlarının çoğalması ile homosapiens in on binlerce yıldır genlerine hapsolmuş,
Teşhircilik dürtüsü dökülüverdi ortalığa.
Kimin nerede ne zaman,
Neyi yediğini neyi içtiğini, nasıl yediğini, hatta tabağını çatalını kaşığını bardağını,
Kiminle ne yaptığını, nerede yaptığını, nasıl yaptığını, yetmez evli mi bekar mı sevgilisi mi var, ayrıldı mı,
En son nerede yaşadığını, nasıl yaşadığını,
Hangi konuda ne kadar ve ne aklı olduğunu veya olmadığını veya olamadığını,
İnançlarını, inanmadıklarını,
Ne giydiğini, ne taktığını, saçını sakalını,
Hatta yetmez pedikürcünün en son ne renk oje kullandığını ve de ayaklarını nereye doğru neyin üstünde nasıl uzattığını, 
Ne dinlediğini nerede dinlediğini, ne seyrettiğini nerede seyrettiğini,
Nelerden çok etkilendiğini,
Nelere üzülüp, nelere sevindiğini,
Hastalıklarını, tedavilerini, 
Nereye nasıl ne zaman gittiğini, giderken hangi ulaşım aracını tercih ettiğini, hatta yetmez ulaşım aracını nerede nasıl beklediğini, beklerken neler yapıp oyalandığını,
Evini, evinin içini dışını,
Kimlerle arkadaşlık ettiğini, arkadaşları ile neleri nerede ne zaman nasıl yaptığını,
Çocuğunu, torunu, akrabalarını, çevresinde yaşayan cümle alemi,
Çocukları ne okudu, ne okuyacak, yetmez çocukları kiminle evlenmişler, nasıl nerede evlenmişler, nerede çalışmaya başlamışlar,
Hatta aileye yeni katılanları, vefat edip aileyi arkadaşlarını terk edenleri,
İşini, yetmez ne kadar kazandığına dair ip uçlarını bile değil direk diğer insanların gözü gözüne sokmalarını,
Ne var ne yoksa,
Teşhir ederek teşhirlere paye vererek yaşar oldu,
Fotoğraflara baka baka başkalarının yaşamlarını öğrenme ve kendi yaşamı ile ilgili etrafını, tanıdığı tanımadığı kimler varsa önüne geleni bilgilenme dönemine girdi homospains.
Teşhirciliğine birde isim buldu,
Sosyal medya üstünden iletişim.
Ve de aslında çok daha fazla zenginleştiğini düşünürken kendi aklının kendi dünyasının,
Düşünmeyi akıl edemeyecek hale gelebilmenin dev adımını da attı.
Ruhunun renklerini,
Teşhir edilen teşhir ettiği fotoğrafların renklerine de feda etti.
Ve genişlediğini iddia ederken,
Daralmaya başladı kendi özünde.
Birey olduğunu iddia ederken,
Sürüleşti.
Sürüyü bir arada tutabilmek için Dünya’yı yöneten sistemin maması rekabet kavramının kölesi olup iyice, rekabete kaptırıp kendini,
Daha da çok fotoğraflayarak,
Varlığını hissettirmek ve daha da çok öne çıkabilmek için daha da çok teşhire açtı yaşamını.
Araştırmayı akıl edersen düşünmeye başlarsın.
Düşünmeye başlayınca üretirsin.
Üretirsen gelişirsin.
Gelişirsen fark edersin,
Fark edince merak edersin,
Merak edince,
Araştırırsın,
Araştırırken düşünürsün,
Düşününce öğrenirsin.
Ya da,
Sabah akşam tuvalette bile,
Başkalarının fotoğraflarına bakarsın, kendi fotoğraflarını çekip çekip paylaşıp bende varım,
Bende varım,
Diye kıçını yırtarsın.
Ne olacak bu ülkenin hali,
Nereye gidiyor bu Dünya,
Diye,
Merak ediyorsanız,
Dalın sosyal medyanın araçlarına,
Ülkenin bu hale gelmesine neden olanlarla,
Dünyayı bir yerlere doğru sürükleyenlerin neler yaptıklarına, nelerle uğraşıp, nelere vakit ayırıp, neler için çabaladıklarına bakın bir kez,
Zaten yeter. Merak etmezsiniz bir daha.
Yeni model insan evladının durumu budur.
Yok ben yeni modele ait değilim,
Diyorsanız,
Bu yazıyla nasıl çakıştı yollarınız acaba?
Bine yakın,
‘’Arkadaşlar’’ım olduğunu iddia ediyor feysbuk.
İçlerinde birlikte yediğimin içtiğimin sayısı onu yirmiyi geçmez.
Amma,
Her bi boklarını biliyorum geriye kalan yüzlerle insanın. Bilemediklerimi de şükürler olsun ki instagram iyice yaygınlaştı, ondan öğreniyorum.
Dört yıl evvel televizyonu kaldırdım, dört yıldır on yirmi saat seyretmemişimdir televizyonu. Bu dört yıl içinde zamanla fark ettim ki,
Meğerse tahminimden daha az salakmışım.
Feyse girmez oldum aylardır doğru düzgün,
Daha bi cinleştim sanki.
Instagramda arkadaşlarımı, tanıdıklarımı silmeye başladım, her bir saniye ne yapıyorlar görmek istemiyorum artık. Meraklarım kadarı yeter bana. Karşılaşınca, karşılaşırsak anlatsınlar,
Dinlerim zevkle o zaman.
Ailem, dostlarım, arkadaşlarım,
Bir cep telefonunun, bir ipad in, bir laptopun ekranı kadar değiller benim için.
Sevgiyi o ekranlara sığdırmayı beceremedi gönlüm.
Başa dönmenin başındayım.
Çok memnunum.
Rakımı içtiğimle paylaşıyorum.
Sohbeti, 
Lezzeti,
Anısı,
Kıç kadar ekrana sığamayacak kadar kocaman,
Keyifli,
Ve,
Renkli.
O bir fotoğraf değil,
O an,
Benim,
Benim kendim çünkü. Sizin, sizlerin değil. Sizlerinki de sizlerin.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: