19 Ocak 2020 Pazar

EĞİTİM ŞART

İlkokula başladığım ilk günden itibaren nelere itiraz ettiysem (ailem, öğretmenler ve okul yöneticileri dahil, hatta bir kez yanlışlarını anlatmak için toplantı talep etmiştim yöneticilere ortaokul yıllarımda, ciddiye alınmamıştım) neredeyse hepsini uyguluyorlar, demek olabiliyormuş.
Ben itiraz hakkımı kullanıp, aşırı ısrar nedeniyle kavga dövüş sadece liseyi bitirip, devamını getirmedim.
Her ne kadar ortaokul ve lise yıllarımda sürekli saçma sapan dersleri ve de askeri bir disiplin sistemi ile yaşama özgür insanlar kazandıracağını zanneden gri, ruhsuz okulu asıp, veya derslerde hayal kurarak, uyuklayarak, tebeşirden heykeller yaparak paçayı kurtarmışım gibi görünsem de,
Sıkıcı, heyecandan yoksun, vizyonu güdük, 'aslında' nasıl bir insan olduğunu kendi bile bilemeyen, bilse de itiraf edemeyecek kadar korkak, gazoz kapağı gibi birbirinin neredeyse aynı milyonlarca insanla bir arada yaşamanın ızdırabını çekmek zorunda bırakıldım yaşamım boyu bu ülkede.
Ben sadece kendim gibi olabilmek için çabalarken, onlar (kapitalist düzenden nemalanlar, yani bekçileri) kontrol edebilecekleri, ürünü; 'standart insanlar' adı 'okul' olan fabrikalarını çalıştırdılar ve çalıştırmaya devam ediyorlar yüzlerce yıldır.
İşin tuhafı, bu saçma sapan, eğitim verdiğini zanneden okullara yani standart insan fabrikalarına girenlerde gurur duyuyorlar kendilerinden, bu okulları bitirenler de...
Dayatılan eğitim sistemi;
Aklın bilgiden önce benlikten beslendiği gerçeğini yok sayarak,
Milyarlarca insanı önce gönüllü kılarak,
Önlerine konulan havuçlara doğru koşturup,
Sonra koşudan maksimum geliri elde etme projesidir bu.
Yiyen yiyor, ben yemedim.
Onlar, altmış yaşlarına yirmili otuzlu yaşlarında kurgulandırıldıkları karşılığı ve gibi onlara dayatılan bir hayatı yaşayarak ulaştılar, aslında neler yaptılar ettilerse hepsini kendi 'öz' fikirleri zannederken hem de, ki seksenlerine nasıl ulaşacaklarıysa şimdiden çok belli,
Ben altmışlarıma kendi öz benliğim ile neyi nasıl istiyorsam öyle yaparak, kendim gibi yaşayarak geldim, seksenlerimeyse nasıl ulaşacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
Onlar onlu, yirmili yaşlarında öğrendikleri ile kocaman bir ömrü tamamlayıp, öğrendikleri ile geleceklerini belirliyorlar ve belirlediler,
Benim öğrenmem bitmediği için geleceğim hakkında en küçük bir fikrim yok.
Normal bir insanı temsil ediyorum aslında ben.
Düşüncelerim, duygularım normal, normal olan benim.
Onlarsa bu çok anormal bir durumun normal olduğunu zanneden, zannettirilen, zannetmeseler de bu yaştan sonra aksini savunup bu ana kadar yaşadıklarını ve yaşattıklarını inkar edemeyecek kadar ürkek, korkak bir alay anormal.
10 yaşında Finli bir çocuğun hayalleri ile benim hayallerim aynı heyecan düzeyindedir muhtemelen,
Sizlere ait hayallerin heyecan düzeyi hangi seviyelerde acep?
Murat Denizel

Hiç yorum yok: