20 Kasım 2022 Pazar

AN

An'ı yaşa diye,
Gazı veren cahil fikirbazlara,
Uyu verince,
Gezegenin geleceğini belirleyen ve de doymak bilemeyen, tatmin olmaya niyeti olmayan,
Ciddi bir kitle,
A’nına kodular,
Önce gezegenin sonra da yaşamın özellikle son birkaç yüz yılda.
Gezegense aynı milyarlarca yıldır.
Gezegenin aklına gelen, gelmeyen nesi var nesi yok tüm değerleri, verebilecekleri hep aynıyken,
Mesela,
Bunda 500 yıl falan evvel 500 milyon falanken gezegen üstünde yaşayan doymaya niyeti olmayan insan nüfusu,
1800-1850 yıllarında 1 milyar oluyor,
Demeğe kalmıyor,
Anı yaşamaya niyetlisi niyetsizi, yaşamak zorunda olanı, olmayanı,
1900’ların başlarında oluyor sana 2 milyar,
1960’larda 3 milyar,
1970’lerde 4 milyar,
1980’lerde 5 milyar,
1990’larda 6 milyar,
2000’lerin başlarında 7, derken 2020’lerde 8, 2030’larda da 9 milyarı geçecek deniyor.
Yaşam felsefesini,
Anı yaşa diye şekillendiren ulvi kişilikler, o kişiliklerin peşine takılanlar,
Anlarını bir yolunu bulup atlatamazsa,
Yarına açlıktan, susuzluktan, soğuktan, hastalıktan ölüp gideceklerin toplamları yani.
Ha bir de, barınma sorunu var üstüne üstlük, sayılar gelince 8-10 miyarlara.
Mesela,
Bizim ülkenin nüfusu 85 milyon oldu,
Konut sayısı kayda giren 40 milyon,
Amma,
Sığışamıyoruz mesela,
Barınamıyoruz bir türlü. 2 kişiden birine 1 konut düşerken hem de. Anı yaşama çabasında olanların birden fazla barınağı varken,
Sıradan bir insansan bul bir barınak, buyur yaşa, yaşasana anı hadi.
Mesela, Kenya’da çok büyük kuraklık yaşanıyor, hep olurdu da, hiç bu kadar uzun sürmemişti, 18 ay, 3 yağmur mevsimidir yani yağmur yağmıyor, rezerv alanlarındaki hayvanlar açlıktan, susuzluktan patır patır düşüp ölüyorlar,
Yaşasana anı,
15 yaş altı, yani çocuk işçi sayısı 200 milyonu geçti dünya genelinde ve hızla artıyor,
Yani her 10 çocuktan biri çocuk işçi,
Mesela,
Dünyada kayıtlı yetim öksüz, kollanamayan, korunamayan çocuk sayısı 140 milyonu geçti, kayıt dışı olanlar hariç, onların sayısı bilinmiyor,
Hadi yaşa anı.
Mesela,
2 milyondan fazla çocuk seks kölesi olarak çalıştırılıyor bu dünyada, yetişkin nüfusunun ciddi bir oranı da doyuma ulaşmak için çocuklarla seks yapma heveslisi demek ki,
Yaşasın anlar.
Yetmez,
Yarım milyona yakın sayıda çocuk savaşçı var bu gezegenin üstünde. Büyükler doyuma ulaşsınlar diye, ölüp, öldürüyorlar yani.
Aynı havayı yaşıyoruz bu yüz milyonlarca çocukla, aynı gezegenin üstünde,
Hadi yaşasana anı. Hadi, yaşa...
Yaşasın anlar.
1750’lilerde sanayi devrimi yapmış insan evlatları, ne hoş değil mi?
Hoş da o günden bu güne 2 trilyon ton karbondioksit salındı atmosfere,
Eh, hızla büyüyen nüfusun yüzden yirmi otuzunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere endüstrileşmede tavan yapan tarım ve hayvancılıkta sera gazının yüzde 12’sini falan salıyor atmosfere,
Karbondioksiti emen ormanları da yok ediyoruz kendimize yer açmak için mesela,
Sonuç;
Yüzlerce, binlerce yıl önüne geçilemeyecek,
Kuraklık,
Yaşamları silip süpüren, önünde durulamayacak seller,
Devasa orman yangınları,
İhtiyaçları karşılama ihtimali gittikçe azalan su rezervleri,
Her geçen gün yok olan bitki türleri, yılda ortalama yok olan 10 bin canlı türü,
Ve de çoğalmaya devam eden insan nüfusuna karşılık daha da hızla artan ve artacak,
Yiyecek, içecek, barınma ihtiyaçları.
Anı yaşayalım mı? Kesinlikle. Bize ne bunlardan.
İnsan evladının derdi,
Hep geleceğini yeniden ve sonra yeniden ve sonra yenide bir daha şekillendirmek olmuş. Bıkmadan usanmadan.
Esas, dersler çıkarıp, akıllanmadan hem de.
Bu yüzden doyamıyor bir türlü. Şehirlere akın ediyor dur durak bilmeden, şehirlerde anların çeşidi çok daha bol diye mesela.
Hep,
Daha da daha da diye diye.
Ve tutunduğu, tutturabildiği her bir noktada da tek derdi var,
Anı yaşamak, Anı’nın keyfini sürmek.
Onu hayata bağlayan bu,
Artık.
Yaşamın A’nına kosa da.
Domates pahalı falan deniyor ya,
Çok değil, 20-30 yıla domates alabilmek için para biriktirecek,
Çok değil,
40-50 yıl sonra karanlık, soğukta kala kalmış apartmanları, rezidansları terk edecek,
Ovalara, dağlara doğru yürümeye başlayacak insan evlatları.
Zamanında yaşadıkları anların anılarına dala dala.
Yaşadığımız her bir An'da,
Bir medeniyetin daha sonuna geliyoruz adım adım sessizce.
Hep,
Kibirden,
Çok bilmişlikten,
Çok bencillikten,
Kendi hariç hiçbir canlıyı sevmemekten, saymamaktan, sevmeyi saymayı becerememekten,
İlahi güçlerden medet ummaktan,
İlahi gücün aslında kendi olduğunu fark edememekten,
Hep ihtiyacı olandan fazlasını stoklayıp, ihtiyacı olanlarla yedi sülalesine yetecekleri paylaşmamaktan,
Yok olup gitmiş muhtemelen geride bıraktığımız adını bildiğimiz, bilmediğimiz tüm medeniyetler de bu yüzden zaten.
Ve de hep başa dönmüşüz yeniden.
Şimdilerdeyse yeniden başa doğru giderken,
Planlamalar gösteriyor ki bir kısmı,
Uzayın boşluklarında,
Ve de birkaç yüz yıl, belki birkaç bin yıl silkelenmeye devam ettikçe gezegen,
Muhtemelen geride kalan birkaç milyon insan içinse buralarda bir yerde o yaşam.
Hani doğduk madem yaşıyoruz,
Bizden sonra,
Tufan ya hani,
Bizden sonrası şimdi,
Tufanı yaşıyoruz, yaşamaya başladık,
Her anı’mız.
Tufan,
Artık yani.
Yani A’nına koduk yaşamın hep beraber. Tekrar ve yeniden.
Bravo bize yeniden.
Ha uzayda yaşam çabası, ha gittikçe gelişen, geliştirilen teknolojiler, ha bire daha nasıl mutlu oluruz diye kendini bir oradan bir buradan didiklemek falansa akıl falan değil,
Akılsızlığın elle tutulur, gözle görülür halleri, o kadar.
Ya çok zenginler, çok güçlüler yaşayacaklar bundan sonra ya uzayda ya da gezegenin üstünde an’larını,
Ya da toprağa çok çok sıkı sarılan sıradan insanlar.
Bir grup insan evrenin yeni canlıları olma yolunda evrilirken boşluğun içinde,
Bir diğer grupsa soyumuzu sürdürmeye devam edecekler gezegende bir yerlerde.
Yeni bir medeniyet oluşturacaklar var ya,
Hani meraklıdır ya insan evladı,
Ne oldu da yok olup gitti bir evvelki medeniyette diye,
Araştıracaklar, bir bakacaklar bir oradan bir buradan,
Bulacaklar nedenini.
Önce çok şaşıracaklar,
Sonra alışacaklar,
Eh tarihe kayıt düşsünler diye bir de ad koyacaklar,
Adı,
AN’lar olacak,
Bize denk gelen bu medeniyetin de adı.
Zaten,
Her şey,
Bakınca bir evrene, bir de gezegenin yaşına başına, duruşuna falan,
Her şey,
Zaten,
Ve aslında,
Bir AN.
Hepimiz yanılmışız,
Birileri haklı çıktı,
Onlarda,
Dön başa,
Fikirbazlar,
Yani.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: