Bence ucuzladı ve fena da olmadı galiba.
Eskiden insanoğlu bir ömre (ki zaten eskiden ömürler de kısaydı) bir aşk ve bir sevgiyi ancak sığdırırken, şimdiler de daha uzamış ömürlere beş on aşkla sevgiyi rahatlıkla sığdıra bilmekte. Ayrıca aşk hüsranı yaşayınca verem olunmamak durumuda yanımıza kar kalmakta.
Bu nedenle, ‘nasıl aşık olunur anlamında’ bilgi, birikim ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerde de kim bilir neler neler vardır bilgi ve deneyim adına. Sizde benimle paylaşın, nasıl olacaksa artık. Böylece aşık ola ola, yuvarlanıp gidelim hayatta. Sağlıklı da. Sadece her biten aşk ruhun biraz daha çürümesine neden olsa da, umursamamak lazım. Çok da gerekli bir şey değil ruh. Hele ruhun sağlamlığı ve güzelliği hiç mi hiç şart değil. Sağlam ruhun işe de yaradığı söylenemez. Keseniz sağlam, memenizle, kıçınız güzel olsun yeter. Ruh nasılsa bir kez daha gelir dünyaya, siz bir daha gelemezsiniz. Önemli olan dış güzelliktir, iç değil. İç güzellik değişir, dış güzellik değişmez. Kötü insan iyi bir kişiye dönüşebilir zamanla (özellikle yaşlandıkça), ancak biçimsiz bir vücut güzel bir vücuda dönüşemez hiçbir şekilde (özellikle yaşlandıkça).
Bin türlü şekilde aşık olunur. Bu sizin yaşınıza, aşık olmaya karar verdiğiniz andaki ruh halinize, genel havaya, içinde bulunduğunuz ortama, trendlere göre değişir. Mevsimlerde çok etkiler aşk hallerinizi. Ha birde alkol.
En kolayı yazın aşık olmaktır. Birde kafayı sıkı çektiğiniz akşamlarda da oldukça kolay aşık olabilirsiniz.
Kime aşık olunur (veya olunmamalıdır)?.
Genelde ota ve boka. Yani aşık olduğunuzda onun ot ve bok olduğunu fark etmemiş olsanızda, sonuç genelde otla bok çıkar.
Aşık olunacak insanda (dikkatinizi çekerim ‘insanda’, kadında veya erkekte değil) aranacak en önemli özellik tabiri ile, şahsına münhasır biri ‘olmaması’ halidir. Sıradan insanlarla aşkı yaşamak daha kolaydır. Şahsına münhasır insanlar aşktan zaten geldiğiniz salaklık noktasında sizi iyice şaşkına çevireceklerdir.
Aşk da dikkat etmeniz gereken temel ilkeler;
- Çok önemli biri olmasın. Veya çok hırslı veya işkolik. Aşık olduğunuzla kalır, kendi başınıza yaşarsınız aşkınızı.
- Çok güzel biri olmasın. Zaten birgün bitecek aşkınızın süresini daha da kısaltmış olursunuz kıskançlık krizlerinizle.
- En az sizin kadar varlıklı olsun. Ne siz ona inmek için uğraşın, ne o size çıkmak için debelensin. Sizden zengin birine aşık olduğunuzda, sizin son anınıza kadar yanınızda olacağını zannedersiniz aşık olduğunuz için. Ya da onun fakirliğini paylaşacağınız yönünde atıp tutarsınız iki de bir. Böyle durumlar gerçek değildir. Böyle durumların gerçek olduğuna dair inancınızın gücü ve şiddeti sizin salaklık seviyenizi belirler.
- Eğitim önemli değildir. Nasılsa bitecek bir aşk ilişkisi içinde olduğunuzdan, size ne onun okulundan, mokulundan. Ancak, şey koleji veya şey okullarından mezunsanız aynı türevden bir okul mezununa aşık olunuz ki birbiriniz anlayabilesiniz. Öyle okullar vardır ki mezunlar kendilerini kabile üyesi gibi görürler ve çok fenadırlar. Amanda aman çok çok fenadırlar aman dikkat ediniz. Kabileye kabulunuz yapılmazsa veya siz kabile ile yaşamak istemezseniz, yine kısa sürede aşkınız bitecek demektir. Sizin mezunu olmadığınız bir okulun mezunlar toplantısında ki yalnızlığınıza en fazla bir, hadi diyelim çok aşıksınız iki toplantıdan fazla tahammül edemezsiniz. Gitmezseniz surat asılır, gitseniz suratınız asılır. Mıçayım böyle aşka diye diye gitsesinizde kalsanızda yinede ve sonunda aşk mutlaka biter ve siz mıçtığınızla kalırsınız.
- Sakın aşkınız uğruna çevrenizi terk etmeyin. Bu en fenalarından biridir. Bin yıllık çevrenizden olmakla kalmaz, ilişkinin bittiği anda şifozrenik adımlar atmaya başlarsınız yeni yaşantınızda. Gerekirse, aşkınızı sosyalliğiniz uğruna feda edin. Aşk her yerde bulunur, ancak eğlenceli, keyifli bir sosyal çevre istediğiniz anda bulunamaz. Aman dikkat. Kırkınızdan sonra size aşık olacak beyaz atıyla gezen bin tane herif daha bulursunuz. Kesin. Ancak ağzınıza layık sosyal bir çevreyi nah bulursunuz.
- Çocuk seviyorsanız ve sizinde çocuğunuz varsa aşık olacağınız insanında aynı yaşlar civarında çocukları olmalıdır. Çocuk sevmiyorsanız veya yoksa, çocuksuz birine aşık olmalısınız. Kesin kuraldır. En önemlilerinden biridir. Şakaya gelmez.
Not. Çocuk sahibi olmak için evlenmek hırsına kapılmış bir insana ise hiç mi hiç aşık olmayın. Demeye kalmaz, kendinizi pış pış yaparken bulursunuz.
- Aşık olduğunuz insanın çocuğu hangi program çerçevesinde iki ev arasında mekik dokumaktadır, en baştan sorunuz, öğreniniz. Yalnız geçecek hafta sonlarınıza ve bayram tatillerinize başka türlü engel olamazsınız. Tedbir tedbirdir, elden bırakmayınız. İnsanlığın alemi yoktur.
- Çok önemli, ‘attention pls’. Siz kaçta yatarsanız o da aynı saatlerde yatmalı. Siz geç uyuyorsanız o da erken yatıyorsa hayatınız ya national geography, ya sex and the city, ya friends, ya da blue channel olur. Ya da yazar veya ressam olursunuz durup dururken. O geç yatıyorsa size ne, ne yaparsa yapsın. Bu durum sizin için kötü değildir. Uykunuzda şey edilmek gibi önemli bir yansıması olsada, bu çok da hayati bir durum değildir diğer taraftan.
- Seks dedim de, aklıma geldi. Seks de ahenk önemlidir. Çok dikkat ediniz bu uyarıma. Kesinlikle ona uymayınız, uydurunuz. Ahenksizlik, bir iki yıla kadar ayaklarınızı ya Tibet’e, ya Bodrum’a ya da hani zamanında çok güzel seks yaptığınız eski sevgilinizin evine kadar götürüverir sizi.
- Banyo. Off ki ne off. Banyoyu nasıl kullanıyor daha en baştan, mümkünse aşık olduğunuzu söylemeden evvel iyice kontrol ediniz. Banyo ve lavabo yüzünden çok aşklar bitmiştir. Kolay kolay diyemezsiniz de tabiki bunu aşkınıza. Başka ne neden bulupta fırtmalıyım bu aşkdan diye diye kıvranıp durursunuz sabahtan akşama kadar.
- Don. Öldürücü darbedir. Çok çok önemli değilmiş gibi olsa da, eğer illet birşeyler giyiyorsa hadi karanlıkta geçiştirirsinizde, ortalıkta gezinmesine tahammül edemezsiniz. Don için gerekirse aşkınızı değiştirin. Onun donunu değiştirmesinden daha kolay ve zahmetsiz olacaktır iki taraf içinde.
- Kültür. Sakın kültürlü olmasın. Siz kültürlü bir insansanız da sakın kültürlü biri olmasın. Kültürlü insanlar durup dururken acaip acaip konulardan konuşur. Bu çok can sıkıcıdır. Mümkünse bir sürü gereksiz insanla boş boş konuşan birine aşık olun. Kısa zamanda sıkılır ve aşkınızı rahatlıkla bitirebilirsiniz. İki kişininde kültürlü olduğu aşklar katiyen çekilmez. Ayrıca bir ömür boyu devam etme riskide taşır. Sizde hak verirsiniz ki bir ömrüde aşkınızla baş başa geçirmek hiç de hoş değildir.
- Ailesi ile sakın vıç vıç olmasın. Annecilere özellikle dikkat ediniz. Babacılarada. Bitecek bir aşk için gereksiz yere kocaamaann bir aileniz olur durup dururken. Önceleri hoşunuza gitsede (İtalyan aile kompleksiniz okşanır başta) sonraları naaptık biz olursunuz.
- Eski sevgilileri ile arkadaş kalan ve/veya eski karısı veya kocası ile sıkı dostumdur muhabbetini hazır paket olarak önünüze getirenleri de o dakka terk edin. Aşık olduğunuz insanın altından girmiş üstünden çıkmış, vücudunu en hassas rontgen makinası kadar kayıtlarında tutan birisi ile aynı masada aynı mekanda olmanın hiç bir sosyal ve medeni tarafı yoktur. Sakın keleğe gelmeyin. Altı milyar insan var daha tanışacak. İki günde bitecek bir aşk uğruna, gereksiz yere ‘X’ lerle kaynaşmayın. Bitmesede kaynaşmayın. Kımıl böceği kadar zararlıdır bu durum ruhunuza. Özellikle bizim kuşak kadınlar nedense pek bi bayılırlar bu hallere. Nedense eski aşklarının önlerinden gelip geçmesinin ve onların yaşamlarında (hala) yer almasının biz diğer tür erkekler tarafından algılanamayan bir başka zevk tarafı olsa gerek. O dakka terk edin aşkınızı, o dakka. Süzülün.
- Aşırı spor meraklılarına aşık olacaksanız (veya hadi oldunuz diyelim kontrolunuz dışı), bu aşkı yaşamaya başlamadan evvel fiziksel özelliklerinizi iyi tahlil edin ve ilişkinizin süresini en başta belirleyin. Gerekirse bir uzman doktordan yardım alın. Yoksa bitersiniz arkadaşlar. Dayanamazsınız. Ne durdan anlarlar ne duraktan. Kilometrelerce yüremeyin, koşmayın, aletler üstünde kendinizi perişan etmeyin. Aşk gider, nasır kalır. Bırakın sporcular ve spor meraklıları birbirlerine aşık olsunlar. Size ne.
- Konuşmasının içine ikide bir, yabancı lisanlardan alıntılar yapan biriyseniz, aynı türe aşık olun. Ne güzel böylece Türkçe özürlü gerzek bir gavur çift konseptine oturtursunuz dialoglarınızı ve de şeker şeker yaşar gidersiniz. Yok, sadece türkçe konuşurum diyorsanız diğer grupla no any aşk valla. Sonra ‘valla öyle dememiştim’ , ‘aa sen öyle mi demiştin’lerin içinde çırpınır durursunuz aşkınız süresince (Çok merak ediyorum, aralarında başka lisanlarda konuşarak iletişim kurmaya çalışan çiftlerin nerelerinde ne gibi bir psikolojik yaraları var acaba? bu konuda, hangi uzman ne zaman bir araştırma yapacak? Beklemedeyim. Böyle bir araştırma varsa, lütfen beni bilgilendirin).
- Gençseniz yaşlıya, yaşlı iseniz gence aşık olmayın. Seks yapın. Seksle aşkı birbirlerine karıştırmayın. İnatla karıştırıyorsanız belanızı arıyorsunuz demektir ki, çok yakın zaman da, en yakın arkadaşınızın karşısına geçip salya sümük sabahlara kadar onun beynini (yine) şey ettireceksiniz demektir. Gereksiz bir durumdur. Seks hazlarınızla aşk keyfinizi birbirine karıştırmayın. Gençlerle seks yapanların arasına girmeyin. Ayırmayın, ayırtmayın. Günahtır, ayıptır.
- Aşkdan yeni çıkmış birine aşık olmayın. Deyin ki oldunuz, sizi bir başka isimle çağırmasını da yadırgamayın o zaman. Bu durum yatakta da devam ediyorsa ve siz yatak hallerinden memnunsanız, sinirlenip gece yarısı yatağı terk etmeyin. İşinizi bitirin, sabah ayrılın. Bir kelime için aşkı feda edin, çenesini tutması gerektiğini de söyleyin isterseniz, ancak bunu kesinlikle sabah yapın. Aşkı her zaman bulursunuz, iyi seksiyse asla.
- Evli birine aşık olmayın. Aşkınızın sizin için evliliğini bozacağına da inanmayın. Evet, aşk için bozulan evliliklerle ilgili efsaneler (kırk yılda bir) gezsede ortalıkta, aşk için bozulmayan evliliklerin çokluğunu esas alın. Yattığınızla, kalktığınızla, fedakarlıklarınızla, gururunuzun kırıldığıyla kalırsınız. Eğer çok aşıksanız, yatın, kalkın, gururunuzu kırın. Peşin peşin en başta neyiniz var neyiniz yoksa kırın ki, onun kırabileceği bir şeyiniz kalmasın. Ancak, sakın fedakarlık yapmayın. Fedakarlık aşkınızı uzatır. Fedakarlıklarınız aşık olduğunuz evli insanı, evliliği içinde daha da mutlu kılar. Her erkek iki karısı birden olsun ister. Aksi hiçbir lafa kanmayın (‘odalarımızı ayırdık’ lafı büyük bir palavradır. Evine giremeyeceğinizden ‘hakikat’ mi değil mi bilemezsiniz. Not: Kesinle karısıylada yatıyordur).
- Evliyken aşık olmayın. Aşık olduğunuz insana akşamları sarılıp uyuyamıyor, sabahları da onun öpücükleri ile uyandırılamıyorsanız, siz aşkı yaşayamıyorsunuz ve de hak etmiyorsunuz demektir. Aşk özgürlüktür, gönüllerde, tenlerde. Yinede baktınız ki iş çığrından çıktı, eşinize bir yerde acilen yakalanın. Sizi boşasın. Böylece özgür olun gönüllerde, tenlerde. Ancak acilen boşanmanıza neden aşkınızı da o dakika terk edin. Aşkınız evliliğiniz bittiği gün çoktan bitmiştir. Bunu kısa zamanda fark edin. Evliyken aşık olduğunuz kişiyi bekarken aynı lezzette sevemezsiniz. Aralarında ki farkı öğrenin. Öğrenmişler kervanına katılın.
- Çevresi çok kalabalık, milyon farklı ortamdan milyar adette arkadaşı olan insanlara aşık olmayın. Her anınız, geceniz, gündüzünüz hiç tanımadığınız, tanımayada niyetli olmayacağınız yüzlerce, binlerce kişiyle geçmeye başlar. Yalnız kaldığınız zamanda aşık olduğunuz kişinin cep telefonları susmaz. Sonunda telefonla konuşan bir kişiyle seks yapma fetişiniz gelişir. Veya kalabalıklar içinde sevdiğinizle sevişmeyi hayal ederken yakalarsınız kendinizi. En fenalarından biridir bu durum. Siz bir kişiye aşık oldunuz zannederken bin kişi ile ilişkiye girdiğinizi fark edersiniz ansızın. Aşk hallerinizle ilgili tüm hayatınız gece yarısı ile sabah ezanı arasına sıkışıp kalıverir. Siz siz olun a sosyallikten yana sakın ha ödün vermeyin. A sosyal aşk en güzel aşkdır (kaliteli bir aşk iki kişiliktir).
- Sürekli program yapan birine aşık olmayın. O anı yaşarken veya daha yaşamadan evvel bir sonrası hatta hatta iki üç sonrası için plan, program yapanlara aşık olmanın bir manası yoktur. Onlar için amaç sizinle yaşadıkları ‘o’ an değildir. Onlar geldikleri yerle, yaptıkları her neyse ve gittikleri mekanla ilgilidirler. Genelde de geldikleri ve gittikleri mekana ayak basar basmaz eşi, dostu arayıp ‘ben nerdeyim biliyormusun şimdi’ konuşmaları yaparlar. Sende kendini bazen kültablası, bazen iskemle, bazen şezlong falan zannedersin en aşık hallerinle. Demedi demeyin. Bu kişiler size değil ‘hep bir yerlere’ gitmeye aşıktırlar.
Eski yaşamlarda, bu nevi palavralardan oluşan yüzde yüz gerçek uzman tavsiyeleri olmadığı için, insanlar bilgisiz, görgüsüz ve deneyimsizdiler. O yüzden bütün ömürleri boyunca tek bir insana aşık olarak (olmakla da kalmayıp bir ömrün tamamını da onunla birlikte) geçirirlerdi. Ne büyük kayıplara uğramışlardır kimbilir, ne büyük. Ve bizim kazançlarımızıda ne kadar kıskanıyorlardır kimbilir. Yazık onlara vallahi billahi.
Siz böyle kısır, kavruk bir hayat yaşamayınız. Bu iyi bir şey değildir. Ruhunuzu çürütür. Olabildiğinizce aşkınıza, sevginize, sevdiğinize saygısız olunuz. Ne kadar çok saygılı olursanız o kadar uzun zaman aşkınızla yaşamak zorunda kalırsınız. Bu durum kendinize yapacağınız en büyük kötülüktür. Ne kadar çok aşık olup, ne kadar çok farklı hayatlara misafir olup, yatakda altınıza ve üstünüze ne kadar çok birilerini alırsanız o kadar zenginleşir hayatınız da, ruhunuz da. Unutmayınız, ruhlar ha bire yaşamınıza giren yeni aşklarla beslenirler. Sadece bir insana aşık insanların ruhlarıysa eriyiverir, biter ve yok olurlar zaman içinde. Siz kulak asmayın eskilerin davranış biçimlerine. Ha bire birilerine aşık olun, gezin tozun, sevişin. Bol bol, başka başka insanlarla da sevişin. Aşkla, sevgiyle kısıtlamayın sevişeceğiniz insanların sayısını. Memelerinizi, kalçalarınızı ve sahip olduğunuz herşeyi anonim hale getirin. Topluma mal edin. Toplum bu duruma katiyen kayıtsız kalmayacaktır ve takdirlerini en kısa zaman içinde size ait yerlere boncuklar takarak gösterecektir.
Bu boncuk işi çok çok önemlidir. Sizi ayrıcalıklı kılar. Yaşamda alabileceğiniz en önemli rütbedir. Bu rütbe sizi yeni ufuklara taşıyacaktır. Aldığınız bu rütbe itibariyle taleplerde oluşacak artışlar daha da zenginleşecektir hayatınızı. Zenginleştirilmiş hayatınız sığlık ve sadelikten uzaklaşacak, renklenecek, yaşanası bir hale gelecektir. Her bir saygısızlığınız kendinize olan güveninizi ve inancınızı arttıracaktır. Ve bugüne kadar her hangi bir durumda kontrolünüz dışı göstermiş olduğunuz gereksiz saygılar için de pişmanlık duymayın. İnsan olmanız özelliği nedeniyle kontrolunuz dışı yaşatmış olduğunuz bu davranışınızlarınız için de sakın üzülmeyin. Olabildiğince bencil yaşayın, yaşamayada devam edin. Size aşık olanlara ve aşık olduğunuz kimselere karşı olabildiğince kayıtsız kalın. Hatta yetmesin, aşkın ve sevginin kendisine de kayıtsız kalın.
Herşeye, kendi kıçınızdan başka her şeye kayıtsız kalın. Sakın kıpırdatmayın kıllarınızın uçlarını. Kırklarınıza gelene kadar size yapılanları, bir kırk senede siz başkalarına yapın. Size gerçekten aşık olduğuna inandığınız ve aşık olma ihtimaliniz olan insanları kırın, dökün, ezin. Her bir kırma, dökme, ezme eyleminiz sizi bir kez daha ‘var’ edecektir ve yüceltecektir yaşamınızda.
Yücelin, yüceltin.
Tavsiyelerime uyun. Bol bol aşık olun. Öykülerinizi biriktirmeye de devam edin. Sizi bir türlü anlayamamış, hep sizden daha salak, daha yetersiz, daha beceriksiz insanlarla yaşadığınız her bir anın size kazandırdıklarını iyi belleyin. Her anlamda, ister bilgi, ister görgü, ister estetik her ne iseler bugüne kadar sımsıkı sarıldığınız herşeye sadık kalın ve etrafınızda size aşık olan ve aşık olma ihtimaliniz olan insanları mutlaka küçümseyin, tenkit edin. Kısaca sürekli ‘aynı’ları tekrar edip durun hayatınız boyu.
İster aşk, ister seksle ilgili anılarınızın kıymetini bilin. Onları kronolojik sıraya sokarak, yaşamda attığınız her bir adımın sizin gelişimlerinizde yer etmiş ve hak edilmiş paylarının karşılığı verin. Gelişmişliğinizin bugün geldiğiniz noktada size kazandırdığı hayatta ki en kıymetliniz olan yaşam biçiminizin, yani yalnızlığınızın değerini iyi bilin. Bin kişiye aşık olup, bin kişiyle kurduğunuz her nevi birlikteliklerle geldiğiniz bu günlerde, camdan dışarı boş boş bakacağınıza, toplum için faydalı bir birey olabilmek adına bilgeliğinizden bizleride faydalandırın. Yazın. Anılarınızı, birikimlerinizi yazın. Yazmaya başlamadan evvel, artık kimsenin pek de ilgisini çekmeyen yerlerinize takılan boncukları durdukları yerden tek tek toplayın, dizin. Sizin aşk öykülerinizin, yaşam deneyimlerinizin herkesin çok umurunda olduğunu unutmayın. Buna çok inanın, inandırın. ‘Sizin ki ne kadar farklıdır kim bilir diğerlerinden’ inancınızı ve görüşünüzü hiç bir zaman yitirmeyin. Bizi aşk ve yaşamınızı zenginleştiren tüm anılarınızdan yoksun bırakmayın.
Lütfen bunu bizler için yapın.
Ve sakın durmayın. Devam edin yolunuza. Hem yazın, hem de artık fit olduğunuz kendinize pek de yakıştıramadığınız yeni aşklarınızı da kapınızdan içeri almaya devam edin. Fit olma döneminize de bugüne kadar eski aşklarınıza gösterdiğiniz özeni gösterin. Fit olma hallerinizi bir güzel süsleyin. Yenilir yutulur lokmalar haline getirin.
Kızmayan. Kayboldunuz bir gün, belki bir sürü gün, bir yerlerde, belki bir sürü yerlerde, hepsi o. Nasılsa bir daha geleceksiniz dünyaya, üzülmeyin.
Temelde bunlara dikkat edin yeter.
Gerisi allahtan.
Hepinizi sevgi ve aşkla öpüyorum.
Hak ettiniz öpülmeyi.
Bu sayfada ki son sözüm, boncuklarınızı ortada bırakmayın. Birisi üstüne basıp düşer sonra, olmaz olmaz olacağı tutar hele özellikle ‘fit’ basar o düşer, ‘hahh şimdi tam olduk’ olursunuz son anınızda.
Dikkatli olun, bulunduğunuz ve beklemekte olduğunuz bu durak sonuncusu. Bunun bilinci ile atın adımlarınızı.
Daha ne yapsın ki bu kulunuz sizler için.
Beni dualarla anın lütfen e mi...
Başka bir şekilde anmayın sakın.
Kalbimi de kırmayın.
Günahtır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder