- Hiçbir şey kalıcı değil.
- Bence de.
- Yanlış bir hesap yapmışız zamanında.
- Hesap doğruydu da, arıza bizde.
- Her neyse o. Bari bundan sonra hiçbir şey ‘kalıcı değil’e inanmalı ve ona göre keyfini çıkarmalı hayatın.
Canım sıkkın. Bu sabah keyifsiz kalktım. Keyifsiz de değil, tuhafım. Sizlere de oluyordur belki, içim boşalmış gibi.
Değişikliği seven bir insan olmama, monotonluktan sıkılmama rağmen geldim hem de bu duruma.
İlk karı, ilk ev, ilk iş, ilk araba, ilk mobilyalar, ilk restoranlar, ilk meyhaneler, ilk kahveler, ilk diskolar, ilk danslar, ilk müzikler, ilk filmler, ilk vapurlar, ilk aşklar, ilk sevişmeler daha bir sürü ‘ilk’ yok artık.
Üç resmi, bir gayriresmi evlilik, on araba, onyedi ev, ondört ayrı proje. Ben ‘aynı’ onlar ‘ayrı’.
Onlar yok artık, ben var ama. Sizlerde de neler kaçar adettir bilmiyorum. Biraz, biraz az biraz çok herkes de aynı sanki. İnsan kendi nasılsa herkesi de öyle bilir, herkesin kendi gibi olan tarafını görürmüş. Bilmiyorum, belki de bir tek ben böyleyim.
Eski fotoraflara bakmak istemiyor canım, zaten sevmezdim şimdilerde hiç bakamıyorum artık. İlkler geliyor aklıma. Hoş muydular? Keyif almış mıydım, çok mu nefret etmiştim? Hatırlamıyorum tam olarak. Sadece onlarla, yüzlerle ‘ilk’in çok gerilerde kalmış olması içimi burkuyor galiba.
Onlarla, yüzlerle ‘yeni’ye de hiç hevesim kalmamış gibi bu sabah.
Ne yeni karı, ne yeni ev, ne yeni iş, ne yeni araba. Canım ‘yeni’ istemiyor bu sabah.
Özlüyorum zannetmeyin, özlemiyorum ‘ilk’leri. Diğer yanda ‘yeni’lere hiç de özenmiyor gönlüm şu an.
Çekip gitmek istiyorum. ‘ilk’ olacak çekip gidersem. Bir ilk daha.
Canım sevişmek bile istemiyor. Demek ki gerçekten ‘tam olmuşum’ bu sabah.
İçimdeki ses izin verme ‘yaşarken ölmeye’ diyor.
Bana ‘ölmek’ bu olsa gibi geliyor demek.
İçimdeki ses de olmasa başka tek bir ses yok etrafımda aklına sığınacağım.
Nelerin var hayatta diyecek olursanız, Kızlarım var. Yaşlılar var. Birkaç bin yıllık birkaç dostlarım, bir de borçlar, ha bir de eski evliliklerden kalma bölüm pörçük eşyalar.
‘İlk’ olanların devamı sadece onlar. Birkez girdiler yaşamıma, hiç de çıkmadılar. Herşey herşey geldi gitti, onlar kaldı bir tek.
Kızlarıma, yaşlılara, dostlara allah uzun ömür versin. Borçlara versin diyemiyorum. Onlar bitsin artık.
Kısacık yazdım bu sabah. İşe gidiyorum. Gitmeme şansım da yok, öyle bir lüksüm de. Yapmak ve yapmamak zorunda olduklarım var, uzun bir liste.
Yapmama şansım olmayanlara da kızgınım, yapmak zorunda olduklarıma da.
İçim boşalmış gibi kalktım bu sabah yataktan. Ayaklarım külçe gibi.
Size de oluyor mu arada?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder