22 Ocak 2012 Pazar

- Ana sayfanın sağ tarafında 'KIRıKLAR KIRıKLAR' İLK BÖLÜMLER başlığı altında yayınlanmış diğer  bölümlerini okuyabilirsiniz.


22.01.2012

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar bir ülke, bu ülkede de cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği savunan çok iyi kalpli insanlar varmış.

Bu insanlar çok idealistlermiş de.

O kadar idealistlermiş ki, bu kadar idealist olunurmuş yani.

İdealist olan bu insanlar çok çalışkanlarmış, hep çalışırlarmış.

Durmadan çalışır, ülkeleri daha da medeni bir seviyeye yükselsin diye uğraşıp didinir,

Ülkeleri kurulurken yapılan devrimleri,

Ülkelerini kuran, milleti esaretten, kulluktan kurtaran insanları hep korur hep savunur,

Sabah akşam ülkeleri için durmadan saçlarını başlarını dağıta dağıta çalışırlarmış.

Her masalda, olduğu gibi bu masalda da kötü adamlar varmış.

Bu kötü adamlar, ülkenin kurulduğu gün ki devrimlere karşı çıkarlar,

Ülkeyi kuran insanları sevmezler, onları yok etmek için uğraşırlarmış.

Ama eski zamanlarda kötü insanlar bu emellerini hiç bir zaman gerçekleştiremezlermiş.

Çünkü kötü adamlar çok tembellermiş.

O kadar tembellemiş ki, bu kadar tembel olunurmuş o zamanlar ancak yani.

O yüzden iyi kalpli idealist insanlar hiç zorlanmazlar,

Ülkelerinde refah içinde, mutluluk içinde yaşar giderlermiş.

O kadar refah, o kadar mutluluk içinde yaşarlarmış ki, bu kadar olurmuş ancak.

Gel zaman git zaman,

Bir gün kötü adamlar demişler ki,

‘Bu böyle tembellikle olmuyor, bak nasıl çalışıyor iyi kalpli idealist insanlar, hadi bizde çalışalım’ demişler.

Başlamışlar çalışmaya.

Demişler ki, önce devrimlerle kazanılanları yok edelim.

Başlamışlar yok etmeğe.

Bir o devrimi didiklemişler,

Bir bu devrimi çimdiklemişler,

Bir şu devrimi al aşağı etmişler.

Kötü adamlar yine demişler ki, bu devrimleri yapanları da yok edersek, ne devrim kalır, ne de devrimciler de demişler.

Bunu gören iyi kalpli idealist insanlar çok kızmışlar.

‘Olur mu böyle şey’ demişler,

‘Kimse bizim devrimlerimize dokunamaz’ demişler,

‘Hatta bizim devrimcilerimize de dokunamazlar bir kere’ demişler.

Hatta,

İşaret parmaklarını ileriye doğru uzatıp, kötü adamlara doğru aşağıya yukarıya sallamaya da başlamışlar, hatta,

‘Hımmm’ da demişler, gösteririz size bak anlamında.

Hatta o kadar güzel bir ‘hımmm’ demişler ki, bu kadar güzel bir ‘hımmm’ olurmuş yani.

Kötü adamlar bu ‘hımmm’ı görünce çok korkmuşlar. Çok çok korkmuşlar.

O kadar çok korkmuşlar ki, bu kadar çok korkulurmuş yani.

Gel zaman git zaman,

Kötü adamların aklına bir şey gelmiş.

Demişler ki, biz bu devrimleri orasından burasından didiklerken,

Ülkeyi kuran devrimcileri de al aşağı edelim, hatta isimlerinden don yapalım,

Kıçımızın altına bez de yapalım demişler.

İyi kalpli idealist çalışkan insanlar bunu duyunca çok çok kızmışlar,

Çok çok alınmışlar,

Çok çok çok gerilmişler,

‘Olmaz öyle şey, biz varken siz bunlara izin vereceğimizi mi zannettiniz’ demişler.

O kadar güzel zannetmişler ki, bu kadar çok zannedilirmiş yani.

İyi kalpli idealist çalışkan insanlar,

Hemen işaret parmaklarını ileriye doğru uzatarak kötü adamlara doğru sallayıp hemen,

‘Hımmm’ demişler.

O kadar güzel sallamışlar ki parmaklarını, bu kadar güzel sallanırmış yani.

Gel zaman git zaman,

Kötü adamlar ülkede ki her şeyi ele geçirmişler.

Her şeyi bildikleri gibi yönetmeye başlamışlar.

Ülke kurulurken yapılan tüm devrimler artık geçersiz olmaya başlamış.

Ülke bambaşka bir ülke olmak üzereymiş.

Bunun üzerine iyi kalpli idealist çalışkan insanlar çok çok içerlemişler bu duruma.

Örgütlenerek ülkeye yeniden sahiplenmeye, yönetimi yeniden ele almaya karar vermişler.

Hemen bir parti kurmuşlar.

Partinin amblemi, ileriye doğru aşağıya yukarıya sallanan işaret parmağı olmuş.

Partinin adını da, ‘Hımmm Partisi’ koymuşlar.

Bütün iyi kalpli idealist çalışkan insanlar hemen ‘Hımmm Partisi’nin çatısı altında toplanmaya başlamışlar.

Hatta sokaklarda kötü adamları görünce, hep işaret parmaklarını kötü adamlara doğru aşağıya yukarıya sallayıp,

‘Hımmm’ demişler.

‘Hımmm’ yürüyüşleri düzenlemişler.

Milyonlarca iyi kalpli idealist çalışkan insan, caddelerde omuz omuza yürümüşler ve hep beraber ‘hımmm’ demişler.

O kadar güzel yürümüşler ki, bu kadar güzel yürünürmüş yani.

Kötü adamlar çok daha korkmuşlar iyi kalpli idealist insanlardan.

O kadar çok korkmuşlar ki, bu kadar çok korkulurmuş yani.

Kötü adamların aklına bir kötülük daha gelmiş,

Demişler ki, bu ülkede kimse istediğini diyemesin, kimse istediğini yazamasın eğer ki bizi övmüyorsa,

Eğer ki bizi tenkit ediyorsa.

Bu sefer yer yerinden oynamış ülkede.

Bu ülkenin iyi kalpli idealist çalışkan insanları bu sefer sinirden iyice çıldırmışlar,

Parti başkanı çıkmış televizyon kameralarının karşısına,

Cesurca uzatmış işaret parmağını ileriye doğru,

İyice sallamış aşağıya yukarıya,

Peşinden hiç sakınmamış lafını,

‘Hımmm’ demiş, yapıştırmış lafını.

O kadar güzel yapıştırmış ki, bu kadar güzel yapıştırılırmış yani.

Kötü adamlar çok ama çok çok korkmuşlar bu sefer.

Korkularından onları tenkit eden tüm gazeteleri, televizyonları satın almışlar hemen.

O kadar güzel satın almışlar ki, bu kadar güzel satın alınırmış yani.

Kötü adamlar korkularından ne yapacaklarını bilemez hale geldikçe,

‘Hımmm Partisi’de iyice sıvamış kollarını,

Bu sefer sadece işaret parmaklarını değil, kollarını bile sallamaya başlamışlar aşağıya yukarıya doğru kötü adamlara,

Hep beraber ‘hımmm’ derlerken.

Kötü adamlar kaçacak delik aramaya başlamışlar artık.

O kadar delik aramışlar ki, bu kadar delik aranırmış yani.

Hımmm Partisinin bu çok etkili ‘hımmm’ politikaları zamanla iyice yayılmış, yaygınlaşmış.

İyi kalpli idealist insanlar ülkede ne zaman ters giden bir şey olsa,

Evlerinde, iş yerlerinde, sokaklarda, düğün derneklerde,

Barlarda, meyhanelerde, klüplerde,

Yataklarda, duşlarda, tuvaletlerde,

Feysbularda, her yerlerde,

Hep ‘hımmm’ der olmuşlar kötü adamlara.

O kadar güzel ‘hımmm’ demişler ki, bu kadar güzel ‘hımmm’ denilirmiş yani.

Gel zaman git zaman,

Kötü adamlar bir gün kendi ordularını kurmaya karar vermişler.

Kendi ordularını kurup, ülkenin güvenliğini kendileri sağlamaya karar vermişler.

Bunu duyunca ‘Hımmm Partisi’ hemen genel kurullarını toplamış,

Genel kurul saatlerce toplanmış ve de yüzlerce gazetecinin önünde kararlarını açıklamışlar ve de tüm parti yöneticileri,

İşaret parmaklarını aşağıya yukarıya hareket ettirip,

Kötü adamlara çok sert bakışlar attıktan sonra,

‘Hımmm’ demişler.

Hatta, bir ‘hımmm’ daha bile demişler.

Kötü adamlar o kadar korkmuşlar ki, korkularından yataklarının altına saklanmışlar.

Madem ki ordu kurumayacağız korkudan, bari ülkenin ordusu bizim olsun demişler.

İyi kalpli idealist insanlar bunu da kabul etmemişler,

Artık çileden çıkmışlar,

Durmadan ‘hımmm’ der olmuşlar.

Herşeye ‘hımmm’ demişler.

Kovmuşlar kötü adamları ülkelerinden.

Hep ‘hımmm’ demişler,

Her ‘hımmm’ da işaret parmaklarını bir aşağıya bir yukarıya hep sallamışlar,

Kötü adamların gözlerine gözlerine sokmuşlar,

O kadar güzel sokmuşlar ki, bu kadar güzel sokulurmuş yani.

Kötü adamlar sonunda pes etmişler.

Ülkeden gitmeye karar vermişler.

Gazete, televizyon, ordu, devrim, devrimciler, ne var ne yoksa almışlar gitmişler iyi kalpli idealist çalışkan insanların ülkesinden.

İyi kalpli idealist insanlarda sonunda çok rahat etmişler.

İleriye doğru uzatırken aşağıya yukarıya hareket ettirdikleri işaret parmakları ile kalmışlar başbaşa.

Artık mutlularmış.

Zafer işaret parmaklarının olmuş.

İşaret parmaklarıda mutluymuş, mesutmuş artık.

İşaret parmakları mutluluklarının sembölü olmuş artık iyi kalpli idealist çalışkan insanların.

Bir aşağı bir yukarı hareket ettirirken,

Mutluluk içinde,

Hep ‘hımmm’ der olmuşlar.

Bir parmakla bir hımmm la,

Ne gibi zaferler kazanılacağını da ispat etmişler tüm insanlığa.

İyi kalpli idealist insanlar, kötü kalpli insanları,

Parmaklayanparmaklarıylaparmaklayarak,

Kazanmışlar zaferlerini.

Devrimleri, devrimcileri, gazeteleri, televizyonları, özgürlükleri, orduları, hakları, hukukları elden gitmiş olsa bile,

Zaferlerinin sembolü,

Aşağı yukarı doğru sallanan parmakları ellerinde kalmış hep.

Ülkeleri için kahramanca verirken mücadelelerini,

Bası bası vermişler klavyelerinin tuşlarına ellerinde kalan en önemli değerleri muhteşem parmaklarıyla.

Mutlu  mesut  yaşamış, mutlu mesut ölmüşler bir gün.

Destanlar yazmışlar her bir yere,

Nasıl yendiler kötü adamları,

Deste deste, düzinelerce,

Kahraman, vatansever,

İyi kalpli idealist insanların sembolü,

Zafer abidesi,

Parmaklarıyla,

Klavyelerinin üstünde,

Feysbukularında var olan,

Vatanlarının,

Sathında.

Hiç yorum yok: