31 Ocak 2012 Salı

- Ana sayfanın sağ tarafında 'KIRıKLAR KIRıKLAR' İLK BÖLÜMLER başlığı altında yayınlanmış diğer  bölümlerini okuyabilirsiniz.

31.01.2012
Güzel olan hep güzel kalsın diye neler neler yaparız. Güzeli korumak için, razıyızdır her şeye bazen, çok severiz güzeli biz insanlar.
Tavızdır güzele, güzelliğe.
Bende çok tavlandım, çok güzeldi son yüz gün sizlerle.
Kitabımı yayınladığımın hemen peşinden önce bir iki paragrafla başladı akşam yazıları.
Sonra bir iki sayfaya uzadı,
Sonra her  akşam sekiz on sayfayla paylaşmaya çalıştım, yüzlerle sayfada,
Bazen o günümü,
Bazen o anda ki duygularımı,
Bazen yaşamı,
Bazen minnacık detaylar gibi gözüken hayatımızın  esaslarını,
Bazen aşkı,
Bazen kadınları,
Bazen siyasete girdik,
Bazen gençlere,
Bazen dalga geçtim kadın erkek ilişkileriyle,
Ama hiç dalga geçemedim bu dünyadan göçüp  giden sevdiklerimin  ardından.
Ama hiç dalga geçmedim konu memleketse.
Ben yazdım sizler okudunuz.
Önceleri çok şaşırdım.
Ne buluyorlar da okuyorlar,
Sıradan insanın tekiyim ben,
En sıradanları yazan.
Sizi, bizi, kendimizi, hayatımızı  yazan.
Sonraları şaşkınlığım yerini büyük bir keyfe bıraktı.
Çok güzel insanlarla tanıştım yazdıkça.
Kelimeler sizin gibi güzel insanları, güzellikleri taşıdılar hayatıma.
Her şey oldu yüz gün içinde.
Hüzünlendik, ağladık,
Güldük, eğlendik,
Güldük yahu en önemlisi.
Tartıştık bazen, zıt düştük.
Fırça yedim birilerinden, haddimi aştım, kızdılar.
Hepsi geride kaldı şimdi.
Yüz şahane gün bu akşam bitti.
Başlarken içimden öyle gelmişti başlamıştım yayınlamaya, ben gibi.
Biterken de içimden böyle geldi, bu gün geldi.
Son bu akşam.
Neden sizlerle paylaştım,
Bu yüz günde neler neler yaşadım, neden paylaşmak istedim anlatırım bir gün bu  yüz günü.
Gevezeyimdir, yüz günü anlatmamda  bin gün sürer mutlaka.
Anlattıklarımın dışında yaşananlar,
Kendi kendime, kendimce,
Yaşadıklarım.
Amma,
Bitti.
Buraya kadarmış  günlük yazılar  yaşantımın  içinde.
Belki de,
Bir gün yeniden başlarım.
Belki de hiçbir zaman yazmam günlük yazıları bir daha.
Belki de yazdığım başka şeyleri paylaşırım.
Yayınevleri sevemediler beni,
Ben çok sevdim ama sizlerle beraber yazmayı.
Ne olacak hiç belli olmaz gelecek günlerde.
Hayat bu.
Belli mi olur.
Kız soruyor filmde,
-         Sen plan, program yapar mısın?
Erkek,
-         Yok yapmam.
-         Neden?
-         Tutmuyo.
Tutmaz.
Öyledir.
Güzelliği burada zaten hayatın.
Ne olacak bir gün belli mi olur.
Göz göze bakışırken,
Gözlerle sevişirken,
Gözlerle severken,
Kelimelerle oynaşırken,
Güzelliğin zirvesindeyken  bırakacaksın güzelliği.
En zirvedeyken.
En tepedeyken.
Çok güzelken.
Kirlenmesine izin vermeden.
Sıradanlaştırmadan.
Eller, gözler okşarken bir birini,
Sessizce çıkıp gideceksin.
Sessizce gidenlere yolun açık olsun diyeceksin yürekten.
Güzel anılar en kıymetlilerimiz değil mi?
Her bir güzel anı,
Çok daha fazla alıştırır bizi güzelliklere.
Alıştıkça,
Güzellikleri  hep çağırırız bu  yüzden bilmeden.
Güzelliklerde gelir bulur bizleri.
Bizler güzelleştikçe,
Güzeller bulur bizleri,
Ve,
Hep gülümseriz o yüzden.
Hep.
Şimdi,
Gönlüm,
Gülümserken,
Sessizce çıkıp gitmek istiyor.
Elliden fazla ülkeden okudunuz.
On binlerce.
Otobüslerde, sokaklarda şemsiye altında, havaalanlarında, ofislerde, başka başka şehirlerde, meyhanelerde, restoranlarda, kafelerde, arkadaş evlerinde, hatta Kenya’da ormanın kenarında elimde laptop, bir halta yaramayan 3G ile o ağaç bu ağaç altında interneti yakalayarak her akşam saat on olunca hep yayınladım o akşamın  yazısını.
O gün oralardan açtığım,
Kendi kapımdan girdim sizlerin evlerinize, sizlerle paylaştığım yüz güne,
O gün.
Bu gün,
Sizlerin bana açtığınız kapılarınızdan çıkıp gidiyorum,
Bu gün.
Umarım hep açık kalır kapılarınız bana.
Geri gelirim bakarsınız bir gün.
Dayanamaz,
Çok özlerim sizleri.
İnsan güzeli hep özler.
Herkese gönülden teşekkürler.
Hep sevin, hep sevilin e mi.
Ve,
Hep  gülümsetsin sizleri,
Hepimizi,
Hep beraber,
Çok sevgili, en sevgili,
Patronumuz,
E mi.
Ve unutmayın,
Patrondan beklediklerimizi,
Patronda bizlerden bekliyor.
Çünkü,
Patron,
Biziz,
Aslında…
J

Hiç yorum yok: