İnsan – 22.05.2012
Feysbuk önce insanların özel hayatlarını halka açtı yıllar evvel, şimdi de şirketi. Özel hayatları ifşa ederek geldikleri noktada şirket değeri on yılda yüz milyar doları geçti. Vay babam vay.Ne kadar çok istekli ve de meraklıymış insanlar özel hayatlarını açmaya, sergilemeye.
Eskiden bir arkadaşın veya sevgilinin evine gittiğinde, laf lafı açınca, o da açar fotoğraf albümlerini gösterirdi seni severse, seni yakın görürse kendine. Ben hep sıkılırdım, amma onların ‘bak bu şu, o bu’ gibi anlatımları da hoştu yani.
Özel hissederdin kendini, o insan koyunca sayfaların arasında ki pelur kağıtlarla korunan geçmişini kucağına.
Şimdi gir feysbuka, kim nerede ne yapmış kimle ne zaman halka açık artık. Özelin listen kadar.
Açtıkça da açıyor insanlar hayatlarını eşe dosta tanıdık tanımadık insanlara.
Kendilerini anlatma telaşı gibi. Bilinsinler gibi.
Şekillerle, renklerle, mekanlarla, adreslerle, yaptıkları ettikleri ile,
Kim olduklarını sempatik bir üslupla da olsa,
İlan etmek, izlenmek,
İçin,
Nasıl bir neden olmalı acaba?
Diplerde yatan.
Şu sıralar üye sayısı 900 milyon kişi feysbukun. Müthiş.
Günde 125 milyar etkileşim. Müthiş.
Günde 300 milyon yeni fotoğraf yükleniyor. Müthiş.
Günde 490 milyon giriş yapılıyor mobil telefonlardan. Müthiş.
Bunlar bugünlerin rakamları,
Ve de artmaya da devam ediyorlar son sürat.
Feysbuk insanları halka açtı,
İnsanlar içine kapandıkça, yalnızlaştıkça.
Yalnızlaşmanın yanına,
Daha da, daha da diye doyumsuzca yükselen ne var ne yoksa anında ve kolayca elde etme dürtüsü de eklenince, her neviden insanla istedikleri an bütünleşmenin keyfide dolunca içlerine,
İyice azdı ve de azacak gibi gözüküyor feysbuk ahalisi.
900 milyon dosyalanmış insan.
900 milyon halka açık yaşam.
900 milyon arayış, keşif.
Merakla bekliyorum, heyecanla da,
Feysbuk üstü yeni ne çıkacak pazara diye.
Bireyselleşmenin zirvelerinde daha da yalnızlaşmanın bir üst seviyesine çıkınca insanlar,
Daha çok mu açacaklar hayatlarını halka?
Yoksa kapatıp açılımlarını,
İçlerine doğru mu açacaklar kendi yaşam profillerini,
Kendilerine doğru mu akacak yeni profilleri?
Mesela,
Bu sene doğan bir bebek,
On, on iki yaşına gelince,
Feysbuka mı girecek, yoksa yeni bir sistemin parçası mı olacak?
Merak içinde bekliyorum.
Bir ötesinin olduğuysa, kesin.
Bill Gates Microsoft, Lawrence Page Google, Steve Jones Apple, Mark Juckerberg Facebook, Jack Dorsey Twitter, Julian Assange Wikileaks,
Bin dokuz yüzlü yılların sonları, İki binli yılların başlarında dünyanın seyrini kökten değiştiren bu,
Altı insana,
Başkaları da eklenecek önümüzde ki on yirmi yıl içinde.
Bu altı adam dünyayı değiştirsin diye,
Yüzlerce yıldır alt yapıyı hazırladı yüzlerle binlerle mucit, bilim insanı.
Onlarda hazırlanmış alt yapıların üstünden,
Bu müthiş devrimleri gerçekleştirdiler.
Bundan kırk sene evvel kimsenin akıl bile edemeyeceği, aklına bile getiremeyip, hayalini bile kuramayacağı.
Şimdi,
Bu altı adamla gelinen bu noktayı bir an için son olarak değil de,
Onları da,
Bir sonraki gelişim ve de dönüşümlerin alt yapılarına ait mimarlar olarak düşünün,
Biri veya birileri de bu alt yapılar üstüne,
Yeni düzenleri inşa etsinler bakalım gelecek yıllar içinde.
Müthiş.
Parametreler belli avuçlamak, avuca almak için insanları, yaşamları.
Hız.
Çoku az zamanda kolay yolla elde etmek.
Bireyselleşmek.
Yalnızlaşmak.
Doyumsuzluk.
İletişim.
Ekrandan, ekranla gelen tüm yaşam.
Bu parametrelere,
‘Tek bir dünya, tek bir insan’ kavramı da taşınacak belki bir zaman sonra.
Şu an aklıma gelen ilk şey, internet üstünde kurulacak ilk,
‘İnternet Devleti’.
Mesela,
İnternet üzerinde ilk devlet ne zaman kurulacak acaba?
Adı sanı bayrağı marşı olan, kendi hukuk sistemi ve yönetim düzenine sahip,
Amma,
Sınırları olmayan.
Mesela,
Murat Devleti kurmaya kalksam internette,
Her neyse ideolojisi,
Vatandaşı olmak isteyende, de ki on kişi çıksa önce,
Sonra çoğalsak, büyüsek,
Sınır olmayınca, engeller vizeler olmadıkça sınırsız büyüme hacmi ve hızıyla,
Bir güç haline dönüşsek zaman içinde,
Ve de taleplerimiz olsa hiç de alışılmadık bu güne kadar süre gelen dünya düzenine aykırı gelen,
Ve de başlasak sınırları olan devletlerle pazarlıklara.
Yok şu kanunu çıkar, yok bu düzeni değiştir diye dünya üzerinde. G8’lerle G 20’lerle masaya otursak karşılıklı mesela.
Tehdit unsurumuzda diyelim ki ‘İnternet Devleti’ vatandaşlarımızın hepsinin,
Tüm dünyada,
Aynı anda greve gitmesi olsa.
Bütün ülkelerde enerji, iletişim gibi majör ihtiyaçların bir kısmı felce uğrasa.
Mesela diyorum.
Olmaz a, ya olursa diyorum.
Mesela,
Feysbuku devlet haline dönüştürürsen bir gün,
Dünyanın en güçlü devleti olmaz mı? Olur.
Feysbukda yer alan üyeleri hayal edelim tek tek, feysbuk vatandaşı olsalar,
Her halde yarısına yakını,
Çok kilit noktalarda çalışıyorlar veya etkinler kendi ülkelerinde.
İster iş hayatında, ister sosyal hayatta.
Güce bakın siz.
Yıkamıyorsun da topla tüfekle tankla füzeyle. Nükleer başlıklısı bile havagazı.
Nereyi vuracaksın ki?
Kendi alt yapını vursan,
Kendini yıkarsın önce. Çünkü iletişim araçların aynı, enerji kaynakların aynı.
Bittin.
İllaki oturacaksın pazarlığa.
Kimle?
İnternet Devletinin temsilcileriyle.
Kim onlar?
Soft12, MickeyMouse, Balkabağı.
Bir sürü nikneymle, rumuzla pazarlık.
Kimler, nerede yaşarlar, kadın mı erkek mi çocuk mu, siyah mı beyaz mı sarı mı, işi mesleği ne, hangi kandan gelir, soyu sopu ne, pasaportunda hangi devletin adı geçer, eğitimi ne, neyi ne kadar bilir anlar meçhul.
Bedenler var, amma,
Bedensizler yani.
Amma,
Devlet Başkanları dizim dizim önlerinde, ter atıyorlar pazarlıklarda.
Müthiş.
Feci tahrik edici.
Hayatın içinde karşımıza çıkan her bir değişimin her bir dönüşümün,
Manasını bir gün anlarız,
Değişimin dönüşümün gerçekleştiği gün karşılaştıklarımızı yüzleştiklerimizi beğensek de beğenmesek de. Sevsek de sevmesek de.
Ancak,
Evrenin düzeni değişim ve dönüşüm prensibiyle hareket ettiğinden,
Yani hizmet,
Bizim henüz, bugün için kısır ve güdük aklımız,
Hatta bazen gönlümüz algılayamaz aslında neyin nereye doğru gittiğini,
Veya gitme ihtimali olduğunu.
Ki ip uçlarını,
Evren, yani yaşam milyarlarca yıl evvel vermeye başlamıştır bize, ettiği hizmetlerle.
Bazı insanların görevleridir bu ip uçlarını vermek ve dönüşümlerin değişimlerin taşınmasına neden olmak,
Bir sonraki nesillere.
Bugün 22 Mayıs 2012,
Diyorum ki, ilk internet devleti kurulacak önümüzdeki on yirmi yıl içinde.
Ve de bu ilk internet devleti,
Tek dünya, tek insan, tek yaşama doğru atılacak,
Adımın,
İlk basamağı olacak bir sonrası için.
Bill Gates, Lawrence Page, Steve Jones, Mark Juckerberg, Jack Dorsey, Julian Assange,
Aynen,
Thomas Edison, Alexander Graham Bell, Nikola Tesla, John Logie Baird, Konrad Zuse’nin,
Sadece elektriği ampulü telefonu radyoyu televizyonu bilgisayarı keşfetmeleri, katkı sağlamaları gibi,
Alt yapıya hizmet ettiler sadece. Bir sonrası, gerisi,
Yeni isimlerin, doğru zamanda doğru teknikle doğru kullanımla yeni gelişimleri, dönüşümleri insanoğluna sunmaları,
Ve de,
Varılacak hedefe doğru bir adım daha atılması aslında.
‘İnternet Devleti’,
Sınırsız, tüm insanlığa açık yeni devlet yapısını, belki de bu gezegende tek bir devlet kalmasını, tek devletli bir yapıyı varılmasını taşıyacak bu gezegene.
‘Tek bir dünya, tek bir insan’ yolunda atılacak bir adım daha olacak ‘İnternet Devleti’.
Ki, devlet anlayışının da, devlet başkanlığının da, yönetilen ve yönetenlerin de,
Sonu gelecek bir gün.
Ne zaman? Ve nasıl?
Bilemeyiz.
Mark Zuckerberg doğduğunda, 14 Mayıs 1984,
John Lennon öleli üç seneden fazla olmuştu, 8 Aralık 1980.
Amma,
John Lennon sonun başıyla ilgili ip ucunu,
Mesajı,
Verdi, anlattı yüz milyonlara, milyarlara, bizlere taa 1971’de hazırlanın dedi,
Imagine
Imagine there's no heaven
It's easy if you try
No hell below us
Above us only sky
Imagine all the people
Living for today...
Imagine there's no countries
It isn't hard to do
Nothing to kill or die for
And no religion too
Imagine all the people
Living life in peace...
You may say i'm a dreamer
But i'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will be as one
Imagine no possessions
I wonder if you can
No need for greed or hunger
A brotherhood of man
Imagine all the people
Sharing all the world...
You may say i'm a dreamer
But i'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will live as one,
It's easy if you try
No hell below us
Above us only sky
Imagine all the people
Living for today...
Imagine there's no countries
It isn't hard to do
Nothing to kill or die for
And no religion too
Imagine all the people
Living life in peace...
You may say i'm a dreamer
But i'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will be as one
Imagine no possessions
I wonder if you can
No need for greed or hunger
A brotherhood of man
Imagine all the people
Sharing all the world...
You may say i'm a dreamer
But i'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will live as one,
Diye.
Mevlana Celaleddin-i Belhi Rumi’de anlattı yüz yıllar evvel.Mohandas Karamchand Gandhi’de geçen yüz yılda.
Steven Spielberg zaten veriyor mesajları onlarca yıldır aynı yöne doğru yapılan hazırlıklaradına. Başka isimlerde saymak mümkün.
Evrene açılmadan evvel ki,
Hazırlık döneminde insanoğlu.
Amma,
Yolu makineler değil, füzeler rampalar uzay gemileri değil evrene ulaşmanın.
Nedir o yol?
Önce‘İnternet Devleti’ kurulsun bir,
O yolda ilerlerken insanlık, yeni ip uçları verilecektir zaman içinde.
Gidişat çok net. Evrene açılımın, evrenle bütünleşmenin yolu, önce insanlığın birleşmesi ‘tek bir dünya, tek bir insan’ olmasından geçiyor.
Nasıl olacağını,
Tahmin ediyorum.
Söylemiyorum.
Şimdilik. Ki, söyleyeceğimde zaman içinde kendi tahminimi. Nasılsa adım çıkmış deliye.
Siz sadece ışığınıza iyi bakın şimdilik.
Göğüs tahtanızın birleştiği, göğsünüzün tam orta noktasında yer alan boşluğun içinden size ve tüm canlılara gülümseyen o ışığı daha da parlatın çoğaltın yeter.
Şimdilik yeter insanlığın bir gün o günlere varması için atmanız gereken adım adına.
Gerisini,
Ortaya çıkacak yeni isimler organize edeceklerdir zaten.
Gidişat ve gidişatın varacağı,
Hep sondan bir evvel ki olacak,
Son nokta,
Çok net.
Gerisi, zaman. Ki,
O zaman da,
Bize göre zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder