Aşk Mevsimi Açılmış Hakikaten Yahu – 12.06.2012
Kız doğuyor, adı Seher. Bakıyor ki kendini erkek hissediyor, yatıyor bıçak altına bir dizi ameliyat, oluyor Seher sana mavi kimlikli Selim. Feride’de aşık olunca Selim olmuş Seher’e, Selim’de Feride’ye, evleniyorlar, telli duvaklı halaylı, damat tıraşlı. Al sana aşk.
Canını yediğimin aşkı.
Nereden nasıl çarpar hiç belli olmaz.
Sen Seher doğ,
Sonra Selim ol,
Senin Selim haline,
Feride aşık olsun. Sende en Selim halinle Feride’ye.
Canını yediğimin aşkı.İçim seviniyor çoğalınca aşklar etrafımızda.
Selim doğup Selim kalanlar utansınlar hala aşkla tanışmamışlarsa.
Erkeklikle kadınlıkla olmuyor demek aşk.
Bizim toplum şu seks işini bir türlü kıvıramadı.
Herkesin hem erkek hem kadın ruhu taşıdığından hala habersizler. Bıyık da o yüzden zaten. Erkeğim diye avazlanıyorlar.
Hele homoseksüelliği hiç kabullenemedik hala. Toplumun küçük bir kesimi hariç. Ha bir de sahne sanatında, o da eller havaya kıvamında.
İllaki gizli kapaklı olacak.
Erkek doğmuş kendini kadını hissediyorsa,
Kadın doğmuş erkek hissediyorsa,
Erkek erkekle erkekliğini hissediyorsa,
Kadında kadınla,
Tü kaka,
Bizim toplumda.
İllaki gizli kapaklı.
Neden?
Sana ne?
Ya ayıptır,
Ya kötü örnek denir,
Ya ters ilişki uygun değil…
Diyenlere bak,
Çoğunun seks problemi var.
Ya orgazm olamaz,
Ya iktidarsızlık,
Ya erken boşalır,
Ya sevişme fukarası,
Ya frijit…
Amma dener de dener.
Bazıları,
Havlu atar denemez bile bir zaman sonra.
Seher dener amma.
Seher Selim olur,
Dener.
Feride’de Selim olmuş Seher,
Aşık bile olur. Müthiştir kendini keşfetmek. Ne büyük keşiftir kendin. Her hücreni keşfetmek, bitmez tükenmez denizlerde karayı görmeden ilerlemektir ufku kıyı zannedip, bazen serap görerek de olsa çölleri yaya geçmektir.
Sekste kimin erkek kimin kadın olduğunun hiç önemi olmadığını,
Çakmayan insanlar, çakamayan insanlar,
Tenleri ıskalayıp,
Kadının kadın gibi,
Erkeğin erkek gibi sevişmesi gerektiğine şartlanmış oldukları,
İçin,
Seks eziyet olur bir zaman sonra. Mekanikleşmiş orgazmdır seks bir zaman sonra. O da olursa…
Çünkü, sevişmeyi bilmezler. Çiftleşmeyi sevmek sevişmek zannederler.
Hele bizim kuşakta.
Yaşı,
Kırk beş ellilerin üstünde olan erkeklerin büyük bir kısmı,
Seksle,
Ya genelevlerde,
Ya da el yordamı,
İtiş kakış öğrenmişlerdir bir iki kız arkadaşla, üstten üstten o da.
Kadınların durumları daha da vahim.
Bir iki öpüşme,
Okşaşma falan,
Sonra ilk seks yaptığı erkekte,
Kocası.
O erkekte artık ne biliyorsa yirmili yaşlarında,
Hem de bundan otuz kırk sene evvel.
Üç beş bakılmaktan hamura dönmüş Playboy dergisi,
Birkaç erkek arkadaşın biliyor havalarında böbürlenmeleriyle,
Kaymak Tabağı kitabı. Hepsi bu.
Kim ne biliyor ki,
Kime ne rehber olacak.
Ki,
Seks,
Genç yaşlarda öğrenilmediği zaman doğru düzgün,
İnsanların,
Gelecek yıllarında,
Kendilerinden bucak bucak kaçmalarına neden en önemli etkenlerden biri.
Nesin, neyi seversin, ne hissedersin, nasıl hissedersin,
Keyiflerin neler,
Bilmelisin mutlaka taa delikanlı taa genç kız yaşlarından itibaren.
Bizim kuşağın gençliği,
Seksi,
Fit ola ola yaşadı ömrünün en genç yaşlarında.
Bakirelik vardı bir kere.
Hala hem de, eskisi kadar olmasa da.
Seksi yaşadıkları ilk erkekle de genelde evlendi kadınlar zaten.
Sonra yıllarca aynı erkekle sevişip durdular.
Sevişmek oydu onlar için.
Ta ki,
Bir gün,
On yıl yirmi yıl hatta otuz yıl sonra boşanana kadar.
Boşanınca,
Sevince yeni bir erkeği,
Sıra gelince sevişmeye,
Önce çekinerek başlayan sevişmelerde,
İlk tepki,
Demek sevişme dedikleri buymuş oldu çoğunun.
Neden?
Seviştikleri erkeklerin çoğu,
Seks deneyimleri fazla olan erkekler oldu da ondan.
Çoğu yılların bekarı.
Boşanıp eski kocasıyla yaşadığı seks hayatını özleyen kadın var mıdır acaba?
Vardır mutlaka, az sayıda.
Boşandığı karısıyla yaşadığı seksi özleyen erkek var mıdır?
Yoktur. Varsa da çok az sayıda.
Çünkü onlarda bir çok erkek deneyimi olan kadınlarla sevişmeye başladılar boşanınca.
Sekste kimliğini otuzlarının ikinci yarılarında,
Kırklarında bulmaya başladı bizim kuşağın,
Kadınları da,
Erkekleri de.
Eğer ki,
Yirmilerin hemen başlarında evlendilerse. Otuzlarda kırklarda da boşandılarsa.
Seks,
Öğrenilen bir keyif. Yaşadıkça genişleyen bir keyif. Köpüren. Çoğalan.
İllaki,
Biri öğretir,
Biri öğrenir önceleri.
İster kadın ister erkek,
Biri hep önde gider.
Ta ki,
İki insanda öğrenene kadar birlikte sevişmeyi.
Antrenman işidir seks.
Önce kendini,
Kendi duygularını,
Kendi bedenini tanımakla başlar seks.
Kim bilir ne Seher’ler vardır bizim kuşak kadınlar içinde hala Selim olamayan.
Ne de Ali’ler vardır kim bilir hala Aliye olamayan.
Bastırılmış duygularla, ayıplarla, korkularla,
Ömrünü,
Eziyet içinde,
Ya bir erkeğin altında,
Ya bir kadının üstünde geçirmiş,
Hatta,
Hala da geçirmeye devam eden.
Ve de o eziyetlerin,
Bastırılmış duyguların,
Tatminsizliklerin,
Acılarını kim bilir kimlerden, kim bilir kendilerinden nasıl çıkardılar,
Çıkarmaya da devam ediyor,
Bir çok insan.
Namusu,
Zar da arayınca böyle oluyor.
İnsanı kadın erkek diye ayırınca böyle oluyor.
Birini namusun timsali,
Diğerini de bekçisi yapınca,
Namus timsali ile bekçilerde bu kadar sevişip,
Bu kadar mutlu olabiliyorlar ancak.
Aşk mı?
Aşk deli gibi seviştirir insanları.
Her yerde.
Her yerde deli gibi sevişmezsen,
Deli gibi sevişmeyi de,
Kurallara,
Ayıplara hapsediyorsan,
Ki,
O kurallar ayıplar hayatını geçirdiğin hücrenin demir parmaklıklarıdır,
Özgürlüklerle,
Aranda kalan,
Aşık olursun da,
Aşkı yaşayamazsın.
Seher doğar Seher ölürsün, belki de Selim iken hem de.
Ali doğar Ali ölürsün, belki de Aliye iken hem de.
Derlerdi ki,
Bizim kuşak erkeklere,
Mastürbasyon yapmayın boyunuz uzamaz,
Cüce kalırsınız.
Erkeklere bakıyorum boyları fena değil bizim kuşakta,
Çoğu en azından ortalamayıyakaladı.
Amma,
Ruhları,
Cüce kaldı çoğunun,
Boylar serpilmesine rağmen.
Kadınlarda,
Boyu selvi,
Ruhu cüce,
Erkeklerle geçirmek zorunda kaldılar hayatlarının en genç yıllarını.
Fit ola ola.
Bakınca topluma,
Görüyorsun zaten, yansıdı hemen topluma yataklarda ki yaşam.
Fit olmuş, fit olan cüce ve güdük bir toplumuz bu yüzden.
Yatak keyfi olan toplumların insanları,
Sabahları şakırlar.
Şakırdamanın da sesi,
Kocaman bir gülümsemeyle yayılan,
Kocaman bir günaydındır gökyüzüne sabahları.Mis gibi kokan kahvedir, çaydır sokaklara taşan. Şehre dolan. Hapsedilmemiş mutfaklara…
O günaydınla gözü açılır,
Aşkın,
Sabahın köründe. Göz göze iken aşkınla,
Göz göze gelirsin aşkla her sabah şakıyan o kocaman günaydınla.
Kocaman bir öpücükle başlar sabahı aşkın.
Bedenlerin ten tene,
Çıplak,
Sarmaş dolaş,
Günaydınıyla,
Başlar,
Aşk,
Yeniden,
Her sabah.
Uyumadan evvel de sokularak,
Dolanarak koklaşarak,
Gecesine kavuşur,
Aşk.
Gerisi,
Yalandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder