24 Temmuz 2012 Salı

TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU MU YOK?

Türkün Türkten  başka dostu yoktur sözü yalandır. Türk Türkün dostu falan değildir çünkü. Zaten tüm Türklerin bir birlerine dost davrandığı bir an da yaşanmamıştır tarih boyu. Zaten Türk Türke yeteri kadar dost olaydı bu topraklar cennet olurdu. Ya bu topraklarda Türkler yaşamıyor, ya da Türkün Türke  dostluğu bir şehir efsanesi. Dostmuş gibi ilk ve son görüldüğü hali de Kurtuluş  Savaşındadır. Demek ortalıkta Türk yok yeteri kadar. Peki nerede birbirine dost Türkler?

Memleket düşmandan geçilmiyor. Sokakta bile insanlar ters bakıyorlar kendi milletinden insanlara. Ne günaydın diyen var, ne de merhaba.
Kavga  dövüş gırla.

Kendi devletini soyuyor bu devletin milleti. Demek millet hiç önemsemiyor devletini.
Demek,

Millet diye bir şey yok.
Devlet kavramı da tam bir yalan demek.

Demek sevmiyorsa insanlar milletlerini ve devletlerini,
Demek, bizim temsil ettiğimiz medeniyetin sonunu da,

Devlet millet kavramı getirecektir,
Ha bir de her türlü sevgiyi işlemesine empoze etmesine rağmen bir adım dahi yol alamamış,

Dinler.
İnanç vardır amma.

Kabile de vardır bak.
Aile de.

Aileler kabileleri oluştururlar bak.
Çünkü,

İnsanlık için esas olan,
Tarımdır ve hayvancılıktır ve de avcılıktır  ve de güvenli ortamdır, su kenarında.

Tarımla avcılıkta ve de hayvancılıkta , bir arada güvenli yaşam da,
Ekip işidir aileyi beslemekse beslenmekse barınmaksa ve korunmaksa yaşamın amacı.

Ailelerse,
Kendileri için uygun olan diğer aileler ile bir araya gelince kendi tercihleriyle,

Kabileleri oluştururlar.
Baskıyla değil, kendi istekleri doğrultusunda, kendiliğinden.

Amma,
Kabilelerden,

Milletler oluşamazlar bak. Oluşsa oluşsa beylikler oluşurlar belki.
Hele hele devletler katiyen oluşamazlar.

Zorlamadır millet devlet kavramları. Baskıdır, bağımsızlığını ihlaldir insanoğlunun.
Zorlama oldukları içinde, baskı yoluyla hayat buldukları ve ayakta kalmaya çalıştıkları içinde,

Çöküştedirler zaten. Hep de çökmüşlerdir zaten. İnsanoğlu bağımsızdır çünkü. Esas olan devletlerin milletlerin değil, insanların bağımsızlığıdır çünkü.
Yok olup gidecekler kalan milletlerde devletlerde bir zaman sonra. Hep olduğu gibi.

Ne zaman?
Üçüncü dünya savaşından sonra kısmen sonlanacaklar,

Bir de peşinden küresel ısınmayla coşacak yeni doğa şartlarıyla geriye kalanlarda yok olup gidecekler.
Neden?

Çünkü insanlar, bireyler olarak,
Aileler olarak,

Yaşam savaşı verecekler yeniden.
Birkaç bin evveline kadar olduğu gibi.

Yaşam savaşlarını önce devletler verecekler vatandaşları milletleri için,
Amma,

Beceremeyecekler,
Çoğunlukları feda edecekler azınlıkları yaşatmak adına devletleri yönetenler, sonra,

Çoğunluklar kendi başlarının çaresine bakacaklar,
Aç susuz üşüyen hastalıklı,

İnsanlar ne din ne ırk ne millet dinlemeyecekler,
Kesecekler biçecekler öldürecekler zayıf insanları,

Sahip olmak adına,
Ne kanun kalacak ortada, ne hak ne hukuk,

Ne kanunu savunan yargılayan,
Ne güvenlik güçleri,

Ve de ayakta ve yaşamda kalmayı beceren insanlar,
Kendi yaşam alanlarını belirleyip,

Savunup,
Üremeye devam edecekler. Bireysel bağımsızlıklarını ilan ettikçe.

Aynen,
Mağara  döneminde olduğu gibi.

Başa dönülecek yine.
Ne kan bağı kalacak ne de kültür bağı.

Açlık ve hayatta kalma mücadelesi yok edecek bu kavramları da.
İnsanları bölmek ayırmak,

Düşman etmek istiyorsan diğer insanlara,
Millet devlet din,

Kavramları kadar iyi ve kesin sonuç alabileceğin başka hiçbir yapılanma yoktur.
Milyonlarca yıllık insanlık tarihinin gerçeklerini,

Üç beş bin yıllık,
Gelişimlerle,

Yok saymak,
Aklın alamayacağı kadar çok büyük bir gaflet ve hataydı insanlık için.

Amma bu deneyimden de geçmek zorundaydı insanlık,
Gerçek anlamda doğayla bütünleşip,

Tam insanlık seviyesine ulaşabilmek ve de,
Erişebilmek için.

İster Ademle Havvadan  üre çoğal gel bu günlere,
Ademin yaratılıp dünyaya gönderilmesi tahminen otuz beş bin yıl evvel,

İster bakterimsi mikro organizmalardan gel bu günlere,
İlk bakterimsi mikroorganizma milyarlarca yıl evvel amma homo sapiens iki yüz bin yaşında,

Hatta bizim soyumuz olan homo sapiens sapiensin geçmişi elli bin yıl,
Yani,

En fazla otuz kırk bin sene evvel ister Ademden ister Homo sapiensten gel yaşa,
Ne ırk ne kan bağı kaygısı taşımadan,

Sonra son altı yedi bin yıl içinde,
Bölün parçalan,

Ben Türküm sen nesin diye.
Bölün,

Burası senle benim aramda sınır, geçemezsin hemşerim diye.
Eski köye yeni adet,

Tutmadı.
ABD Çin’le savaş girse, ABD vatandaşı olan ve ABD de yaşayan Çin’liler neler hissederler acaba füzeler yağarken Çin’de ki  Çinlilerin üstüne?

Veya,
Almanya Türkiye ile savaşa girse neler hisseder Almanya’daki Türkler acaba?

Veya,
İngiltere Suudi Arabistan ile savaşa girse neler hissederler acaba Londra’da yaşayan Araplar?

Tek bir dünya,
Tek bir insan,

Doğrusu budur. Gereksiz sınırlandırmalarla formatlar  atıldı yapısı bağımsız insanoğluna ruhunun ve yaşama sarılışının özellikleri dikkate alınmadan, evraklarla evraklar  üstünde.
Doğruya  doğru gidiyoruz zaten.

Ne Türklük kalacak beş on bin yıl sonra, ne Çinli, ne de İspanyol.
Ne Afrikalı, ne Kuzey Avrupalı.

Zaten bugün de yok gibi artık. Mesela hangi Türke sorsam,
Ya annesi ya babası bir yerli, bir yerden göçmüş.

Türklerle Türklükle ilgisi olmayan.
Kimi Rusya’dan, kimi Balkanlar’dan, kimi Arabistan’dan, kimi Ege’den,

Herkesin sülalesinde,
Bir yer var mutlaka,

Türklerle Türklükle ilgisi olmayan.
Aynen,

Osmanlı Padişahlarının soyları gibi mesela. Osmangazi’den sonra başa geçen padişahların anneleri hep bir yerli. Oralı buralı. O din bu din.
Amma,

Osmanlı Türk tarihi.
Ki,

Paşaların el ustalarının sanatçıların yeniçerilerin de soyları aynen padişahların ki gibi.
Zaten saray çalışanlarının içinde de her tür insan var dünyanın her bir yerinden. Devşirme sistemiyle Türkleştirilmeye çalışılmış bir başka kanın kültürün ırkın insanları çoğu.

Sonra,
Millet. Sonra devlet. Gereksiz telaşlarla beyhude çabalar binlerce yıldır.

Düşünün ki,
Bu gezegende bağımsızlığını ilan ettikten sonra hala varlığını sürdürebilen en eski devletin yaşı,

236 yıl. ABD.
Bugüne kadar varlığını sürdürebilmiş en uzun yaşamış devlet imparatorluk ise Romalılar 977 yıl,

En uzun yaşayan Türk devleti Osmanlı ki Türklükleri sadece ilk yıllarında, o da 623 yıl.
Demek ki,

Yürümüyor bu devlet millet işleri.
Hadi Nuh tan alalım daha da romantik olsun insanlık tarihi,

Yani tahminen yedi bin yıl evvelinde dahi başlamış olsa insanlar için yeniden yaşam,
Devletlerin,

Milletlerin,
Geçmişleri ve de yaşları ortada. Matematik bu, dedikoduya izin vermez, nettir.

Türkün Türke dost olsaydı,
Büyük Hun İmparatorluğundan bugüne kadar,

Yüz otuzun üstünde,
Özerk cumhuriyet, cumhuriyet, beylik, imparatorluk, devlet, hanedanlık,

Kurulur muydu acaba? Ki, çoğu da birbirleriyle savaşmışlar en kanlılarından hem de.
Nerede Türkün Türke dostluğu?

Bugün için,
Yaşayan cumhuriyet devleti ve özerk cumhuriyetlerin sayısı da,

Yirmi civarında.
En eskisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaşı da seksen dokuz sadece. Bu devletlerin dostlukları da tam bir muamma.

Bu da dost olduklarını iddia eden bir ırka ait sayılar,
Bir de dost olmasalarmış,

Rakamlar üç yüz beş yüzleri bulurdu her halde.
İnsanlar ne zaman ki,

Tarımdan hayvancılıktan avcılıktan koptular,
Şehir hayatına geçtiler, kalelerini inşa ettiler,

O gün bugün,
Olmayacak dualara amin diye diye geçirdiler binlerce yıllarını.

İnsanlar ne zaman ki,
Bir araya gelince oluşan güçlerinin zayıfların  varlıklarına hükmede bildiğini keşfettiler,

O gün bugündür sömürmekteler  güçlüler zayıfları.
İnsanlar ne zaman ki inançlarını,

Din kisvesi altına topladılar, sınırlandırıp şekillendirdiler, ödül ve ceza sisteminin dayatmasına yasladılar,
O gün bugündür bir birlerini katletmektedirler benim peygamberim senin peygamberin diye patronun katından iyi bir mekan kapmak adına. Ki, tüm peygamberler de aynı patronun elçileri bu arada.

İnsanlar ne zaman ki,
Millet olduklarını iddia ettiler,

Devletleştiler,
Ne zaman ki o sınırlar çizildi,

O gün bugün her millet kendi sınırlarına sahip çıkmak genişletebilmek adına kesiyor biçiyor diğer milletleri. Yani başka insanları. Yani canlıları.
Avrupa kaynıyor. Belçika, İtalya, İspanya bölünmemek için uğraşıyor. Büyük Britanya, Çekoslavakya bölündü daha yeni.

Dağılan Yugoslavya ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden kaç devlet çıktı say desen sayabilen yok.
Asya’da aynı dert. Pakistan, Hindistan, Nepal kıvranıyor.

Dünyanın her yerinde birileri devletleri bölünmesin diye savaşıyor çabalıyor,
Birileri de kendi sınırlarını çizip kendi devletlerini kurmak istiyor. Boşta arsa yok kalmadı da üstüne bayrak dikecek, yeni devletlereyse arsa lazım.

Millet olduklarını iddia eden,
Herkes bağımsızlık peşinde.

Bağımsızlığını elde eden milletlerinde dertleri bitmiyor, bu sefer masanın karşı tarafında yer alıp başlıyorlar,
Etnik kökenlilerin,

Bizde bağımsız olmak istiyoruz mücadeleleri ile uğraşmaya.
Sonu yok.

Devlet millet kavramı,
Çöktü.

Sıra geldi,
Din kavramının çökmesine ki,

O da çöküş yolunda. Dinler kendilerini çökertiyorlar zaten.
Papa açları doyurmalı dinine bağlı her bir Hıristiyan diyor amma som altından tahtına oturarak verdiği vaazda. O tahtla kaç aç bebek yaşama döner acaba? Taht olmadı som altın şamdan da uyar.

Tayyip camiler yaptırıyor  kırk milyona, on binlerce camide on binlerce imam efendi, gidere bak sen amma bu arada bebeler ölüyorlar  dünya üzerinde on liralık mamaları yok diye.
Hangi din?

Hangi iman?
Hangi insanlık?

Hepsi yalan.
Hepsi kandırmaca. Devlet gibi, millet gibi.

Hepsi insanlığı topluca kontrol altına almak için icat edilmiş,
Kimi zaman kan bağı zaafını,

Kimi zaman bayrak zaafını,
Kimi zaman inanç zaafını,

Alet ederek,
Yerleştirilmiş doğaya yani insanın bağımsız insanca dokusuna aykırı,

Yapılanmalar.
Ve de işe yaramadığı kesin.

Yarasaydı bir işe,
Dünya cennet olurdu çoktan bu güne kadar.

Dünya barış içinde yaşardı hep. Sevgi çağı başlamış olurdu birkaç bin  yıl evvel çoktan.
Her türlü inanca sahip insanlar el ele ibadet ederlerdi istedikleri her yerde.

Dünya dostluğun sevginin sembolü olurdu evrende.
O gün Türk Türke de dost olurdu,

Japon Çinliye de,
Afrikalı Amerikalıya da.

Bırakın dost olmayı bırakın sevgiyi,
Öldürüyor insanlar birbirlerini. Katlediyorlar, eziyorlar, aç susuz bırakıyorlar. İnsanlar insanları yok ediyorlar.

Sonra,
Oruç ha?

Neyin uğruna? Neyin adına?
Tanrı mı?

Cennete bilet için mi?
Ruhani inançlar adına mı? Ruhlar gelişsin terbiye olsun diye mi? Açın halinden anlamak adına mı? Hangi açın? Her dakika onlarcası ölen ölmeye devam eden bebeklerin çocukların ölmeden evvelki son hallerini mi anlamak için?

İftar ha?
O iftar sofralarını kurmak yerine az veya çok yine o sofraları zaten kuracak kadar parası pulu olanlar için,

Toplayın o yiyecek içecekleri,
Dağıtın dünyada açlıktan ölenlere. Fakirlere değil, açlıktan ölenlere.

Sayıları  tam bir milyar.
İnsan sayısı bu, spor loto ikramiyesi değil. Bir milyar insan açlıktan susuzluktan ölüyor siz iftarınızı açarken. Ramazanda değil sadece amma, hep. Her gün.

İbadet ha?
Sevap ha? Gerçekten inanıyor musunuz? Kafanız güzel kafa mı buluyorsunuz kendinizle? Gerçekten,

Pes.
Sucuğu ihmal etmeyin amma iftar sofranızdan, iyi gider taze sıcak pideyle.

Hurma şart.
Önden kahvaltı birkaç tür reçel olsun amma ev yapımı,

Ardından ana yemekler. Evde. Olmadı restoranlarda.
Bir milyar insanoğlu fakirlikten değil açlıktan susuzluktan ölürlerken, aynı gezegeni paylaştığınız.

Devlet ha?
Millet ha?

Din ha?
Pes.

Afiyet olsun,
Patron kabul etsin. Dünya ahret  mekanınız cennet olsun.

Patron varsa eğer,
Cennette varsa eğer,

Çok şaşıracaksınız  cennet yerine cehennemin kapısından girerken içeri,
Nerede hata yaptık diye sorarken kendinize.

Bir bebek yaşatın bari,
Sucuk  parasından kesip.

O bile yeter,
Çok meraklısı olduğunuz cennete gitmek için. Cenneti bilemem amma,

Cehennemi hiç hayal etmeyin nasıl bir yer diye,
Bir milyar insan cehennemi yaşıyorlar zaten,

Sizin cennetinizde. Atlayın uçağa gidip bakın cehenneme, müze gezmek kıvamında bile olsa. İçinizde kaldırırsa.
Nice Ramazanlara sağlıkla,

Birlik ve dirlik içinde milletçek.
Afiyet olsun, patron kabul etsin,

Patron milletimize,
Devletimize zeval vermesin.

Yarasın.
Bağımsızlığına düşkünsen yani hala insansan, yani hala insan özelliklerini koruyabilmişsen her şeye rağmen, neyi ne zaman nerede nasıl sorgulayacağına devlet millet din değil, bir tek kendin karar verirsin. Canın nasıl istiyorsa. O zaman,

Yarıyor.
Yarsın zaten,

Artık bir yerinden.

Zamanı geldi.

Hiç yorum yok: