Af çıkacak.
Veya Anayasanın bilmem kaçıncı maddesi değiştirilecek. Ulusal Barış olmadı
Milli Uzlaşma falan adı altında. Balyoz Ergenekon davaları dahil, basına açılan
davalar dahil tüm davalardan hüküm giymişler af olacak. Bu arada terörist başı ve
de avenesi falan da yararlanacak aynı aftan. Ve de,
- Ne yapacaksınız bu yaz?
- Bodrumdayız yine.
- Gelsenize Çeşmeye
- Geliriz geliriz
- Ne oldu tekne gezisi?
- Bilmem. Çıkılıyor diye biliyorum.
- Görüşürüz orada,
- Tamam canım. Öptüm
- Bende…
Yeni Türkiye’ye,
Hayırlı
uğurlu olsun denecek. Hayırsız olsa dahi. Olsun bakalım.
Herkes bir
şeyler diyecek.
Off hem de nasıl. Diyen diyene olacak. Demeler
tavan yapacak.
İtiraz
edenler konuşacaklar televizyonlarda. Bravo diyenlerde.
Yetişemeyeceğiz
dinlemelere. Amma ne demek ne dinlemek. Diyen diyene olacak. Dinleyen dinleyene
olacak. Çok olacak hem de.
Gazeteler
cayır cayır yakacak ortalığı.
Tam sayfa.
Kimi
alkışlayacak, kimi yuhalayacak.
Yurt
dışılarından tebrikler yağacak. Hem de ne yağmak. Yağ yağ bitmeyecek.
Başkanlar
arayacaklar. Tebrik tebrik üstüne. Telefonlar çalışacak vızır vızır. Kırmızı.
Uluslar
arası kurumlar insan hakları medeniyet demokrasi falan. Uzun konuşmalar.
Övmeler. Övgüler övgüleri kıskandıracak.
İçleri duygu yüklü vatansever köşe yazarları
döktürecekler yine. Feyste paylaşımlar tavan yapacak. Amma ne paylaşımlar. Pay
paylaş bitmeyecek. Paylaş paylaş bitmeyecek.
Bu arada
özerkliğin aslında hiçte kötü bir şey olmadığı konuşulacak. Aslında yanlış
anlaşılmış olacak onca yıl özerklik ne demektir falan.
Halklar
falan denecek.
Kültür
denecek. Bin yıl falan. Kutlamalar yapılacak. Amma zaten kardeşiz biz ezelden
beri denecek. Geçmişten dersler aldık falan. Etle tırnak gibi ayrılmaz bütünüz
de.
Barışız biz artık
denecek.
Protesto
yürüyüşleri olacak. Hem de ne yürümek. Yollar bile aşınacak bu sefer.
Yer gök
kırmızı olacak. Amma ne kırmızı. Kıpkırmızı falan.
Diğer
tarafta kutlamaları kutlamalar takip edecek. Amma ne kutlamalar. Kutla kutla
bitmeyecek. Çalgılı çulgulu.
Liderler el
ele çıkacaklar halkların karşısına çıkıp.
Sımsıkı
birleşmiş eller havaya kaldırılacak. Suratlarda gülümsemeler. Gözler ışıl ışıl.
İnterneyşınıl ne kadar televizyon kanalı varsa hepsi orada.
Sarılacak
kültürler birbirlerine. Sarmaş dolaş fotoğraflar barışın sembolü olacaklar.
Sembol sembol üstüne olacak. Sembol manyağı olacak millet.
Ağlayanlar
olacak çok amma. Ne çok ağlanacak ne çok. Göz yaşları dereler nehirler olacak
akacak. Ağla ağla bitmeyecek.
Sevinçten.
Üzüntüden. En çok anneler.
Derken,- Ne yapacaksınız bu yaz?
- Bodrumdayız yine.
- Gelsenize Çeşmeye
- Geliriz geliriz
- Ne oldu tekne gezisi?
- Bilmem. Çıkılıyor diye biliyorum.
- Görüşürüz orada,
- Tamam canım. Öptüm
- Bende…
Bende öpsem?
Ayy ne olur
ya,
Bir kerecik
bee?
Gelen öpüyor
geçen öpüyor, bir kerede ben öpsem ne olur yaa,
Ayy ölür
müsün…
Böyle işte.
Bitti yazı.
Kısa yazı bu.
Başı çok
uzun sürmüştü.
Otuz kırk
yıl falan. Hatta elli bile diyenler var. Hatta yüz diyenlerde varmış, ben
onların yalancısıyım. Bana da çok gelmişti ilk duyduğumda.
Amma,
Sonuysa,
Kısa olacak.
Çok kısa hem de.
Yazısı da
kısa oldu mecbur.
Ben
yazmadım. Yazmışlar.
Öptüm.
Hadi kaçtım
ben.
Görüşürüz,
Bodrum’da,
Olmadı
Çeşme. Alaçatı da uyar, yakın.
Göçek diye
tutturmayın,
Uzak.
Gidemem valla onca yolu.
Ben Bab’a
gideceğim zaten Gökova’ya.
Sözüm var
herife, özledim.
Bekliyorum,
Af çıksın
diye.
Osman’ı da
kaçırırım giderken.
İyi gelir
adama.
Onca yıldan
sonra. Rakılarız yine.
Şu af bi
çıksın önce,
Gerisi
kolay.
Hadi,
Valla kaçtım
bu sefer. Lafı uzattık yine.
Adios
amigos…
Ha,
Unuttum,
Pardon yaa,
Aftan bir
tek şehitlerle gaziler yararlanamayacaklar haliylen. Onlarla uzlaşamayacağız bir
daha hiç. Anneleriyle babalarıyla kardeşleriyle karılarıyla kocalarıyla
nişanlılarıyla çocuklarıyla dostlarıyla da.
Ruhumuzla da.
Hiç hem de. Hiçbir zaman hem de.
O gün
yaşlanacağım işte.
Biliyorum.
Hem de hiç istemeden.
Hiç büyümek
istemiyorum halbuki.
Ne olur
büyümesem lan…
Büyütmeyin
lan beni demekle olmuyor amma.
Lanet olsun.
Büyümeyeceğim
amma. İnandım inat. Onlar istedikleri gibi yazsınlar senaryoları,
Bende
yazacağım hep kendi doğrularımı.
Uzatacağım
hep yazıyı.
Barış,
Esas benim
diyeceğim. Barış sizsiniz demeyeceğim. Barışın patronuyuz bizler bizim gibiler diye
başlayacağım yazılara hep.
Büyütemeyecekler
bizi bizim gibileri. Niye mi? Direneceğiz hep. Hep beraber.
Görelim
bakalım el mi yaman bey mi.
Durmak yok.
Durmayın
sakın. Sakın.
Hep amma,
Hep,
Devaam…
Şimdi bitti
yazı sonunda.
Yani
başlarken tam da yeniden.
Her sabah
olduğu gibi bir daha,
Yeniden.
Hadi bi daa…
Vazgeçmeden.
Hep,
Devaam…
Hep.
Ölmece yok daha büyümeden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder