Aşk sevgi
ile sevişme eksikliği olan ciddiyete bulanmış insanların agresif gerginliklerden
gelen keskinliklerine alışınca, yaşamın ne mene sert ve acımasız olduğu
söylemlerine ister istemez neredeyse ikna oluyor insan. Sertleştikçe de
yumuşaklıktan uzaklaşıp, sevgiye ve aşka kapatıyor cıvıtmayı beceremeyen ciddi insanlar
kapılarını renksiz yaşamlarının içine daha da kapanarak.
Bilgeleştikçe,
Kapattıkça
daha da uzaklaşıyorlar,
Sevgi dolu
dokunuşlarından yaşamın.
Uzaklaştıkça,
Daha da
artıyor agresiflikleri. Ve de daha da ciddileşiyorlar. Ki, ne tuhaftır
çektirilen fotoğraflarda çok eğleniyormuş gibi görünseler de, gösterseler de.
Bizim
kuşağın yaşayan sakin yumuşak yaşlı anne babaları yaşlı akrabalarına bakıp,
Bir de bizim
kuşağın,
Seksenli
yaşlarını hayal edince,
Hafiften
panikliyor insan, ulen ne halt edeceğiz bu sinir küpü insanlarla,
Yaşlılık dönemimizde
diye.
Kadını
erkeği,
Her şeye
önce muhalefet edip önce hır çıkarmak üzere programlanıyoruz daha da,
Yaşlarımız ilerledikçe.
Katılaşıyoruz.
Sertleşiyoruz
gittikçe.
Ellili
yaşlarında hatta kırklarının ortaları ikinci yarılarında,
Sevgi dolu,
Aşk dolu
ilişki yaşayan insanların sayısı ne kadar az.
Uymayanlar
mı denk geliyor hep,
Yoksa bizim
mi uymaya niyetimiz yok sevgiyle gelen insanlara.
Meçhul.
Kadın gibi
kadın mı var sanki ile,
Adam gibi
adam mı var,
Keçileri,
Kafa kafaya
toslaşıyorlar yaşam köprüsünün üstünde. Ve de çok güzel de kılıf oluyorlar amaan hiç çekemem birini şimdi tembelliğine.
Her
toslaşma,
Daha da arttırıyor
iç kızgınlıkları sanki amma.
Çok
bilmişler,
Amma aslında
hiç bilememişler,
Yaşamı yaşamları
gerip duruyorlar her yerde.
Kahkahalardan
yerlere düşmüyorlar kırklıklar ellilikler ha bire.
Ha,
Gülünecek
zaman mı, gülecek hal mi kaldı da demek mümkün.
Mümkün veya
değil,
Kahkahalarla
geçen geceler ve de sabahları ve de devamı günlere özlem de mutlaka vardır yahu
derinlerde bir yerlerde.
Komik ve
cıvık insan sıkıntısı var.
Cıvıtan
insan.
Ota boka
gülen, güldüren, maskaralık yapan. Maskara olman için heveslendiren.
Güldürmeyen,
Aşkla sevgi,
Pek bi kuru
kalıyor. Pek bi ciddi de.
Gönlü
güldürmeden evvel yüzlerin çok güldüğü sevgiye muhtaç insanlar sanki.
Yaşlar,
Kemale
erince. Erdiğini zannettiği yıllarında.
Komiklik
güzelleştiriyor insanları. Sevilesi kılıyor. Aşkı çağırıyor çağrıştırıyor hemen.
Ciddiyet,
Ciddi
meseleler,
Ciddi ciddi
yok ediyorlar yumuşaklıkları sevecen
halleri.
Sevgileri,
Sevişmeleri.
Aşklar bile
ciddi. Sevgilerin bile suratı asık sanki.
Cıvık aşk
yok.
Cıvıtan
sevgililer yok.
Sevişirken
komiklikler yapıp orgazmın bile içine edecek kadar,
La git len başımdan diye kahkahalar atarak,
Tekmeleyecek
sevgili de yok deniyor. Varsa da gazı kaçmış. Tadı kaçmış. Onunda bugünün
cıvıklıklarına faydası yok.
Her şey
ciddi.
Her şey
planlı programlı ölçüp biçerek.
Sorgulamalı.
İş yerini devleti derneği vakfı abuk sabuk yöneten,
Abuk sabuk
kararlarla,
İnsanlara abuk
sabuk eziyetler eden acı çektiren çok,
Amma,
Abuk sabuk
konuşmalarla sohbetlerle abuk sabuk gülen güldüren eğlenen eğlendiren yok yaşamın diğer hallerinde.
Hayatın çok
ciddi, hatta fevkalade ciddi olunması gereken koridorlarında olan bitenler şaka
gibi,
Fıkra gibi,
Cıvıtılması
gereken hallerde de,
Ciddiyetse
hat safhada.
Çok çekilesi
hayatta,
Çekilmez
oluyor bu insanlarla yaşarken.
Çekilmezliğin
bir yerlerinde iyice de gerilince insanlar,
Katlanarak
büyüyor,
Suratları
asık,
Gönülleri
kaskatı insanların sayısı.
Siyah,
Gri,
Hastalıklı
sarı,
Suratlarla
doluyor yaşam.
Makyajla
renklendirsek bile. Güneşle
bronzlaştırsak bile.
Neşenin cıvıltılı
rengi,
Patlamıyor
suratlarda insanın gözüne gözüne.
Patlatanlara
da,
Pek de iyi
gözle bakılmıyor.
Patlatanlarda,
Siniyorlar
bir köşeye.
Renksizleşiyoruz
zaman içinde.
Evlerin içi
dışı toprak renklerinin tonları, ton sür tonları. Tonlarca ağırlıkta renkler.
Arabalar bir
örnek. Siyah gri beyaz. Cenaze arabalarından hallice.
Üst baş desen
tek düze. Komünist düzen tören kıyafetlerine özenircesine.
Renkli oje
moda oldu. Fıstık yeşilleri maviler falan.
Bir zil
takıp oynamadığım kaldı.
Acınılası
bir durum.
Koskoca
yaşamda tırnağın rengine sevinmek.
Renksiz
yaşamı,
Renklendirmek
adına.
Pembe bir
araba gördüğümde sahibine sarılıp öpesim geliyor içimden.
Duvarını
turkuaza boyamış insana da. Sokakta fingirdeyip birbirlerini kıkırdatan
çiftlerin peşine takılıyorum bazen.
Siyah gri
toprak renkleri yaşanıyor aşklar sevgiler çünkü. Veya tonları sür tonları.
Beyaz da
olmasa,
Tam bittik. Ki,
beyaz bile siyah oldu gözümde artık. Yanına mavi yeşil turuncu sarının cartı
gelmeyince.
Renksizleşen
rengini yitirmiş ruhlarla kaplanıyor yaşam ne yazık ki.
Hüzün,
Kahkahayı
eritiyor. Rezil bir durum yani.
Çok bilmişliğin
bilgeliği akıllara renkler katarken,
Gözleri de,
Siyaha
boyuyor sanki. Göz boyuyor akılların renkleriyle bilgelik.
Gerginliğe,
Her şeye
muhalefete,
Her konunun
ciddiyetle ele alınmasına karşı alerji başladı ruhumda.
Kendi
kendime cıvıtmaktan,
Sıkılmaya
başladım artık galiba.
Aptal saptal
konuşmaları geyikleri özlüyorum,
Bilgeler
ermişler aleminde.
Böyle devam
ederse insanlar,
Bizim
kuşağın yaşlılığını hayal bile edemiyorum,
Keyifsizliklerden
yana.
Renksizliklere,
Boğulmuşken iyice.
Akıllandıkça,
Cıvıtıyorum.
Akıllandıkça
ciddileşenlerden kaçırıyor akıllandıkça akıllanan aklım.
Aklım
kıkırdıyor,
Geliştikçe.
Ruhum
mavralara geyiklere gömülüyor geliştikçe.
Bağırmak
geliyor içimden avaz avaz,
Farkındamısınız
ey insanlar,
Soluyorsunuz,Bilgeleştikçe,
Diye.
Cıvıtın ya
cıvıtın.
Gerek yok bu
denli,
Ciddileşmeye.
Hayat bu.
Pandik atın ulan
hayatın kıçına,
Gelip,
Geçtikçe.
Kızmaz hayat
size.
Kıkırdar.
Siz onu
fingirdettikçe.
Fingir,
Fingır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder