1 Ekim 2012 Pazartesi

TÜM YANLIŞLAR EN DOĞRULAR ŞEKERİM...

Lafı ebeleyip geveleme amma amma diye. Yeteri kadar bencilliği tadıp yaşamazsan kendi kar hanene yazdırdığın keyiflerinle, hayatın bencilliğine kurban gider ömrün fark etmesen de. Bir yanlış ne bin doğru götürür ne de bir. Sebebi basit. Ne yanlış vardır ne de doğru, saçmalıktır yanlış doğru kavramları yaşamda.

Güzel olan vardır bak amma.
Sana göre.

Bir de sevimsizler vardır. Yine sana göre.
O yanlış,

Bu doğru,
Diye ürkütülerek büyütülen insanların,

Makus kaderidir,
Yanlış doğru ikilemi arasında sıkışarak,

Bencilliklerinden vazgeçe geçe başkalarının hayatını kendi yaşamı zannederek yaşamak.
Ve de,

Korkmak,
Ya ne derlerse diye.

Hatta,
Kendinden bile korkmak.

Ya diğer ben ne derse diye. Varsa yanlışla doğru illaki vardır bir öbür bende hala bir yerlerinde.

Yanlışla doğruyu doğuran sonrada kazık kadar olana kadar,
Emzirende,

Korkulardır.
Korkmaya başladın mı bir kez,

Başlarsın,
Listelemeye yanlışlarla doğruları. Doğruları senin, yanlışları diğer senin altına.

Kime göre?
Kendine göreyse ne manasızdır bir anlamda da korkuların çünkü,

Asla yapmam dediklerini neden yaparsın o zaman bir gün illaki hayatının bir anında bir yerinde? Öbür senle.
Başkalarına göreyse eğer,

Sen varlığının nedenini çoktan ve iyice karıştırdın demektir,
Veya,

Fena karıştırmışlar çoktan seni demektir. Hem de iyice. Ne sen kalmış demek n de diğer sende.
O karışıklıktan fırtansa,

Güven mefhumu,
Dur,

Aslında bir anlamda perişan eden yaşamını da. Tüm senlerin.
İllaki aranandır güven.

Hüsranların nedeni de güvensizliktir,
Çizilen karakterlere karakterlerine,

Uymayan hallerin neticesi olan bitenlerle.
Taahhütlerin,

Yerine getirilmemesiyle düşülen şaşkınlıkların devamında yaşanır hüsransa. Manasız yine.
Doğru yanlış,

Korku ve de,
Güveni,

Kaldırdın mı yaşamdan,
Kalır geriye,

Bencilliklerin bir tek. Bir de tek bir sen.
Yani esas,

Sen.
Ki,

Esasıdır korkular aslında,
Yanlışı doğruyu hüsranı doğurup besleyen. Güvenin desteklenmesine neden olan,

Yalanında,
Kaynağı olan.

Baştan sona bir gün bir yerlerde yeniden yanlış kurgulanmış insan yaşamı,
Mutsuz ediyor insanları. O kesin.

Tesadüflere bırakıyor mutlu anlarının yaşanmasını insanlar. Hangi sana sığınırsa sığınsın.
Sevilmek telaşı da,

Körükleyince,
Başkalarının gözüne girmek çabalarını,

İçinden çıkılmaz,
Bir kaosa dönüyor dönüşüyor yaşam. Dönüştürüyoruz yaşamı.

Deyince,
Olur mu canım esas sen zırvalıyorsun diyenlerle ki bilemeyiz hangi sen bu olur mu canım diyen,

Aynen,
Böyledir yaşam,

Diyenler,
Kapışıveriyorlar ortalıkta. Pek bi keyifli oluyor seyreylemesi, dinlemesi.

Lafı ebeleyip gevelediklerinde hele. Amma amma diye…
En keyifli kısmıda iki tarafın amma amma,

Diye,
Ikına sıkına ikna için çabalamaları bir birlerini.

Kendi mutluluğunu,
Yaşayanlarla,

Mutluluk için başkalarından medet umanlar arasında ki tartışmalar,
Büyük keyif.

Ki aslında,
Hakkın olan keyifleri hak görerek,

Hakkıyla,
Yaşamanın muhteşem coşkusunu tattınmı da bir kez,

Ne yanlış kalır ne de doğru geride,
Boşuna,

Aralarında zig zag çizerek,
Gereksizce ömrü heba etmezsin bir daha sende. Tartışmalarda anlamsızlaşır ammalarına gelemeden daha. Gülme bile tutabilir seni hayatta yapmam dediklerini yaptığını hatırladıkça.

Haktır keyif yahu.
Haktır bencillik.

Haktır,
Madem ki doğdun,

Yaşamak.
Ki,

En büyük haksızlıktır hayatına yaşamamak,
Boğdukça kendini,

Kimin icat ettiği meçhul tanımlarla listelenmiş,
Yanlışlara doğrulara.

Ebeleyip gevelemeyin lafı amma amma diye. Mesela,
En son ne zaman sokakta dans ettiniz mesela döne döne? Veya,

Öpüştünüz uzun uzun?
Veya,

Bağra çağıra o çok sevdiğiniz şarkıyı ne zaman söylediniz?
Ne zaman,

Son anda randevunuzu iptal edip tek başınıza bir tek attınız günün  ortasında?
Veya,

Parkta uyuya kaldınız çimenlerin üstünde?
Mesela,

En son ne zaman çok sevdiğiniz birine kaçtınız en olmadık zamanda sevişmeye?
Veya,

En son sabaha karşı beş porsiyonu ne zaman  götürdünüz mideyi patlatırcasına? Veya,
Sarhoş olup yalpaladınız sokaklarda,

Veya sessizce oturup gece boyu sabaha kadar denize vuran güneşin ilk ışıklarını seyrettiniz işe yetişmeyi erteleyerek veya işi kırarak hani okulda ki gibi?
Hiç hesap kitap yapmadan istifa edip kaçtınız mı o hayalini kurduğunuz köye mesela?

Veya,

En son ne zaman dediklerimin daha ilk olanı bile mi yer almadı yaşamınızda?
Ne tatsızdır,

Hep beklenenlerle karşılaşmak hayatta.
Umduklarını umduğun an umduğun gibi yaşamak ha bire.

Ve de her şeyin tam da istediğin gibi akması yaşamda.
Hep doğrularla yaşamak yani senin tabirinle.

Yanlışla karşılaşmadan yani senin tabirinle.
Yanlışlarla da karşılaşırsan,

Diye korka korka yaşamak hem de. Korkak senlerle.
Doğrularına sarılmışken doğruların  uçup gitmesin diye ellerinden ürpermek ha bire.

Ebeleyip gevelemeyin lafı amma amma diye ha bire.
Doğrularınla mutlu olduğunu zannederken,

Hem de.
Sonra,

Bir yanlış,
Pat gitti tüm doğrular ellerinden sen ne kadar sarılmış olsan bile.

Diye,
Yaşıyor insanlar.

Ve de,
Diyorum ki,

Yanlış.
Yanlıştır tüm doğrular.

Ve de doğrudur,
Tüm yanlışlar.

Tek bir doğru vardır çok doğru en doğru olan,
Bencilliklerindir,

Keyfini sürdükçe.
Gerisi,

Yanlıştır.
Çok yanlıştır.

Bir yanlış bile çok keyifler getirir kendine.
Bin doğrunun,

Beceremediği.
Varsa eğer yanlışla doğru,

Bir yanlış,
Çok doğru getirir,

Sen,
Gibi yaşaman gereken, sen gibi yaşamak istediğin,

Keyiflerine.
Yanlış mı dedim?

Yine…
Bak hele. Netçen ki,

Ebeleyip gevelemeyince yaşamı amma amma diye,
Yanlış oluyor yanlış üstüne. Ki, pek bi güzel oluyor amma şekerim yaa…

Mutluluksa  kıpraşıp biniyor,
Tepeleme,

Tepeme.
Tepeleme mutluluksa,

Pek bi,
Doğru geliyor,

Keyfime.
Yanlış mı yaptım yanlış mı dedim yine?

Doğru ne ki doğrusu ne ki?

Hiç yorum yok: