Sen kalbimin
mehtabısın güneşisin diye şarkıya eşlik edip, benim kuşağımın ve üstü yaşlarda
şehir bebesi olupta dünya güzeliymişçesine hayran olduğu kızın gözlerine melül
melül bakarak sarmaş dolaş bir oyana bir buyana sallanarak sılov dans etmeyen en öküzü dahil bir erkek var
mıdır acaba? Hem de en bet sesiyle de olsa Berkant’a güvenip kızı mest ettiğini
zannetmeyen?
Yoktur yahu
her halde.
Bir şarkısın
sen diyorsun kıza,
Ömür boyu
sürecek,
Dudaklarımdan
ömür boyu düşmeyecek diyorsun yahu,
Bir öpsem o
dudaklarını diye,
İçini çekerek
içini geçirerek hem de.
Yoktur yahu.
Çok ama çok bol
paça düşük bel pantolonlar.
Uzun amma
çok uzun yakalı tuhaf amma çok tuhaf puantiye desenli gömlekler.
Dapdaracık.
Saçlar
fönlü.
Bıyık sakal
hak getire. Çıkmamış ki daha. Tüysüz oğlan kıvamında.
Kız da kız
hani bee…
Bir içim su.
Dünya bir
yana o bir yana. Hele o gözler. Bakmasın daha iyi yani.
İçin titremekten
helak.
İlkokul
veletiydim,
Ankara Mebus
evlerde bir gece kulübü açılmış.
Vasfi
Uçaroğlu orkestrası,
Kamuran
Akkor solist. Kadın gibi kadın. Muhtemelen ilk tutulduğum kadınlardandı
Kamuran. Kamuran diyorum, aşkıma karşılık verdi. Çok yakınlaştık kısa sürede.
Ve de,
Berkant.
Solist o da.
Feci meşhur o zamanlar.
Okul çıkışı
bir ne göreyim akşamüstü,
Provadan
çıktılar zahir kapıdalar. Tam takım.
Yalvarmalar
diz boyu.
Sonunda
zafer benim oldu.
Siyah beyaz
bir kartpostal. Kamuran Akkor’la Berkant’ın resmi üstünde.
Tak,
Kaptım
imzaları.
Kamuran
Akkor’u öptüm de.
Aşık olmuş
olma ihtimalim çok yüksek. Dedim size. Yakınlaştık çok. O gün fark ettim o da
bana aşıkmış meğersem. Öptü bee daha ne olsun…Daha ne yapsın Kamuran. Sonra terk
etti hemen. Bence gurur yaptı küçüğüm diye. Neyse,
Ve de,
Kırkbeşlik
çoktan çıkmış.
Samanyolu.
Dinle dinle
aşık ol. Aşık ol dinle.
Kime?
Kim denk
gelirse. Sınıftan bir kıza. Mahalleden bir kıza. Yazlıktan bir kıza.
Kızlar hep
değişti yıllarca,
Ruhum senin
kalbim senin ömrün senin,
Yıllar geçse
ölmeyecek bende sevgin,
Diye diye,
Geçirdik bet
sesli yıllarımızı. Amma Berkant’la Samanyolu hiç bitmeyecek bir sevgi olarak
hep kaldı dudaklarımızda.
Ne büyük bir
şanstır,
Samanyolu
ile büyümek bilen bilir. Kadını erkeği.
Samanyolu
ile aşık olmak.
Samanyolu
ile aylardır kesiştiğin evine kadar okul çıkışı takip ettiğin,
Kızla,
Sonunda,
O partide,
Hemide sarılarak
ona,
Bir oyana
bir buyana,
Dans etmek.
En baba
aşktır bu.
Yarım
porsiyon,
Erkekliğimize
Berkant babanın dudaklarından dökülenlerin cesaretimize verdiği tam destekle kızları
dansa ikna etmemize neden,
Aşkların,
Milli
marşıdır,
Samanyolu.
Temiz
aşkların şiiridir.
Temiz
aşkların,
Tertemiz,
Şarkısıdır
Samanyolu.
Sonra,
Samanyolu’na
ulaşamadık mı erişemedik mi acaba bir daha?
Haylar
huylar içinde,
Geçen
yıllarda?
Bir Beyoğlu
akşamıydı yeni geçen kışların birinde.
Nadiren
içinde yuvarlandığım.
Bir meyhane.
Kalabalık bir
genç grubu.
Yaşlar
yirmilerin başları falan. Kızlı erkekli.
Gecenin
ilerlemiş saatleri.
Kafaları
iyi.
Sarılmışlar
oturdukları yerde birbirlerine.
Hepsinin
yüzleri gülüyor,
Neşe içinde.
Pırıl pırıllar. Seviyorlar çok belli o kızı o oğlanı.
Sallanıyorlar
bir o yana,
Bir buyana,
Bir şarkısın
sen ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan
yıllarca düşmeyecek diye.
Şarkıyı bitirene
kadar seyrettim dinledim onları.
Hem
söylüyorlar,
Hem de rakı
kadehleri şakır şukur şerefe diye şıkırdıyor ha bire,
Bir şarkısın
sen ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan
yıllarca düşmeyecek,
Derken,
Gözleriyle
okşayıp,
Sevdiklerinin
gözlerini,
Bağıra bağıra
sevgiyi aşkı söylerken anlatırken
yaşarken hissederken,
Berkant’la
birlikte.
Bazı
insanlar bir kez söyler tam söyler.
Aşkta
öyledir.
Aşıksan
eğer.
Bir kez
söylersin tam söylersin,
Temiz paksa,
Aşkın eğer.
Temiz paktı
Berkant. Bir kez söyledi tam söyledi.
Hepimize
söyletti,
Tertemiz
pak,
Aşkı,
Belki de ilk
kez.
Aslında,
O gün
bilmiş. O gün hepimize söylemiş anlatmış,
Da,
Bilememişiz
zahir.
Uzaklara
kaçıversek seninle biz demiş,
Bir gün
elbet göze gelir bu sevgimiz,
Demiş.
Demişte,
Dinlememişiz
ki,
Hep göze
geldi bu sevgimiz. Belki de o gün kaçıverecektik kaçmalıydık uzaklara aşkımızla
sevdiğimizle.
Kaçmadık
amma.
O gün,
Sen kalbimin
mehtabısın güneşisin,
Sen ruhumun
vazgeçilmez bir eşisin,
Dediğimizde,
Dökülüverdiğinde
yüreğimiz ruhumuz dudaklarımızdan hemen,
Kaçıverecektik,
Ruhumuzun vazgeçilmez
eşiyle,
Mehtabı
güneşi kalbimizdeyken henüz hem de.
Dört dize.
On iki
satırda anlattı Samanyolu bize,
Binlerle
kitabın filmin tiyatronun şarkının resmin fotoğrafın diyemediğini bir seferde.
Çok
söyledik,
Çok aşık
olduk,
Çok sevdik,
Samanyolu’yla.
Sevdik aşık olduk, olduk da,
Amma,
Dinlemedik
Berkant’ı.
Dinlemeliydik
belki de.
Neyse ki o
akşam seyrettim dinledim gençleri.
Hala bir
ümit var aşktan sevgiden yana.
Hala,
Göze
gelmesin diye kaçıp gider belki birileri. Aşıkken henüz hem de.
Her şeyi
göze aldık,
Bir kez dahi
aşkla geleni aşkı göze alamadık tam zahir.
Ki,
Bizim
şarkımız,
Taa o günden
beri,
Samanyoludur
deyip,
Hala el ele
göz göze aşkla yaşayan çiftler ya yok ya da çok az bizim kuşağın bebeleri
içinde.
Bir tane
dahi varsa,
Ne çok
sevinirim. Uzaklara kaçırmadığım için o gün o kızlardan biri adına bile. Aşktan
sevgiden yana çok sevinirim.
Hem de tertemizken.
Hem de
aşklar henüz çok temizken.
Berkant’ı
sevgiyle uğurluyorum ruhumda gönlümde.
Gülümsüyorum
ona kocaman.
Bana,
Aşkı
sevgiyi,
Bu denli sevdirdi
diye teşekkür ediyorum ona. Ha bir de Kamuran’la bana yaşattığı o çok kısa aşk
adına da. Baba Berkant.
Aşk müzemde
onunda açtım bu akşam hatıra köşesini.
Aşk müzeme,
Bir güzel
insan daha girdi yine sessizce.
Müzem
kalabalıklaştıkça bende tenhalaşıyorum.
Galiba,
Sessizleşiyorum
da.
Galiba,
Çok bol amma
çok bol paça pantolonumu giyip üstüne tuhaf amma çok tuhaf desenli puantiye çok
uzun amma çok uzun yakalı gömleğimi,
Bir oyana
bir buyana sallanmayı özlüyorum,
Geçen bunca
yıldan sonra bile bazen.
Ne tuhaf,
Varmak
istediğimiz noktadan başlıyoruz galiba hayata.
Sonra,
Bir ömür
boyu uğraşıp didiniyoruz,
Başladığımız
noktaya yeniden,
Ulaşabilmek
varabilmek adına.
Berkant,
Doğrusunu
dedi. Demiş. Demişte,
Bizler bir
ömür boyu bir oyana bir buyana sallanmaktan,
Berkant’ı,
Dinlememişiz
galiba.
Şimdilerde,
Paçalar dar,
yakalar kısa, gömleklerin desenleri de tuhaf değil.
Bakıp bakıp
o resimlere,
Gülüyoruz o
günlere.
Şimdilerde,
Adama
benzedik diye.
Gerçekten,
Benzedik mi
acaba?
Ömür boyu
sürmeyen tertemiz aşklarla?
Ah bu
doğrular yanlışlar.
En
doğruları,
Yanlış
bilmişiz,
Galiba.
Ne sen ne
de,
Bir ömür
boyu sürecek şarkın hiç bitmeyecek Berkant Baba.
Aşkla,
Sevgi,
Var olduğu
müddetçe.
Ki,
Bitmeyecek
aşkla sevgi,
Evren var
olduğu müddetçe.
Berkant’a,
Bak sen…
Aşka bak sen yaa…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder