3 Ekim 2012 Çarşamba

ALA'FRANGA

Ayaklarına işeyenlerle, pisuara  veya klozetin içine işeyenler diye ikiye ayrıldık. Bir taraf Kola Turka içip, Ala’Turka tuvalet kullanıyorlar, diğer taraf rakı viski şarap içip Ala’Franga tuvalet. Amma kendi ayaklarına işeyenlerin sayıları oldukça fazla diğerlerine nazaran. Ve de artıyor da gittikçe sanki.

Hangi akılsız insan,
Ayaklarına işemek ister? Kimse bence. Akıllıysan eğer.

En son Ala’Turka bir tuvalete ne zaman çömelip sıçtınız veya işediniz mesela mecbur kalmadıkça ve de çok isteyerek?
Hele,

Hafiften ishalsen,
Mümkün mü ayaklarına sıçratmamak?

Kesinlikle mümkün değil.
Tuvalet kağıdı neden yoktur mesela şehirlerarası yollardaki restoran ve dinlenme tesislerinde ve de her yerdeki umuma açık tuvaletlerde?

Tuvalet kağıdı yoktur,
Amma taharet musluğu vardır amma hemen çiş ettiğin taşın iki karış yanında.

Milletin işerken sıçarken üstünü bezediği musluk.
Bizim toplumun adetidir üstüne sıçtığıyla temizlenmeye çalışmak.

Ha bir de,
Maşrapa vardır.

Onunda üstü bir üroloji laboratuarının sahip olduğundan çok daha fazla dışkıyla sidikle kaplanmıştır.
Pisliğimizi  pislikle kapamakta toplum adetidir bizim topraklarda. Ve de,

Al sana,
Tüm dünyaya bedel pek bi,

Ala’
Turka.

Hem de ne Ala’Turka.
Temizlik abidesi bir insan topluluğu. Temizliği ile övünen bir soyun bir dinin mensupları hem de. Temiz ve Ala’dır Turka.

Bundan böyle,
Bu memleket bir arada yaşaması artık kesinlikle mümkün olmayan iki ayrı insan grubuna bölünmüştür.

Bundan sonra,
Bölünür müyüz bölünmez miyiz diye hiçbir endişemiz olmasın.

Kan soy sop kültür din dil değildir bu ülkenin bölünmesine sebep.

Bu ülkeyi,
Tuvaletler ikiye böldü zaten. Daha doğrusu bölünmüşlüğün sembolü göstergesi oldu tuvaletler.

Şimdi bundan sonra mesele,
Hangi tuvaleti kullanmayı sevenler ve rahat edenler memleketin hangi bölgelerinde yaşasınlar tartışmasıdır.

Ki Ala’Franga grubu da ikiye ayrılacaklar  kendi içlerinde bölünecekler  gibi duruyorlar ayrıca.
Ala’Frangacı amma tuvaleti bir sonraki kişiye temiz bırakmasını bilenlerle, bilmeyenler diye de. Neyse,

Memleketin bir kısmını Ala’Turka’cılar,
Bir kısmınıda Ala’Frangacılar  mesken tutacaklardır bölünürken kendiliğinden.

Arada bir misafircilik oynar gider geliriz karşılıklı bir birimizin memleketlerine. Vize şart amma. Öyle bizden habersiz gelip tünemek yok klozetlerimizin üstüne.
Bu kadar net ikiye ayrıldığımızı bölündüğümüzü fark etmemekse mümkün değil.

Hangi  kolejlerde okullarda okumuş olursa olsunlar,
Hangi meslekleri icra ederlerse etsinler,

Ne kadar çok paraları olursa olsun,
Hangi şehirlerin hangi lüks semtlerinde hangi evlerde otururlarsa otursunlar,

Hangi lüks arabaları kullanıp hangi mağazalardan alışveriş yaparlarsa yapsınlar,
Kendilerini,

Hangi makyajlara kılık kıyafetlerle büründürürlerse büründürsünler,
Gizlesinler gizlensinler diye,

Bu memleketin çoğunluğu artık,
Ala’

Turka,
Cılardır.

Ve de,       
Ayaklarına  işeyen,

Ala’
Turka,

Cılar tarafından yönetiliyor maalesef,
Ala’Frangacılar.

Kimler mi oy veriyor?
Kimler mi o kanunları çıkarıyor?

Kimler mi bu memleketi tarla satar gibi satıyor?
Kimler mi dört şerit otoban yapıp modernleştik derken zannederken,

Etrafı İmam Hatiplerle dolduruyor?
Kimler mi Emperyalistlerle iş ortağı olup on binlerle insanların ölümlerine sebep oluyor memleketin üstünde oyunlar oynanmasına izin verip?

Kimler mi yanında ki kadının saçını başını kapamayı namus zannedip sonra yanlarından geçen başka kadınların kıçlarına dalıp gidiyor?
Kimler mi ormanları kesip ev site yapıyor?

Kimler mi radyasyonlu çayı içip bak bir şey mi oldu yani bana diyor?
Kimler mi Nükleer santrallerle küçük gaz tüpünün aynı tehlikeye sahip olduğunu söylüyor?

Kimler mi eşini dostunu akrabasını komşusunu ilgili ilgisiz işlere yerleştiriyor avantadan baba maaşlarla hem de?
Kimler mi gariban köylü çocuklarıyken anormal paralara boğuluyorlar aniden,

Kimler mi,
Kimler mi diye saya saya bitiremeyeceklerinin,

Tümlerin,
Kimleri,

Ala’
Turka,

Cılar.
Atatürk’ten nefret edenlerde onlar.

Atatürk’ün tüm izlerinin silinmesi için uğraşıp didinenler silinmesine sevinecek olacaklarda onlar.
Bu ülke artık net olarak,

İkiye bölündü.

Yobazlığın gericiliğin çağ dışı anlayışların laikliği yok edecek her nevi uygulamanın,
İçine her daim işeyemeye ve sıçmaya gönüllü olanlarla,

Ayaklarına işerlerken aynı anda memleketin içine de sıçanlar diye.
Gerisi,

Mesken tutulacak alanların belirlenmesi artık.
Büyük göçler olacak.

Ala’
Frangacılar göçe göçe toplaşacaklar bir yerlere.

Atatürk’ün,
Resimleri kollarının altında,

Büstleri,
Sırtlarında. Laik bir cumhuriyetin çağın gereği modern insanlar akıllarını kullanıp,

Kendi işemedikleri ayaklarına ve sıçmadıkları memleketlerine,
Başkaları gelip,

İşeyemesin sıçamasın bir daha diye.
Ben direneceğim. İstanbul için.

Hem Atatürk,
Hem de kendi adıma. Çarem yok,

Memleketim,
Burası benim.

Ne Ala’Turka cılar Ala’Frangacı olur bu saatten sonra,
Ne de tam tersi.

Neden mi?
Bir Atatürk’e bak,
Bir de,

Ala’

Turka,




Cılara.

Koy iki resmi yan yana,
Mevzu kapandı. Sohbet bitti zaten. Tartışmaysa manasız artık.
Koy Atatürk’ün resmini bir yana,

Yanına da rahmetli Necoşla ile rahmetsiz Tayyoşun  resimlerini,

Bak bir hele.

Cevabı,
Resimlerde.

Biri liderliğiyle tüm Avrupa’nın ve emperyalistlerin ağzına sıçtı,
Diğerleri,

Memleketin içine.
Cevabı,

Tuvaletlerde kimiz neyiz nereye gidiyoruzların.
Ayak baştan kokarmış.

Böyle,
Aklın ayağıda böyle.

Ala’Turka,
Hela,

Taharet musluğu,
Maşrapa.

İşte,
Yeni,

Hem de en,
Ala’sından, hem de takunyalısından,

Modern yaşamın sembolü,

Ala’
Turka.

İnanmıyor musun bana?
Bin şehirler arası otobüslere düş bakalım önce bir yollara.

Memleketin efendisi kimmiş hem de,
Seyreylersin,

Doya doya.
Hem de,

Al sana büyük bir imkan,

İşe istersen de şakır şukur,
Ayaklarına,

Sıçrata sıçrata.

Hiç yorum yok: