4 Ekim 2012 Perşembe

BIRAK GIRGIRI

Ya patron aşkına bırakın gırgırı be hiç olmadı birkaç zaman. Ya patron aşkına. Ya insanlık aşkına. Her halde ben kesin akıl özürlüyüm. Ya da içime karalar bağlamış. Ki, gülme ve eğlenme yetimi kaybetmedim de. İçim kıpır kıpır. Da, içim çok üzülüyor. İçim kıvranıyor. İçim kavruluyor.

Sabahlara akşamlara kadar yazmak istiyorum.
Bağırmak geliyor avaz avaz. Ki, yazdıkça bağırıyorum. Yetmiyor.

Ülke ve sınır kavramalarına karşıyım hep dedim hep diyeceğimde. Amma yazık kardeşim ya on binlerce yüz binlerce insan evladının kanıyla kurulmuş bir ülkenin bu denli ucuz ve de gaddarca oyunlarla bu denli içler acısı hale getirilmesine.
Demokrasi haa…

Benim anam ağlasın okumaktan izlemekten ne nedir diye,
Çapraz okumalar,

Bir o basından bir bu,
Bir o akil adamından dinliyorum bir diğerinden,

Bir Türkçe okuyorum bir İngilizce,
Öğreneyim,

Öğreneyim ki bir sonraki seçime kadar en doğru için üç kişi daha ikna edeyim diye,
İnsanlık adına,

Geçtim ülke adına olmasından,
Hani insanlar ölmesinler diye,

Hani bu kıyım çok daha büyük boyutları ulaşmasın diye,
Hani,

Geçtim bizden,
Çocuklarımız torunlarımız iki satır huzur bulsunlar bir gün diye,

Sonra,
Hani resmine cismine kılığına kıyafetine duruşuna baksan,

Adam sanacağın,
İnsan sanacağın,

Birileri,
Ki,

Bu ülkenin pasaportuna sahip, bu ülkenin kimliğini cebinde taşıyan,
Bir kısım insan,

Sanki,
Bu ülke barış mutluluk zenginlik refah içinde yüzüyormuşçasına,

Büyük bir vurdumduymazlıkla,
Büyük bir umursamazlık içinde,

İşin,
Hayatın gırgırındalarken,

Benim oyum 1 sayılacak,
Onlarınki de 1.

Komuşum böyle demokrasiye.
Hadi diyorum bende katılayım gırgıra eğlenceye. İyi de,

Neyin gırgırı bu yahu?
Ya siz mi bu ülkede yaşamıyorsunuz?

Ben mi?
Ya siz mi bu dünyada yaşamıyorsunuz?

Ben mi?
Siz mi akıllısınız ben bir şeyleri kaçırıyorum farkında değilim keyifler adına,

Yoksa benim,
Aklım,

Sizin akılsızlık seviyelerinizi  algılayamayacak kadar,
Özürlü mü acaba?

Teessüf ediyorum sizlere.
Ve de,

Şiddetle kınıyorum sizleri.
Kınamakla kalmıyorum,

Bel altına inmemek için verdiğim mücadele içinde takdirler bekliyorum sizlerden.
Ki,

Öyle bir vururum ki,
Her birinizi,

Belinizin tam da,
Altından,

Bu kadar olur hani. Müptelası bile olursunuz.
Kendinize gelin,

Hanımlar beyler.
Bırakın,

Gırgırı şamatayı bir zaman için bari.
Ciddileşin.

Durum ciddi.
1974 yılından beri ilk defa savaşa sokulmaya çalışılıyor bu ülke. Belki de sokulacak. Belki de çoktan sokulduk bile.

Müthiş zamlar geldi. Devamı dalga dalga gelecek. İnsanlar acı çekiyor. Binin üç kez halk otobüsüne. Amma öyle Etilerde Leventte Boğaz hattında değil, şöyle hani varoşlara doğru gidenlere. Binin seyredin insanların yüzlerini. Kolay vermeseydi oyu demek. Verdi. O da bu kadar. Çeksin mi cezasını? Çeksin. Öyle mi? Neyin intikamını alıyorsunuz cahil insanların cahilce kararlarını iyi birer neden görüp? Yakışır mı aydın olmanıza? Aydınlığınıza?
Enflasyon yine hortluyor. Zaten vardı gizliden gizliye. Artık ayan beyan ortalıkta yine.

Ekonomi berbat seviyede. Üç beş şehrin beş on semtinde durumlar kebap amma diye sanmayın ki durum iyi.
Borçlar  gırtlağı aştı boğuluyor insanlar. Boğuluyor ülke. Kredi kartları ödemeleri rekor üstüne rekor kırıyor ödenmeme oranları ile. Bakmayın avemelerin dolup boşalmasına.

Şehitler onar onar. Yirmişer yirmişer. Birer birer ölenler haber bile olamıyorlar artık. Ölüm bu be. Mezar bu be. Kalana ölene kadar acı bu be.
İşsizlik artıyor gittikçe.

Laiklik neredeyse elden gitti.
İslam cumhuriyeti olduk olacağız eli kulağında.

İrtica tavan yaptı. Her taraf cami doldu. Daha da doluyor. Camiler medrese oluyor. Her imam cehaletin her imam yobazlığın çoğalmasına neden oluyor. İmam hatipten geçilmez oldu ülke.
Yobazların cahil cühela insanların eline düştü bu ülke. Ve de daha da düşecek.

Ordunun 1.000 fazla subayı cezaevinde. O neden bu neden ordu irticanın yuvası oluyor.
Basın,

İktidarın elinde maymun olmuş durumda. Üç beş kalemşörün haricinde herkes hükümetin adımı.
Ve de,

Pek bir düşkün olduğunuz batı aleminin emperyalistlerinin elinde oyuncak olmuş bir ülke,
Savaşa sokuluyor. TBMM onayını alması gereken hükümet, almadan vuruyor bir başka ülkeyi.

Anayasa deliniyor. Delindi. Kanunları delmişlerdi sıra geldi anayasaya. Değil top atışı, sapanla taş atamazsın TBMM’nin kanunlarla anayasayla belirlenmiş onayını alamazsan almazsan bir başka ülkeye. Hükümetinde yetkileri bir yere kadar. Amma topa tuttular bir başka ülkeyi. Hem de tezkere yokken ceplerinde.
Rezalet bir hükümet. Rezalet ötesi. Menderes bunların yanında melaike kalır. Adamı boşa astılar. Deniz Yusuf Hüseyin’mi vatan haini? Onlar vatan hainiyse bunlar ne?

Onlardan daha da rezil muhalefet. İlkokul müsameresi kıvamında oyunlar oynuyorlar onlarda.
Hepsinden rezil bir gurup insanlar topluluğu. Bu ülkenin vatandaşıyım diyen. İnsanım diyen.

Atatürk bile,
Yok sayılıyor artık. Yok ediliyor.

Amma her şeye rağmen gırgıra devam.
Geçtim,

Ülkeyi,
Bu topraklarda yaşayan insanları felakete sürüklüyor bugün ki siyasi yapı. İktidarı muhalefeti ile.

Ve de,
Sizler,

İşin gırgırındasınız hala.
E bravo.

Gerçekten bravo sizlere.
Ne üzer sizleri,

Hanımlar beyler?
Sizler  neyi ciddiye alırsınız kendi yaşamınız için, çocuklarınız için, ailenizin geleceği için?

Hangi konular sizleri ciddiyete davet eder?
Hangi konular sizlerin  bu ülkeye bu ülkede yaşayan insanlara karşı sorumluluk almanıza neden olur?

Hangi konular insanlığınızla ilgili ip uçları verir ellerinize?
Neyin gırgırı bu hanımlar beyler?

Kulüpler dolu gırgır kol gibi. Restoranlarda şen şakrak kahkahalar. Kafeler tıklım tıklım işin eğlencesinde insanlar.
Feyse takılanların bir kısmına bak zannedersin ki ortalık öyle güllük gülistanlık ki,

Artık şaşırmışlar neyle eğleneceğimizi.
Erkek çok bu ülkede,

İnsanı,
Yok amma.

Kadın çok bu ülkede,
İnsanı,

Yok amma.
Tek derdimiz aşk.

Tek derdimiz seks.
Tek derdimiz kadın erkek ilişkileri.

Tek derdimiz kim nerede nasıl eğlenmiş.
Tek derdimiz hangi meşhur şu an kiminle sevişiyor. Kimin gizli aşkı kim.

Tek derdimiz dizilerde ne olmuş nasıl olmuş.
Tek derdimiz futbol.

Tek derdimiz Alex ne demiş.
Şaşkınım maşkınım. Hayretler mayretler içindeyim.

Kalan bir lokmacık aklımda başımdan çıkıp gitmesin diye müthiş bir mücadele veriyorum kendi adıma kendim için.
Bir millet uyuyor.

Sahte mutluluklarla sahte aşklar sevgilerle sahte sekslerle kamufle edilen eziyetlerle sarmaş dolaş,
Sarılmış,

Vurdumduymazlık yorganına sarılmış cebinde ki paraya sarılmış lükse konfora sarılmış horul horul uyuyor. Ağzından salyalarını akıta akıta.
Bende mutlu olmak istiyorum.

Bende kahkahalardan yıkılmak istiyorum.
Bende günümü gün etmek istiyorum.

Olmuyor amma.
Olsun diye uğraşsam dahi çabalasam dahi olmuyor.

Gereğinden fazla,
İnsan,

Olmanın,
Gereğinden fazla kafamın çalışmasının gereğinden fazla duyarlı olmamın,

Gereğinden fazla bön olamamanın kahredici cezasını çekiyorum sanki.
Gereğinden fazla sorumlu hissetmenin bedeli bir işkence sanki,

Bu ülkede.
Ölümlerin  vahşetlerin çekilen acıların son bulması için,

Ve de hadi geçtim kendimden,
Gençlerin bebelerin,

Hatta,
Hayvanların doğanın,

Yaşamları daha da güzel  olsun diye kafa patlatmaktan çabalamaktan,
Bir an için bile,

Yüksünmeyip bir an için bile pes etmeyi düşünmeyip bir an için bile yorgunluk hissi duymadan,
Yaşarken,

İşin hala gırgırında olan insanlarsa beni delirtiyor. Beni çıldırtıyor. Bu da benim takıntım artık. Fobim artık.
Din yobazları ne denli çıldırtıyorsa beni,

Vurdumduymazlık yobazları da aynı oranda çıldırtıyorlar beni.
Bir tek dinin bağnazı olmaz. Bir tek dinle gelmez yobazlık.

Her tür inancın yaşamın,
Yobazı olur.

İnceliklere sahip olmayan kaba saba bağnaz bir düşünceye bir inanca körü körüne saplanmış insana denir yobaz.
Din yobazları ne kadar tehlikeyse bu ülke ve de dünya ve de insanlık için,

Sizlerde vurdumduymazlığın umursuzluğun,
Yobazlarısınız. Sizlerde kaba sabasınız. Sizlerde yaşamın inceliklerinden nasibiniz alamamış insanlarsınız.

Sizlerde çok büyük bir tehlikesiniz.
Bizler için.

Biz kadını erkeği insan gibi insanlar olmak adına çabalayanlar için hatta hayvanlar için hatta ağaçlar için otlar için çiçekler için.
Hem de din yobazlarından çok daha da tehlikelisiniz.

Doğru mu Samet?
Doğru.

Doğruları bilen bir tek Samet kaldı bu ülkede. İyi ki varsın be Samet kardeşim.
Ona soracağım bende bundan sonra bir tek.

Doğru mu Samet?
Doğru.

Haydi şimdi doğru savaşa.
Haydi,

Gırgıra devam.
Ne gırgır amma…

Yakışır,
Sizin gibi,

Yobazlara.
Doğru mu Samet?

Doğru ağbi.

Hiç yorum yok: