25 Eylül 2012 Salı

YİNE KADINLARA DÜŞTÜ ESAS GÖREV

Peki hadi geçtim yürekten, akılla halledeceksek,  Bahçeli’ye düşüyor bu görev. Kılıçdaroğlu ve ekibi de büyük bir sınavdan geçecekler aynı anda. Başarısız liderlerden medet ummakta çok acınılası bir durum, o da ayrı. Amma başka da çare yok. MHP – CHP ittifakı dur diyecek ülkenin çağ dışı gidişatına. Bağımsızlar da destek verecek.

Bir görevde kadınlara. Çok önemli bir görev.
AKP’ye oy veren ailelerin kadınlarıyla teke tek konuşmak lazım.

Bir kilit noktada onlar.
Kendimizi ağırlayıp gaza getirmenin oy adetinin artmasına hiçbir desteği yok.

Gaza aşka gelsek dahi,
Her birimiz bir oy.

AKP ile oy tembellerinden çalmak lazım oyları.
Tayyo başladı bile çalmaya. Kendi nüfusuna aldığı her bir parti artı oy demek.

AKP emeklisi çok bilmiş de kapadı partisini,
Onun oylarından da kayar şimdi ampüle.

Amma,
AKP’li kadınların bir kısmı aslında hiçte ampule gönül vermiş değiller benim görüşüm.

Karışırsanız AKP’li insanların yoğun olduğu yerlerde,
İnsanların arasına,

Çarşılarında gezinin, otobüslere binin gözlemleyin,
Kadınların bir kısmının suratları asık.

Erkeklerin keyfi yerinde mi bilmiyorum amma kadının keyfi yoksa erkeğinde keyfi kalmaz pek o evde.
Erkeğin olurda,

Kadının CHP’lisi MHP’lisi AKP’li olmaz. Düşünce farkı olabilir. İnanç da. Amma kadınların problemleri sıkıntıları aynılarda toplanır bizim memlekette,
Görüş farkları olsa da.

Kadınlara yönelmek lazım.
Mutsuz çaresiz olduğunu kaldığını zanneden kocalarının babalarının ağbilerinin hükmü altında köleleşmiş AKP’li kadınlara.

Kadın bu. Taktı mı kafaya, gelişimine destek varsa,
Ne kocası duyar ne babası,

Gider atar oyunu bildiği gibi geleceğinin gelişimine tezgah kuracak düşünceye partiye.
Atatürk’çü kadınlara çok görev düşüyor ilk meclis seçimlerinden evvel.

Her bir kadın Atatürk’çü kadın sadece bir AKP’li kadını ikna etse,
Al sana en az iki üç milyon oy daha. Ampülden çalınıp eksiltilen hem de.

Amma,
Diğer tarafta bir başka AKP’li kadın grubu var ki, inanılmaz cabbarlar.

Tam tuttuğunu koparan cinsinden. Ve de müthiş çalışıyorlar inançları düşünceleri adına.
Ki,

Zaten aynı grubun insanlarının elde ettikleri başarının sırrı burada.
Çok okuyorlar. Bir tek inanç ve görüşleri doğrultusunda bütün çabaları siyasetin ve toplum psikolojisinin tüm enstrümanlarını çok iyi kullanıp memleketin her yerinde doğru organizasyonlara imza  atarak.

Çünkü yirmi dört saat konsantreler hedeflerine.
Çünkü bizim gibi değil yaşantıları. Çok aşklı çok çevreli çok bölünmüş.

Amma yine de olur bu iş. Akılla. Yürek zaten yok, onu görüyoruz hep beraber. Olan da sonuca hizmet etmiyor. Sadece direnişte kendi oyumuz için faydalı o yürek artık. O yürekle yaygınlaştıramıyoruz kendi düşüncelerimizi inançlarımız ideallerimizi.
Bir çok koldan hareket etmek gerekir.

CHP ye ve MHP ye baskı. İttifaka girin diye.
Bağımsızlar da bu ittifakta yer almalı.

Sanatçılar reklamcılar her iş ve her sosyal yapıda insanlar. Her kolda her daldan.
Kalmışsa eğer dürüst ve de kalemi sağlam gazeteciler.

Bu bir santranç.
Çok dikkatli oynanması gereken. Her boyutunda.

Mesela,
Bir halk konseyi oluşsa.

Partilerin ittifakından evvel.
Tavandan değil,

Tabandan gelmeli bu baskı.
En önemlisi gençlik.

İttifak partilerinin gençlik kolları önce bir araya gelmeli.
Kararlı olarak uzlaşma için.

Kazan kazan.
Bütün husumetler bütün uyuşmazlıklar askıya alınmalı.

Bütün Atatürkçü dernekler ve de aynı görüşü paylaşan tüm sivil toplum örgütleri,
Sanatçılar,

Reklamcılar,
Hukukçular,

Sosyologlar,
Psikologlar,

Akademisyenler,
Her meslek ve her sosyal kesimden,

Özellikle kadınların ve gençlerin çoğunluğu teşkil ettiği,
Partilerle bir arada,

Geniş tabanlı bir halk konseyi oluşturmalı.
Tüm tepkiler tek bir noktadan organize edilmeli. Tüm propagandalar.

Seçime kadar.
Sonrasının planlaması da şimdiden yapılmalı.

Kavgasız gürültüsüz,
Dikkatli,

Sakin,
Amma hedefe doğru başlamalı hareket. Hemen. Hiç vakit kaybetmeden.

Bahçeli’ye çok iş düşüyor. En kıdemli o. En iyi o hakim bilgi ve deneyimiyle bu ülkenin siyasi yapısına, şimdilik.
En çok o çalışmalı.

Örgütlenmeyi en çok en iyi MHP’liler biliyorlar şu an siyasette yer alanların içinde.
CHP tüm imkanlarını seferber etmeli.

Ha yapılmazsa ne olur?
Tek partili bir düzene artık tam ve kesin geçer bu ülke. Ta ki AKP lidersiz kalana kadar. O da mümkün, mümkün de takvimlerde yıllar memleketin aleyhine geçip duru.

Ve de,
Yapılmazsa bu ittifak yine koltuk kavgası nedeniyle,

Ne CHP ye ne de MHP ye güven kalmaz artık bundan sonra bu ülkede.
Neden?

Çünkü en bağnaz en fanatik parti destekçileri dahi biliyorlar ki artık,
Hiçbir parti bırak tek başına iktidar olmayı,

Koalisyona katkı sağlayacak kadar bile etken olamayacak artık o mecliste.
Vatandaşta,

Biliyor artık.
Gün,

Siyaset üstü partiler üstü yapılanmanın zamanı artık.
Bu strateji ile yola çıkılırsa,

AKP ile karşıtlarının oyları eşitlenir.
Kimse tek başına iktidar olamaz. Çünkü BDP de var bu oyunun içinde. Hatta bağımsızlarda.

İllaki koalisyon olmak zorunda o saatten sonra.
Beğeniriz beğenmeyiz,

Amma,
AKP’nin yükselişi son bulur. Ve de zafere alışmış her insan gibi zaferden uzaklaştıkça erir giderler. Daha evvel eriyip gidenler gibi. Tipik Türk işi.

Neden mi?
Burası Türkiye çünkü.

Kök kültürden nasibinin almamışların cenneti burası. Hemen dönerler.
Garantisi var mı?

Var.
1950 den beri dönüp duruyor zaten insanlar. Yok sağ yok sol yok liberal diye. Şimdi dine döndüler.

Geri de dönerler,
Kesin hem de. Komünist bile olurlar. Sen yeter ki paradan haber ver.

Şimdi,
Yürek dedik ya hani bizde olmayan.

İyi,  yoksa yok.
O zaman yüreksiz halledelim bari diyorsak,

Al sana akıl.
Beğenmedin mi?

İyi çok güzel. Nedir karşı düşüncen koy bakalım?
Masaya.

Anlat ikna et. Et ki, başlayalım başla hemen çalışmaya.
Yok,

Hem beğenmedin, hem de senin yoksa bir düşüncen,
O zaman,

Kalk yerinden başla çalışmaya bu yönde o zaman. Partileri ikna için tabandan tavana bastırmaya. Kadınlar da başka yönde çalışmaya.
Onuda mı yapmazsın?

Yapma.
O zaman dön arkanı yat. Gevşe. Gevşeyerek,

Yat ki,
Senin yapamadığını rahat yapsınlar onlarda sana.

Öp de amma bu sefer. Öpüşmeye çalış hatta.
Bari zevk al.

Geçirirlerken yine sana.
Ağır mı oldu diyorsun?

Denmemeli mi böyle?
Oldu.

Dememeyi çalışırım bir daha,
Amma çok büyük bir ağırlık var da üstümde.

Ondan şey etmişimdir,
Zahir.

Böyle.
Ya yürek ya akıl.

Ya da ikiside.
Yoksa,

Hiç biri,
Yoksa niyetin hiç birine,

O zaman,
Kaldı geriye bir tek bedenin.

Eh o zaman,
Hadi bakalım doğru yatağa,

Sevilmeye.
Sevişmeye değil yanlış anlama,

Sevilmeye…

Hiç yorum yok: