31 Ekim 2012 Çarşamba

HAYAT MISIN SEN?

Hayatı dinleyeceksin arada hayatından fırtıp. Ne diyor sana bakalım hayat. Tam da dikine dikine giderken. İterken kakarken çekiştirirken  hem de hayatı. Hayatı illet ederken inatla sarılmalarınla hem de. Sonra,

Salacaksın birden. Zemberekten boşalırcasına. Ne var ne yoksa salacaksın peşini. Bakalım neler anlatıyor hayat sana diye. Bakalım neler anlatmış hayat aslında diye de.
Gerçeklerin gerçeklerinin gerçek zannettiklerinin senin için artık ne kadar gerçek olduğuna bakacaksın mesela. Sen neredesin hayat nerede. Hayat nerede sen neredesin. Ki senin gerçek dediklerin gerçek zannettiklerinde baksınlar sana yeniden diye.

Sessizliği dinleyeceksin. O sessizlikte sessizliğiyle anlatıyor hayat sana nesi var nesi yoksa. Ne gazete ne televizyon ne telefon ne internet ne radyo anlatmıyor sana hayatı. Onlar olanları anlatıyor, olması gerekenleri, kendilerince doğrularla. Ne kadar doğru oldukları meçhulken de anlatılanlar senin için hep.
Kopacaksın bu yüzden o gazetelerin televizyonların telefonların internetlerin radyoların sana ha bire anlattıklarından bazen. Ha bire anlatmaya çalıştıklarından.

İnsanlardan da kopacaksın. Ha bire,
Anlatan. Ha bire kendi doğrularını senin doğrularında olduğunu zannederek seni sana anlatan. Sana hayatı anlatan. Seni kendileri gibi şekillendirmeye çalışan. Bakalım onların şekillerine uymayınca neler oluyor hayatta hem de göresin diye.

Çok konuşmadan çok dinlemeden çok konuşarak çok dinleyerek,
Sanki hiç yaşamamış hiç konuşmamış gibi sanki hiç dinlememiş gibi o güne kadar,

İlkmiş gibi sanki,
İlk kez gözünü açmışsın gibi sanki bu gezegende evrene,

Ayıklanacaksın ayıklayacaksın,
Ki,

Ayıklayacaklar seni. Ayıklanmak en önemlisi. Ayıklamandan bile. Ayıklarlar illaki eğer ki gözünü yeniden açtığında değişmişsen.
Yaptıklarınla yapmadıklarını,

Yapmak isteyip yapamadıklarını,
Yapıp yapmak istemediklerini,

Yapmazken hiçbir şey bile,
Yapılmış olanlarla,

Seyrine koyulacaksın hayatının. Hayatı dinlerken. Uyuya kalacaksın ayaktayken. Ta ki yeniden uyandığında ilk kez uyanıyormuş gibi sanki yeniden.
Neler neler oluyor orada burada şurada,

Memlekette dünyada evrende,
Gönlünde aklında,

Rüyalarında hayallerinde,
Gerekli mi? Gereksiz mi? Senin için, şöyle bir seyreyleyeceksin hayatını hayatı.

Kaçmadan amma. Hiç,
Korkmadan amma.

Ne kadarsan o kadar boyunla. Ne kadarsan o kadarlık aklınla gönlünle.
Ruhunla,

Gezmeye çıkacaksın hayatın içinde.
Kendinden kaçmadan kendini koluna takıp amma.

Ne kadar önemsiz olduğunu göreceksin en önemli zannettiklerinin.
Ve ya,

Önemsiz zannettiklerinin ne kadar önemli olduğunu.
Tek bir değeriyse,

Çok iyi fark edeceksin. En çok fark etmen gereken değeri. Sapına kadar dürüst korkmadan yaşamanın doğruluğuyla ruhuna dolan huzuru iyi fark edeceksin.
Yalandan kaçacaksın ilk. Söylemiş dahi olsan tövbe edeceksin. Korumak için dahi olsa,

Kendini sevdiklerini arkadaşlığını anneliğini babalığını sevgilini kocayı karıyı çocuğu.
İllaki bir şeyleri koruyan,

Yalanların tamamından kaçacaksın. Yaşadığımız ve yaşatılan ve yaşattığımız hayatlarda. Yalanın beyazı grisi siyahı pembesi yok. Yalan, yalan. Amma ona söylenen amma buna. Ki, kimse pürü ak değil. Kimse şeffaf değil tam. Pürü akım şeffafım diyen de yalan söylüyor zaten. Derken.
Hayatını kolaylaştıransa söylediğin yalan, affa uğruyorsun kendince yalancı olmuyorsun o zaman, hayatları zorlaştırıyorsa yalan o zaman yalancı oluyorsun, af da olmuyor genelde. Ki aslında affettikçe büyüyor hayat. Ki, affetmedikçe de o kızgınlıklarınla yaşayıp gidiyorsun ömür boyu. Kabullenmedikçe.

Hayatı dinleyince hayatın sana çok da bir şeyler anlatmadığını görüyorsun. Eğer ki hayatı tam da kendin gibi ve de hiç yalansız dinlemiyorsan. Ki korkuların ve de amacı ne olursa olsun kime söylenmiş neden söylenmiş olduğunda haklı dahi görsen kendini, yalanlarınla yaşıyorsan hala yalan söylüyorsan, hayatı dinlesen ne fayda dinlemesen ne fayda.
Hayatsa ne yalan biliyor ne de korku. Hayatsa ne yalandan anlıyor ne de korkudan. Hayat sadece kendi gibi kendi bildiği gibi akıyor o kadar.

Eğer ki,
Yalanlarla korkularınla o akışların önünü kesmezsen. O akışların yönlerini değiştirmeye kalkışmazsan.

Hayatın sana taşıdıklarını,
Yalanlarla korkularla yeniden biçimlendirmeye kalkmazsan kalkışmazsan, hayat çok sade çok net çok açık ve çok sarılıyor aslında sana.

Yeter ki,
Yeter ki hayatı kendin gibi kendin kadar zannetme. Hayat büyük çok büyük hem de.

Sense,
O büyüklüğün içinde kendine biçtiğin kendine biçilen biçilmesine izin verdiğin kılıflar kadar zannedersin kendini. Ki, o kılıflardır aslında koruduğun yalanlarınla.

Ki,
Korktuğun için hep. Bazen sevgiyi yitirmekten bazen sevgiliyi bazen kocayı karıyı bazen  çocuğunu bazense bir dostu bir arkadaşı.

Çözmek lazım korkuları. Korkuları çözmezsen yalana veda etmek zor. Kendinle yüzleşmelere arkanı döndükçe hayatın içinde ve de hayatına sana göre affa uğrayacak kadar dahi olsa yalanlarını yalanı katıyorsan yaşamına eğer,
Hayatta kaçırıyor gözlerini senin üstünden.

Ki,
Hayat o kadar büyük ki, hep bir ilerisi daha var hep bir köşe bucağı daha var aslında sana özenle tepsi içinde sunulan.

Bütün mesele,
Hayatın içinde hayat gibi hayat kadar büyümek ve de gelişmek istediğinle ilgili küçüldükçe sen aslında.

Küçüldükçe sen, büyüyor çünkü hayat.
Dürüstleştikçe zenginleşiyor hayat. Zenginleştikçe fark ediyorsun aslında hayatın yani senin yani kendinin ne kadar kıymetli olduğunu,

Ve de,
Korkularının da,

Ne kadar önemsiz olduğunu da. Yersiz de.
Mutluluğun özü,

Korkusuz yalansız yaşamda. Seni mutlu edenlere senin mutlu olduklarına karşı ve herkese her şeye her zaman her koşulda yalansız hayatla,
Buluyorsun,

Mutluluğu. Mutluluğun gerçeğini. Tek gerçeği. Ruhunda. Huzurla. Beyazı grisi siyahı pembesi allısı çiçeklisi yok yalanın.
Kabullendiğiniz kabullenebildiğiniz kadardır hayat. Kabullendiğiniz kadar yaşatır sizi hayat.

Bunu,
Fark etmek bile çok önemli. O gün o an o dakika başlıyor hayat. Gerçeği.

Aklınız gönlünüz sebebi ne olursa olsun yalanlarınızla değil,
Doğrularınızla,

Doğrultuyor ruhunuzu uyuttuğunuz korkularla dolu uykusundan.
Kaldırın şifreleri.

Şifresiz yaşayın.
Açık.

Siz gibi.
Sizin kadar. Sizin doğrularınız kadar. Bedeli ne olursa olsun. Ki bedel yoktur. Sadece yaşanmışlıklardır hayat. Ve de size yaşatılanlar yaşatılmak istenenlerden size gerekli olanları öğrenmektir hayat.

Hayat o gün açıyor kapılarını sizlere mutluluktan yana. Siz gibi yaşamaya karar verip baştan sona nedenleri ne olursa olsun kime neden söylenmiş olursa olsun yalanlardan tamamı ile arındığınız gün,
Mutluluklarınızı paylaşan, mutluluklarınızla yürekten mutlu olanlarsa sizleri gerçekten sevenler. Gerçek sevenleriniz onlar. Gerçek dostlar. Hayatınızın arkadaşları onlar. Hayat onlar.

Sayısı bir olur iki olur hiç önemli değil.
Yalansız korkusuz yürekten gelen coşan sevgilerdir sevgilerinizdir,

Sizleri,
Mutlu eden. Mutluluklarınıza mutluluklarınızla mutlu olanlar kadardır mutlu edebildikleriniz kadardır,

Gerçek sevgi.
Yalanlarla korkularla etrafınızı saran etraflarını sardıklarınızsa,

Sizin mutsuzluklarınızdır,
Sizleri,

Mutlu ettiğini mutlu olduğunuzu zannettiren.
Bir hırka bir lokma,

Bir de,
Yalansız korkusuz,

Sevgi. Salt sevgi. Karşılıksız. Bedelsiz.
Kocaman.

O kocamansa hayatın büyüklüğüdür sizleri çoğaltan sizleri hayatın zenginlikleriyle yaşatan.
Kırın zinciri bir yerinden.

Yalan ve korku zinciri ile esiri olmayın mutlak mutsuzluklarınızın. Gerekirse,
Yalnızlığı dahi göze alarak amma.

Yalnızlıksa eğer, hayatın sizler için gerçek anlamda başladığı ilk gündür o an aslında. Hayatı dinlemeye tam ve gerçek anlamda başladığınız andır o an. Hayata tam olarak  kulak kabarttığınız. Hayatın kulaklarınıza büyüklüğünü anlatmaya başlamasına izin verdiğiniz an o an.
Kırılırsınız belki. Kırarsınız da belki o yalan ve korku zinciri kırdığınız an. Amma son kez kırılır ve son kez kırarsınız. Bin kezden sonra. Ki korkmayın kırılmaktan. Her bir kırılmadır aslında sizi dimdik kılan. Teşekkür edin hep. Yeter.

Kalabalıklar içinde,
Korkular ve yalanlarla mutluymuş gibi amma mutsuz mu?

Korkusuz ve yalansız yalnızlığınızla mutlu mu?  Yaşamak kararıdır işin esası. Fark etmeniz gereken.
Sessizce sevin yeter.

Sadece sevin.
Şifresiz amma.

Hayat gibi yani.
Hayat ne yalan biliyor ne de korku. Hayat sizi hep seviyor bu yüzden. Her zaman. Hiçbir zamansa,

Kızmadan. Hiçbir şeye kızmadan.
Severseniz kızmazsınız kızamazsınız ki zaten.

Kızarsanız sevemezsiniz sevmezsiniz ki zaten.
Ki,

Sevebildiğiniz,
Sevdiğiniz sevmeyi becerebildiğiniz kadardır hayat.

Gerisi,
Yalanla dolan.

Gerisi,
Korkular. Gerisi kızgınlıklar.

Beceremediniz mi? Becermek istemediniz mi?
Ölür gidersiniz bir gün sizde herkes gibi. Hayatı hiç tanıyamadan hem de tanıdım diye iddia ederken, hayatla hiç tanışamadan. Gerçek mutluluğuysa hiç mi hiç tadamadan,

O zaman.
Basit. Çok hem de.

Amma zor. Başı çok zor. Bin doğumdan milyon kez daha zor.
Zor. Çok hem de.

Amma basit. Karar verin yeter. Sonrası sözler sonrası kelimeler.
Hayat sizin. Değil ki.

Siz,
Hayatsınız zaten. Doğrularınızla yalansız korkusuz kızgınlıklarınızdan arınmış olarak yaşamaya karar verdiyseniz yaşıyorsanız eğer.

Kaçmayın.
Yeter.

Özenin yeter. Gönlünüzü büyütmeye. Büyüdükçe gönlünüz göz göze gelirsiniz hayatla her an her köşede. Sevgiyle yani.
Kabullenin.

Kabullendikçe daha da büyür hayat. Sevgi yani.
Her şeyiyle sevmek olur mu diye bir an bile düşünmeyin. Olur. Her şeyiyle sevin sevince. Her şeye rağmen.

O an,
Yalanların korkuların kızgınlıklarınızın bittiği o an salt sevgiyle yaşamaya başladığınız andır o an.

Zor,
Dur diye düşünmeyin hiç. Deneyin bir. Kızgınlarla sarılmış kızgınlıkların bugünlere taşınmış bugünlere miraslarıyla kabuk tutmuş tutmaya yüz tutmuş yüreğinizin yalanlardan korkulardan arınarak özgür kaldığı o an, işte o an,

Hayatsınız siz.
Gelişmek bu olsa gerek.

Umurunuzdaysa eğer.
Beyaz sayfa yoktur yeniden açacağınız hayatınızda. Yaşanmışlıklarınız vardır hep. Hep de yaşanmışlıklar olarak kalacaklardır hayatınızda. Hepsi aynı sayfada.

Hayat gibi. Hayat her bir gün doğumunda yeniden başlar yine yeniden aynı sayfada. Yeni bir satırla.
Bir gün evveli yaşanmışlıkları kabullenerek yürekten. Kabullendiği için yeniden bir sayfa açmadan. Ki, yoktur öyle bir sayfa zaten. Yazılan çizilen hepsi aynı sayfada yaşanır ölüme kadar uzadıkça uzayan.

Hayatsanız siz,
Yeniden doğun her bir sabah yeniden. Doğan yeni güne merhaba diyerek. Dünü kabullenerek. Dün ve daha evvel o sayfaya yazılmışları yazdıklarınızı kabullenerek. Yaşamadan bilmediğiniz bilemeyeceğiniz günü şimdiden kabullenerek. Her bir günü gün be gün yaşar hayat aynı sayfada yeni bir satırda yeniden.

Amma,
Hep severek. Vazgeçmeyerek sevgiden. Aynen hayat gibi. Hiçbir zaman vazgeçmeyen.

O yüzden adı,
Hayat bu,

Ya,
Zaten.

Hiç yorum yok: