20 Ekim 2012 Cumartesi

VATAN MI? HAYAT MI?

Sizce vatan mı hayat mı? Basına göre hayat. Kapaktan giriyor magazin haberlerini. Kimin göbeği çıkmış. Selülitler önemli kıç fotoğrafı baldırlı. Kim kimle yakalanmış çıkarken gece kulübünden. Spor kulübünün başkanı düşmüş. Lider yine berabere kalmış. Falan filan. Hakkari’de Bitlis’te yine altı genç adam öldürüldü bu arada. Şehit düştü demeyelim artık. Öldürtülüyorlar. Öldür ve öl emri veriyor çünkü. Net mi bu ifade?

Net çünkü öldür ve öl emirlerini verenlerin niyetleri de hangi oranda ve ne kadar gerçek anlamda vatan ve milletin hayrına o da meçhul.
Öylesine bir haber internette gazetelerin ana haberlerine düşen ölüm haberleri artık. Sıradan. Üç beş saat sonra sıra haberler arasında doğru geçer yolculuğuna bu ölümün yolculuk  haberi de.

Birkaç gün birinci haber olarak önemin koruması  için 20-30’unun birden ölmesi gerekiyor.
29 genç adam  yanarak yaralandı o bile kalamadı üç beş saatten uzun süre ana haber olarak.

Çünkü vatan millet işlerine sen ne kadar bağlı olursan ol,
Vatan millet işleri kavramı sıradanlaştı. Sıra işi oldu. Miadını doldurdu gibi.

Şöyle soru,
Ölüm mü yani yaşam mı?

Yoksa,
Vatan millet işleri mi?

Diye,
Düşününce cevabı, ben yaşamı seçiyorum. Ölüm istemiyorum. Çünkü,

Tek değer vardır o da yaşam.
İnsanlığın vatanı hayat, yaşamıysa millet olmalı. Bağımsızlıkla gelen onur, yerini hayata bağımlılıkla gelen keyfe bıraktı.

Esas olan artık yaşamların hayatlara taşıdıkları keyifler.
Kahramanlık kitabeleri ile din iman işleri de artık can sıkıcı ve de demode kalmaya başladılar. Çoğunluğun ilgisini dahi çekmiyor okuması dahi.

Şehit düşüp cennete gitmek falan da yok artık. Alenen ölüyorsun usta.
Ustalık döneminin ustası usta.

Usta zaten kendi dalgasında. Varsa yoksa din iman. Varsa yoksa geçmişin yemin edilmiş intikamları.
O,

İntikamları alırken vatanın milletinin bir kısmından geçmişin kuyruk acılarına istinaden,
Bu arada vatanın milletine ait magazin dünyası almış başını gidiyorken kıldan tüyden haberlerle,

Bu arada millet yani vatanın milleti eğlencelerde falanken,
Futbol dünyası heyecanlara sürüklerken vatanın milletini,

Vatanın milletinin bir kısmı illaki Atatürk derken,
Vatanın milletini bir kısmı Atatürk’ü dışlarken,

Vatanın milleti şapping yaparken avemelerde,
Vatanın milleti bayram seyahatleri için rezervasyonlar yaparken,

Vatanın milleti yürüyüşler organize ederken vatan millet diye,
Vatanın milletinin arasından çıkan genç adamlar öldürülüyor. O genç adamlarda birilerini öldürüyorlar.

Bir taraf vatansever oluyor. Diğer tarafsa terörist.
Diğer taraf içinse,

Bir taraf düşman askerleri oluyorlar. Kendileri de kahraman.
Vatanseverler kahramanları, kahramanlarda vatanseverleri öldürüyorlar yani bu durumda.

Nereden baktığına bağlı. Amma sonuç itibariyle ölüyorlar.
Başka ülkelerde de vatanseverler kahramanları öldürüyorlar. Yani teröristleri. Kahramanlarda düşman askerlerini öldürüyorlar.

Tüm dünyanın vatanlarının milletleri birilerini öldürüyorlar ya isyancı ya terörist diye.
Tüm dünyada isyancılar teröristlerde düşman askerlerini öldürüyorlar.

Ha bire birileri birilerine öldür emri veriyorlar.
Genç adamlar genç adamları öldürüyorlar. Mermiler toplar füzeler el bombaları havalarda vızır vızır uçuşuyorken,

Genç adamlar sapır sapır mezarlara düşüyorlarken,
Vatanın milleti vah vah derken bir iki sonra dalıyorlar yeniden bıraktıkları yerden eğlencelere dizilere filmlere davetlere seyahatlere para pul iş güç telaşlarına yani yaşamlarına.

Ne kadar acı gelirse gelsin haberlerde okudukları seyrettikleri dinledikleri, yine de dalıyorlar,
Hayata. Hayatlarına.

Ölenle ölünmüyor çünkü.
Ölenle ölünmüyor, ölünmüyor da,

Ölenler ölüyor amma.
Ölenler ölmüş oluyorlar bu arada.

Ölenlerin aileleri de ölüyorlar üzüntülerinden. Per perişan.
Silah bıraksınlar. Genç adamların hepsi. Kimse onları iplemiyor. İpleniyor gibi de iplenmiyorlar artık.

Yasları bile tutulmuyor doğru düzgün. Ülke yasta değil. Kişisel yaslar var kısa süreli o kadar.
Zaten,

Benim ifşa etmeme hiç gerek yok aslında. Millette zaten yaşamdan yana koymuş tercihini. Vatan millet teferruat artık. Esas olan hayat artık. Ki,
Ölenlerle ölünmüyor. Ölmüş taklitleri bile çok sahte gibi sanki.

Ölenler ölüyorlar amma. Onların ölümleri gerçek. Çok gerçek hem de.
Doğduğum günden beri savaş ve kahramanlık hikayeleri dinlemekten bıktım usandım artık.

Her bir savaş her bir kahramanlık hikayesi,
Ölüm demek. Miş. Meğersem.

Ben çok bıktım usandım ölüm hikayeleri dinlemekten ölümü izlemekten ölümü seyretmekten ölüm konuşmaktan ölüm okumaktan.
Ben,

Yaşam dinleyip yaşam izleyip yaşam seyredip yaşam konuşup yaşam okumak istiyorum artık.
Ölümün karasıyla değil,

Yaşamın ışığıyla,
Yaşamak istiyorum.

Yaşasınlar istiyorum.
Ölümlerle ölmek istemiyorum.

Kimse istemiyor.
Çok az insan istiyor o ölümleri. Çok az insan veriyor o ölümlerin emirlerini zaten.

Ruhu ölmüş insanlar onlar. Ruhları ölü amma kendileri yaşıyorlar. Onlar ölmüyorlar genç adamlar gibi.
Benim ve,

Çoğunluğunsa ruhu yaşıyor. Çoğunluğun ruhu yaşıyor da, ruhu yaşayan çoğunluğun içinden kendi de yaşayan genç adamlar ölüyorlar amma.
Ben yaşamın kahramanlık hikayelerini duymak dinlemek istiyorum bir tek.

Vatan millet için ölenleri,
Vatan millet önemsemiyorsa,

Vatan millet için ölenler,
Neden ölüyorlar?

Tarih yazmak için mi?
Şanlısından mı?

Şanlı tarih içinde hayat bulan yaşamlarla yazılır. Şanı yürür hayatın yaşamın o zaman.
Gençlik ölmek istemiyor.

Gençliği öldürenler o gençliğin anne babaları kuşağı.
Doğuruyorlar,

Yaşama kazandırıyorlar sonra da öldürüyorlar.
Alın o ölen genç adamları,

Taşıyın istediğiniz bir başka ülkeye her biri yaşamlarını şahane sürdürürler o ülkelerde de.
Neden mi?

O ölen gençler var ya her biri vatanın evladı değil,
Dünyanın vatandaşları artık onlar.

Her yer vatan onlar için.
İçlerine düşmanlık duygularını yerleştirmezsen.

Televizyonlarda seyrede seyrede,
İnternetlerde çetleşe çetleşe,

Parası olanlar o ülkelerde okuya okuya o ülkeleri geze toza,
Hepsi her biri dünya ile iç içeler artık. Her milletten insanla.

Kimse düşmanları değil onların.
Herkes insan onlar için.

Onların her biri kahraman amma vatan millet kahramanı değiller,
Her biri,

Hayatın  keyfini sürme kahramanı olmak istiyorlar.
Ölmek istemiyorlar.

Yaşamak daha da yaşamak çok yaşamak istiyorlar yaşanılası yaşamı.
Bizim ve bizlerden biraz daha yaşlı ve genç kuşaklarda göçüp gidince ölümler azalacak.

Vatan için ölmeli, ölünce şehit olunur, mekanın cennet olur,
Diyen son kuşaklarız bizler.

Bugünün gençlerinin çocukları o günün genç insanları ölmeyecekler vatanları milletleri için.
Çünkü,

Bugünün gençleri anne baba olduklarında,
Öl,

Öldür,
Emri vermeyecekler genç insanlara.

Bu muhteşem bir gelişim olacak insanlık adına.
Vatan millet kavramlarının can çekişe çekişe tarih olduğu gerçeğini bugün göremeyenler,

Bugün bu gerçeği reddedenler,
Öl öldür emirlerini verenlerse,

O gün çoktan ölüp gitmiş olacaklar.
Bitti.

Tüm dünyada. Sadece bizim ülkede değil. Ne vatan var ne millet artık.
Zaten yoktu zamanında da.

Üç beş bin yıl denendi tutmadı aşı. Yaşam kazandı. Hep yaşamak kazandı. Ölmeden öldürmeden yaşamın onuru kazandı.
Öl ve öldür demenin,

En büyük onursuzluk olduğu dönemin ilk günlerin ilk zamanlarını yaşamaya başladı insanoğlu.
Bundan sonrası,

Hazım dönemi.
Ölen genç adamların tabutlarına bakıp içlerinde ki parçalanmış bedenleri hayal ederek,

Ölmeselerdi nasıl bir hayatları olurdu acaba diye düşleyecek,
Geçirilecek hazmın dönemi.

Bugünleri hazmedemeyenler için çok zor bir,
Hazım dönemi.

Ben oyumu yaşama veriyorum. Benim onurum yaşam. Benim onurum bağımsızlık.
Bağımsızlığıysa ölerek öldürerek kazanma dönemi bitti artık bu dünyada.

Yaşamın etrafında toplaşıp,
Hayat,

Tartışma dönemi artık.
Ölmeden,

Öldürmeden.
Vicdanların bağımsızlığının dönemi.

Bir kavramın daha öldüğü,
Yaşamın,

Yine yeniden kazandığı yaşamın kahramanlık öykülerinin anlatıldığı,
Hayatın,

Dönemi.
Bir medeniyetin daha sonu geliyor. Bitti.

Ve de hoş geliyor,
Yaşam.

Başladı.
Tek gerçek.

Ölümü, ölümlerle ölerek öldürerek mutluluğu yaşayacaklarını zannedenlerinse sonu geliyor.
Şükür.

Hiç olmadı ömrüm bunu da görmeye yetti ya.
Buna da,

Şükür.
Ölenlereyse teşekkür. Ölerek öldürerek yaşamın değerini bizlere öğrettikleri ve de bir kez daha bizlere hatırlattıkları için.

Ruhları şad olsun.
Bana inanmayanlar bana karşı çıkanlar açsınlar gazeteleri televizyonları baksınlar bakalım şehit haberlerine verilen öneme.

Sonra her bir şehit haberinden hemen sonra ve de o an ve de biraz sonra neler yaptıklarına neleri planlayıp neleri yaşamak istediklerine önce bir.
Sonra,

Ellerini vicdanlarına koyup tekrar düşünsünler.
Ve de,

Dönüp çocuklarının torunlarının fotoğraflarına baksınlar bir, hatta yanlarındaysa o an dönüp yüzlerine gözlerine baksınlar bir.
Sonra,

Onları tabutların içinde parçalanmış bedenleri ile hayal etsinler. Üstü bayrakla kaplı. Vatanın.
O kadar.

Hiç yorum yok: