‘Acı,
yoksulluk, haksızlık ve benzeri üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan
onların geçmesini beklemek erdemi, dayanç’ diyor TDK Büyük Sözlük ‘sabır’ için.
Acıyı yoksulluğu haksızlığı üzücü durumların geçmesiniz bekleyenler beklenince
geçecek zannedenler için. Dayanmak için çabalayanlar için. Doğruysa bu tarif,
hayatımız boyu hep sabır edeceğiz demektir hayata, yani,
Acılara
yoksulluklara haksızlıklara ve de benzeri tüm üzücü durumlara.
Hayatın
tamamı acıdır tamamı yoksulluktur tamamı haksızlıktır ve de tamamı da üzücü
durumlarla doludur. O zaman hep sabredeceğiz demektir. Hep avunarak hep avutup
avutularak. Hayata mı yani?
Ki
sabretmeye dayanmaya karar vermişlerin,
Avunmaları
vardır çok da ümit edilen sonucun
alınmadığı,
Kul
sıkışmadıkça hızır yetişmezmiş gibi. Ki, o hızır yetişmezde genelde zaten.
Sende acı çekersin yoksul yaşarsın haksızlıklara uğrarsın ve de benzeri üzücü
durumlarla da karşılaşırsın ha bire. Sanırsın hep hayatta.
Çünkü
aslında,
Hayatın
kendidir acılar yoksulluklar haksızlıklar ve tüm üzücü durumların tamamı.
Eğer ki,
Acıyı
halledememişsen acı kavramını acının nedenlerini ne olduğunu kendine iyi tarif
edememişsen tabii ki. Ve de nelerin acı üzüntü kavramının gelişmesine neden
olduğunu keşfedememişsen ruhunda. Hayatın kendini yani.
Acı çekmeyi
seviyor insanlar. Üzülmeyi de. Haksızlıklarsa müptelası oldukları. Yoksulluksa
hiç bitmeyen.
Bu yüzden
filmler kitaplar haberler her şey hep üzüntü hep acı haksızlık yoksulluk
üzerine.
Prim yapıyorlar
çünkü. Kendilerini görüp kendilerini yaşıyor insanlar,
Aşkla
parayla yoksulluklarla haksızlıkla yaşamlarına giren girmiş hüsranlarla empati
kurarken. Geçmişleriyle geçmişlerinden taşıdıklarıyla. Aslında hayatla yani.
Hüzünlü bir
toplumuz biz. Aksi halde,
Gülmeyi eğlenmeyi
yaşamlarına gelen bir ödül olarak görmezdi insanlar.
Çok eğlendik
diyor insanlar,
Genelde eğlenemedikleri
bir zulüm gibi yaşadıkları hayatın içine rengarenk bir balon demeti gibi giriyor
eğlenmek,
Gülerek de,
Süsleyip
seslendiriyorlar eğlencelerini,
Bazen.
Hep acılar
hep dertler hep sıkıntılarla yaşanıyor ki hayatta hep,
Hep,
Sabret
diyoruz kendimize birilerine olan bitene sürekli olarak.
Hep,
Patron sabır
versin diyoruz.
Hayatı
yaşarken hayatın kendini yaşarken biz,
dayanma gücümüz olsun dayanmaya güçleri olsun istiyoruz başka insanların hayata
karşı hep.
Hayatın her
bir anı,
Acı
yoksulluk haksızlık ve benzeri üzücü olaylarla yaşanıyor hep bizim toplumda.
Aslında tüm evrende. Gezegende. Hayatta yani.
Gazeteler
televizyonlar radyolar kulaktan kulağa sohbetler hep üzüntü veren hep sıkan hep
sıkılmamıza neden olaylarla dolu bu yüzden. Ve de hep çözümler arıyoruz
üzüntülerimize sıkıntılarımıza bu yüzden, önce sabrederek. Hayata yani.
Aile
hayatımız akrabalar eş dost herkes üzülüyorlar ha bire.
Hiçbir şey
bulamasak,
Sıkılacak,
Trafiğe
sıkılıyoruz mesela. Televizyon programında ki bir başka birine. Arkadaşımızın
biten aşk hikayesine. Kış geldi havalar soğudu diye. Yaz oldu sıcaklar
bunaltıyor diye. Çocuğun dersleri. Çocukların evlilikleri.
İlişkilerimize.
Bitenlere. Zig zaglar çizenlere. İşe. Olmadı yüzümüzde çıkan sivilceye.
Ha bire
sıkılıyoruz.
İllaki
aranıp bulunuyor üzüntüler acılar sıkıntılar çekilecek. Zaten varlar hepsi
hayatın içinde.
Sabırsa,
Her yerde
her an hep olmazsa olmazı hayatın biz insanlar için. Sabretmek için doğmuşuz
gibi sanki. Hayata.
Ya,
Acılara
üzüntülere boğulduğumuz içimizi sıkan her şey aslında hayatın kendisiyse olduğu
gibi yaşanacak ve yaşanan? Diye düşünmedikçe devam hep acılara üzüntülere.
Hiç acı
çekmediğinizi hiçbir şeye üzülmediğinizi sıkılmadığınızı düşleyin bir an için.
Sadece
yaşadığınızı ve hep eğlendiğinizi ve de hep güldüğünüzü.
Ne olur hep
gülsek? Ne olur hep eğlenerek yaşasak her şeye rağmen hayatı?
Amma öyle
değil. Acı bağımlılık bizim toplumda.
Acımak acı
çekmek insanoğlunun keyfi galiba bizim toplumda. Doya doya doyasıya acı çekerek
yaşamayı seviyor insanlar bizim toplumda sanki.
Acının,
Üzüntünün
keyfi uyuşturucu gibi sanki. Ki,
Uyuşturuyor
da insanı. O yüzden hep asık bir suratla yataktan yeni kalkmış gibi yaşayan
insanlarla dolu sokaklar her yer. Asık suratlı ve uykulu.
Eğlenerek
gülerek yaşamak enerji heves istek en önemlisi kıvrak bir zeka ile
kullanıldıkça açılan genişleyen bir akıl ister. Ki,
Kıvrak zeka
ve açık ve genişleyen aklı olmayan insanlar için idealdir sürekli olarak
acılara boğulmak üzüntülerle yaşamak. Yaşatmak kendini.
İşin en
kolayıdır,
Acı çekmek.
Yaşamın en kolay yöntemidir üzüntülerle yaşamak.
Tesellisi
vardır,
Teselli edeni,
Sabra
sığınarak. Sabır dileklerini kabul ederek.
Sabırsa,
En büyük
zırvalıklarından biridir insanoğlunun
yaşamına kattığı kavramların arasında.
Israrla
sabretmeye sabır ediyor insanlar.
Hem de
özenle.
Ve de hiçbir
zaman bitmiyor sabır eylemeleri. Sabredecekleri.
Sanki,
Yaşamaya yaşama
sabreder gibi insanlar. Hayatlarına sanki. Hani sabret bitecek bir gün gibi
sürekli olarak sabırla geçmesiniz bekliyorlar,
Üzüntülerin
acıların yoksullukların haksızlıkların.
Ve de hiç
bitmiyor nedense. Hayat da. Amma ömür bitiyor bu arada bak.
Tam gün yüzü
görmüştük diye giriyorlar fala bazen. Bazen sonunda diyorlar sonunda gün yüzü
gördük diye. Sabrın selameti gibi. Bir sonraki acıya üzüntüye kadar tenefüse
çıkmışlar gibi sanki.
Yaşadıklarına
sabrederken,
Sabırlarıyla,
Hayatlarının
bir gününün bir yılının daha geçtiğini bittiğini hesap etmeden amma.
Sabretmeyeceksin
halbuki.
Yaşayacaksın
sadece.
Bazen öyle
bazen böyle.
Hep
eğlenerek amma.
Hep gülerek.
Hayatta
olmanın hayatın içinde yer almanın her an her bir gün keyfini çıkararak.
Evrende, yani bizim gezegende,
Her şey her
an gelişim üzerine gelişmek üzere değişir. Değişimleri acı yoksulluk haksızlık
üzüntü zannetmekse,
İnsanoğlunun
en büyük yanlışı.
Değişimlerden
de hüsranlar çıkarmak hüsranlarla yaşamaksa insanoğlunun özelliği.
Her şeyin
her bir değişimin biz canlılar için olduğunu kabullenmedikçe de hep acı hep
üzüntü hep sıkıntı çekecektir insanoğlu.
Hayat her an
değişir. Her an amma.
Çünkü,
Gezegen
değişir.
Çünkü,
Evren
değişir. Hep bir yeniyi yapar hep amma evren.
Gezegen de. Her bir yeni yapılansa bir evvelkinin sonunu getirir.
Hep bir son
vardır evrende.
Her bir an
bir an evvelin son bulmasıdır evrende. Her bir an her bir yenidir evrende. Bir
sonraki yeniye kadar. Hayat yani.
Sürekli
değişimle sürekli değişimlerle var olduk biz canlılar. Her türümüz. Gezegen bile.
Evren bile. Hayvanı insanı bitkisi dağı ovası denizi gölü ırmağı. İklimi.
Değişimlerle,
Var olup
değişimler sayesinde gelişip bugünler kadar geldik. Şimdi değişimlerle
geldiğimiz bu anda,
Hiç bir şey
değişmesin diye inat etmek, değişenin yerine gelen yeniyi kabul etmeden
kabullenmeden yaşayıp,
Eskinin
yeniden geleceğine yeniden yaşanmasına yaşanacağına inanmaktır sabır.
Yani
değişimin,
Yani gelişimin
durması için dua etmek gibi.
Beyhude.
Boşuna
çabalardır sabretmek. Yeniyi kabullenmemektir. Değişimin bir parçası olmamaya
direnmektir sabır.
Ve de büyük
bir,
Zırvalıktır
bu yüzden.
Sabra
gösterilen özeni sabra verilen zamanı enerjiyi yeniyi kabullenmeye versek zaten
ne acı kalır ne üzüntü ne de sıkıntılar hayatımızda.
Eğlene güle,
Karşılarız
her bir yeniyi. Her bir yeninin keyfini çıkararak yaşarız eskiye özlemle acı çekip
üzüleceğimize.
Bitenin
bittiğini kabul edememektir sabır.
Yeninin
tekrar eskiye dönüşeceğini akılsızca beklemektir sabır. Ki,
Sabrederseniz,
Değişemezsiniz.
Değişemezseniz
gelişemezsiniz.
Gelişemezseniz,
Eğlenemezsiniz
gülemezsiniz hayatta.
Formülü budur
evrenin,
Gezegenin.
Yaşamın.
Yani hayatın.
Bu yüzden
zamanın diğer canlılara dehşet saçan dinozorları bugünün sevimli
oyuncaklarıdır.
Bu yüzden
zamanın insanlık canavarı Hitler bugünün komedi malzemesidir.
Bu yüzden
zamanın kalp kırma rekorunu kıran zamparaları
bugünün sevimli film kahramanlarıdır.
Değişimle
gelen gelişimin zaman içinde eğlenceli hale dönüşümüdür hayat.
O eğlencenin
bir gün zamanı gelsin diye beklemekse,
Hayatın bir
an evvel geçmesine sabretmektir ki hayat hiç umursamadan her şeyi değiştirir ve
gelişirken.
Hiçbir şeye
sabretmeyin.
Dönün
önünüze bakın hep. Ne ise o acı çektiren üzen haksızlığa uğrattığına
inandığınız sıkıntılarınız hepsi bir an evvel de kalmıştır artık.
O an,
Bir andır.
Artık geçmişte kalan.
O bir anlara
takılıp o bir anlara demir atıp o bir anların hüsranlarını taşımayın bir
sonraki anlara anlarınıza. Bir sonraki anlardır o an için artık hayatınızın
gerçeği.
Ve de o
gerçekte,
Eğlencelidir
güldüren.
Patron
aratmasın derler. Ki, patron ne gülüyordur bu söze kim bilir. Patrondur esas
her bir anı hep değiştiren. Aramayın diye ha bire değiştiren.
Yani sizlersiniz
değiştiren. Patron sizsiniz zaten değiştiren. Sonrada değişmesin diye de uğraşan
didinen.
Her bir an
yaptıklarınız ettikleriniz her bir an bir başka insanın doğanın gezegenin evrenin
ne var ne yoksa yaptıkları ettikleri,
Bir sonraki
anınızın başıdır eskiyle vedalaşıp yeniyle o anı sizlere kavuşturan.
Her şey
hepimiz için.
Hiçbir şey
sadece sizin için değil. Hiçbir şey sizin değil zaten. Sizin olmayanı sizin
zannedip,
Sonrada
kaybettiğinizi düşünüp,
Sonrada
kaybettiğinizi tekrar bulacağınızı ümit etmekse hiç de akıl işi değil. Ki, aklı
olmasına rağmen bunu akıl edip becerebileceğini zannedense insanoğlu bir tek.
Hayvanlarsa,
Akılları
olmadığından sadece kabullenirler her bir yeni hali.
Hayvanın hatta
ağacın çiçeğin akılsızlığı ile kabullenerek amma eğlenerek gülerek yaşadığı
hayatı,
İnsanoğlunun
aklını kullanarak eskiyi yeniden yeni yapmak için kabullenmeden yaşamak için
direnmesiyse,
Akılsızlıktır
zaten.
Kabullenin
geçin.
Gülün,
Eğlenin.
Her bir yeni
o an sizin hiç bilmediğiniz tahmin bile
edemediğiniz edemeyeceğiniz şahane yeni bir hayat taşıyacaktır sizlere.
Gelenin
gideni aratmasına izin vermeyin.
Ne eski
giden yeni gelendir,
Ne de yeni
gelen zamanında gitmiş olan.
Sabretmeyin.
Keyfini
çıkarın her bir anın. O anları güne yayın. Günleri haftalara aylara yıllara ve
ömrünüze.
Yaşamda
kaybetmek yoktur.
Kaybettiğinizi
zannettikleriniz yeni kazançlarınızdan bir evvelki değişimdir sadece. Gelişim
yani. Hayat yani.
Hiçbir şey
size ait değil. Hiçbir şey amma.
Size ait olan
tek şey,
Hayatınız.
Size ait
olanla yaşayın sadece. Hayatınızla yaşayın hayatınızı. Size ait olmayanlarla
değil.
Çok
eğleneceksiniz çok güleceksiniz o zaman.
Deneyin.
Sabretmeyin.
Sabrettikçe geçmişi
beklersiniz geleceğinizde.
Sabretmeyince,
Ne acı
kalacak ne üzüntü ne haksızlık ne de yoksulluk hayatınızda.
Sadece,
Yeni olacak
hayatınızda.
Yeniden
yepyeni yaşamanız için. Hep daha yeni. Hep daha yeni,
Sürprizlerle
dolu,
Eğlenceler dünyanıza
dünyasına hoş gelin.
Hayata
hayatınıza yani.
Gülüp
geçmeyin,
Hep,
Gülün yani.
Evren hep
gülüyor sizlere.
Fark edin.
Bu yazıyı
okuyorsanız şu an,
Güldü bile
yine.
Yaşıyorsunuz
demektir şu an.
Ne olabilir
ki bundan daha güzel bundan daha eğlenceli?
Gülün,
Hayatınızla.
Sabretmeyin,
Hayatınıza.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder