Bir ben mi
salağım ya, ara ara bulamadım kendimi bir türlü. Kime değsem şu son sıralarda diyor
ki bulmuş artık kendini. Tamammış yani. Nereden buluyorlar bunlar kendilerini yaa?
Bilen varsa söylesin bende oralara bakınacağım karar verdim. Herkesin bir kendi
olmalı artık kabullendim, amma benim kendim yok hala. Kafadan yaşıyorum. Amma
kafaya koydum. Kendimden geçmeden kendimi bulup kendime geleceğim mutlaka.
Müsaitsem tabii ki. Akşam yemekten sonra.
İstediğin gibi yine,
Götüme.
Genelde
akşam yemekten sonra ki sohbetlerde alıyorum insanların kendilerini
bulduklarının haberini.
Açken ve de
günün aydınlığında haberi vermek iyi gelmiyor demek sağlığa.
Tok karnına,
Hazmı daha mı
kolay oluyor nedir kendini bulma haberinin.
Haklılarda.
Bulanı var
bulamayanı.
İnsanın canı
çeker aç karnına olursa. Tok açın halinden anlamazmış. Amma bulunca kendini
insan ister istemez açlara da saygı duyuyor demek. Eskiden aç olunca kendine, empati
şey ediyor insan demek.
Hele bir de iki
kadeh attın mı,
Bulmak ne
kelime, sere serpe seri veriyorsun alem-i cihana kendini. Hem ruhen hem de
bedenen hem de.
Çok özeniyorum
kendini bulanlara çook.
Mesela,
Kendini
bulunca çözüyorlar insanlar her bir şeyi galiba. Öncelikle hayatı. Hayatı
çözdün mü de bir kez her şeyi, artık tamamdır her halde diye düşünüyorum.
Ben de
çözmek istiyorum hayatı. Olmadı hazır çözülmüşlerden de edinirim aslında gerekirse
amma,
Kendin
çözeceksin hayatı.Öğreniyorum yavaş yavaş. Yavaşım ya ben ancak bu hızla
öğrene biliyorum. İşin püf noktası buradaymış. Hem daha havalı oluyormuşsun o zaman.
Karizma önemli.
Hayatı
çözünce kendini de bulmuş oluyorsun böylece.
Bir taşla,
İki kuş.
Zaten hayat dediğinde kuş gibi gelip geçer zaten. Kendini de bulunca kuş gibi
hafiflediğinden,
İki kuş
tamamdır işin böylece.
Benim
durumumsa tam perişan. Ne kendimi bulabildim ne de hayatı çözdüm bugüne kadar. Bende
kuş problemi mi var acaba? Altın kafes bulursam anlaşılır hemen.
Hayatı
çözünde her şeyleri anlaması da kolay oluyordur. Ne güzel yahu. Mesela ben de anlayıp bir çözsem,
Hayatı,
Abdullah Gül
Beyefendinin Çankırı ilimizi ziyareti sırasında neden ilaçlama makinesi ile hem
onun hem de halkın üstüne gül suyu sıkıldığının cevabını bulurum hemen.
Olası
haşaratlarımı temizlemek istediler acaba? Yoksa,
Soyadı Gül
diye mi?
Böyle bir
türlü anlayamadığım pek çok şey var.
Mesela,
Neden bir
çok insan yalnız hem bizim kuşakta hem de daha genç kuşaklarda. Kadını erkeği.
Ve de bu durumdan neden erkekler şikayetçi değilken kadınlar şikayetçiler sadece?
Hatta erkekler daha özgür denirken neden kadınlar her geçen gün daha özgürleşiyorlar
acaba? Özgür denilen erkekler neden özgürlüğün düşmanı acaba? Al
sana anlayamadığım bir çok şey daha.
Hiç
anlamıyorum hayatı. Çözmesi zor demek.
Mesela,
Tayyip
Erdoğan 10 Kasım törenlerine yetişemiyormuş. Brunei Sultanı ile çok önemli bir
görüşmesi çıkmış. Demek benim bilmediğim anlamadığım çok önemli ilişkilerimiz
var Brunei Sultanlığı ile. Ne güzel. Görüşsün mutlaka. Bu sayede her anlamda
çağ atlarız belki milletçek. Fevkalade önemli bir sultanlıktır dünya için
Brunei.
Ayrıca son
sıralarda diyor ki ikide bir, halk idamı geri istiyormuş. Demek ki asmamız
gerekenler var. Asamadık şimdiye kadar amma bundan sonra asmamız gerekiyor
birilerini. Cellat kadrosu da açılır yeni. Binlerce celladımız olur. Asar
durular artık sabah akşam. İstihdam önemli.
Brunei Sultanı
idam falan çok zor bir dönem geçiriyor adamcağız ki 10 Kasım törenlerine bile
yetişemiyor. Zor be işi.
Kendini
buldu demek. Çözmüş. Helal. Hayranlıkla seyretmesi düşüyor biz kendini bir
türlü bulamamışlara da.
Ben çözemedim
ya hayatı hem kıskanıyorum hem de kalbim kırık her halde ki bozuluyorum böyle
çöze çöze yaşayanlara baktıkça.
Zaten kendim
de değildim şimdi iyice geçtim kendimden artık. Toparlanmak lazım.
Ki,
Ayrıca,
Mesela yine
anlayamadığım bir şey yeni nesil insanların büyük bir kısmının içtikleri suyun
kaynağı ile hiç ilgilenmiyor olmaları. Yani o anı keyifle yaşasınlar da o
keyfin kaynağı durumlar nasıl oluştu o paralar nasıl kazanıldı nasıl
kazanılıyor hiç umurlarında olmamasını ben hiç anlamıyorum mesela.
Devletin de
durumu onları hiç ilgilendirmiyor. Dünyanın da. Çözmüşler işi demek onlarda.
Dedim ya bir salak ben çözemedim hala.
Mesela,
Yine hiç
anlamıyorum, acaba Diyanet İşleri Başkanlığı bu kadar çirkin sesleri ile bu
denli çirkin ezan okuyan on binlerce imamı müezzini bulabilmek için nasıl bir
özel metot uyguluyor acaba? Ve de bu kadar çirkin seslerle okunan ezanlara bu
millet nasıl tahammül edebiliyor acaba? Kendilerini bulmuşlar demek. Bravo
yani.
Toplum
filozoflarla doldu. Çok gurur duymak lazım. Çalışınca oluyor demek. Ben tembel
çalışmadığımdan hala kendinden bi haber yaşayıp duruyorum. Yaşamak denirse
buna.
Mesela,
Yine
kaldırımların yeni baştan yapılması furya halinde yayıldı şehre. Bu sefer kaldırımlar
betondan amma. Parke olanların modası geçti zahir. Hem daha da yüksek yaptılar bu
sefer. Yaşlılar ve özürlüler için büyük bir fırsat. Spor yapmaları adına. Hem
diz kireçlenmelerine hem de bedensel özrün ile her bir sokak geçişinde yeniden yüzleşmek
için. İç ruhsal barış önemli. Kabullenmeye destek veriyor belediye. Müthiş.
Belediye meclisi
de filozoflarla dolu demek ki bu özlenen gelişmeyi yaşıyoruz hep beraber.
Çetin
Altan’ın belki kırk sene evvel köylerde tenis kortları olmalı diye ortaya
attığı iddianın ne kadar geçersiz olduğunu da görüyoruz böylece hep beraber.
Tenisi direk
geçmişiz toplum olarak meğersem. Bedensel ve zihinsel ahenkle gelen mükemmeliyeti
direk geçince ruhsal gelişimimiz hızlandı. Bak nasıl anlamaya başladım
niyetlenince kendimi bulmaya. Aferin bana.
Mesela,
Milyarlarca
lira parası olanlar hayatları boyu değil yedi sülaleleri gelse bitiremeyecekleri
paralarını bankalarda borsada altında saklarken falan ne düşünüyorlar acaba? Neyi
bekliyorlar acaba? Bir türlü çözemediğim bir konuda bu. Çözemem tabii ki.
Kendini bulamamış bir insandan beklenemez zaten.
Ki,
Bu arada
milyonlarca çocuğu bebesi erişkini insanda açlıktan susuzluktan hastalıklardan
ölüyorlar dünyada. Demek ki ölmeleri lazım. Onlar öldükçe gelişeceğiz demek ki.
Yüz milyonlarca hatta birkaç milyar insanın ölüm sınırında yaşıyor olması
ruhumuzu daha da geliştiriyor demek ki. Ben de henüz tık yok bu anlamda. Gelişemiyorum,
gelişemeyince de hırsımdan ağlıyorum. Amma ağlaşmayı bırakıp önce kendimi
bulmam lazım, biliyorum artık.
Mesela,
Ellilerine
gelmeden veya gelir gelmez emekli olmuş milyonlarca insan var. Yorgun.
Yorgunlar ki ne çalışıyorlar ne de bir şey üretiyorlar artık. Ev araba emekli
maaşı yaşıyorlar dinlenerek. Eh doksanlara kadar yaşasalar demek ki bir otuz
kırk sene dinlenecekler kesin. Ancak zaten. Hem çalış para kazan hem de kendini
bul aynı anda insanda aşırı yorgunluk yapar. Kolay mı. Bana kolay geliyor tabii
ki. Davulun sesi uzaktan kolay gelirmiş. Ben de çözünce hayatı bana da zor
gelecek o gün. Bende emekli olurum artık o gün. Dinlenirim bi güzel. Yaşasın.
Mesela,
Üniversite
mevzunu olanlarla sohbet ediyorum arada. Çoğu bizim memlekette kaç şehir var bu
dünyada kaç devlet var, Anadolu’da kaç medeniyet yaşamış, bizim güneş
sisteminde yer alan gezegenlerin isimleri sayısı gibi konularda tam
bilgisizler. Demek ki çok sıradan şeyleri bilmemekte bir erdem. Buldun mu
kendini bilmen de gerekmiyor. Hayatın içinde var olanları bileceğine hayatı
çözmek esas demek. Eh bozuluyorum haliyle. Bende bilmemek istiyorum çok.
Kendimi bir bilsem, bende bilmeyeceğim zaten boşu boşuna bir çok sıradan şeyi
bile.
Ki,
Mesela aynı
insanlar uzay faaliyetlerinde insanlık ne alemde bundan da habersizler. Mars
deyince iki oyun bir marsı biliyor çoğu da, Mars gezegenine neden gitmek
istiyor insanlar bilmiyorlar. Evrenle ilgili sayısal bilgileri önemsemiyorlar
amma burçlar ezberde.
Ha birde,
Uzayı evreni
bilmeyen amma astroloji uzmanı meraklıları var. Uzman astrologlar yani.
Hayatımızın yıldızların pozisyonlarına göre değişim gösterdiğine inanıyorlar.
Ve de yıldızlara bakıp ne zaman neler olacak bilmek de mümkünmüş. Al sana bir
eksik daha bende. Bende yıllardır benim işlerin bir türlü toparlanmamasının
faturasını, ekonomik parametrelerle cemaate ampule katılmıyorum gibi nedenlere
çıkarıyorum ha bire. Halbuki yıldızların halt yemesiymiş meğersem. Yeni
öğreniyorum beni astroloji yakmış meğersem. Oldu mu bak şimdi. Yakıştı mı
yıldızlara. Aşk olsun yani. Şart oldu kendimi bulmak, şart. Acilen çözmem lazım
hayatı çözenlerin arasına kaynaşıp. Sonra gelsin paralar lingo lingo. Ohh ne
ala.
Zor işler
bunlar. Fark ediyorum artık. Bunca yılım boşa geçmiş amma zamanı geldi ki bilinçleniyorum
bende. Bende farkında olup fark şey edeceğim artık. İnsanlarla aramda ki fark
açılmış, şimdilik sadece bunu fark ettim, amma olsun, kaparım. Azmin elinden
hiçbir şey kurtulmaz. Demek azim de lazım. Olur. Edinirim.
Bir an evvel
kendimi bulmam lazım acilen. Bulup hayatı çözmem lazım.
Yumurta
kapıya dayandı.
Kendini
bulmuşlara bakınca insan ister istemez özeniyor.
Benim de
şahane müthiş bir hayatım olacak kendimi bulunca. Hayatım ilmek ilmek
çözülecek. Akacak çağıl çağıl. Paçalarımın resmini çekip feyse koyacağım
mutluluklar akarken. Profil resmi daha mı iyi olur acaba?
Mutluluğun
resmi. Kendini bulmuş hayatı çözmüşün resmi diye belki paylaşırda insanlar.
Meşhur olurum da hem. Hemen araba fuarına giderim bende. Ormandan da ev
alırsam, değmeyin keyfime.
Amma
çalışmak gerekiyor. Şart. Emeklilik hayal demek bana. Ömrüm boyu tembellik
edince ancak şimdi dank etti kafama kaybettiğim yıllarım. Neleri kaçırdığım.
İlk işim
insanları anlamak olacak hemen. Hayatı çözünce.
Kendimi bulunca
da tabii ki.
İnsanları
anlayınca da oturup yazacağım. İnsan neye denir? Neye insan demeliyiz? Diye.
Maksat
kaynak olsun,
İnsanlığa.
Ulvi bir
görev.
Hazırım
artık.
Ruhum,
Kuş olup
uçacak artık.
Son
kazıkları da yiyeyim önce bi. Sonrada çıkarayım içimden bi, gerisi kolay.
Kazık kadar
insan oldum,
Hala,
Kazık
yiyorsam çözmek şart oldu hayatı.
Hayırlısı.
Kendimi
kandırmadan yaşamayı becereceğim bende. İnsanlara inanmadan da.
Yaşananlar
deneyimmiş öyle deniyor. Ehh,
Deneyelim
bakalım bizde. Yetmemiş demek denemeler henüz. Hem,
Denesinler
de üstümde bakalım.
Bende
denenmiş olurum böylece. Denenmek denenmişi insanın iyidir mutlaka.
Prospektüs
bile bastırım o gün kendime. Hem,
Kullananlara,
Kolaylık
olsun diye.
Garantide
veririm,
Alanım da çok
olur o zaman. Hem,
Herkesler
gibi olurum bende,
Sevenim bile
çok olur.
Bende
sevinirim,
Ha bire.
Aç kollarını
hayat,
Koşuyorum,
Senin,
Sevgine.
Geri geri
amma.
Sende
istediğin zaman,
Girersin
hem,
De,İstediğin gibi yine,
Götüme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder