Hayatımızda
sevinilecek mutluluk getirecek içimizi hoplatacak güzellikler o kadar az zannediyoruz
ki, film mutlu sonla bitince sevincimizden ağlıyoruz çoğumuz. Bende. İnsanı
mutluluklara sevinçler çok ağlatıyor. Şıpır şıpır ağlıyorsun, hem de film
olduğunu bile bile. Olsun, mutluluk ya, mutlu ediyor sevindiriyor insanı filmde
bile olsa.
Film gibi
hayatın yoksa,
Filmlere
ağlıyorsun. Filmlere gülüyorsun.
Film gibi
hayatın varsa birileri sana, sen birilerine bazen de kendine ağlıyorsun.
Amma,
Film gibi
hayatta güldürdü mü tam güldürüyor hani yani. Hem kendine hem hayata. Sana da
gülüyorlar bu arada. Çok hem de. Bazen kahkahayla çok gönülden, bazense
müstahaktır çok kaşınmıştı diye müstehzi bir ifadeyle bıyık altından.
Artiz
oluyorsun yani film gibiyse hayatın.
Ya da
seyirci kalıyorsun hayata.
Seyirci
olmak kolayına geliyor insanın,
Mutluluğa mı
yoksa hüzne mi ağlamak istediğini seçiyorsun. O an için. Bir an için. Kendine
ait olmasa da. Mutluluğu hüznü hissediyorsun filmlerin seyrederken.
Derken,
ışıklar yanıyor,
Dalıyorsun
hayatının aydınlığına belki de karanlıkta yaşıyorken.
Artiz
olmaksa kolay iş değil.
Oynuyorsun
çünkü hep.
Her rolü.
Bazen
güldürmen bazense ağlatman gerekiyor. Bazense mutluluğu oynaman.
Seyirciler
artizleri seyredip artiz hissediyorlar kendilerini bir an için. O an için.
Kendilerini yaşamak yerine ve kendilerini dahi oynamayı beceremediklerinden.
Artizlerinse
aslında kendilerini oynadıklarını zannederken hem de. Yanılıyorlar.
Artizlere de
kendilerini oynamaya çok fırsat bırakmıyor aslında yönetmenler. Yönetmenlerle
yaşıyorsan eğer.
Kendi
mutlulukların,
Filmlerin
önüne geçmedikçe,
Hep kabarıp
hep heyecanlanıp duruyorsun sonunda mutluluklara kavuştuklarını seyrettikçe
filmlerde ki artizlerin.
Filmler
mutlu sonla biter genelde.
Kavuşur
sevgililer,
Birileri bir
şeyleri başarırlar onca zorluklardan sonra.
Sarılırlar
bir birilerine.
Birisini
omuzlara alırlar.
Ve de tam
da,
Kavuşan
aşıkların yüzlerinde koskocaman bir gülümsemede,
Başaranın,
Vakur
bakışlarında,
Biter
filmler hep.
Bizlerse o son
sahnede ki yüzlerin sahipleri hayatları boyu hep mutlu hep aşık yaşayacaklarını
hayal ederek çıkarız sinemadan.
Veya
başarıdan başarıya koşacaklarını hep hayatları boyu.
Sonrasını,
Göstermez
filmler. Biterler o an geldiğinde. O an sondur çünkü filmde.
Gözlerinden mutlulukla
sicim gibi dökülen yaşlarla yüzünde bir tebessüm, bulamadığın mutluluğu
başarıları bulmuş yaşamış insanların yaşatan artizlerin yüzlerinde ki o son
ifade gözlerinin önünde çıkarsın o hayatların içinden. Dönersin kendi hayatına.
Devamın da
ne olur acaba?
Filmde ki o
çok mutlu aşık çift hayatları boyu böyle aşık mutlu mesut mu yaşarlar bir
birilerine acaba?
Yoksa adam
bir başka kadına mı aşık olur hem de karısı hamileyken mesela,
Veya kadın
aslında meğerse mahallede ki çocukluk aşkına mı tutkunmuşmuş hala da
karşılaşınca bir gün bir yerde koşmaya mı başlar eski aşkının peşinden,
Bilemeyiz.
Bilmekte istemeyiz zaten.
Şunu deriz,
Nerde
şekerim şimdi böyle aşklar. Orada sanırken sadece.
Öyle aşklar
vardır aslında. Var da sonuna kadar izliyorsan görüyorsun hayatın içinde ki gerçek
filmleri. Vazgeçmeden. Ömür boyu. İki saatten ibaret değil iki saat sonra
bitmiyor çünkü hayat.
Bir günde
de.
Bir yılda
da.
Hayatın
filmiyse uzun çoğumuza göre.
Filimler ile
mutlu olup filimler ile hüzne kapılacağımıza,
Hayatımızın
filmini çevirmekte marifet. Artiz olmadan. Artizlik yapmadan.
Her bir gün
yeniden çevirmeye başlayacak gibi.
Sanki hayat
filmimizin son karesinde dahi aşkla yaşayacakmışız gibi.
Filmlerin
başı da belli sonu da. Bir kez seyrettin mi belliyorsun başını da sonunu da.
Uzunu iki üç
saatte bitiyor.
Işıklar
yanana kadar ömrü.
Hayatımızın
filmininse sadece başı belli.
Ne zaman
nerede nasıl biteceğiyse,
Meçhul.
Ne zaman
ışıklar sönecek,
Bilmiyoruz.
Filmler
karanlıklarda ışık.
Hayatınsa
kendi ışık.
Işıklarınızı söndürmeden son nefesiniz,
Karartmayın
hayatınızın,
Filmini.
Işıklar
içindeyken karanlıklarda yaşamayın.
Karartmaya dahi
kalksalar hayatınızı,
Derin bir
nefes alın önce sonra da,
Bir çiçek
alın elinize,
O bile
yeter.
Filmin
içinde ki çiçek değildir o, elinizde ki çiçektir o. Sizsiniz o. Çok,
Gerçek.
Çiçekler
kadar ışıklı çiçekler kadar rengarenk çiçekler gibi geçsin hayatınızın filmi.
Çiçekler
kadar sevin, çiçekler kadar tutkun olun hayat filminizin son karesine kadar,
Güneşe
havaya suya.
Hazır
güneşin sıcaklığını hissederken, hazır havayı içinize çekebilirken, hazır su
boğazından akıp giderken.
Hazır,
Hayat
filminizin sonu nasıl bitecek bilemezken.
Meçhule bırakın
kendi hayat filminizin sonunu.
Sonsuza
kadar ışıkların içinde ışıl ışıl yaşayacakmış gibi yaşayın hayatınızı.
Sevin yeter,
Işığınızı.
Işıklar
içinde yaşarken.
Yetmez,
Işık saçın
karanlıklarda yaşayan insanlara da.
Işık,
Ümittir
çünkü.
İzin
vermeyin umutlarınızın tükenmesine. Işıklarınızın yaşarken sönmesine.
Meçhulde,
Gizlidir,
Mucizeler.
Mucizelerse,
Filmlerde
olmazlar bir tek.
Mucizesiniz
zaten,
Yaşarken.
Işığınızı
görün hissedin,
Yeter.
Işık saçın,
Yeter.
Gerisi,
Seyredilesi
şahane filminizdir,
Özlediğiniz,
Özlenen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder